edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  => Attila İlhan Şiiri-DoDoç.Dr. Yakup ÇELİK
  => Bunalım Edebiyatı ve Modernizmin Sorunları-Svetlana Uturgauri
  => Karagöz'e Ezgi-Satı Erişen
  => Orta Oyunu Eksikliği-Nihal Türkmen
  => Orta Oyunu ve Karagöz-Nihal Türkmen
  => Dilin Yapısı ve Toplumun Yapısı-Emile Benveniste
  => Türkçe Metinlerde Bağdaşıklık ve Tutarlılık-İrem Onursal
  => Asansörle Yükseltilmek İstenen Çukurlar-Can Yücel
  => KÜLTÜR VE ÖTESİ-Cemil MERİÇ
  => Türkoloji-Cemil MERİÇ
  => Tevfik Fikret ve Batı Retoriği-Rıza Filizok
  => Estetik tarihimize bir bakış-Arslan Kaynardağ
  => MÜRSEL MECAZ-Rıza FİLİZOK
  => Başlıca Dil Bilimi Akımları-Prof.Dr. Rıza FİLİZOK
  => ZİYA OSMAN SABA’NIN NEFES ALMAK ADLI ŞİİR KİTABINDA -Yrd. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => HİKAYE VE ROMANDA “ANLATICI”YA GÖRE METİN TİPLERİ, - Yard. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => GÖSTERGEBİLİM-Yard. Doç. Dr. Mustafa Ö Z S A R I
  => TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME VE KÜLTÜREL FARKLILIKLAR ÇERÇEVESİNDE ULUSAL KÜLTÜR-Prof. Dr. Emre Kongar
  => TÜRKİYE'NİN KÜLTÜREL ÖZ-ANLAYIŞI: AVRUPA BİRLİĞİ İÇİN BİR ZENGİNLİK-Emre Kongar
  => BARIŞ KÜLTÜRÜ VE DEMOKRASİ-EMRE KONGAR
  => GOP NEYİ AMAÇLIYOR, NEYİ GERÇEKLEŞTİREBİLİR-EMRE KONGAR
  => YENİ EMPERYALİZM, HUNTINGTON VE ELEŞTİRİSİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME BAĞLAMINDA TÜRKİYE-Emre KONGAR
  => DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ SORUNLARI-Emre Kongar
  => AVRUPA BİRLİĞİ'NE "ONURLU VE BAŞI DİK" GİRİŞ NE DEMEK-Emre Kongar
  => TOPLUMSAL VE SİYASAL GELİŞMEMİZİ ETKİLEYEN MARKALAR-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME, MİKRO MİLLİYETÇİLİK, ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK, ANAYASAL VATANDAŞLIK-Emre KONGAR
  => NİYAZİ BERKES'DE ÇAĞDAŞLAŞMA KAVRAMI-Emre KONGAR
  => KEMAL TAHİR-Hilm Yavuz
  => OYUNLARIM ÜSTÜNE-Nazım Hikmet
  => OYUN YAZARI OLARAK-Ataol Behramoğlu
  => POPÜLER EDEBİYAT- M. Orhan OKAY
  => HER SÖZ BİR ŞEY SÖYLER-Feyza HEPÇİLİGİRLER
  => Tiyatronun Kökeni, Ritüel ve Mitoslar
  => ROMANDA KURMACA VE GERÇEKLİK
  => Fuzûlî’nin Hikaye-i Leylâ ve Mecnun’u
  => SEZAİ KARAKOÇ ve HİS “;KAR ŞİİRİ”;-Selami Ece
  => İSTANBUL’UN AHMED MİDHAT EFENDİNİN ROMANLARINA TESİRİ
  => AHMET MİDHAT’A ATFEDİLEN BİR ESER: “HÜKM-İ DİL” VE MANASTIRLI MEHMET RIFAT
  => CEZMİ ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER
  => "EDEBİYATEĞİTİMİ"NDE "EDEBÎ METİN"İN YERİ VE ANLAMI
  => Mustafa Kutlu ve Rüzgârlı Pazar
  => BİR BİLİM ADAMININ ROMANI” ÜZERİNE GEÇİKMİŞ BİR TAHLİL
  => ÖLÜMÜNÜN 50. YIL DÖNÜMÜNDE
  => “MİT”TEN “MODERN HİKÂYE” “HİKÂYE”NİN SERGÜZEŞTİ
  => EDEBİYAT DİLİ/EDEBÎ DİL
  => BİR NESLİN VEYA BİR ŞAİRİN ROMANI: MÂİ VE SİYAH
  => İSTİKLÂL MARŞI’NIN TAHLİLİ
  => CAHİT KÜLEBİ
  => TEVFİK FİKRET’İN ŞİİRLERİNDE TRAJİK DURUM
  => MEHMED RAUF’UN ANILARI yahut EDEBÎ HATIRALARIN YAYIMI ÜZERİNE BİR DENEME
  => MEÇHUL BİR AŞKIN SON NAĞMELERİ: TEVFİK FİKRET’İN “TESADÜF” ŞİİRLERİ / YARD. DOÇ. DR. NURİ SAĞLAM
  => Tarihsel Romanın Eğitimsel İşlevi
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ1
  => Tanzimat Dönemi Oyun Yazarliginda Batililasma
  => SİNEMA VE EDEBİYAT TÜRLERİ
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ, ESTETİK BİR HAZZIN EDİNİMİ
  => EDEBÎ TENKİT
  => ADALET AĞAOĞLU’NUN DAR ZAMANLAR ÜÇLEMESİNDE KİMLİK SORUNU
  => Halit Ziya ve Mehmet Rauf'un hayatları ile romanları
  => YAZIN VE GERÇEKLİK
  => MİLLÎ EDEBİYAT
  => HECE-ARUZ TARTIŞMASI/ Arş.Gör.Oğuzhan
  => AHMET HAŞİM’İN ŞİİRLERİNDE ATEŞİN DİLİ / ARŞ. GÖR. VEYSEL ŞAHİN
  => ROMAN TEKNİĞİ BAKIMINDAN YABAN
  => TANZİMATTAN GÜNÜMÜZE COCUK EDEBİYATI
  => KADIN VE EDEBİYAT
  => Şiirin Temel Özellikleri-Christopher Caudwell
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ: HERMENEUTİK BİR YAKLAŞIM Vefa TAŞDELEN
  => VOLTAİRE VE ROUSSEAU ETRAFINDA AYDINLANMA ÇAĞI FRANSIZ YAZINI
  => TÜRKİYE’DE ULUSAL KÜLTÜR TARTIŞMALARI BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ UYGARLIK SORUNU
  => EDEBİYATIN DİLİ ÜZERİNE
  => TARİHİN SINIFLANDIRILMASI
  => Türk Milletini Uyandıran Adam: Attila İlhan
  => EDEBİYAT DERSLERİNİN İÇERİĞİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ KONUSUNDA
  => "Yalancı şöhretlerin Gerçek Yüzünü Ortaya Koydum"-Hilmi Yavuz
  => AVRUPA BİRLİĞİNİ YARATAN NEDENLER VE TÜRKİYE Metin AYDOĞAN
  => DİVAN ŞİİRİYLE HALK ŞİİRİNDE ORTAK BİR SÖYLEYİŞ BİÇİMİ
  => divan şiirindeki sevgili tipini alaya alan bir roman
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ
  => BAĞLANMA VE ÇELİŞKİ
  => Antik Çağ’da Tarih Yazmak
  => TARİHÎ ROMANDA POST-MODERN ARAYIŞLAR
  => Kültürel Batılılaşma
  => GARPÇILAR VE GARPÇILAR ARASINDAKİ FİKİR AYRILIKLARI
  => Harf Devrimi Üzerine Yeniden Düşünmek
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİNDE WALDMANN MODELİ
  => KEMÂL AHMED DEDE VE TERCÜME-İ MENÂKIB-IMEVLÂNÂ’SI
  => TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ İÇERİSİNDE URDUCA
  => Avrupalılaşmak mı, Avrupalılaştırmak mı?CEMİL MERİÇ
  => ŞAİRANE BİR ÇEVİRİ yahut TOPLUMBİLİMİN SERÜVENLERİ Cemil MERİÇ
  => 47 LİLER YAHUT BİR ROMANIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  => ZAMAN, ZAMAN – I TERAKKİ Cemil Meriç,
  => Kırk Ambar (Cilt1)
  => KADIN RUHU, Cemil Meriç
  => Umrandan Uygarlığa-C.Meriç
  => Balzac’tan önce modern roman-Cemil Meriç
  => ARİSTARK’LA ZOİL-c.meriç
  => ELİNDE CENNET AÇAN ZEND AVESTA- c.meriç
  => SELEFÎLİK–SÛFÎLİK VE ÂKİF-SÜLEYMAN ULUDAĞ
  => Mehmet Âkif- Mâhir İz’e Yazdığı Mektuplar
  => DİDO SOTİRİYU’NUN ROMANI GİBİ BİR ROMANIMIZIN OLMAYIŞI
  => HİLMİ YAVUZ’UN DENEMECİLİĞİ
  => İRONİ KAVRAMI, GERÇEKÜSTÜCÜLÜK VE ERCÜMEND BEHZAD LAV ŞİİRİ ÜZERİNE
  => OKUNAMAYAN ROMANLAR
  => Gelenekçilik Geleneğe Dahil Değil
  => Türk Tiyatrosunda İronik Söz, İronisiz Metin
  => Postmodernist İroni
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNİN SİYASİ ETKİLERİ
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNDE SİNEMASAL ÖĞELER
  => Savaş
  => Newton, Goethe ve Sosyal Bilimler
  => Bir Afyon (!) Olarak Diktatörlükten Demokrasiye Futbol
  => Adorno Yüz Yaşında
  => Theodor Adorno: Kültür Endüstrisini Yeniden Düsünürken
  => ADORNO'NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => ADORNO’NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => Frankfurt Okulu
  => TARİHİ MADDECİLİK VE KAPİTALİZM - ÖNCESİ TOPLUMLARASYA TOPLUMU - FEODALİTE Asaf Savaş AKAT
  => POSTMODERNİZM GEÇ KAPİTALİZMİN KÜLTÜREL MANTIĞI
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 2
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 3
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco 2
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak 2
  => Türkoloji Araştırmaları Makaleler Veritabanı
  => Yeni Makaleler
  => Türkoloji Araştırmaları Dergisi
  => Türkoloji Makaleleri
  => ŞAİR DUYARLILIĞI Afşar TİMUÇİN
  => Yazılar.....
  => SEÇME YAZILAR
  => EDEBİYAT Tez / Makale / Kitap ara
  => Orhan Pamuk: Babamın bavulu Nobel konuşması
  => PiVOLKA'da Çıkan Yazılar
  => Amin Maalouf Üstüne
  => Öykünün Yüzyılı /Feridun ANDAÇ
  => Cumhuriyet Dönemi Türk Felsefesinde Bir Hareket Noktası Olarak Teoman Duralı-oktay taftalı
  => Sofist Bilgeliğin "Empirist" Dayanakları Üzerine 0.TAFTALI
  => Birlik ve Liderlik Hayalleri O.TAFTALI
  => Eğitilemeyen Bir Varlık Olarak İnsan O.TAFTALI
  => Çağdaş Bir Tarım Toplumuna Doğru O.TAFTALI
  => Sosyo-Politik Bağlamda Bir Dekadans Olarak Bilgi Toplumu O.TAFTALI
  => Aşkla Varolan Hayatlar O.TAFTALI
  => Batı Medeniyetinin Mutsuz Çocuğu Entelektüel O.TAFTALI
  => Nihat Genç Yazıları
  => Batılı Tarih Bilimi ve Tarihin Mantığı
  => Bir Hayat Alanı Olarak Aile O.TAFTALI
  => Bir Savaşın Kavramları Üzerine
  => Çalışma ve Erdem Kavramları Arasındaki İlgi Üzerine O.TAFTALI
  => Değer Üreten Hayatlar
  => Doğu'nun Hayal Ülkesi O.TAFTALI
  => Dostlukla Yükselen Hayatlar O.TAFTALI
  => Şiirimizin Hazin Sonu O. TAFTALI
  => Soğuk ve Sıcak Hayatlar OKTAY TAFTALI
  => Yalanın Fenomenolojisi O. TAFTALI
  => Günümüzde Medya Kılavuzluğu - Günümüzde Medya Kılavuzluğu
  => Ermeni Meselesinin Kökenini Batının Irkçılığında Aramak Lazım Prof. Dr. Türkkaya Ataöv
  => Osmanlı’dan Lozan’a Musul-Kerkük
  => “Sözümü Tutamadım, Artık Yaşayamam” Turhan Feyizoğlu
  => Gerilla Mustafa Kemal ve Türk Yurtsever Kurtuluş Hareketi Turhan Feyizoğlu"
  => SİYASİ TARİH YAZILARI -YEREL TARİH YAZILARI
  => Yazarlar - yazılar
  => TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKÂRLIĞIN DÜŞÜNSEL - SİYASAL TEMELLERİ
  => yazılar 1
  => yazılar2
  => türk dünyası
  => Derin devlet
  => YAZILAR,
  => SOSYOLOJİ.
  => YAZILAR,,.
  => TANZİMAT DÖNEMİ
  => İdealizm-Realizm
  => Cemil Meriç..
  => ilhan berk
  => NİYAZİ BERKES’İN TÜRK KİTLE İLETİŞİM TARİHİNE KATKILARI
  => yazılar.
  => yazılar..
  => yazılar,
  => yazılar,,
  => yazılar.,
  => YAZILAR.
  => YAZILAR..
  => YAZILAR-
  => YAZILAR-,
  => yazılar.1
  => y.1
  => y.2
  => y.3
  => y.4
  => y.5
  => y.6
  => y.7
  => y.8
  => y.9
  => y.10
  => y.11
  => y.12
  => y.13
  => y.14
  => y.15
  => y.16
  => y.17
  => y.18
  => y.19
  => y.20
  => y.21
  => y.22
  => y.23
  => y.24
  => y.25
  => y.30
  => y.31
  => y.32
  => y.33
  => y.34
  => y.35
  => y.36
  => y.37
  => y,38
  => y.39
  => y.40
  => y.41
  => y.42
  => y.43
  => y.44
  => y.45
  => y.46
  => y.47
  => İnsan-Mekan İlişkileri
  => SANAT VE ELEŞTİRİ
  => Türkiye’de olumsuz Pierre Loti eleştirileri
  => TÜRKiYE’DE MODERN EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ
  => ATATÜRK,
  => MAKALELER:
  => MAKALELER,
  => yz
  => yz1
  => yz2
  => yz3
  => yz4
  => yz5
  => yz6
  => yz7
  => yz8
  => FRIEDRICH NIETZSCHE’NİN TARİH ANLAYIŞI
  => Edebiyat Nedir?
  => YM1
  => YM2
  => YM3
  => YM4
  => YM7
  => YM8
  => YM9
  => İbn Battûta’da “Ahı” Kelimesi ve Anadolu
  => Simone de Beauvoir: Abjeksiyon ve Eros Etiği
  => Toplumsal Cinsiyet Düzenlemeleri
  => Psikanalitik ve Post-Yapısalcı Feminizm ve Deleuze
  => Tarihsel Bir Perspektif Üzerinden İroni Tür ve Tekniklerinin Gelişimi ve Bazı Uygulama Örnekleri Tarihi Gelişim
  => İroni ve Melankoli*
  => İroni, Nostalji ve Postmodern
  => “Daha İyi Anlamak İçin Daha Fazla Açıklamak” İsteyen Bir Yorumbilimci: Paul Ricœur
  => Kendi (Paul Ricœur Üstüne)
  => Sersemleşme Okulu
  => Osmanlı ve Avrupa Arasındaki Karşılıklı Etkileşimde Etnomaskeleme
  => Antik Yunan Tragedyasının Metafiziği
  => Sonbahar Mitosu: Tragedya*
  => Ayrışma, Çatışma ve Fanatizm
  => Fanatizm İlkelliktir
  => Tuhaf Bir Çocuk
  => Huzursuz
  => Benjamin’in Mistisizmine “Üç Yönlü Yol”
  => Renan, Irk ve Millet
  => Varlık, Benlik, Hatırlayış ve Unutuş Üzerine
  => Hangi Kilidin, Hangi Anahtarı?
  => Romanda Tarih
  => Bugün Psikanalizi Tartışmak
  => Kültürde Bakış
  => 1930 Goethe Ödülü Dolayısıyla Frankfurt Goethe Evi’nde Konuşma
  => Jacques Derrida ve Konukseverlik Sorusu
  => Metafiziğin Kalesi Hakkında Düşünmek
  => Hakların İadesi
  => Modern Etiğin İki Temel Direği Agnes Heller
  => Ezoterizme Genel Bir Giriş
  => Turnanın Semahı, Ezoterizmin Zamanı: Bektaşi ve Alevi Zaman Kavrayışla
  => Yeni sayfanın başlığı
  => Ulus-Ötesinden Hukuka Bakmak: Jürgen Habermas
  => Yeni Perspektifler Gerçeğin Çölüne Hoşgeldiniz
  => Orlan: Kırılan Ten Kubilay Akman
  => Pusudaki Ten, Vice Versa
  => Cimri ve Çöp Arasındaki Güçlü İlişki Üzerine
  => Demokrasi Kavramı Üzerine Hayli Spekülatif Bir İrdeleme
  => Benim Çöp Bayramım
  => Kamu Yeniden Kurulurken Kadınlara Ne Olacak?
  => Sonsuzluğun Sınırında: Immanuel Kant
  => Kant ve Üniversite İdeası
  => İki Yüzüncü Ölüm Yıldönümünde: Immanuel Kant ve Kantçılık
  => Kant ve Yeni Kantçılık
  => Otuz Beşinci Gece: Ruh, Can, Hayat, Ölüm, Akıl ve Öte Dünya Üzerine1
  => Ölüm Üzerine Tıbbi Çeşitlemeler
  => Ölüme Karşı Ölüm
  => Avrupa İçin Yeni Bir Ethos Üzerine Düşünceler
  => Avrupa ve Ötekileri
  => Sûfî Şiirinin Poetikası
  => Byron ve Romantiklik
  => Kötülük Toplumu ve Biçimin Muhalefeti
  => Balkanlar: Metaforların Çarpıştığı Bir Savaş Alanı
  => Badiou: Etik Üzerine
  => “Semen est Sanguis" Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Kan
  => Âdet Kanaması Tecrübesi: Sınırlar ve Ufuklar
  => Said ve Saidciler ya da Üçüncü Dünya Entelektüel Terörizmi
  => Kültür Endüstrisini Yeniden Düşünürken
  => Adorno ve Tanrının Adı
  => Kant, Adorno ve Estetiğin Toplumsal Geçişsizliği
  => Adorno ve Berg
  => İbn Battûta Seyahatnamesi
  => Irak Savaşı ve Sivil Etkinlikler
  => Yamalı Çelişkiler Semti: Saraybosna'dan Yenibosna'ya
  => Halkla Birlikte Bir Çağdaş Kent Söylemi Üzerine
  => Yeni Dünya Düzeninin Sonu?
  => Selçuklular Anadolu’da
  => Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubâd Dönemine (1220-1237) Bir Bakış
  => 13. Yüzyılın Başında Anadolu’da Ticaret
  => Selçuklular Döneminde Anadolu’da Felsefe ve Bilim (Bir Giriş)
  => Nietzsche ve ‘Akla’ İsyan
  => Bizans Manastır Sistemine Giriş
  => Öğrenci Radikalizmi Üzerine Düşünceler
  => 1968’i Yargılamak ya da 68 Kuşağına Mersiye
  => “Gelecekte İnsanlara Çok Güzel Görüneceğiz”
  => Nevroz, Psikoz ve Sapkınlık
  => Üniversitede Psikanaliz Öğretmeli miyiz? Sigmund Freud
  => Psikanalist Kimdir?
  => Nerelisiniz?
  => Irak’a Kant Çıkarması
  => Bizans Şaşırtıyor
  => 12 eylül dosyası
  => FETHİ NACİ: Cesur, Gerçekçi Ve Halkçı... İzzet Harun Akçay
  => SON OKUDUKLARIM- İzzet Harun Akçay
  => Sabahın yalnız kuşları-İzzet Harun Akçay
  => Bir Portre - Cahit Sıtkı TARANCI - Şükran KURDAKUL
  => ŞİİR NEDİR? Cahit Sıtkı TARANCI
  => Afşar TİMUÇİN - Şair Duyarlığı
  => Ahmet KÖKLÜGİLLER - Karacaoğlan'ın Yaşamı ve Şiirleri
  => Atilla ÖZKIRIMLI - Dadaloğlu ve Çevresi
  => Aysıt TANSEL - Metin Eloğlu
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
Renan, Irk ve Millet
Renan, Irk ve Millet
Cengiz Çağla


 

1789 yılının ocak ayında Paris’te rahip Emmanuel Joseph Sieyès “Üçüncü Tabaka Nedir?” başlıklı bir kitapçık yayımlar. Kısa sürede büyük ilgi gören bu yapıt, Fransız devriminin ideolojik yapısını çözümlemek açısından özel bir önem taşımaktadır. İlkbahardan itibaren Versailles’ta toplanmaya başlayan ve üçüncü tabakanın1 egemenliğinde olan Etats Généraux (Genel Tabakalar Meclisi), Haziran ayında kendini Ulusal Meclis ilan edecek ve genel çerçevesini birkaç ay önce Sieyès’in çizdiği programı uygulamaya koyacaktı. Sieyès, bu ünlü yapıtında şöyle yazmıştı:

“...üçüncü tabaka nedir? Her şey, fakat kösteklenen ve ezilen bir şey. Ayrıcalıklı sınıf olmasaydı, üçüncü sınıf ne olurdu? Her şey, fakat özgür ve hayat dolu her şey.”2 Daha sonra üçüncü tabakanın tek başına milleti oluşturduğunu söyleyen Sieyès milletin tanımını da yapar: “ortak bir yasa altında yaşayan ve aynı yasa koyucu tarafından temsil edilen bir ortaklar topluluğu.”3

Fransa tarihinde yapılmış ilk millet tanımlarından biri olan Sieyès’in tanımının büyük oranda Jean-Jacques Rousseau’nun görüşlerinden etkilendiği söylenebilir. Rousseau’nun “genel irade” (fr. volonté générale) kavramı, gruplar yerine tüm toplumun çıkarını ön plana çıkarıyordu. Rousseau’ya göre, ‘genel irade’ye teslim olan bireyler, artık ‘yurttaş’ olmuşlardır, parçası oldukları topluma bağlılık duyar ve ‘bütün’ün çıkarlarını kendi çıkarlarının önüne koyarlar.4 Sieyès’in millet kavrayışı eşitlik ideali üstüne kuruludur, ayrıcalıklara dayanan bir düzeni mahkûm eder. “Bireylerin birbirinden farklılaşmadığı bir temelin bulunması ve bu temel üzerinde birlikteliğin kurulması” amaçlanır; böylece “her birey, ulusal iradeden kaynaklanan pozitif yasalar önünde bir yurttaş olarak diğerleriyle aynı güvenliğe, aynı özgürlüğe ve aynı haklara kavuşur.”5
Rousseau, Fransız Devrimi’nin en önemli esin kaynaklarından biriydi. Millet ve milliyetçilik kavramlarının ortaya çıkışı birçok yazar tarafından on sekizinci yüzyılın sonuyla on dokuzuncu yüzyılın başına tarihlendirilmektedir. Elbette ki söz konusu olan Aydınlanma’nın, Fransız ve Amerikan Devrimleri’nin etkileridir. Hans Kohn bu konuda şöyle yazar:

“Milliyetçilik dönemin tek belirleyici gücü olmamasına karşın, Amerikan ve Fransız devrimleriyle başlayan çağı milliyetçilik çağı olarak tanımlamak, kapsayıcı ve anlamlı bir isimlendirme olmaktadır.”6

Kohn’un bakış açısıyla milliyetçilik, dünya ölçeğinde paylaşılan bir “halet-i ruhiye” olmakta, millet de, herkesin bir milletin üyesi olması anlamında, bir kimlik olmaktadır.7 Sieyès, millet, halk ya da toplum kavramları arasında bir ayrım gözetmiyor, tüm bu kavramları, bireylerin içinde birleştikleri soyut bir birliği nitelemek üzere kullanıyordu.8 Bugün, milletin en etkin toplumsal örgütlenme biçimi ve ulus-devletin de en iyi ya da en çok tercih edilen egemen siyasal yapı olduğunu söylemek mümkündür. Devrimler çağından itibaren bireyin en önemli bağlılığı milletine karşı duyduğu yakınlık olmuştur. Bir milliyetçilik tarihçisi olan Kohn, tarihin doğrusal bir çizgi halinde modernliğe doğru ilerlediğini ve ulus-devlet ve milliyetçilik hareketinin bu sürecin önde gelen dinamiklerini oluşturduğunu iddia eder.9
Kohn’un söz konusu anlayışını kabul etsek de etmesek de Fransız devriminin güncelleştirdiği anlamda milletin bu devrimden itibaren egemenliğin temeli olduğunu genel olarak kabul etmek durumundayız. Milliyetçi düşünceler tüm Avrupa’ya Napolyon’un orduları tarafından yayılmış, Fransa’ya karşı savaşan ülkelerin askerleri üzerinde de etkili olmuştu. Böylece millet düşüncesi nispeten bütünleşmiş bir milletten henüz milletleşmemiş topluluklara ve çok daha az türdeş toplumların yaşadığı bölgelere de aktarıldı. Hugh Seton Watson’un işaret ettiği gibi Napolyon’un Balkan Yarımadası’nın tümü üzerindeki etkisi diğer Avrupa ülkeleri üzerindeki etkisine benzemekteydi; O, millet ateşini yakan, milliyetçilik fikrini uyandıran bir önder olarak görülüyordu.10
Bu dönemde farklı ülkelerin yurttaşları millet, vatan, anavatan vb. kavramlara bağlılıklarını ifade etmeye başladılar. Örnek olarak Amerika’yı alacak olursak, ortak ekonomik çıkarlar ve güvenlik ihtiyacı Amerikan ulusunun üzerinde temellendiği ana etmenler olarak öne çıkmıştır. Esasında, Louis L. Snyder’in de belirttiği gibi, her ülkedeki farklı milliyetçi grupların, milliyetçiliği kabul etme ve ulus-devletleri haklı gösterme konusunda kendi yerel özelliklerine göre farklı yollar izlediği söylenebilir. Bazı milliyetçiler ortak dil ve edebiyatı ön plana çıkarmışlardır. Diğerleri toprak bütünlüğünün önemini savunuyorlardı, diğer bazıları ise ortak dini vurguladılar. Ancak, genel olarak şu söylenebilir ki, milliyetçiler şu ya da bu şekilde kitlelere bazı ortak noktalar bulma ve yeni bir birlik altında ortak çıkarlar yakalama konusunda yardımcı oldular. Fransızca anlamıyla millet, Sieyès’in yaptığı tanımdan hareketle, “özel çıkarlara karşı ortak çıkar etrafında birleşmiş olarak sınırları belirli topraklarda yaşayan ve hukuk tarafından korunan ve aynı devlet tarafından yönetilmek için onay vermiş özgür bireylerin oluşturduğu bir insan topluluğu” demekti.11 Benzer şekilde, Elie Kedourie Fransız devrimcileri için şunları yazmaktadır:

“Fransız Devrimcileri için millet demek, yönetim biçimi konusunda ortak imza atmış bireyler topluluğu demektir. Bir millet, ... insan ırkının Tanrı’nın kendi karakteri ile donattığı doğal bir parçası haline gelir. Yurttaşlara düşen görev de bu karakterin saflığını ve dokunulmazlığını korumaktır. (...)Doğru ve daimi devlet, sınırları içinde doğal akrabalık ve duygusal yakınlık yoluyla bir milletin oluştuğu devlettir.”12

Alman birliğinin kurulmasıyla birlikte milliyetçilik konusunda bir başka tipolojinin gündeme geldiğini söyleyebiliriz. Almanya, birliğini, milletin ortak bir dil, kültür ve kanıtlanmış fetih yeteneğine sahip bir halktan oluştuğu esasına dayanan farklı bir millet kavramsallaştırması olan “etnik milliyetçilik” anlayışıyla oluşturmuştu.13 Snyder, Alman milliyetçiliğinin Napolyoncu saldırganlığa bir tepki olarak geliştiğini belirtir ve şöyle yazar:

“Almanlar aşağılanmalarını ve umutsuzluklarını unutmak için şanlı Cermen İmparatorluğu’nun Avrupa’nın gücünün dayanak noktası olduğu geçmişlerine yöneldiler. Şairleri ve filozofları eski geleneklerin örtüsüne sarılmış organik bir halk topluluğunun varlığını araştırdılar, halk şarkıları, peri masalları, efsaneler ve şiirleriyle kahraman geçmişlerini yeniden harekete geçirmeye çalıştılar. Bunu yaparken Batı Avrupa ‘filozoflarından’ çok kendi hayal güçlerine başvurdular.”14
Alman idealizminin hem felsefi hem de siyasal açılardan Fransız Devrimi’nin tüm aşamalarından derinden etkilendiğini biliyoruz. On dokuzuncu yüzyılın ilk yılları Avrupa’nın Fransız etki alanı ve Rus etki alanı olarak ikiye bölündüğü bir döneme tekabül eder. Alman düşünce dünyası bu dönemde, Eric J. Hobsbawm’ın da belirttiği gibi, saf, basit ve yozlaşmamış köylülüğe yönelik romantik bir tutkuya sahne oldu, “halk”ın bu şekilde folklorik bir gözle yeniden keşfi ve yerel lehçeler önem kazandı.15 Bu popülist kültürel romantizm üstün bir ahlaksal idea’nın canlanışı olarak idealleştirilmiş Hegelci devletin yüceltilmesi ile kol kola gitmekteydi16.
Milleti tanımlama konusunda, çeşitli türevleri olmakla genel olarak biri Aydınlanma’dan diğeri de Romantizmden kaynaklanan iki temel anlayış olduğu düşüncesi yaygın kabul görmektedir17. Romantizmden kaynaklanan millet anlayışını bu çalışma kapsamında bir kenara bırakacak olursak Rousseau ve Sieyès’ten gelen Aydınlanmacı çizginin Ernest Renan’la18 güçlendiğini ve bugüne ulaştığını söyleyebiliriz. Rousseau “halk egemenliği” ilkesini ortaya atmış, Sieyès de onu “millet egemenliği” olarak kavramsallaştırmışsa, Renan da bugünkü “modern” –ve büyük ölçüde “Fransız”– millet tanımını geliştirmiştir. Renan, söz konusu tanımı Sorbonne Üniversitesi’nde 11 Mart 1882’de verdiği “Qu’est-ce qu’une nation?” başlıklı konferansında ortaya koymuştur. Renan, konferansının üçüncü ve son bölümüne şu satırlarla başlar: “Millet, bir ruhtur, manevi bir prensiptir. Bu ruhu, bu manevi prensibi aslında bir olan iki şey teşkil eder. Bunlardan biri maziye, diğeri ise hale (bu güne) aittir. Biri, zengin bir hatıralar mirasının müşterek sahipliğidir. Diğeri birlikte yaşama arzusu konusunda mutabakat ve bir bütün halinde devralınan mirası yüceltme iradesidir.” Renan, aynı bölümde daha sonra, sonradan çok ünlü hale gelecek benzetmesini yapar: “Tıpkı bir ferdin mevcudiyetinin kesintisiz bir yaşama iddiası olması gibi, bir milletin mevcudiyeti de –bu benzetme için müsaade ediniz– her gün tekrarlanan bir plebisittir.”
Anlaşılacağı üzere, burada önemli olan husus, milletin iradi bir birlik oluşudur. Renan, milleti oluşturan unsurların ırk, din, dil birliğine, ortak çıkarlara ya da toprak birliğine indirgenemeyeceğini söyler. Renan’ın bu cümleleri kaleme aldığı dönem, on yıl kadar önce Fransa’nın Alman İmparatorluğu karşısında savaşı yitirdiği, Alsace ve Lorraine bölgelerini Almanya’ya bırakmak zorunda kaldığı, imparatorluğun yıkılarak Üçüncü Cumhuriyet’in kurulduğu bir dönemdir. Renan bu metinde doğrudan gönderme yapmasa da içten içe Alsace ve Lorraine’in elden çıktığı gibi tekrar kazanılabileceğini de ima etmektedir19. Renan milletin kendince tanımını yapmadan önce, çeşitli siyaset kuramcılarınca geliştirilen bir dizi millet anlayışını birer birer çürütür. İlk olarak ele aldığı ve üstünde uzun olarak durduğu anlayış, milletlerin kökenini ırka bağlayan yaklaşımdır20. Bu görüşe göre bir ırktan gelen insanlar diğer bir ırkın sahibi olduğu toprakları fethederler ve burada aynı soydan gelen bir toplum anlamında milleti oluştururlar. Irk kavramını tümüyle reddetmeyen Renan bu varsayımın geçersiz olduğunu ilan eder. Ona göre modern Avrupa milletlerinin birçoğu bugün artık birçok ırkın karışımıdır; Almanya Cermen olduğu kadar, Kelt’tir, aynı zamanda Slav’dır. Zaten, insanın zoolojik kökenleri ya da ırkların var oluş kronolojisinin kültür, uygarlık ve dillerin gelişiminden çok daha önceki zaman dilimlerinde oluştuğunu anımsamak gerekir. Dün olduğu gibi bugün de saf ırk yoktur. Milletlerin oluşumunu ırka bağlamak hatalıdır, tarih onların çeşitli hatırlama ve unutma süreçleriyle oluştuklarına dair örneklerle doludur.
Milletleri dil birliğine bağlayarak açıklayan yaklaşım da hatalıdır. Renan bu konuda İsviçre’yi örnek verir. Dil insanları birleştiren, bir arada tutan faktörlerden biri olabilir, ama dil ile ırk arasında, dil ile millet arasında bire bir özdeşlik kurmak tarihsel gerçeklere aykırıdır. Örnek olarak İsviçreliler dört farklı dil konuşurlar, ancak bu olgu onların dört farklı millet olmaları anlamına gelmez. Tüm İsviçreliler kendilerini iradi olarak tek bir İsviçre milletinin parçası olarak görürler. Bir İsviçrelilik kültürü oluşmuştur, bu da İsviçre milletini ayakta tutan temel unsurdur.
Benzer şekilde, dinsel türdeşlik de milletin kökenini oluşturamaz. Fransızlar arasında Katolik, Protestan, Musevi olanlar olduğu gibi herhangi bir dine ve tanrıya bağlı olmayanlar da vardır. Din Fransa’da artık büyük oranda kişisel yaşamın bir parçası olmuştur. Çıkarlar birliği de milleti oluşturan temel faktör olarak ele alınamaz. Renan milletin “gümrük birliği”ne benzetilmesine karşı çıkar, vatan kavramını anımsatarak değerlerle ilgili ruhsal bir birlikteliğe vurgu yapar. Coğrafya da milletin belli bir unsurudur, ama millet sadece coğrafyaya indirgenemez. Milletlerin “doğal sınırları” düşüncesi de sorunludur, bizi insanların özgür iradeleri üstüne ipotek koyarak keyfi ve kötü sonuçlar doğurabilecek bir ırkçılığa götürebilir.
Daha önce de belirttiğim gibi, Renan’ın bu konferansta en çok üstünde durduğu husus, “ırk” ile “millet”in karıştırılmaması gereğidir. Renan bu yaklaşımıyla kendisinden önce yazan çok sayıda Fransız yazarın içinde bulunduğu bir tartışmaya da katkıda bulunmaktadır. Rönesans’tan itibaren Boulainvilliers ve Montesquieu’ye kadar birçok yazar eserlerinde Frankların Galya’yı fethinin yarattığı bölünme ve çatışmalarla geleneklerdeki dönüşümü ele almışlardı21. Franklar ve Galyalılar arasındaki rekabet üstüne odaklanan, kısmen Frankları soyluların, Galyalıları serflerin kökeninde gösteren La Guerre des Deux Races [İki Irkın Savaşı] tezi son olarak Fransız devrimindeki sınıf uzlaşmazlıklarıyla karışarak yeniden gündeme gelmişti22. Tarihçi Augustin Thierry ilk olarak 1850’de yayımlanan Essai sur l’Histoire de la Formation et des Progrès du Tièrs État [Üçüncü Tabakanın Oluşum ve Gelişim Tarihi Üstüne Deneme] adlı kitabında geçmişten gelen söz konusu düşmanlık ve eşitsizliklerin artık eşitliğe dayalı bir hukukla yönetilen özgür ve egemen bir millete dönüşmüş olan Fransa’da tarihe karıştığını yazmıştı23. Bu bağlamda Renan’ın yapmaya çalıştığı da budur: milleti etnik, ırksal, dilsel, dinsel, iktisadi ve territoryal unsurlardan bağımsızlaştırarak tümüyle tarihsel (ortak geçmişi ön plana çıkaran bir nitelikle) ve liberal bir içerikle tanımlamak... Renan’a göre modern milletin temel özelliği, bireyin millete özgür ve iradi katılımıdır. Bu anlayışa göre birey bir millete ait olarak dünyaya gelmez. Bütünüyle özgür olarak millete katılır ya da dilerse o milletin üyeliğinden ayrılır. Millet, spesifik olarak bir halkın tarihinde bir ya da birkaç faktörün kaynaşmasıyla öne çıkmış ya da oluşturulmuş olabilir, ancak bu bize onu kesin çizgilerle sınırlama imkânı vermez. Bugün itibariyle milletin sürekliliğini sağlayan unsur “ortak bir ruhun varlığı” ve onu oluşturan bireylerin sürekli yenilenen onayıdır.

Notlar
1   O dönemde Fransız toplumu üç katmana ayrılmıştı, rahipler, soylular ve üçüncü tabaka. Üçüncü tabaka köylüler, esnaf, burjuva, işçi ve entelektüellerle rahip ya da soylu olmayan diğer tüm gruplardan oluşuyordu.
2   “Üçüncü Tabaka Nedir?”den seçme parçalar, Mete Tunçay (der.), Batı’da Siyasal Düşünceler Tarihi -II, Yeni Çağ, Çev. N. Koray, Teori Yayınları, 1900?, Ankara, s. 417.
3   Tunçay, s. 418.
4   Umut Özkırımlı, Milliyetçilik Kuramları, Eleştirel Bir Bakış, Sarmal Yayınevi, İstanbul, 1999, s. 36.
5   Mehmet Ali Ağaoğulları, Ulus-Devlet ya da Halkın Egemenliği, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 2006, s. 198.
6   Hans Kohn, The Idea of Nationalism, A Study in Its Origins and Background, 9th edition, Mac Millan, New York, 1961, s. vii. (aksi belirtilmedikçe, çeviriler yazara aittir)
7   Kohn, 1961, s.ii.
8   Ağaoğulları, 2006, s. 196.
9   Bkz. Hans Kohn, Prelude to Nation-States: the French and German Experience 1798-1815, Van Nostrand, New York, 1967, s. 2.
10 Hugh-Seton-Watson, The Rise of Nationality in the Balkans, Howard Ferting, New York, 1966, s. 12.
11 Louis L. Snyder, “French Nationalism”, Louis L. Snyder (ed.), Encyclopedia of Nationalism, Paragon House, New York, 1990, ss. 102-105.
12 Elie Kedourie, Nationalism, Hutchinson, London, 1966, s. 58-59.
13 Bkz. Eric J. Hobsbawm, Nations and Nationalism: Programme, Myth and Reality, Cambridge University Press, Cambridge, 1990, s. 37-38. Bu noktada Kaan H. Ökten; Fichte özelinde Alman milliyetçiliğinin etnik milliyetçilik sayılamayacağını savunan görüşler de olduğunu belirtmektedir. Bkz. Kaan H. Ökten, “Siyasal Tarih ile Felsefenin Kesişim Noktası: Fichte’nin Alman Ulusuna Söylevleri”, Eyüp Ali Kılıçaslan, Güçlü Ateşoğlu (der.), Alman İdealizmi1: Fichte, Doğu Batı Yayınları, Ankara, 2006, s. 423.
14 Snyder, “German Nationalism”, Snyder (ed.), 1990, içinde s. 138.
15 Hobsbawm, 1990, s. 37-38.
16 Bkz. Z. A. Pelczynski, “An Introductory Essay, IV: The Nation and Civil Society”, Hegel’s Political Writings, trans. by T. M. Knox, Oxford at the Clarendon Press, Oxford, New York, 1998, ss. 56-68.
17 Örnek olarak bkz. Simone Goyard Fabre, Éléments de Philosophie Politique, Armand Colin, Paris, 1996, s. no. 14, 1988, ss. 135-140.
18 Renan (1823-1892) filozof, tarihçi ve dilbilimci kişiliğiyle tanınır. Rahiplik eğitiminden üniversiteye geçmiş, İbn-i Rüşd’den İsa’nın Yaşamı’na, Hıristiyanlığın Tarihi’nden Bilim’in Geleceği’ne çeşitli alanlarda eserler vermiştir. Collège de France’da öğretim üyeliği ve yöneticilik yapan Renan ahlak ve düşünce alanlarındaki reformculuğu, düşünce ve ifade özgürlüğü konusundaki ödünsüz tutumu ve ilgi alanlarının genişliğiyle dikkat çekmiştir. Renan’ın biyografisi için bkz. Henri Peyre, Renan, P. U. F, Paris, 1969.
19 Alman doğu dilleri profesörü Paul Lagarde 1878’de kaleme aldığı Deutsche Schriften[Alman Yazıları] başlıklı kitabında Alman volk kavramını ırkla bütünleştiriyor, Ortaçağ’da Alman toprağı olan Alsace ve Lorraine’in, halk bugün kendisini Fransız hissetse de, esasında Alman ulusal kimliğinin bir parçası olduğunu ileri sürüyordu. Bkz. Spencer M. Di Scala & Salvo Mastellone, European Political Thought, 1815-1989, Westview Press, Boulder, Oxford, 1998, s. 126.
20 Renan’ın burada isim vermeden eleştirdiği Kont Arthur de Gobineau’nun Essai sur l’Inégalité des Races Humaines [İnsan Irklarının Eşitsizliği Üstüne Deneme] adlı yapıtında (1853-1855) geliştirdiği ve 1880’li yıllarda iyice popülerleşen “ırkların eşitsizliği kuramı”ndan kaynaklanan görüşlerdir. Gobineau dört ciltlik bu çalışmasında insan ırkları arasında tarih, antropoloji ve dilbilim aracılığıyla da kanıtlanabilecek bir hiyerarşi olduğunu ileri sürmüştür. Gobineau’nun düşünceleri daha sonra Hitler ırkçılığının atası sayılacak Houston S. Chamberlain, Eugen Dühring, Bruno Hildenbrang ve Karl Knies gibi Alman yazarlar tarafından pan-cermen ve anti-semit bir içeriğe kavuşturulmuştur. Bkz. Di Scala & Mastellone, 1998,
s. 126-127.
21 Bu görüşlerin bir panoraması için bkz. Dominique Collas, “Guerre des Deux Races”, D.
Colas, Dictionnaire de la Pensée Politique, Larousse, Paris, 1997, ss. 128-131.
22 Bkz, Colas, 1997, s. 130.
23 Augustin Tierry, Œuvres Complètes, cilt 5, s. 8’den aktaran Colas, 1997.


İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 640554 ziyaretçi (1178264 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol