edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  => ÖSS TÜRKÇE KONULARI
  => EDEBİYAT BİLGİLERİ
  => Edebiyat Terimleri Sözlüğü -edebiyatokyanus
  => Edebiyat Terimleri Sözlüğü 2- edebiyatokyanus
  => Osmanlıca Terimler Sözlüğü-edebiyatokyanus
  => Edebiyat Bilgileri-Anlatım Türleri
  => Kompozisyon Bilgisi-Sözlü Anlatım
  => Kompozisyon Bilgisi-Yazılı Anlatım
  => Dilimizi Niçin Doğru kullanmalıyız?-Prof. Dr Rıza Filizok
  => Batı Edebiyatı
  => TÜRK EDEBİYATINDA TÜRLER
  => TÜRK EDEBİYATINDA AKIMLAR
  => DİVAN EDEBİYATI
  => TÜRK HALK EDEBİYATI
  => DOĞRU YAZMAK
  => TÜRK EDEBYATINDA DÖNEMLER
  => TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ
  => Türk Edebiyatında Düzyazı
  => ANLATIM BİÇİMLERİ
  => Anlatım Birimleri
  => Cumhuriyet Döneminde Roman
  => Millî Edebiyatta Roman ve Öykü
  => EDEBÎ TÜRLERDEN YARARLANMA GıyasettinAYTAŞ
  => Eski Türk Edebiyatından Yeni Türk Edebiyatına Geçiş
  => GÖRÜNTÜLÜ ÖSS HAZIRLIK
  => Türk Edebiyatında Şiir
  => ARUZ TARİHÇE VEZİN KALIPLARI,ÖRNEKLER
  => Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Şiir
  => Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Öteki Türler
  => Dünya Tarihi Çağdaş
  => Edebiyat İncelemelerinde Yöntem
  => Türkiye'de yayınlanan edebiyat dergileri
  => FELSEFE SÖZLÜĞÜ FELSEFE TARİHİ
  => Türkçe Belgeseli
  => Belgesel Destanlarımız - Çanakkale
  => Mustafa Kemal -belgesel
  => Türkçe Sözlük
  => "A" harfiyle başlayan atasözleri
  => "B" harfiyle başlayan atasözleri
  => C- Ç " harfleriyle başlayan atasözleri
  => D-E" harfleriyle başlayan atasözleri
  => F -G-H" harfleriyle başlayan atasözleri
  => I-İ-K " harfleriyle başlayan atasözleri
  => L-M-N" harfleriyle başlayan atasözleri
  => O-Ö-P-R " harfleriyle başlayan atasözleri
  => S-Ş" harfleriyle başlayan atasözleri
  => T-U-Ü -V" harfleriyle başlayan atasözleri
  => Y- Z " harfleriyle başlayan atasözleri
  => A" harfiyle başlayan deyimler
  => "B" harfiyle başlayan deyimler
  => C- Ç " harfleriyle başlayan deyimler
  => "D" harfiyle başlayan deyimler
  => "E- F " harfleriyle başlayan deyimler
  => G" harfiyle başlayan deyimler
  => H" harfiyle başlayan deyimler
  => " I - İ " harfleriyle başlayan deyimler
  => "K" harfiyle başlayan deyimler
  => "L-M-N" harfleriyle başlayan deyimler
  => "O-Ö" harfleriyle başlayan deyimler
  => P-R" harfleriyle başlayan deyimler
  => S-Ş" harfiyle başlayan deyimler
  => T-U-Ü" harfleriyle başlayan deyimler
  => "V-Y-Z" harfleriyle başlayan deyimler
  => MESLEKLER (ÖSS) REHBERİ
  => öss edebiyat soru bankası
  => Geçmiş Yıllarda Çıkmış Tüm ÖYS Edebiyat Soruları
  => İSLAMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI
  => ÖSS MATEMATİK GEOMETRİ FİZİK VİDEO DERSLERİ
  => Türk Edebiyatı Tarihi Ders Notları
  => Osmanlıca Sözlük
  => Mitoloji Sözlüğü
  => Atatürk Sayfaları
  => divan şairleri şiirleri
  => halk şiiri şairleri
  => Hikâye Antolojisi
  => Dünya Şiiri Antolojisi
  => Türk Halk Şiiri Antolojisi
  => Türk Şiiri Antolojisi
  => Divan Şiiri Antolojisi
  => QZANLAR - ESER -HAKKINDA
  => Yazarlar
  => Şairlerimiz -şiir antolojisi-
  => Şiir Atlası -dünya şaiirleri-
  => Çocuklara Şiirler
  => Şairler Yaşamöyküleri
  => Halk Şiiri
  => SÖZLÜKLER, dil yardımcıları
  => 9. sınıf edebiyat konuları 1
  => 9.sınıf edb konuları 2
  => 9 edb. konuları 3
  => Bilme bakış (sesli)
  => Ortaöğretim (Radyo) Ekonomi
  => (Radyo) Felsefe
  => (Radyo) Hukuk
  => (Radyo) Psikoloji
  => (Radyo) Sosyoloji
  => (Radyo) Tarih
  => (Radyo) >>T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük
  => Ortak (Anonim) Halk Edebiyatı
  => OSMANLI TÜRKÇESİ SÖZLÜĞÜ
  => İL TANITIMLARI (görüntülü)
  => MÜZELER
  => BAŞLICA EDEBİ AKIMLAR
  => ELEŞTİRİ SÖZLÜĞÜ
  => SÖZLÜKLER
  => Dil Edebiyat Bulmaca
  => Öss Puan Hesaplama
  => ÖSS'ye Hazırlanmanın Püf Noktaları video
  => Karagöz ile Hacivat Gölge Oyunu video
  => Ders Notları - edebiyat fakültesi
  => DİL EDEBİYAT SUNU DERS NOTLARI 625
  => DİL EDEBİYAT SUNU DERS NOTLARI
  => Atatürk Sayfaları.
  => Türk Dünyası Müzikleri
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
9 edb. konuları 3
A-HALK EDEBİYATI
Halk edebiyatı, İslâmiyet Öncesi Dönemde başlayan ve geniş halk kitleleri arasında varlığını sürdürerek günümüze dek yaşayan bir edebiyattır. Bu edebiyatta halkın özlemi, üzüntüleri sevinçleri dile getirilmiştir. Şairler (ozanlar) eserlerini saz eşliğinde söylemişlerdir.
Halk edebiyatının özellikleri şunlardır:
1. Dil, halkın kullandığı konuşma dilidir. İslâmiyetin etkisiyle Arapçadan, Farsçadan bazı sözcükler ve bu dillere ait kurallar dilimize girmiştir. Ancak bu tutum genel yapıyı bozacak ölçüde olmamıştır.
2. Ulusal ölçümüz olan hece ölçüsü kullanılmıştır.
3. Nazım birimi dörtlüktür.
4. Ürünler, saz şairi ya da aşıklar tarafından bağlama adı verilen saz eşliğinde söylenmiştir.
5. Genel olarak, yarım ya da cinaslı uyak kullanılmıştır. Rediflere çokça yer verilmiştir.
6. Genelde; aşk, doğa güzellikleri, ayrılık, yiğitlik, özlem gibi konular işlenmiştir.
Halk edebiyatı üç ayrı koldan gelişmiştir.
a. Dinî Tasavvuf halk edebiyatı: Din ve tasavvuf konularını işleyen bir edebiyattır.
Başlıca ürünleri; ilâhî, nefes, sathiye, hikmet, nutuk, deme ve devriyedir.
b. Anonim halk edebiyatı: Kimin tarafından söylendiği belli olmayan, halkın ortak
malı olan bir edebiyattır. Başlıca ürünleri; türkü, mâni, ninni, tekerleme, bilmece,
masal, atasözü, fıkra, halk öyküsü, karagöz ve orta oyunudur.

c. Âşık edebiyatı: Din dışı konuları, aşk, ayrılık, doğa güzellikleri, yiğitlik vb konuları işleyen ve aşıklar (saz şairi) tarafından oluşturulan bir edebiyattır. Bu edebiyatta ürünlerin kimin tarafından söylendiği bellidir. Koşma, semâi, varsağı, destan vb. başlıca ürünleridir.
1-DİNÎ TASAVVUFÎ HALK EDEBİYATI

TASAVVUF ŞİİRİNİN ÖZELLİKLERİ
1. Dil halkın dilidir. Bu edebiyat üzerinde İslamiyetin etkisi olduğundan, din yoluyla giren Arapça ve Farsça gibi sözcüklere de rastlanmaktadır.
2. Genel olarak hece ölçüsü kullanılmakla birlikte az da olsa aruz ölçüsü kullanılmıştır.
3. Nazım birimi dörtlüktür. Fakat bazı şairler beyiti de kullanmışlardır.
4. Daha çok yarım uyak kullanılmıştır.
5. Bu edebiyat, yaratılış felsefesine (düşüncesine) dayandığı için sürekli olarak Tanrı
ve Tanrı'ya karşı duyulan “aşk” temalarını işlemiş; bir takım felsefî ve sırlı konular üzerinde durmuştur.
6. Tasavvuf edebiyatı işlediği konular bakımından; hikmet, ilâhî, nefes, sathiye, devriye ve nutuk gibi türlere ayrılır.
7. Bu edebiyatın şairleri arasında şiirlerini saz eşliğinde söyleyenler de vardır. Ayrıca bazı şairler eski geleneğe bağlı kalarak raksa (oyun) da önem vermişlerdir. Böylece destan devri edebiyatımızın şiir-müzik-raks biçimindeki üçlü geleneği daha canlı bir durumda yaşatılmıştır.
Şairlerine; Ahmet Yesevi, (12. yy), Yunus Emre (13. yy. sonu-14 yy. başı), Nesimî (14. yy), Kaygusuz Abdal (14. yy), Abdal Musa, Süleyman Çelebi (14. yy), Pir Sultan Abdal, Teslim Abdal örnek verilebilir.
İlahi:Tasavvuf Edebiyatı'nda Tanrı sevgisini dile getiren şiirlere ilâhî denir. İlâhîler, 7-8 ya da ll’li hece ölçüsüyle yazılır. Bu arada az da olsa aruz ölçüsüyle söylenmiş ilâhîlere de rastlanır. Nazım birimi dörtlük olmakla beraber beyit birimiyle yazılan ilâhîler de vardır. Kendine özgü bir besteyle söylenir. Türk edebiyatında ilâhî adı genelde Yunus Emre’nin şiirlerine verilir. Koşma tarzında uyaklanır.
Tasavvuf edebiyatının diğer nazım türleri şunlardır:
Nefes: Tasavvuf Edebiyatı'nda Bektaşî şairlerinin tarikatlarıyla ilgili konularda yazdığı şiirlere nefes denir. Nefesler ilâhîler gibi hecenin 7, 8 ve ll’li ölçüsüyle yazılır. Nazım birimi dörtlüktür ve koşma tarzımda uyaklanır. Kendine özgü bir bestesi vardır.
Hikmet: Din konularını şairin anlayış ve sezgisine göre işleyen nazım türüne hikmet denir. Bu ad genellikle Ahmet Yesevî’nin şiirlerine verilmiştir. Kendisi de meydana getirdiği divanına “Divan-ı Hikmet” adını vermiştir. Şiirlerini genellikle aruz ölçüsüyle yazmıştır. Hece ölçüsüyle yazdıklarında 14’lü kalıbı kullanmıştır.
Nutuk: Tasavvuf Edebiyatı mürşitlerin (tarikatta yol göstericiler) müritleri (tarikata yeni giren dervişler) aydınlatmak amacıyla söyledikleri şiirlere nutuk denir.
Devriye: Varlığın Tanrı'dan çıkarak evreni dolaştıktan sonra (önce cansız cisimlere, bitkilere, hayvanlara ve sonra da insan-ı kamile olgun insana, geçerek) tekrar Tanrı'ya dönmesini anlatan şiirlere devriye denir.
Sathiye: Tasavvuf edebiyatında Tanrı'yla şakalaşır, konuşur gibi yazılan şiirlere sathiye ya da şathiyat-ı soffiyane denir.
Deme:Alevi tarikatında söylenen ilahi türündeki şiirlere deme adı verilir.
__________________
2-ANONİM HALK EDEBİYATI
Anonim Halk Edebiyatı kimin tarafından söylendiği belli olmayan, halkın ortak malı olan bir edebiyattır. Kuşkusuz bu edebiyatta başlangıçta ortaya konan ürünlerin bir yaratıcısı, söyleyeni vardı. Ancak kuşaktan kuşağa geçtikçe ve ağızdan ağıza yayıldıkça söyleyenleri unutulmuştur. Böylece bölgeden bölgeye farklılıklar göstermiştir.
Anonim halk edebiyatının özellikleri şunlardır:
1. Sözlü bir geleneğe dayandığı için yöresel özellikleri yansıtır.
2. Ürünler halkın anlayabileceği bir dilde söylenmiştir.
3. Şiirlerde ulusal ölçümüz olan hece ölçüsü kullanılmıştır. En çok 7, 8 ve 11’li hece ölçüsü kullanılmıştır.
4. Nazım birimi dörtlüktür.
5. Genellikle yarım ya da cinaslı uyak kullanılmıştır. Dize sonlarında rediflere çokça rastlanmaktadır.
6. Eserlerde Türk halkının duygu düşünce, hayal gücü, mizah anlayışı ve kıvrak zekası ortaya konmuştur.
7. Belli başlı ürünleri; türkü, mâni, ninni, bilmece, masal, atasözü, fıkra, halk öyküsü, karagöz ve orta oyunudur.

NİNNİ
Ninni, Anonim Halk Edebiyatı ürünlerindendir. Annelerin çocuklarını uyuturken veya emzirirken nazım veya nesir hâlinde söyledikleri sözlere denir. Çocukların ağlarken susması veya daha çabuk uyuması için özel bir ezgiyle söylenir. Ezgi bebeğin ağlamasına, gülmesine ve konuşmasına göre ayarlanır.
Ninnilerde anneler, bebeklerin uslu durmasını, kısa zamanda büyümesini, iyi bir meslek edinmesini, kız ise gelin olmasını isterler. Bunun için din büyüklerinin çocuklarını koruyup kollaması yolunda dileklerde bulunurlar.
Ninnilerin söyleyeni belli değildir. Diğer anonim ürünlerde olduğu gibi ağızdan ağıza yayılır, kuşaktan kuşağa aktarılır. Hece ile söylenir; ölçü, uyak ve rediflerle ahenk sağlanır.
BİLMECELER
Bilmeceler Anonim Halk Edebiyatı'nın en sevilen türlerindendir. Genellikle kimin söylediği belli değildir; söyleyeni belli olan bilecemeler de vardır. Ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa aktarılarak yüzyıllar boyu varlıklarını korumuşlardır. Bir kısmı nazım, bir kısmı da nesir hâlindedir.
Nazım hâlinde olanlar 4, 5, 7, 8’li hece ölçüsü kalıplarıyla söylemiştir. İki, üç, dört ya da daha fazla dizelerden oluşabilirler. Hatırda kalması için genelde dizeler birbiriyle uyaklıdırlar.
Bilmeceleri insanlar, çevrelerinde gördükleri varlıkları, benzerlik, ilgi, tat vb. özelliklerinden yararlanarak yaratırlar. İki varlık arasındaki ilgi, üstü örtülü sözcüklerle tasvir edilir ve dinleyenden cevabı bulması istenir. Bilgide, zekâda, muhakemede , dikkatli ve hızlı olmayı ölçer.
Anadolu’da uzun kış gecelerinde bir eğlence aracı olarak kullanılır. İki kişi veya topluluk karşılıklı bilmece sorar. Cevabı bulamayan taraf “Yenir mi, içilir mi, nerede bulunur vb.” sorularla ipucu ister. Cevabı bulamayan tarafa ceza verilir.
Bilmecelerde günlük yaşamda karşılaştığımız tüm varlıklar (hayvanlar, eşyalar, bitkiler vb.) konu olarak ele alınır. Kolay söylenmesi, bazı iç uyaklarla desteklenmesi “Ya bunu bileceksin ya bu diyardan gideceksin vb.” tekerlemeye benzer sözlerin bulunması bu türün yaygınlaşmasında etkili olmuştur.

MANİ
Düz mâni: Ozanı belirsiz halk edebiyatı ürünlerindendir. Başlı başına dört dizeden oluşur ve 7’li hece ölçüsü kalıbıyla söylenir. Dizeler 4+3 duraklıdır. Uyak düzeni şöyledir: aa x a. Dörtlükte 3. dize serbest, diğerleri kendi aralarında uyaklıdır.
Mâniler genellikle aşk, doğa sevgisi ve ayrılık gibi değişik konuları işlerler.
Mânilerin genellikle birinci ve ikinci dizeleri doldurmadır. Bunlarda pek anlam aranmaz. Asıl anlam son iki dizede belirtilir. Bazı mânilerde ilk iki dize (I. ve 2. dize) ile son iki dize (3. ve 4. dize) arasında gizli bir anlam bağıntısı kurulabilir. Bu anlam bağıntısı ne kadar güçlü olursa mâni de o ölçüde güçlü olur; sevilir ve dilden dile dolaşır.
Cinaslı mâni: Dizelerinde cinas bulunan mânilere cinaslı ya da kesik mâni denir. Bu tip mâniler kesik bir dizeyle başladıkları için kesik mâni adı verilir.
Yedekli mâni: Düz mânilerin sonuna iki dize eklenmesiyle meydana gelen 6 dizelik mânilere yedekli mâni denir. Eklenen dizeler ya dört dizelik düz mâninin anlamını pekiştirir ya da kendi arasında bir bütün oluşturur. Yedekli mânilerin uyak düzeni şöyledir : aaxaxa ya da axaxax.

TÜRKÜ

Türkü, Anonim Halk Edebiyatı nazım türlerindendir. Besteyle söylenir. Hece ölçüsünün 7, 8 ve 11’li kalıplarıyla yazılır.
Türk halkı sel, yangın, deprem, ölüm, ayrılık gibi değişik olaylar karşısında türkü yakar. Türkü yakmak, türkü söylemek demektir. Türk halkının yaşantısında her türkü bir olaya dayanır.
Türkülerdeki dörtlük sayısı kesin olarak belli değildir. Çünkü ağızdan ağıza geçtikçe şekillenir, çeşitlenir ve dörtlük sayısı da artar. Türkülerin başında ya da sonunda “ah”, “aman” gibi ünlemler bulunur.
Türkülerin koşma ve mâni biçiminde uyaklanan çeşitleri vardır. Uyak düzeni şöyledir: aaab (aaabb), cccb (cccbb)...
Ozanı belirsiz türküler olduğu gibi ozanı belli tüküler de vardır. Türkülerde sonradan eklenen dizeler, her dörtlüğün sonunda aynen tekrar edilir. Bunlara nakarat ya da kavuştak adı verilir
__________________
3-ÂŞIK EDEBİYATI
Âşık Edebiyatı; din dışı konuları, aşk, ayrılık, doğa güzellikleri, yiğitlik vb. işleyen ve âşıklar (saz şairi) tarafından oluşturulan bir edebiyattır. Bu edebiyatta ürünlerin kimin tarafından söylendiği bellidir.
Âşık Edebiyatı, İslâmiyet Öncesi Dönemde var olan sözlü edebiyatın devamı niteliğindedir. 16. yüyıldan sonra daha da gelişip güçlenmiştir. Karacaoğlan, Kul Mehmet, Hayâlî, Gevherî, Kayıkçı Kul Mustafa, Âşık Ömer, Seyranî, Dertli, Dadaloğlu, Erzurumlu Emrah, Âşık Veysel vb. bu geleneği günümüze dek sürdürdü.
Aşık edebiyatının belli başlı özellikleri şunlardır:
1. Bu edebiyat sözlü bir edebiyattır. Aşık, ozan ya da saz şairi adı verilen kişiler ürünlerini saz eşliğinde söyler.
2. Ürünler sade bir dille halkın anlayacağı biçimde ortaya konmuştur.
3. Nazım birimi dörtlüktür.
4. Ölçü olarak hece ölçüsü kullanılmıştır. Ancak çok az da olsa bazı şairlerce aruz ölçüsünün kullanıldığı da görülür.
5. Belli başlı nazım türleri; koşma, semaî, varsağı, taşlama, destan ve güzellemedir.
6. Âşk, ayrılık, ölüm, kahramanlık, doğa güzellikleri, gurbet, sıla özlemi gibi din dışı konular ve temalar işlenmiştir.
7. Genellikle yarım ya da cinaslı uyak kullanılmıştır.
8. Şairler son dörtlükte adını ya da mahlasını (takma ad) kullanırlar. (Böylece şiirlerin diğer şairlerin şiirleriyle karışması önlenmiş olur.
Halk edebiyatında şiirler, cönk adı verilen, meraklılarınca tutulan defterlerde toplanmıştır.

KOŞMA
Koşma, Halk Edebiyatı nazım biçimlerindendir. Konusu aşk ve doğa güzellikleridir. En az üç, en fazla beş dörtlükten oluşur. Şair son dörtlükte adını ya da mahlasını kullanır. Uyak düzeni şöyledir: abab (aaab, aabcb), cccb, dddb...
Dörtlüklerin son dizeleri aynen tekrar edilebileceği gibi, kendi arasında uyaklı da olabilir.
Koşma, hece ölçüsünün 11’li kalıbıyla yazılır. Durakları 6+5 ya da 4+4+3’tür. Bütün dizelerde aynı duraklar kullanılmaz.
Koşma, konu bakımından İslâmiyet Öncesi Dönem Sözlü Edebiyat ürünlerinden koşuk ile Divan Edebiyatındaki gazele karşılık sayılabilir. Çünkü üçü de aynı konuları işler.
Bazı halk şairleri koşma yazarken Divan Edebiyatı'nın etkisinde kalarak ağır bir dil kullanmışlardır. Fakat bu tutum, halk şiirinin genel özelliğini bozacak ölçüde olmamıştır.
Halk edebiyatında koşma biçiminde yazılan şiir türleri şunlardır:
Koçaklama: Halk edebiyatında yiğitlik ve savaş duygularını coşturmak amacıyla yazılan şiirlere koçaklama denir. Biçim olarak aynen koşmaya benzer, özel bir beste ile söylenir.
Koçaklama ile destan çoğu kez birbirine karıştırılır. Koçaklamalarda konunun duygusal yönü işlenirken destanlarda öyküye ve betimlemeye önem verilir. Dörtlük sayısı koçaklamalarda azdır, oysa destanlarda çok daha fazladır. Ayrıca koçaklama ile destanın besteleri de birbirinden farklıdır. (Koçaklamaların besteleri daha gümbürtülü ve daha heyecan vericidir.)
Destan: Savaş, kahramanlık ile toplumsal olayları işleyen şiirlere destan denir. Destanlarda; savaş, ayrılık, yangın, sel baskını gibi çeşitli olaylar işlenir. Bu destanları İslâmiyet Öncesi Dönemdeki destanla karıştırmamak gerekir. Halk Edebiyatı'ndaki destanlar, o destanların ancak çok küçük bir bölümünü oluşturabilir.
Destanlar biçim olarak koşmaya benzese de ölçüsü, ezgisi ve konuyu işleyişi bakımından farklılıklar gösterir. Destanlar ll’li ve 8’li hece öylçüsü kalıbıyla söylenmiştir.
Güzelleme: Sevgiliyi ya da doğada görülen güzel bir varlığı övmek amacıyla yazılan şiirlere güzelleme denir.
Taşlama: Toplumun ve kişilerin yanlış davranışlarını ortaya koymak, onları eleştirmek amacıyla yazılan şiirlere taşlama denir. Taşlamalara halk arasında, mizahî (alaysı) destan da denir.
Ağıt: Ölen bir kişinin arkasından onun iyiliklerini, yiğitliklerini anlatan şiirlere ağıt denir.

SEMAİ
Semaî Halk Edebiyatı nazım türlerindendir. Konusu koşmada olduğu gibi aşk ve doğa güzellikleridir. Dörtlüklerden oluşur ve 8’li hece ölçüsüyle yazılır. 4+4 ya da 5 + 3 duraklıdır. Dörtlük sayısı sınırlı değildir. Uyak düzeni koşmaya benzer (abab, ccb, dddb vb.).
Özel bir besteyle söylenir. Koşmadan dörtlük sayısı ölçüsü ve bestesi bakımından ayrılır.
__________________
İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 640536 ziyaretçi (1178178 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol