edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  => Attila İlhan Şiiri-DoDoç.Dr. Yakup ÇELİK
  => Bunalım Edebiyatı ve Modernizmin Sorunları-Svetlana Uturgauri
  => Karagöz'e Ezgi-Satı Erişen
  => Orta Oyunu Eksikliği-Nihal Türkmen
  => Orta Oyunu ve Karagöz-Nihal Türkmen
  => Dilin Yapısı ve Toplumun Yapısı-Emile Benveniste
  => Türkçe Metinlerde Bağdaşıklık ve Tutarlılık-İrem Onursal
  => Asansörle Yükseltilmek İstenen Çukurlar-Can Yücel
  => KÜLTÜR VE ÖTESİ-Cemil MERİÇ
  => Türkoloji-Cemil MERİÇ
  => Tevfik Fikret ve Batı Retoriği-Rıza Filizok
  => Estetik tarihimize bir bakış-Arslan Kaynardağ
  => MÜRSEL MECAZ-Rıza FİLİZOK
  => Başlıca Dil Bilimi Akımları-Prof.Dr. Rıza FİLİZOK
  => ZİYA OSMAN SABA’NIN NEFES ALMAK ADLI ŞİİR KİTABINDA -Yrd. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => HİKAYE VE ROMANDA “ANLATICI”YA GÖRE METİN TİPLERİ, - Yard. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => GÖSTERGEBİLİM-Yard. Doç. Dr. Mustafa Ö Z S A R I
  => TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME VE KÜLTÜREL FARKLILIKLAR ÇERÇEVESİNDE ULUSAL KÜLTÜR-Prof. Dr. Emre Kongar
  => TÜRKİYE'NİN KÜLTÜREL ÖZ-ANLAYIŞI: AVRUPA BİRLİĞİ İÇİN BİR ZENGİNLİK-Emre Kongar
  => BARIŞ KÜLTÜRÜ VE DEMOKRASİ-EMRE KONGAR
  => GOP NEYİ AMAÇLIYOR, NEYİ GERÇEKLEŞTİREBİLİR-EMRE KONGAR
  => YENİ EMPERYALİZM, HUNTINGTON VE ELEŞTİRİSİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME BAĞLAMINDA TÜRKİYE-Emre KONGAR
  => DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ SORUNLARI-Emre Kongar
  => AVRUPA BİRLİĞİ'NE "ONURLU VE BAŞI DİK" GİRİŞ NE DEMEK-Emre Kongar
  => TOPLUMSAL VE SİYASAL GELİŞMEMİZİ ETKİLEYEN MARKALAR-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME, MİKRO MİLLİYETÇİLİK, ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK, ANAYASAL VATANDAŞLIK-Emre KONGAR
  => NİYAZİ BERKES'DE ÇAĞDAŞLAŞMA KAVRAMI-Emre KONGAR
  => KEMAL TAHİR-Hilm Yavuz
  => OYUNLARIM ÜSTÜNE-Nazım Hikmet
  => OYUN YAZARI OLARAK-Ataol Behramoğlu
  => POPÜLER EDEBİYAT- M. Orhan OKAY
  => HER SÖZ BİR ŞEY SÖYLER-Feyza HEPÇİLİGİRLER
  => Tiyatronun Kökeni, Ritüel ve Mitoslar
  => ROMANDA KURMACA VE GERÇEKLİK
  => Fuzûlî’nin Hikaye-i Leylâ ve Mecnun’u
  => SEZAİ KARAKOÇ ve HİS “;KAR ŞİİRİ”;-Selami Ece
  => İSTANBUL’UN AHMED MİDHAT EFENDİNİN ROMANLARINA TESİRİ
  => AHMET MİDHAT’A ATFEDİLEN BİR ESER: “HÜKM-İ DİL” VE MANASTIRLI MEHMET RIFAT
  => CEZMİ ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER
  => "EDEBİYATEĞİTİMİ"NDE "EDEBÎ METİN"İN YERİ VE ANLAMI
  => Mustafa Kutlu ve Rüzgârlı Pazar
  => BİR BİLİM ADAMININ ROMANI” ÜZERİNE GEÇİKMİŞ BİR TAHLİL
  => ÖLÜMÜNÜN 50. YIL DÖNÜMÜNDE
  => “MİT”TEN “MODERN HİKÂYE” “HİKÂYE”NİN SERGÜZEŞTİ
  => EDEBİYAT DİLİ/EDEBÎ DİL
  => BİR NESLİN VEYA BİR ŞAİRİN ROMANI: MÂİ VE SİYAH
  => İSTİKLÂL MARŞI’NIN TAHLİLİ
  => CAHİT KÜLEBİ
  => TEVFİK FİKRET’İN ŞİİRLERİNDE TRAJİK DURUM
  => MEHMED RAUF’UN ANILARI yahut EDEBÎ HATIRALARIN YAYIMI ÜZERİNE BİR DENEME
  => MEÇHUL BİR AŞKIN SON NAĞMELERİ: TEVFİK FİKRET’İN “TESADÜF” ŞİİRLERİ / YARD. DOÇ. DR. NURİ SAĞLAM
  => Tarihsel Romanın Eğitimsel İşlevi
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ1
  => Tanzimat Dönemi Oyun Yazarliginda Batililasma
  => SİNEMA VE EDEBİYAT TÜRLERİ
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ, ESTETİK BİR HAZZIN EDİNİMİ
  => EDEBÎ TENKİT
  => ADALET AĞAOĞLU’NUN DAR ZAMANLAR ÜÇLEMESİNDE KİMLİK SORUNU
  => Halit Ziya ve Mehmet Rauf'un hayatları ile romanları
  => YAZIN VE GERÇEKLİK
  => MİLLÎ EDEBİYAT
  => HECE-ARUZ TARTIŞMASI/ Arş.Gör.Oğuzhan
  => AHMET HAŞİM’İN ŞİİRLERİNDE ATEŞİN DİLİ / ARŞ. GÖR. VEYSEL ŞAHİN
  => ROMAN TEKNİĞİ BAKIMINDAN YABAN
  => TANZİMATTAN GÜNÜMÜZE COCUK EDEBİYATI
  => KADIN VE EDEBİYAT
  => Şiirin Temel Özellikleri-Christopher Caudwell
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ: HERMENEUTİK BİR YAKLAŞIM Vefa TAŞDELEN
  => VOLTAİRE VE ROUSSEAU ETRAFINDA AYDINLANMA ÇAĞI FRANSIZ YAZINI
  => TÜRKİYE’DE ULUSAL KÜLTÜR TARTIŞMALARI BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ UYGARLIK SORUNU
  => EDEBİYATIN DİLİ ÜZERİNE
  => TARİHİN SINIFLANDIRILMASI
  => Türk Milletini Uyandıran Adam: Attila İlhan
  => EDEBİYAT DERSLERİNİN İÇERİĞİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ KONUSUNDA
  => "Yalancı şöhretlerin Gerçek Yüzünü Ortaya Koydum"-Hilmi Yavuz
  => AVRUPA BİRLİĞİNİ YARATAN NEDENLER VE TÜRKİYE Metin AYDOĞAN
  => DİVAN ŞİİRİYLE HALK ŞİİRİNDE ORTAK BİR SÖYLEYİŞ BİÇİMİ
  => divan şiirindeki sevgili tipini alaya alan bir roman
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ
  => BAĞLANMA VE ÇELİŞKİ
  => Antik Çağ’da Tarih Yazmak
  => TARİHÎ ROMANDA POST-MODERN ARAYIŞLAR
  => Kültürel Batılılaşma
  => GARPÇILAR VE GARPÇILAR ARASINDAKİ FİKİR AYRILIKLARI
  => Harf Devrimi Üzerine Yeniden Düşünmek
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİNDE WALDMANN MODELİ
  => KEMÂL AHMED DEDE VE TERCÜME-İ MENÂKIB-IMEVLÂNÂ’SI
  => TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ İÇERİSİNDE URDUCA
  => Avrupalılaşmak mı, Avrupalılaştırmak mı?CEMİL MERİÇ
  => ŞAİRANE BİR ÇEVİRİ yahut TOPLUMBİLİMİN SERÜVENLERİ Cemil MERİÇ
  => 47 LİLER YAHUT BİR ROMANIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  => ZAMAN, ZAMAN – I TERAKKİ Cemil Meriç,
  => Kırk Ambar (Cilt1)
  => KADIN RUHU, Cemil Meriç
  => Umrandan Uygarlığa-C.Meriç
  => Balzac’tan önce modern roman-Cemil Meriç
  => ARİSTARK’LA ZOİL-c.meriç
  => ELİNDE CENNET AÇAN ZEND AVESTA- c.meriç
  => SELEFÎLİK–SÛFÎLİK VE ÂKİF-SÜLEYMAN ULUDAĞ
  => Mehmet Âkif- Mâhir İz’e Yazdığı Mektuplar
  => DİDO SOTİRİYU’NUN ROMANI GİBİ BİR ROMANIMIZIN OLMAYIŞI
  => HİLMİ YAVUZ’UN DENEMECİLİĞİ
  => İRONİ KAVRAMI, GERÇEKÜSTÜCÜLÜK VE ERCÜMEND BEHZAD LAV ŞİİRİ ÜZERİNE
  => OKUNAMAYAN ROMANLAR
  => Gelenekçilik Geleneğe Dahil Değil
  => Türk Tiyatrosunda İronik Söz, İronisiz Metin
  => Postmodernist İroni
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNİN SİYASİ ETKİLERİ
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNDE SİNEMASAL ÖĞELER
  => Savaş
  => Newton, Goethe ve Sosyal Bilimler
  => Bir Afyon (!) Olarak Diktatörlükten Demokrasiye Futbol
  => Adorno Yüz Yaşında
  => Theodor Adorno: Kültür Endüstrisini Yeniden Düsünürken
  => ADORNO'NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => ADORNO’NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => Frankfurt Okulu
  => TARİHİ MADDECİLİK VE KAPİTALİZM - ÖNCESİ TOPLUMLARASYA TOPLUMU - FEODALİTE Asaf Savaş AKAT
  => POSTMODERNİZM GEÇ KAPİTALİZMİN KÜLTÜREL MANTIĞI
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 2
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 3
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco 2
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak 2
  => Türkoloji Araştırmaları Makaleler Veritabanı
  => Yeni Makaleler
  => Türkoloji Araştırmaları Dergisi
  => Türkoloji Makaleleri
  => ŞAİR DUYARLILIĞI Afşar TİMUÇİN
  => Yazılar.....
  => SEÇME YAZILAR
  => EDEBİYAT Tez / Makale / Kitap ara
  => Orhan Pamuk: Babamın bavulu Nobel konuşması
  => PiVOLKA'da Çıkan Yazılar
  => Amin Maalouf Üstüne
  => Öykünün Yüzyılı /Feridun ANDAÇ
  => Cumhuriyet Dönemi Türk Felsefesinde Bir Hareket Noktası Olarak Teoman Duralı-oktay taftalı
  => Sofist Bilgeliğin "Empirist" Dayanakları Üzerine 0.TAFTALI
  => Birlik ve Liderlik Hayalleri O.TAFTALI
  => Eğitilemeyen Bir Varlık Olarak İnsan O.TAFTALI
  => Çağdaş Bir Tarım Toplumuna Doğru O.TAFTALI
  => Sosyo-Politik Bağlamda Bir Dekadans Olarak Bilgi Toplumu O.TAFTALI
  => Aşkla Varolan Hayatlar O.TAFTALI
  => Batı Medeniyetinin Mutsuz Çocuğu Entelektüel O.TAFTALI
  => Nihat Genç Yazıları
  => Batılı Tarih Bilimi ve Tarihin Mantığı
  => Bir Hayat Alanı Olarak Aile O.TAFTALI
  => Bir Savaşın Kavramları Üzerine
  => Çalışma ve Erdem Kavramları Arasındaki İlgi Üzerine O.TAFTALI
  => Değer Üreten Hayatlar
  => Doğu'nun Hayal Ülkesi O.TAFTALI
  => Dostlukla Yükselen Hayatlar O.TAFTALI
  => Şiirimizin Hazin Sonu O. TAFTALI
  => Soğuk ve Sıcak Hayatlar OKTAY TAFTALI
  => Yalanın Fenomenolojisi O. TAFTALI
  => Günümüzde Medya Kılavuzluğu - Günümüzde Medya Kılavuzluğu
  => Ermeni Meselesinin Kökenini Batının Irkçılığında Aramak Lazım Prof. Dr. Türkkaya Ataöv
  => Osmanlı’dan Lozan’a Musul-Kerkük
  => “Sözümü Tutamadım, Artık Yaşayamam” Turhan Feyizoğlu
  => Gerilla Mustafa Kemal ve Türk Yurtsever Kurtuluş Hareketi Turhan Feyizoğlu"
  => SİYASİ TARİH YAZILARI -YEREL TARİH YAZILARI
  => Yazarlar - yazılar
  => TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKÂRLIĞIN DÜŞÜNSEL - SİYASAL TEMELLERİ
  => yazılar 1
  => yazılar2
  => türk dünyası
  => Derin devlet
  => YAZILAR,
  => SOSYOLOJİ.
  => YAZILAR,,.
  => TANZİMAT DÖNEMİ
  => İdealizm-Realizm
  => Cemil Meriç..
  => ilhan berk
  => NİYAZİ BERKES’İN TÜRK KİTLE İLETİŞİM TARİHİNE KATKILARI
  => yazılar.
  => yazılar..
  => yazılar,
  => yazılar,,
  => yazılar.,
  => YAZILAR.
  => YAZILAR..
  => YAZILAR-
  => YAZILAR-,
  => yazılar.1
  => y.1
  => y.2
  => y.3
  => y.4
  => y.5
  => y.6
  => y.7
  => y.8
  => y.9
  => y.10
  => y.11
  => y.12
  => y.13
  => y.14
  => y.15
  => y.16
  => y.17
  => y.18
  => y.19
  => y.20
  => y.21
  => y.22
  => y.23
  => y.24
  => y.25
  => y.30
  => y.31
  => y.32
  => y.33
  => y.34
  => y.35
  => y.36
  => y.37
  => y,38
  => y.39
  => y.40
  => y.41
  => y.42
  => y.43
  => y.44
  => y.45
  => y.46
  => y.47
  => İnsan-Mekan İlişkileri
  => SANAT VE ELEŞTİRİ
  => Türkiye’de olumsuz Pierre Loti eleştirileri
  => TÜRKiYE’DE MODERN EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ
  => ATATÜRK,
  => MAKALELER:
  => MAKALELER,
  => yz
  => yz1
  => yz2
  => yz3
  => yz4
  => yz5
  => yz6
  => yz7
  => yz8
  => FRIEDRICH NIETZSCHE’NİN TARİH ANLAYIŞI
  => Edebiyat Nedir?
  => YM1
  => YM2
  => YM3
  => YM4
  => YM7
  => YM8
  => YM9
  => İbn Battûta’da “Ahı” Kelimesi ve Anadolu
  => Simone de Beauvoir: Abjeksiyon ve Eros Etiği
  => Toplumsal Cinsiyet Düzenlemeleri
  => Psikanalitik ve Post-Yapısalcı Feminizm ve Deleuze
  => Tarihsel Bir Perspektif Üzerinden İroni Tür ve Tekniklerinin Gelişimi ve Bazı Uygulama Örnekleri Tarihi Gelişim
  => İroni ve Melankoli*
  => İroni, Nostalji ve Postmodern
  => “Daha İyi Anlamak İçin Daha Fazla Açıklamak” İsteyen Bir Yorumbilimci: Paul Ricœur
  => Kendi (Paul Ricœur Üstüne)
  => Sersemleşme Okulu
  => Osmanlı ve Avrupa Arasındaki Karşılıklı Etkileşimde Etnomaskeleme
  => Antik Yunan Tragedyasının Metafiziği
  => Sonbahar Mitosu: Tragedya*
  => Ayrışma, Çatışma ve Fanatizm
  => Fanatizm İlkelliktir
  => Tuhaf Bir Çocuk
  => Huzursuz
  => Benjamin’in Mistisizmine “Üç Yönlü Yol”
  => Renan, Irk ve Millet
  => Varlık, Benlik, Hatırlayış ve Unutuş Üzerine
  => Hangi Kilidin, Hangi Anahtarı?
  => Romanda Tarih
  => Bugün Psikanalizi Tartışmak
  => Kültürde Bakış
  => 1930 Goethe Ödülü Dolayısıyla Frankfurt Goethe Evi’nde Konuşma
  => Jacques Derrida ve Konukseverlik Sorusu
  => Metafiziğin Kalesi Hakkında Düşünmek
  => Hakların İadesi
  => Modern Etiğin İki Temel Direği Agnes Heller
  => Ezoterizme Genel Bir Giriş
  => Turnanın Semahı, Ezoterizmin Zamanı: Bektaşi ve Alevi Zaman Kavrayışla
  => Yeni sayfanın başlığı
  => Ulus-Ötesinden Hukuka Bakmak: Jürgen Habermas
  => Yeni Perspektifler Gerçeğin Çölüne Hoşgeldiniz
  => Orlan: Kırılan Ten Kubilay Akman
  => Pusudaki Ten, Vice Versa
  => Cimri ve Çöp Arasındaki Güçlü İlişki Üzerine
  => Demokrasi Kavramı Üzerine Hayli Spekülatif Bir İrdeleme
  => Benim Çöp Bayramım
  => Kamu Yeniden Kurulurken Kadınlara Ne Olacak?
  => Sonsuzluğun Sınırında: Immanuel Kant
  => Kant ve Üniversite İdeası
  => İki Yüzüncü Ölüm Yıldönümünde: Immanuel Kant ve Kantçılık
  => Kant ve Yeni Kantçılık
  => Otuz Beşinci Gece: Ruh, Can, Hayat, Ölüm, Akıl ve Öte Dünya Üzerine1
  => Ölüm Üzerine Tıbbi Çeşitlemeler
  => Ölüme Karşı Ölüm
  => Avrupa İçin Yeni Bir Ethos Üzerine Düşünceler
  => Avrupa ve Ötekileri
  => Sûfî Şiirinin Poetikası
  => Byron ve Romantiklik
  => Kötülük Toplumu ve Biçimin Muhalefeti
  => Balkanlar: Metaforların Çarpıştığı Bir Savaş Alanı
  => Badiou: Etik Üzerine
  => “Semen est Sanguis" Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Kan
  => Âdet Kanaması Tecrübesi: Sınırlar ve Ufuklar
  => Said ve Saidciler ya da Üçüncü Dünya Entelektüel Terörizmi
  => Kültür Endüstrisini Yeniden Düşünürken
  => Adorno ve Tanrının Adı
  => Kant, Adorno ve Estetiğin Toplumsal Geçişsizliği
  => Adorno ve Berg
  => İbn Battûta Seyahatnamesi
  => Irak Savaşı ve Sivil Etkinlikler
  => Yamalı Çelişkiler Semti: Saraybosna'dan Yenibosna'ya
  => Halkla Birlikte Bir Çağdaş Kent Söylemi Üzerine
  => Yeni Dünya Düzeninin Sonu?
  => Selçuklular Anadolu’da
  => Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubâd Dönemine (1220-1237) Bir Bakış
  => 13. Yüzyılın Başında Anadolu’da Ticaret
  => Selçuklular Döneminde Anadolu’da Felsefe ve Bilim (Bir Giriş)
  => Nietzsche ve ‘Akla’ İsyan
  => Bizans Manastır Sistemine Giriş
  => Öğrenci Radikalizmi Üzerine Düşünceler
  => 1968’i Yargılamak ya da 68 Kuşağına Mersiye
  => “Gelecekte İnsanlara Çok Güzel Görüneceğiz”
  => Nevroz, Psikoz ve Sapkınlık
  => Üniversitede Psikanaliz Öğretmeli miyiz? Sigmund Freud
  => Psikanalist Kimdir?
  => Nerelisiniz?
  => Irak’a Kant Çıkarması
  => Bizans Şaşırtıyor
  => 12 eylül dosyası
  => FETHİ NACİ: Cesur, Gerçekçi Ve Halkçı... İzzet Harun Akçay
  => SON OKUDUKLARIM- İzzet Harun Akçay
  => Sabahın yalnız kuşları-İzzet Harun Akçay
  => Bir Portre - Cahit Sıtkı TARANCI - Şükran KURDAKUL
  => ŞİİR NEDİR? Cahit Sıtkı TARANCI
  => Afşar TİMUÇİN - Şair Duyarlığı
  => Ahmet KÖKLÜGİLLER - Karacaoğlan'ın Yaşamı ve Şiirleri
  => Atilla ÖZKIRIMLI - Dadaloğlu ve Çevresi
  => Aysıt TANSEL - Metin Eloğlu
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
İRONİ KAVRAMI, GERÇEKÜSTÜCÜLÜK VE ERCÜMEND BEHZAD LAV ŞİİRİ ÜZERİNE

ALİ GALİP YENER 

İRONİ KAVRAMI, GERÇEKÜSTÜCÜLÜK VE ERCÜMEND BEHZAD LAV ŞİİRİ ÜZERİNE

 İroniyi anlamayan ve onun fısıltılarını duyamayan kişi,özel hayatın mutlak başlangıcı diyebileceğimiz şeyden yoksundur.

S. Kierkegaard                                                                                                                                                                                   

 İroni kavramı, yunanca eironeia’dan, inceden inceye alay etmeden gelir. Sokrates bu kavramı, kendisinin bir şey bilmediğini öne sürüp sorular sorarak karşısındakinin bir şey bilmediğini ortaya çıkarma anlamında kullanır.1 Edebiyat tarihinde Sofokles’ten Shakespeare’e, Kierkegaard’dan Kafka’ya yapıtında ironiye rastladığımız çoğu yazarda, açık ve doğrudan ironiden çok, bir ironik mizaç ya da tonla, şeylere ironik bir bakışla ve şeyleri ironik olarak hissetmekle karşılaşılır. Adı geçen yazarların yapıtlarında da görüldüğü gibi ironinin çok sayıda işlevi vardır. Çoğu defa hakikatin kasıtlı ya da kasıtsız bir vasıtası durumundadır. İroni kusur bulur, temize çıkartır, saflaştırır, burnunu sürter, tepeden bakar ve “hapseder”.2

Felsefeci Soren Kierkegaard, ironi kavramı üzerine yazdığı ve Sokrates’e yoğun göndermeler içeren tezinde, ironinin nahoş yanının aynı zamanda baştan çıkarıcı ve büyüleyici anlara sahip olduğunu ileri sürer. Felsefeci, en önemli örneği Sokrates olan ironistlerin bireyle ilişkisini -bunu okurların şiirdeki ironik üslupla ilişkisi anlamında okuyabiliriz- şöyle betimler: “[İroninin] türlü türlü kılıklara girmesi ve o muhteşem gizemliliği; başlattığı mesafeli iletişim, ayrıca bir de ironistin belli bir uzaklıktan anlaşılma zorunluluğu; bir türlü yakalanamayan ve görkemi sözle anlatılamayan anlama anının hemen ardından gelen yanlış anlama korkusu, insanları kopmaz bağlarla kendine esir eder. Birey ironistle ilk temasında, ironistin bireye açıldığı oranda, kendisini özgür bırakılmış ve yücelmiş hissederse de, bir an sonra onun gücüne esir düşer.”3

Şairlerin hayatın basıncına karşı koyarken ironiden yararlanıp öznel doyuma bu yolla ulaşmaya çalıştıkları ve şairlerle, felsefedeki anlamıyla bireyi dolaysız varlığından çıkarıp özgürleştiren ironistlerin böyle bir ortak noktada buluştukları söylenebilir: “[İ]roni öznel bir doyumu da tanımlamaktadır; çünkü özne, hayatın devamlılığı tarafından üzerine bindirilen kısıtlamadan kendisini ironiyle kurtarır, bu yüzden ironistin ‘ipini kopardığı’ söylenebilir. ...İroninin hiçbir amacı yoktur, amacı kendi içinde yer alır, metafizik bir amaçtır. Amaç, ironiden başka bir şey değildir. İronist kendisini olduğundan farklı gösterdiği zaman, amacının insanları buna inandırmak olduğu düşünülebilir. Ancak asıl amacı kendisini özgür hissetmektir ve bunu ironiyle elde eder.”4 Kierkegaard’ın ironistin tavrını salt öznel doyum çerçevesinde yorumlaması indirgeyici bir yaklaşımdır. İronik üsluplu şairlerin ironinin amacını sadece ironide buldukları söylenemez, şiirde muhalif tutumun ve toplumsal sistemin basıncına karşı koyma odağının ironik üsluptan beslenmesi söz konusudur. İleride değineceğiz.

İroni ve dış dünyanın basıncı ilişkisi hakkında Sokrates örneğini yorumlayan Kierkegaard’ın çığır açıcı denemesinin bir eşik noktasını, estetik ve etik arasındaki eşiği işaret ettiği söylenmiştir: “Eğer ironi estetik denetim işinde bir şakacı, ‘ben’ ve dünyanın başlangıçta birbirinden koparılmış olduğu eksik ya da yapıbozumsal nokta ise, estetik ve etik olan arasındaki eşik noktasını sağladığı söylenebilir. Bu, öznenin estetik ‘düşselliğin’ odaklaşmamış dolaysızlığından etik ‘sembolik düzenin’ birlik haline getirilmiş, farklılaşmış durumuna geçişini etkilemesini sağlayan ilk keskin ya da ayırıcı noktadır....İroninin kendisi, bir yükümlülük altına girme hareketinin getirdiği ani bir kapanış vesilesiyle değillenmemiştir; daha çok, kendi yoğun içselliği ile pratik olarak içinde bulunduğu dış dünya arasındaki çarpık uyumsuzluğu bilen bu hareketin gerçek şekli olarak yaşar.”5 Terry Eagleton’ın belirttiği yoğun içsellik ve dış dünya arasındaki uyumsuzlukla başa çıkılması anlamında ironiyi “icat etmiş” olan Friedrich Schlegel’in gözünde ironi “ölüme karşı, taşlaşmaya karşı, herhangi bir istikrar biçimine ve yaşam akıntısının donmasına karşı tek silahtır” ve iki öğe, “engellenmeyen özgür irade ve şeylerin bir doğası olduğunun yadsınması [ile] herhangi bir şeyin oturmuş bir yapısı bulunduğu fikrinin patlatılması ve havaya uçurulması” öğeleri ironinin temelini oluşturur.6

Modernist Türk şiirinde çok sayıda has şairde ironist yönelimlere rastlamak, ironik şiir örnekleri bulmak mümkündür. Aranırsa bulunur: Can Yücel’den Metin Eloğlu’ya pek çok şairin yapıtında ironist tutumla karşılaşılır.7 Felsefeci Selâhattin Hilav, Can Yücel şiiri üzerine kalame aldığı bir yazıda, Batı etkisindeki Türk şiirinin büyük eksikliklerinden birini “kişisel sürtüşmeleri aşan ve insanı sorgulayan bir mizahın kurucu bir öğe olarak yer almaması ve şiirin içinde erimemesi” olarak görür ve Divan şiirindeki kara mizah yoksunluğundan yola çıkıp Türk şiiriyle ilgili önemli bir saptamaya yer verir: “Divan şiirinde yergi (hiciv) hayli yaygın. Ama bu yergi, kişisel sürtüşmelerin, bozuşmaların, kuyruk acılarının ve hınçların ürünü. Belli bir eleştirel dünya görüşünün, tekil bir öznelliğin, özgün bir bireyselliğin sonucu değil. ...Türk edebiyatındaki geleneksel yergi şiirleri, manzum küfürleşmeden, aşağılamadan, kara çalmadan ileri gitmiyor.”8 Hilav’ın iddiasındaki büyük eksiklik modernist Türk şiirindeki kimi adlarca giderilmiştir. Bu adlardan biri olan Can Yücel, şiirindeki ironinin işlevini şöyle yorumlar: “Bütünselliğin dışında şiir yoktur. Hayat ve ölüm de bütündür. Şiir bu bütünden çıkan çılgınlıktır. Çok ağır geçen hayatımızın içinde ironi, bütünselliği bozmayacak ana çaredir. Bir direnç kahkahasıdır. Bence kahkaha çiçekleri yaratmak Baudelaire’in ‘Şer Çiçekleri’nden daha iyidir.”9

Şiirde ironist tutumla dolaysız ilgili olan gerçeküstücü akımın Türk şiirindeki etkilerini irdelemeden ve Ercümend Behzad Lav’ın şiir yapıtlarının modernist Türk şiiri içindeki yeri meselesine değinmeden önce Batı şiirinin Türk şiiri üzerindeki etkisine kuşbakışı göz atalım. Modernist şiirin, “[V]erilmiş-dünya’yı yansıtan ya da bu dünya ile birey arasındaki birleşmeyi sağlayan eski şiire karşılık, kişiyi verilmişten koparan, onun ötesine ileten bir serüven, bir keşif, bir yaşama biçimi niteliği taşı[dığını]”10 yazan Hilav, bu şiirin her şeyden önce bir aşma (dépassement) ve bir hayat tarzı olarak görülmesi zorunluluğu konusunda ısrar eder. Dadacıların ve gerçeküstücülerin, anılan keşif macerası içinde dilin verili haline isyan etmeye dayalı bir şiir yazdıkları bilinir. Ancak bu macera sadece verili dile isyan etmeye indirgenemez. Kurulu düzene, ahlâk anlayışına, genel geçer estetiğe karşı çıkan gerçeküstücülük, Türk şiirinde ve düşüncesinde yanlış ve yüzeysel olarak anlaşılmıştır: “Cumhuriyet döneminin ‘yenilikçi’ düşüncesi ve edebiyatı gerçeküstücülüğü bir ‘modern akım’ olarak gördü; düşünsel temelini ve kapsamını kavrayamadı. Son otuz yılda da, [1960-1990 arası – AGY] gerçeküstücülüğün, şiirde imgenin önemini vurgulayan bir akım olarak görüldüğünü, bu temel yanına indirgendiğini söyleyebiliriz. Oysa Breton, gerçeküstücülüğün bir edebiyat hareketi olmadığı, kendisini şair saymadığı ve ‘edebiyatın son’u, yani sonu gelmiş olduğu üzerinde sürekli durmuştur.”11

Şair Yücel Kayıran’a göre ise, modernist şiir dünyada ve Türkiye’de başarılı olamamıştır! Bu şiirin 20. yüzyılla bittiğini, bizdeki takipçilerinin çoğunlukla modernist şiirin 19. yüzyıldaki üç temsilcisine atıfta bulunduklarını öne sürer Kayıran: “Kimse, 1945 sonrası Fransız şiirine atıfta bulunmaz. Denilebilir ki, modernist şiirden ‘somut şiir’ hayaleti kaldı geriye. Modernist şiirin Türk şiiri ortamındaki en güçlü takipçileri de, burada yaşayan insanların duyuş ve düşünüşlerini, başlarına gelenleri anlatamamaktadırlar şiirlerinde. Yoksulluk-mistisizm- modernizm üçgeninde sıkışan insanın dünya algısını bu şiirde görmek mümkün olamadı.”12

Ercümend Behzad Lav (1903 – 1984), şair, tiyatrocu ve sinemacıdır. İlk şiiri 1926’da Servet-i Fünun dergisinde yayımlanan, ilk kitabı S. O. S. (1931) ile yenilikçi edebiyata katılan Lav’ın,  Nâzım Hikmet ile aynı yıllarda modernist şiire eğilim duyduğu bilinir. Gerçeküstücülük akımının Türk şiirindeki ilk uygulayıcısı olan şair, içerik düzeyinde Nâzım Hikmet şiiriyle hiçbir benzerlik göstermeyen bir şiiri yazar. Siyasi/ideolojik bir angajmanı yoktur, Ahmet Oktay’a göre. Lav’ın tutumu ilerici (progressive) olarak yorumlanmıştır.13 Memet Fuat ise Lav’ın şiire girişini şöyle açıklar: “Lav, Batı dünyasındaki yeni şiir akımlarıyla ilgilenmiş, [Berlin’den – AGY] yurda döndükten sonra, Gerçeküstücülük, Gelecekçilik, Dadacılık gibi akımların etkisinde şiirler yayımlamaya başlamıştı. Eski şiire karşı çıkışta serbest nazmı seçmiş olmanın ötesinde, Nâzım Hikmet’le ortak bir yanı yoktu, ondan etkilenmiş de değildi. Serbest nazmı Batı’da görüp özenmiş, yıkıcı yönüne yakınlık duymuş, toplumsal bir eylem için kullanmayı düşünmemişti. Sonradan, 1950’lerde, ortaya çıkan toplumsalcı eğilimleri de o günlerde açık değildi. Gene serbest nazım anlayışı içinde, ama daha çok biçimsel kaygılarla, seçkin aydınlara dönük bir şiir yazıyordu.”14

Lav’ı yukarıda çizilen çerçevede ele alan Oktay, “yüzeysel modernist” olarak değerlendirir şairi: “Nâzım, bugün yapay görülebilecek bir tavırla Türkiye’de o tarihte sınıf olarak maddi/manevi hiçbir gücü bulunmayan proletaryayı, şiirine içselleştirdiği kayış dili aracılığıyla yazınsal düzeyde var etmek isterken Ercümend Behzad, ideolojik/politik değil, fonetik/sinematografik bir şiir kurmak istemektedir.”15 Bu anlamda Lav şiirinde biçimci/oyuncu özellikler öne çıkmıştır; okur ideolojik bir bağlanım ile şiire çekilmez, sadece şaşırtılır! Lav şiirinin Türk şiirinde deneyciliği ve ironik şiir türünün ilk temsilcisi olma niteliğiyle önem kazandığı da ileri sürülmüştür.16

 Lav’ın bütün yapıtlarını (şiir ve oyunlarını) yayıma hazırlayan Doğan Hızlan ise, Lav şiirini Nâzım Hikmet’e endekslemenin haksızlık olduğunu, Lav’ın anılması gereken özellikleri arasında Osmanlı’ya karşı takındığı alaycı tutumun bulunduğunu, nihilist bir dünya görüşüne bağlandığını ve şiirinin yıkıcı olduğu kadar yapıcı da olduğunu yazar. Hızlan’a göre Lav şiirindeki yapıcı yan, onun Cumhuriyet ideolojisine angaje olduğu yapıtlarında ortaya çıkar.17 Geleneği yadsıma, Osmanlı şiirini toptan yok sayma, halktan tümden kopuk elitist bir şiiri yazma, Kemalist ideolojiyi içselleştiren bir tutumla nihilizmi birleştirme Lav şiirinin temel özellikleri arasındadır. Lav’ın şiirdeki tutumunun Kemalist/Cumhuriyetçi öğelerin basıncını dolaysız olarak yansıttığı oyunlarındakinden bir ölçüde farklı olduğu söylenebilir. Şairin burada alıntılamanın uygun olmadığı kimi pespaye şiirlerinde Hz. İsa ve dindarlarla alay etmesi, “yobaz” kelimesi etrafında dolaşarak dini aşağılamaya kadar varan bir tavır geliştirmesi, hatta kimi dizelerde dine ve dindarlara hakarete varan sözleri açıkça sarf etmesi, yine onun Cumhuriyetin kurucu ideolojisinden etkilenmesi ile açıklanabilir. Bu durumdaki şiirlerine Fuat, Oktay vb. eleştirmenlerin hiç değinmemesi ilginçtir. Lav’ın şiirdeki yenilikçi tutumunu  “ilerici” bir tutum olarak görmek mümkün değildir, tutumu olsa olsa elitizmle ve din karşıtlığında somutlaşmış tutuculukla nitelendirilmelidir. Burada sorun, hem içerik, hem de şairin şiir estetiği bakımından bayağılığa düşmesi olarak iki boyutta ele alınmalıdır.

Lav’ın şiiri başarısız, Oktay’ın deyişiyle “yenilmiş” bir şiirdir. Ancak Oktay’ın da dediği gibi kimi özellikleri şiir tarihi bakımından ele alınmaya değer görünmektedir: Görsel ve sessel özellikler, serbest çağrışım ve gerçeküstücü imgelem gibi. Şair toplumcu şiirler yazmaya çalıştığı ikinci döneminde, şiire tam 22 yıl ara verdikten sonra 1962’de yayımladığı Mau Mau ’da ve özellikle 1964’te yayımlanan Üç Anadolu ’da estetik açıdan daha da geriler. Oktay’a göre şiiri ikincil bir önem taşır artık ve tarihsel açıdan açıklayıcı bir işlevin basıncı altında ezilir.18 Hızlan, Lav kadar geleneksel değerlere ve geçmişin kültürüne reddiye yazan bir Türk şairi bulmanın mümkün olmadığını vurgular: “Lav fanatik bir Batıcıdır, o uygarlığa ve onun verilerine biat eder. Kısacası, iyi bir cumhuriyet aydınıdır. Batı uygarlığını, doğallıkla onun kültürünü kabullendiğinizde, kendi kültürünüzü eleştiri dozajınız artar. ...Türk şiirinin değerlerini süzüp, gelenekte yaşayanla öleni saptamak gibi zor bir işleme girişmektense, Batıdan değişimi ve yenilenmeyi içeren yeni bir akımı almak çok daha kolay ve radikal bir tutumdu.”19 Cemal Süreya ise Lav şiirindeki yüzeyselliği ve kültürel mirastan yoksunluğu öne çıkarır: “[Lav’ın şiiri- AGY] Sesi fazlaca öne alma kaygısıyla dize aralarında sıralanan rastlantı dizeleri, salt fonetik nitelikteki bu şairde sanki sürrealist, sanki fütürist bir yan bulunduğu izlenimi uyandırmıştır. Fütürizmde de, gerçeküstücülükte de aile, yurt, din gerçekliklerine ve klasik idealizm kavramına karşı bir tavır vardır. Lav ise, özellikle o evresinde, sadece bir ses olarak kalmıştır; gürültü olarak ses... Ortamı, hava koşulu, dil eti, şiirsel ve ekinsel bir mirası yok.”20 

 Lav’dan birkaç şiir örneği sunalım şimdi. Önce şairin ironist tutumuna ve “ses olarak kalan” şiirine bir örnek, İşporta adlı şiirinden alıntılayalım: “Allı, yeşilli işportam./ İşportamda oyuncaklarımın çeşitleri tam.// Benim, irili ufaklı kaypakların çomarı/ tomarı- / yüklü, türedi kukla oyuncaklarım/ Gökalp’le Durkhaym’ın hapları artık yutulmuyor/ Sayfalarda yarasalar/ tutulmuyor ...Sınır sınır/ sınırları aç/ Manken parlamentolarda/ Kelime, kalem, put.. // Kadro: sol./ Kadro: sağ./ Sol-sağ. // Kadronun manevrası hoş/ sırt sırta oyuncakları sürüp koş”21 Şairin Açıl Kilidim Açıl adlı kitabındaki ilk şiir olan Prologia’dan birkaç dize Lav’ın poetikasına işaret eder: “... Biçim dikenli geometri/  Kurtul/ Düzgünlü mısra çakıl taşı/ Kalıp kafiye akla köstek/ Yalnız gözle okunması için şiirin/ Buğulu aynadan ahengi sil/ Rahvan ağır aksak/ Ve bulanık denizinde rüyaların/ Geleceği görerek sayıkla”22 

Özellikle Mau Mau adlı kitabında (1962) Afrika’daki emperyal sömürgeci hareketlere karşıt şiirlere yer veren Lav, içinde yaşadığı toplumun sorunlarından tamamen kendini soyutlamış, biçimci, sessel özelliklere dayalı, gelenek karşıtı bir şiir toplamını sunar. Bu bağlamda şiiri sadece edebiyat tarihi bakımından bir anlam ifade eden, okursuz kalmış, biçimciliğin tuzaklarına teslim olmuş bir şiirdir. İronist tutumu da yine edebiyat tarihi bakımından önemlidir. Lav, Cumhuriyet dönemi Türk şiirinde Kemalist ideolojinin basıncını en çok içselleştirmiş ve bu nedenle kelimenin tam anlamında başarısız olmuş bir şair örneği olarak akılda tutulmayı hak eder. Nurdan Gürbilek’in Oğuz Atay için kullandığı “Kemalizmin Delisi” nitelemesi şiirde Lav için kullanılabilir. Sol gelenekten gelen yazarların bu geleneğin getirdiği birikim ile hesaplaşma zorunluluğunu daha yoğun duyduğu günümüzde, Kemalizmin modernleşmeyi çok az bedel ödeyerek başardığını ileri süren İskender Savaşır’a göre, Türkiye’deki yaratıcılık eksikliğinin nedenlerinden biri “eldeki araçları hayat üzerine bir söz söylemektense, hayat içinde kendine bir yer açmaya hasretmek”e dayalıdır.23 İşte Lav şiiri de, Kemalist modernleşme sürecinde elindeki aracı, toplumsal bağlamından koparıp -çünkü kendi toplumuna ve toplumsal hayata bakamaz Lav gibi elitist şairler, kördür onlar!- şiir tarihinde kendine bir yer açma yolunda kullanan bir şairin nafile ürünüdür sonuç olarak!

 

 

 

1 Bedia Akarsu, Felsefe Terimleri Sözlüğü, İnkılâp Kitabevi, 1998

2 J. A. Cuddon, Literary Terms and Literary Theory, (The Penguin Dictionary), 1999

3 Soren Kierkegaard, İroni Kavramı, Çev. Sıla Okur, İş Bankası Kültür Yay., 2003, s. 49

4 Kierkegaard, a. g. y. , s. 236

5 Terry Eagleton, Estetiğin İdeolojisi, Yayıma Haz. B. Gözkan, Özne Yay., 1998, s. 189 – 190

6 Isaiah Berlin, Romantikliğin Kökleri, Çev. Mete Tunçay, YKY, 2004, s. 141

7 Metin Eloğlu şiirindeki ironi için benim “Küçük Burjuvalar, Şiir ve Metin Eloğlu’ya Dair” başlıklı yazıma (Merdivenşiir, Sayı 8, Nisan-Mayıs 2006) bakılabilir.

8 Selâhattin Hilav, Edebiyat Yazıları, YKY, 1993 (1. Baskı), s. 154

9 Erdal Doğan, “Şiirimizin Can’ı, Canımızın Şairi”, Radikal, 12. 08. 2000

10      Hilav, a. g. y., s. 135-136

11      Hilav, a. g. y., s. 13

12      Hilmi Haşal’ın Yücel Kayıran ile yaptığı söyleşiden, Kitap-lık, Sayı 93, Nisan 2006

13      Ahmet Oktay, Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı 1923 – 1950, Kültür Bak. Yay., 1993, s. 1062

14      Memet Fuat, Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi, Adam Yay., 1991, s. 15-16

15      Oktay, a. g. y., s. 1063

16      Ataol Behramoğlu, “Geçen Yüzyıl Sonlarından Günümüze Çağdaş Türk Şiiri”, Anafilya, Sayı 16, Ekim 2002

17      E. B. Lav, Bütün Eserleri, Haz. Doğan Hızlan, YKY, 2. Baskı 2005, s. 19 (Hızlan’ın Sunuş’undan)

18      Oktay, a. g. y., s. 1065-1067

19      Lav, a. g. y., s. 25

20      Cemal Süreya, Şapkam Dolu Çiçekle, (Toplu Yazılar – I), YKY, 2006, s. 410

21      Lav, a. g. y., s. 156-157

22      Lav, a. g. y., s. 205

23      B. Tarık – O. Akınhay, İskender Savaşır’la Söyleşi, Mesele, Sayı 3, Mart 2007, s. 17 

İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 644882 ziyaretçi (1184475 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol