YENİ NESİL ÖĞRETMENLİK
YENİ NESİL ÖĞRETMENLİK
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretim programları üzerinde yapılan son değişiklikler sonucunda 2007–2008 Eğitim ve Öğretim yılında eğitimini verdiğim Fen ve Teknoloji dersindeki uygulamaları göz önünde bulundurduğumda değişikliklerin ne denli köklü olduğu fark ediliyor. Planlanan ve hemen uygulamaya geçirilen yeni öğretim programları ile öğretmenlere çok daha fazla görev ve sorumluluk düşmektedir. Planlanma süresinin hemen akabinde uygulamaya konulan programlara öğretmenler ne kadar ısındırılmış ve ne kadar hazır hale getirilmiştir? Yeni programa adapte olmak için neler yapılması gereklidir?
Yapılandırmacı yaklaşım, öğrenmeyi, deneyimden anlam oluşturmayla eşleştiren bir teoridir. İnsanoğlu, bilgiyi doğrudan almanın aksine, onu kendisi oluşturur. Bebeklere sıcak konusunda uyarı yapıldığı halde ütüye yada sıcak nesnelere dokunmadan sıcağın yaktığını öğrenmelerini beklemek çok doğru olmadığı gibi öğrenilen bilgilerin günlük hayatta tecrübe edilmeden de tam öğrenmenin gerçekleşmediğini hepimiz biliyoruz. Bu, öğrenmenin ancak mevcut bilgilere, deneyimlere dayalı olarak gerçekleşebileceği anlamına gelmektedir. Bir bilgi ne kadar iyi sunulmuş olursa olsun, öğrenciler bir takım süreçlerde kişisel olarak bu bilgileri kullanmadıkça, geçmiş deneyimleriyle ilişkilendiremedikçe onları gerçekten öğrenmiş olmamaktadırlar.
Öğretim sürecinde öğretmen öğretim ortamını yani sınıfını düzenlemek, öğrencilerin etkin bir şeklide katılacakları etkinlikleri hazırlamak ve iyi bir rehberlik yaparak kolaylaştırıcı ve yönlendirici bir rol üstlenmek durumundadır. Geçmiş yıllarda uygulanan öğretim yöntemlerine baktığımız zaman öğretmen dersine ön hazırlık yaparak hazırlanır, çalışma sorularını ya da araştırma konularını belirler. Öğrenimin ne kadar gerçekleştiğini de ölçme değerlendirme tekniklerinden yazılı veya test ile ölçerdi. Geçtiğimiz yıla kadar geçerliliğini koruyan klasik öğretmen modeli iki yıldır basamaklı uygulamaya alınan yeni öğretim programı ile benzerlik göstermemektedir.
Yeni öğretim programında öğretmen öğrencilere bilgi, beceri ve kişisel niteliklerin kazandırılmasına yardımcı olmaktadır. Bunu yaparken diğer öğretmenlerle işbirliğine önem vermelidir. Etkili iletişim yöntemlerini okul içerisinde diğer öğretmenlerle ve yönetimle, ayrıca öğrenciler ve velilerle de iletişim halinde sürdürmelidir.
Öğretmen öğrencilerin gelişimlerini, duygu, düşünce ve becerilerini belirlemede ailelerle görüşmeli, onlarla işbirliği yapmalıdır. Aile, öğrenci hakkında iyi bir bilgi kaynağıdır. Gördüğümüz en ufak bir davranış değişikliği aile ile paylaşılmalı ilerde büyüyüp zor kapanacak yaraların önlemleri erkenden alınmalıdır.
Sınıf içi öğretim etkinliklerini ve ders planlarını düzenlerken öğrencilerin bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurulmalıdır. Etkinlikler sırasında bu özelliklere dikkat edilmelidir. Örneğin bir deney sırasında gruplara ayırdığınız öğrencilerden yazma konusunda yeteneği olana deney raporunu yazdırabilir, etkili el becerisi olana deneyin kendisini yaptırabilir, iletişim yeteneği ön plana çıkan öğrenci ile sınıf içi ve dışı koordinasyonu sağlatabilirsiniz.
Öğretmen sınıfta daima bir tartışma ortamı yaratmalı, öğrencilerin derse aktif katılımlarını desteklemeli, onların duygu ve düşüncelerini ifade edebilmeleri için sınıfta güven ortamı oluşturmalıdır. Öğretmen tarafsız olduğunu herkoşulda ortaya koymalıdır.
Etkili ders için öğretmen grup çalışmalarına yer vermeli, öğrencilerin işbirliği içinde çalışmalarını sağlamalıdır. Birbirleriyle uyum içinde işbirlikçi tutumlarını geliştirmek yeni öğretimin temel taşlarından birini oluşturmaktadır. Grup psikolojisinin ve uyumlu çalışmanın temelleri okul sıralarında atılmalıdır. Toplumun üretici, yapıcı, işbirliğine ve dayanışmaya önem veren, milli değerlerine saygı duyan ve bu değerleri yaşamaya ve yaşatmaya önem veren bireyler olarak yetişmelerine çalışmalıdır.
Öğretmen sınıfta değişik öğretim teknik ve yöntemlerini kullanmalıdır. Hatta öğrencilerle uygulamalar konusunda fikir alışverişi yapmalıdır. Öğrencilerin doğal meraklarını ortaya çıkarmaya ve desteklemeye, sorularla öğrenme arzularını arttırmaya çalışmalıdır. Öğretmen iyi bir önder, lider ve öğretici olmalıdır.
Sadece sonuca dayalı anlayış yerine, öğrenme sürecini de değerlendiren bir anlayış benimsenmelidir.
Öğrencilerin öğrenmelerini anlamaya yardımcı olmalı, onlara kendilerini anlama olanağı sunmalı, farklı alanlardaki çalışmaları ve etkinliklerini ölçmeli ve değerlendirmelidir.
Ölçme ve değerlendirme dersten kopuk , dersten bağımsız ve ders dışı bir etkinlik olarak görülmemelidir. Öğrencilerin neler yaptıklarının yanı sıra nasıl yaptıklarını da ölçmelidir. Farklı ilgi, beceri, zeka yapısı ve öğrenme şekline sahip öğrencilerin değerlendirilmesinde; klasik sınav ve test türlerinin yanı sıra; açık uçlu sorular, gözlem formları, görüşmeler, değerlendirme ölçekleri, günlükler, portfolyolar, projeler vb. araç ve yöntemler kullanılmalıdır.
Yapılandırmacı yaklaşımda ölçme ve değerlendirme, standart testlerden sıyrılmış, öğrenim sürecinin parçası haline gelmiştir. Böylece öğrenciler kendi ilerlemelerini ve gelişimlerini değerlendirmede yer alırlar. Öğretmenlerin ölçme ile ilgili en büyük handikaplarından biri “öğretilenlerin ölçülmesi yerine ölçüleceklerin öğretilmesidir”. Ölçme değerlendirmede kılavuzda yer alan ölçme araçları ve öğretmenler tarafından geliştirilen ölçme araçları da kullanılabilecektir.
Ders bitimlerinde öğrencilerin hatalardan ders almaları için küçük değerlendirme kağıtları ile dönüt alma ve dönütleri dikkate alarak öğrenci değerlendirmelerini düzenli olarak yapmalıdır.
Ölçme değerlendirmede, yalnızca etkinlik sonucunda ortaya çıkan ürüne değil, öğrencilerin öğrenme süreçlerine de dikkat etmelidir. Bunu da belirli aralıklarla yapacağı ders giriş ve çıkış kağıtları ile takip edilmelidir.
Derse başlarken; öğrencileri sunulan konuyu almaya hazır hale getirecek sorular sorulmalı, onların ne bildiği, nelere ilgi duydukları belirlenmeli ve yeni konu bu duruma göre şekillendirilmelidir. Konunun öncesinde öğretmenin araştırma projesi vererek konu hakkında öğrencinin bilgilenmesini hedef göstermelidir.
Öğretmenler, öğrencilerin mümkün olduğu kadar çok yaparak-düşünerek öğrenme etkinliklerine katılımını sağlamalıdır. Unutmamak gerekir ki kalıcı bilgi uygulama haline gelen bilgidir.
Ders planlarında sadece branş ders ile ilişkilendirme yapılmamalı diğer tüm derslerle ilişkilendirmeye gidilmelidir. Öğrenci yaratıcılığını artırmak adına anlatılan konunun hangi derslerle ilişkilendirilebileceğinin yorumunun yaptırılması gerekir.
Yapılacak tüm bu uygulamalarla yeni nesilin soran, sorgulayan ,fikir yürüten bireylerini yetiştirmek mümkün olabilecek mi? Teknolojiyi takip edebilen, öğretim sürecinde kullanılan metodlara teknolojiyi tüm boyutları ile katabilen ve yaratıcı bir zekaya sahip öğretmenler yeni nesil öğretmenliğe soyunmalıdır.
Tüm bu uygulamalardan çıkan sonuç ise; yeni nesil öğretmenler bilgiyi veren değil bilgiye ulaşma yollarını bulmaya rehberlik eden iyi yöneticiler olmalıdır. Öğretmenlik zor zenaat ne diyelim!
Kaynakça :MEB Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı
PINAR TEYİN
EĞİTİM YÖNETİMİ