edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  => Bedevilik-Barbarlık ve İnsanlk Tarihi-Sina Akşin
  => Tarih Felsefesi-Dr. Ali Şeriati
  => Görüşlerim-Sultan Galiyev
  => Kemal Tahir'in felsefi düşüncesi ve Devlet Ana
  => Sanat Anlayışım-Orhan Kemal
  => Çağın Dini: Humanizm-Cemil Meriç
  => Demokrasi Demopedidir-Cemil Meriç
  => Demokrasi Paradigması ve Sonrasız Modernlik-Yiğit Tuncay
  => Karl Popper'in Bilim Felsefesi-Hasan Engin Şener
  => Cemil Meriç'in Dil ve Edebiyat Üzerine Düşünceleri- Arş. Gör. Oğuzhan KARABURGU
  => Tiyatro San'atının Kaynağı 1-Refik Ahmet Sevngil
  => Tiyatro San'atının Kaynağı 2- Refik Ahmet Sevngil
  => Tiyatro San'atının Kaynağı 3- Refik Ahmet Sevengil
  => Gizli Halk Musikisinin Hakiki Karakteri Dindışıdır-Vahid Lütfi Salcı
  => YUNUS EMRE’NİN ŞİİRLERİNDE- R. FİLİZOK
  => AŞK[1] (Amour)-Elisabeth Sayın
  => Dil Bilimi Terimleri-Yard. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => BİR METİN yahut EDEBÎ ESER LİSE VE ÜNİVERSİTE DÜZEYİNDE NASIL İNCELENMELİ? -Anne-Marie ALBİSSON
  => DİL İLE BİLDİRİŞİMİN (communication) TEMEL ELEMENTLERİ-Prof. Dr Rıza FİLİZOK
  => BYRON, LAMARTİNE-Jale Parla
  => TAHİR ALANGU’NUN FOLKLOR ANLAYIŞI
  => HİKAYECİLİK DERSLERİ
  => TÜRKİYE’DE DENEME VE ELEŞTİRİNİN GELİŞİMİNDE ORHAN BURİAN’IN YERİ (tez)
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİ ÜZERİNE TASVİRÎ BİR DENEME
  => YAZI DEVRİMİNİN ÖYKÜSÜ
  => CUMHURIYET DÖNEM! TÜRK ŞİİRİ VE BEHCET NECATIGiL
  => ROMANLARDA 27 MAYIS İHTİLÂLİ
  => HİLMİ YAVUZ ŞİİRİNE METİN-MERKEZLİ BİR BAKIŞ
  => YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU’NUN ROMANLARINDA CİNSELLİK
  => KİRALIK KONAK’TA MADAME BOVARY
  => ADNAN BENK VE TÜRKiYE’DE MODERN EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ NURİ AKSU-tez
  => GELENEKSEL ROMANA KARŞI ROMAN: ANTİ ROMAN
  => ROMANININ TARİHSEL BOYUTU ÜZERİNE BİR İNCELEME Sedat ...
  => XIX. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATINDA VOLTAİRE VE ROUSSEAU ÇEVİRİLERİ
  => AHMET VEFİK PAŞA’NIN ÇEVİRİLERİNDE OSMANLILAŞAN MOLİÈRE
  => Osmanlı Dönemİ Türk Romanının Başlangıcında Beş Eser
  => Kıbrıs Türk Edebiyatı
  => Halide Edib-Adıvar Döneminde ve Romanında Feminizm
  => ERKEN DÖNEM TÜRK EDEBİYATINDA KÖYLÜLER
  => TÜRK GÖÇER ŞAİRLERİNE AİT ESERLER
  => KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT BİLİMİ ve BİR UYGULAMA
  => SAFAHAT’TA EDEBİYATA AİT UNSURLAR ÜZERİNE BİR İNCELEME Abdullah ...
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİ ÜZERİNE TASVİRÎ BİR DENEME Ersin ÖZARSLAN*
  => SÖZ VE ÖZ
  => BATI TRAKYA TÜRK EDEBİYATI
  => YAVUZ BÜLENT BAKİLER’İN, “ŞAŞIRDIM KALDIM İŞTE” ŞİİRİNE EDEBÎ
  => TANPINAR’IN ŞİİR ANLAYIŞI VE ŞİİRİNİN KAYNAKLARI
  => Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal
  => KUVAYI MİLLİYE HAREKETİNE YÖNELTİLEN İTHAMLAR
  => MİLLÎ MÜCADELE DÖNEMİNDE FRANSIZ GAZETECİNİN MUSTAFA KEMAL İLE TEMAS VE GÖRÜŞMELERİ
  => YURTTAŞ GAZETECİLİĞİ
  => RUSLARIN TÜRK TOPRAKLARI ÜZERİNDE YAYILMASI
  => BİR ÇAĞDAŞLAŞMA MODELİ OLARAK ATATÜRKÇÜLÜK
  => Mâni ve Bilmecelerimizde Geçen Meyve Adlarının Türkçe’deki Kullanımları Üzerine Bazı Tespitler
  => Şerif Benekçi’nin Romanlarında İnsan ve Toplum
  => A. Nihat Asya’nın Şiirlerinde Ölüm Kavramının Kullanımları Üzerine
  => Zafer HanIm’In AŞk-I Vatan RomanIBaĞlamInda KadIn
  => DİLBİLİM TARİHİNE BİR BAKIŞ
  => DİLBİLİM ARAŞTIRMALARI
  => DİLBİLİM (Linguistics)
  => Edebiyat Teorileri
  => EDEBİYAT TEORİSİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
  => HALK EVLERİNİN KURULUŞU VE ÇALIŞMALARI
  => Ülkemizin Kaçırdığı En Büyük Eğitim Projesi: Köy Enstitüleri
  => BİLİM FELSEFESİ Prof.Dr. Mustafa Ergün
  => EDEBÎ METİNLER IŞIĞINDA DOĞU KÜLTÜRLERİNİN BATIYA ETKİLERİ VE BATIDA TÜRK İMGESİ ∗
  => ZİYA PAŞA’NIN “ŞİİR ve İNŞÂ” MAKALESİ Ali DONBAY
  => TATAR EDEBİYATININ GELİŞİMİ
  => OSMANLI ŞİİRİNE SANAT ONTOLOJİSİYLE YAKLAŞMAK ÜZERİNE
  => SÜLEYMAN NAZİF’E GÖRE İRAN EDEBİYATININ EDEBİYATIMIZA TESİRİ
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİ ÜZERİNE TASVİRÎ BİR DENEME -
  => ÖZNE KARAKTER NESNE KARAKTER Agusto Boal
  => İSLAMDA TRAGEDYA KAHRAMANI TRAGEDYA ÖRNEKLERİ Metin And
  => İSLAMDA TRAGEDYA KAHRAMANI TRAGEDYA ÖRNEKLERİ Metin And 2
  => DOĞU VE BATI KÜLTÜRLERİNDE DÜŞSEL YARATIKLAR Enis Batur
  => TANPINAR ÜZERİNE NOTLAR Selahattin Hilav
  => DÖRT BİN YIL ÖNCE TÜRKLERDE TİYATRO Refik Ahmet Sevengil
  => SELÇUKLU TÜRKLERİNDE DRAMATİK EĞLENCELER Refik Ahmet Sevengil
  => ANADOLU'DA DİNİ TEMAŞA Refik Ahmet Sevengil
  => OSMANLILARDA DRAMATİK EĞLENCELER Refik Ahmet Sevengil
  => ORHAN KEMAL'İN YAPITLARI Türk Gerçekçiliğinin Gelişmesinde Yeni Bir Aşama
  => ORHAN KEMAL'İN YAPITLARI Türk Gerçekçiliğinin Gelişmesinde Yeni Bir Aşama 2
  => ELEŞTİRİ VE HİCİV Johann Gottfried Herder
  => ROMAN Octavio Paz
  => YENİ TÜRK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI
  => ESKİ TÜRK DİLİ ARAŞTIRMALARI
  => ESKİ TÜRK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI
  => YENİ TÜRK DİLİ ARAŞTIRMALARI
  => HALK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI
  => DİL SORUNLARI
  => ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ARAŞTIRMALARI
  => MAKALELER
  => edebiyat tezler
  => İNCELEME ARAŞTIRMA
  => İNCELEME
  => Medeniyetin Demir Pençesi Eksen Çağı
  => DEDE KORKUT DOSYASI
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 1
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 2
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 3
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 4
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 5
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 6
  => Halk Şiiri, Gerçeküstücülük, Destan.
  => En Uzun Gece: Sahte Bir Roman - İzzet Harun Akçay
  => ARAŞTIRMACILAR İÇİN KAYNAKLAR
  => DOĞU EDEBİYATI
  => DOĞU EDEBİYATI - KİTAPLIK
  => TÜRK LEHÇELERİ ÇEVİRİ SÖZLÜĞÜ
  => İLETİŞİM ÇAĞINDA AŞIKLIK GELENEĞİNİN GELECEĞİ
  => ÂŞIK EDEBİYATI BÜTÜNÜ İÇİNDE SİVAS'TA VE ADANA'DA ÂŞIKLIK GELENEĞİNİN ORTAK VE FARKLI YANLARI
  => Türkiyat Araştırmaları 1
  => Türkiyat Araştırmaları 2
  => Türkiyat Araştırmaları
  => Türkiyat Araştırmaları 4
  => Türkiyat Araştırmaları 5
  => Bir Toplum Mimarı Olarak Yahya Kemal
  => Tanzimat Romanlarında Melodramın İdeolojik İşlevleri
  => Söz Sanatları Bakımından ‘Parçalı Ham’ Şiirler
  => İNCELEMELER.
  => İNCELEME..
  => İNCELEME...
  => İNCELEME....
  => İNCELEME.....
  => İNCELEME ŞİİR
  => İNCELEMELER.....
  => İNCELEMELER.,
  => İNCELEMELER,.
  => Edebiyat Sosyolojisi
  => Sosyalist Realizm Kavramının Ortaya Çıkış Süreci
  => toplumcu gerçekçilik
  => PEYAMİ SAFA.
  => Yeni Türk Edebiyatı
  => YENİ TÜRK A. İLHAN İÇERİKLİ
  => hilmi yavuz.
  => Behçet Necatigil
  => araştırmalar.1
  => ARAŞTIRMALAR 2
  => araştırma,
  => Türk Dili ve Edebiyatı,
  => 1919-1928 ARASI TÜRK ROMANINDA YAPI VE TEMA
  => Bilgisayar Öyküleri
  => Yayın
  => ROMAN,
  => ROMAN,,
  => ROMAN.
  => ROMAN..
  => şiir,
  => şiir,,
  => hikaye*
  => arş
  => arş1
  => arş2
  => arş4
  => arş6
  => arş7
  => arş8
  => arş9
  => edebiyat tarihinde realizm romantizm kavramı
  => YENİ TÜRK EDEBİYATININ KAYNAKLARI
  => YENİ TÜRK EDEBİYATININ KAYNAKLARI 1
  => KLASİK TÜRK EDEBİYATI
  => TÜRK DEBİYATI İNCELEME
  => DEDE KORKUT DOSYASI.
  => açık arşiv
  => edebiyat arşiv
  => Kuruluş Devrini Konu Alan Romanlar Üzerine
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
Gizli Halk Musikisinin Hakiki Karakteri Dindışıdır-Vahid Lütfi Salcı
 

www.edebiyatokyanus.tr.gg

Gizli Halk Musikisinin Hakiki Karakteri Dindışıdır

Benim tetkiklerim üzerine hasıl ettiğim kanaate göre şimdiye kadar Türkiye'de kullanılmış ve hükmünü icra etmiş olan musiki nevileri şunlardır:

1. Osmanlı pasaportu verilmiş ve Türk etiketi yapıştırılmış (Şark musikisi),

2 .Garp musikisi,

3 Başta Mevleviler olmak üzere Rufai ve Kadiri gibi tarikatların kullandıkları (şehir açık tekke musikisi),

4 Şark musikisinden müteessir olan şehir Bektaşilerinin kullandıkları (şehir gizli tekke musikisi),

5. Köylerdeki Mevlevi, Rufai ve Kadiri tarikat mensuplarının şark musikisinin biraz daha basitlendirilmiş şekli olan (köy tekke musikisi),

6. Mevzuumuzla sıkı sıkıya alakadar olan ve öz Türk musikisi sinesinde yaşayan (açık halk musikisi),

7. Dava ve mevzuumuzu ifade eden (gizli halk musikisi),

8. İçimize sonradan girmiş olmakla beraber halk tarafından pek çok şükran ve minnetlerle karşılanan ve zaman zaman hepimizi milli havalar ile ağlatmış bulunan (Şark ve Garp musikisi ile karışık halk musikisi), »bandolar«,

9. Tatlı bir bela gibi sonradan başımıza musallat olan (caz musikisi)

Bunlardan, gizli halk musikisi ilk görünüşte tekke musikisi gibi görünse de bu görüş yanlış bir görüş olur, Gizli halk musikisi, açık halk musikisi ile eş ve kardeş olan ve aynı tarz ve şekil ifade eden ve diğer nevilerden büyük farklarla ayrılan Türk alevi, Bektaşi ve Kızılbaş musikisidir, öteki tarikatlar edebiyat ve musiki parçalarına -şekillerine göre- nutuk, semai, ilahi, gazel, devriye gibi isimler vermişlerdir. Bunların en maruf şekilleri ilahidir. Bu ilahiler edebiyatın en çok semai şeklindedir. Gizli halk musikisi de kendi başına teşkilatlanarak isimler almıştır. Bunun en başlıca ve şöhretlisi nefeslerdir. Bu nefesler oturak, dört köşe, şahlama gibi isimlere ve kısımlara maliktir. Ağır nefeslere' oturak derler. Bu nevi nefesler ağır usulde olur ve otururken okunur. Biraz hareketli ve canlı nefeslere dört köşe derler. Bunlar adeta usulünde biraz oynakça olup muhabbetlerin heyecanlı devrelerinde okunur. Daha oynak ve hareketli nefeslere de şahlama derler. Bu tarz, oyun nefesidir. Sema edilirken okunur, çalınır ve oynanır. Bunların hepsinde de açık halk musikisinin karakterinin tam kendisi vardır. Edebiyatı da dini gibi görünürse de nevi şahsına mahsus ve diğer tarikatlar: ve tekke edebiyatına benzemeyen müstakil bir halk edebiyatıdır. Nefesler daima koşma şeklinde olur. Semai şeklinde olanları da vardır. Köy gizli halk edebiyat ve musikisinde diğer tarikatların ilahileri okunmaz ve çalınmaz. Okunması ve çalınması günah sayılır. Onlar; kendilerinin dava ve ifadelerini söyleyen ve iddia eden manaları ihtiva etmiş olsa da divan edebiyatının ağdalı bir şekli olan gazel tarzını da kullanmazlar. Onların edebiyat ve musikilerinin şekli yalnız ve yalnız açık halk edebiyatının temiz bir şekli olan koşma şeklidir. Bunlar da nefeslerdir. Nefesler, inanışlarını ve bütün dava ve duygularını, insani, içtimai ve hayali macera ve menkıbelerini ifade ederler. Bunlarda koyu bir tekkecilik ve dincilik değil davada bürhancılık vardır:

Zahide aldanma sözü yalandır
Hoca heyetinde haram zadeye
Her kavli hilafı magzı Kuran'dır
Cehdetme beyhude istifadeye

Cahillere haltı kelam edermiş
Göya ki varisi Peygamber imiş
Allah lanet etsin haram der imiş
Haktan bize ihsan olan badeye

Bu ham ervah vaiz kamil olaydı
Dini Harabi’ye kail olaydı
Müslüman olurdu nail olaydı
Şarapla yıkanmış bir seccadeye

 

Gel güzelim kaçma bizden
Yadı değiliz eriz biz
Biz yol ehli kardeşleriz
Erkan içinde yoluz biz

Biz gezeriz halden hale
Söyleniriz dilden dile
Ko gezelim elden ele
Taze açılmış gülüz biz

Eğer zahirde batında
Görünen her sıfatında
Cevheriz sarraf katında
Nadan yanında puluz biz

Pir Sultan’ım ne ağlarsın
Gözünden kan yaş dağlarsın
Sen bizden ateş umarsın
Yanmış od olmuş gülüz biz

Bu iki örnek iyi tetkik olunursa bunlara koyu bir tekkecilik değil, o vasıta ile. garp harsını kabul ve ona temessül etmiş olan müteassıp sofularla mücadele eden kayıtsız, alakasız fakat vurucu bir halk edebiyatı demek caiz olur.

Bir de deryadil bazı boş azade

Emrah’tan örnek alalım:

Masevadan geçip nuş eden gelsin
Şerabı aşk ile bir bademiz var
Hakikat pirinden himmetin alsın
Donanmış meclisi amademiz var

Sofi gel aldanma bu nakşı kare
Sen de öz başına bir çare are
Bi tekellüf durma ebrü yare
Bizim o mihrabta seccademiz var

Bir de, halk ve saz şairlerinden Aşık adlı şairin koşmasını verelim. Bu koşma, dediğimiz serbest tekke telakkisine daha açık bir örnektir. Şair, hem yarına, hem de pirine hitap ediyor:

Yüz çevirme bizden ey gülü rana
Öyle hakikatsiz pirsiz değiliz
Bizde de bulunur bir saçı Leyla
Biz de halimizce yarsız değiliz

Kimsenin hakkında sôz sôylemeyiz
Ehli hakikati zem eylemeyiz.
Öyle her dilbere gönül vermeyiz
Kanaat ehliyiz arsız değiliz

Sana insaf vere Hazreti Mevla
Niçin açılmazsın ey gülü rana
Bir buse muradım vermedin hala
Uyurken almayız hırsız değiliz

Aşık eyler hakka her dem İbadet
Hak erenlerden alırız beşaret
Selman Baba gibi sahip keramet
Erkanımız vardır yolsuz değiliz

Bu koşma bazı cönklerde Gevheri’ye kayıt edilmiştir. Bay Sadettin Nüzhet'in »Gevher« adlı kitabında da Gevheri'ye kayıt edilmiştir. Onlar da »Selman Baba gibi sahip keramet« yerine »Hacı Bektaş gibi sahip keramet« yazılıdır ki, şimdilik her iki ihtimali de, varid görmek lazımdır. Koşma, hangisinin olursa olsun, halk şairlerinin tekke telakkisinde sıkı bir, tek­ke ve mezhepçiliğe hızlı bir alaka ile bağlı olmadıklarını gösteren bir vesikadır. Çok koyu bir Kızılbaş şairi olarak tanıdığımız Pir Sultan bile:

Allah verdiğini almaz dediler
Bana verdiğini aldı neyleyim,

Diyerek kayıt çemberinden fırlamıştır. Hele bunlarda Arap dini, Arap harsı hiç yoktur. Bu nevi edebiyatta bu gizli örnekler pek çoktur. Bunların musikileri daha çok dinsiz ve daha çok Arapsızdır. Tamamile Türk musikisidir. Buna dair de bir örnek verelim:

Geçen »Gizli Halk Musikisinde Armoni Hareket ve Alametleri« başlıklı yazımızda örnek olarak verdiğimiz çoksesli beste ve onun sözleri, meşhur »Pir Sultan’ındır. Bunun melodisi, İstanbul'da bir çok seneler evvel herkes tarafından söylenen ve şimdi yine birçoklarımızın hatırladığı »Çavuş« türküsünün aynidir. Bu parçada söylenen »Niçin gitmez Yıldız Dağın dumanı« yerine »Çok sallama kasatura fırlar belinden« İkinci okunuşta da »Belinden çavuş belinden belinden« ikinci okunuşta da »Belinden çavuş belinden, belinden« ve ekseriya üç defa okunarak üçüncüsünde de »Yandım çavuş. yandım senin elinden« derlerdi.

Yıldız Dağı bestesinin güftesi içinde Anadolu Alevi kabileleri içinde yaptığım tetkikatta onların ihtiyarları şöyle bir rivayette bulunuyorlar:

Pir Sultan’ı Hızır Paşa asmak için takip ettirirken o, kız kardeşi »Elif« ile -bir rivayette- kızı Yıldız Dağına gitmiş. Şair, vaziyetin fenalığından müteessir olduğundan hem derdini döker, hem dağın yüksekliğinden ilhamlar alırmış. İşte o zaman bu nefesi söylemiş:

Gelmiş İken bir habercik sorayım
Niçin gitmez yıldız dağın dumanı
Gerçek erenlerden haber alayım
Niçin gitmez yıldız dağın dumanı

Hateminin al kırmızı taşı var
Ben de bildim ne talihsiz başı var
Bahçesinde bülbül sesli kuşu var
Dost yüzü görmeyen düşman bilinür

Benim şahım al kırmızı bürünür
Niçin gitmez yıldız dağın dumanı
Mürşit cemalinden Ali görünür
Niçin gitmez yıldız dağın dumanı

Ben de bildim şu dağların şahısın
Nice yücelerin yüzü mahilisin
Abdal (Pir Sultan)ın seyrangahısın
Niçin gitmez yıldız dağın dumanı
Dumanı Elif dumanı dumanı

Pir Sultan hem bu nefesi söyler, hem de Elife hitap edermiş. Manzumede nakarat olarak bulunan »Niçin gitmez Yıldız Dağın dumanı« mısraının ikinci okunuşunda Elif'e hitapla; »Dumanı Elif, dumanı, dumanı« dediğinden bütün Alevi kabileleri de böyle okurlardı. Bu itibarla gerek beste ve gerek güftenin söylenişi »Çavuş« türküsü ile karakteristik bir birlik ifade etmektedir. Yıldız Dağı bestesi ve nefesi daha eski olduğu için Çavuş türküsü bestesinin, açık halk musikisi ile sıkı sıkıya alakalı olmasından dolayı, Yıldız Dağı bestesinden müteessir olmuş olduğu ve onu yadırgamadığı şüphesizdir. Bunun gibi bir çok gizli halk musikisi bestelerinin dışarıya sızmamış ve işitilmemiş olmalarına rağmen -hele o devirlerde- açık halk musikisi bestelerinin dışarıya sızmamış ve işitilmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Vahid Lütfi Salcı

İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 640554 ziyaretçi (1178266 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol