edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  => SLR Fotoğraf Makinesi Alırken (görüntülü anlatım)
  => Temel Fotoğrafçılık Terimleri (görüntülü anlatım)
  => Fotograf Dersleri
  => Fotoğraf Üzerine Yazılar
  => Fotoğraf Üzerine Yazılar (Doğa Fotoğrafı)
  => Fotoğraf Terimleri Sözlüğü: A-G
  => Fotoğraf Terimleri Sözlüğü: G-Z
  => FOTOGRAF DERGİSİ
  => Gece Nasıl Fotoğraf Çekilir
  => Fotografya 1
  => fotografya 2
  => fotografya 3
  => fotografya 4
  => fotografya 5
  => fotografya 6
  => fotografya 7
  => fotografya 8
  => fotografya 9
  => fotografya 10
  => fotografya 11
  => fotografya 12
  => fotografya 13
  => fotografya 14
  => fotografya 15
  => fotografya 16
  => fotografya 17
  => fotografya 18
  => fotografya 19
  => fotografya 20
  => fotografya 21
  => fotografya 22
  => fotograya 23
  => fotograya 24
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
Fotoğraf Terimleri Sözlüğü: G-Z

Geniş Açı Objektif (Wide Angle Lens): Kısa odak uzunluğuna sahip, konuyu daha geniş bir görüş açısı ile algılayan objektif türü.
GIF (Graphic Interface): Grafik arayüz, Compuserve tarafından online durumdayken fotoğrafları kullanabilmek için üretilmiştir. Internette kullanılan iki görüntü dosya formatından biridir. Sadece 256 renk ya da 8 bitlik görüntüleri destekler.
GIFF (Graphics Interchange Format): Görüntü verisi sıkıştırma dosya formatıdır. Kayıpsız bir sıkıştırma yöntemidir. Web sitelerindeki görüntülerde tercih edilir. Verileri 8 bit kaydettiğinden en fazla 256 renk olanağındadır.
Gigabayt (GB): 1000 Megabayt başka bir ifadeyle 1 milyon byte anlamını taşır.
Giyotin: Basılan fotoğrafları küçültmek ya da kompozisyona uygun duruma getirmek için düzgünce kesen alate verilen ad.
Gizil Görüntü (Latent İmage): Fotoğraf çekildikten sonra duyar katta oluşan fakat geliştirme işleminden önce görülemeyen görüntü.
Glase (Glaze): Bkz. Parlatma.
GOST (Gost): Sovyet standartlarına göre filmlerin ışığa karşı duyarlılıklarını belirleyen değerlerdir.
Gökyüzü Filtresi (Sky Light Filter): Genellikle hafif sarı renkli ve hafif bir yoğunluk (doğal yoğunluk filtrelerinde olduğu gibi) içeren, manzara fotoğraflarının çekiminde yararlanılan bir filtre türü; belirli dalga boylarındaki renkleri süzerek daha doğal görüntüler elde edilmesini sağlarlar.
Görüntü Bozulması (Aberration): Çekilen fotoğrafların genellikle kenarlarında meydana gelen ve objektiflerden kaynaklanan görüntü bozulmalarıdır; basit objektiflerde meydana gelen başlıca yedi tür görüntü bozulması söz konusudur. Objektiflerin dizaynı sırasında yapılan bazı düzeltmelerle görüntü bozulmaları önlenebilmektedir.
Görüntü Çözünürlüğü: Görüntünün kalitesini ifade eder.
Görüntü Keskinliği (Acuntance): Duyarlı katman üzerinde görüntüyü oluşturan yoğunluk sınırlarındaki kenar eğimi açısı olup görüntünün seçikliğini (netliğini) belirler. Bu açı büyüdükçe görüntü keskinliği de kaybolur.
Görüş Açısı (Angle of View): Bir objektifin film üzerine düşürdüğü görüntünün kullanılabilir bölümünü "görebilen" geniş görüş açısı.
Gradasyon (Gradation): Bkz. Gri tonlaması.
Grayscale: Siyah beyaz dokümanları tarama modudur.
Gren: Pozlandırılmış duyarkattaki gümüş tuzcuk kristallerinin, gelişimi sırasında oluşan siyah gümüşün düzensiz şekilli mikroskopik olarak küçük kümeleridir.
Gren (Grain): Duyarkattaki gümüş tuzu zerreciklerinin her birine verilen ad; bunlar ışıklandırılıp geliştirildikten sonra siyah metalik gümüş zerreciklerine dönüşerek görüntüyü oluştururlar.
Grenlilik (Graininess): Duyarkatı oluşturan grenlerin bir araya kümelenmelerinden kaynaklanan iri grenliği görüntü; grenliliği yüksek olan bir görüntüde, görüntü sanki noktalardan oluşmuş izlenimine kapılınır.
Gri Kart: Poz ölçümü için kullanılan ve %18 griye göre ayarlanmış karttır.
Gri Skala: Beyazdan siyaha kadar olan gri tonları belirleyen değişken yoğunluktaki gri basamakların film ya da kağıt üzerindeki oluşumudur.
Gri Tonlaması (Gradation): Bir görüntünün sahip olduğu gri tonlarının sayısal olarak miktarı; Yumuşak görüntüde- çok sayıda gri tonu (siyahsız ve beyazsız);normal görüntüde , görüntü sanki noktalardan oluşmuş izlenimine kapılır.
Gümüş Kazanma (Silver Recovery): Kullanılarak bozulan kimyasal eriyiklerdeki gümüşü yeniden kazanmak amacıyla girişilen işlemler; Bunun için genellikle üç yöntem uygulanır; süzme, gümüşle başka bir metalin yer değiştirmesini sağlama ve elektroliz yöntemi.
Gün Işığında Baskı: Gün ışığında gümüş klorür ya da gümüş sitrat duyarkatlı kağıtlar üzerine değmeli baskı yapma metodudur.
Halelenmeye Karşı Kaplama (Antihalation Coating): Yeni filmlerin çoğunda parlak objelerin görüntülerinin büyütülmesinde hale oluşumundan kaçınmak için malzeme vardır. Olmaması halinde, duyarkat tarafından tümüyle emilmeyen ışık, 'duyarkat ve taban', 'taban ve hava' ya da 'taban ve baskı', tablasının yüzeylerinden yansır. Yansıyan ışık, parlak objelere bitişik görüntü detayını örter.
Hallasyon (Halation): Film duyarkatında ilerleyen ışığın parlak yüzeyli asetat tabana ya da makinenin arka yüzeyine çarparak yansıması ve yeniden duyarlı katmana dönüp filmi etkilemesi olayı; bunu önlemek için genellikle filmlere yansımayı önleyici bir "anti halo" katman konmaktadır.
Hallenme (Halation): Bkz. Halasyon.
Halojen (Halogen): Bir grup kimyasal elemente verilen genel ad; bunlardan brom, klor ve iyot gümüşle birleştirilerek ışığa karşı duyarlı malzemenin yapımında kullanılır.
Halojenler Bromür, iyod, klor gibi duyarkat eriğinde kullanılan elementlere verilen addır.
Havasal Perspektif: Manzara fotoğraflarında uzak planlardaki parlaklık oranının küçültülmesiyle oluşan derinlik etkisidir. Uzak planların parlaklık oranının azalması, sis, duman ya da başka atmosferik etkilerden kaynaklanır. Renkli fotoğrafta etki uzak planların görüntüsünün mavileşmesi şeklinde ortaya çıkar.
Havasal Sis: Aşırı pozlandırılmış ışığa duyarlı malzemelerin geliştirici banyo sırasında hava ile teması sonucunda oluşan kimyasal sislenme etkisidir.
Hayalet Çemberler (Circle of Confusion): Görüntü üzerindeki ya da çevresindeki ışık kaynaklarının ya da kuvvetli yansımaların doğrudan objektife girmeleri durumunda, görüntü üzerinde oluşmasına neden oldukları ışık halkaları; bu halkalar küçüklerse görüntünün keskinliğini etkilemezler, ancak belirli bir büyüklüğü geçtikten sonra fotoğrafta keskinlik kaybına neden olurlar.
Hızlandırıcı (Accelerator): Geliştirici kimyasal eriyiklerde, etkileşimin hızlandırılması amacıyla kullanılan kimyasal bir katkı maddesi.
Hidrokinon (Hydroquinone): Geliştirici banyolarda yüksek kontrast sonuçlar elde etmek için kullanılan bir maddedir. Metol/fenidon adlı maddelerle birlikte kullanıldığında ise genel amaçlı ince gren banyoların yapılmasına yarar.
Hiperfokal Nokta (Hyperfocal Point): Bir objektif sonsuza odaklandığında, seçik görüntünün fotoğraf makinesine en yakın olduğu nokta; objektif hiperfokal noktaya odaklandığında ise makine ile arasındaki uzaklığından yarısından sonsuza kadar seçik bir görüntü elde edilir. Odaklanma sistemi bulunmayan fotoğraf makinelerinde odaklama imalat sırasında bu noktaya yapılır.
Hiperfokal Uzaklık (Hyperfocal Distance): Bir fotoğraf makinesi sonsuza odaklandığında seçik görüntü verebilen en yakın nokta ile fotoğraf makinesi arasındaki uzaklıktır.
Hipo: Sodyumhiposülfit'in kısaltılmışıdır. Işığa duyarlı fotoğraf malzemeleri için saptayıcı madde olarak kullanılır.
Hipo (Hypo: Saptama banyosunun hazırlanmasında kullanılan soda hiposülfit adlı kristal maddenin kısaltılmış ismidir.
Hipo Temizleyici (Hypo-Eliminator): Duyar kattaki hipo kalıntılarını temizleyen kimyasal bir bileşimdir. Bu formül hem film hem de kağıtlar için kullanılabilir.

Hidrojen peroksit ......................... 100 ml.
0.880 amonyak ............................. 10 ml.
Su................................................... 1 l.'ye tamamlanacak.

Bu eriyik kullanılmadan hemen önce hazırlamalıdır. Suda durulanmış olan film ve kağıtları 10 dakika kadar bu eriyikte tutup bir kez daha bol su ile yıkayınız
Holografi (Holography): Fotoğraf makinesi ya da filme gereksinim duymaksızın lazer ışınları ile üç boyutlu olarak görüntünün canlandırılmasını sağlayan karmaşık sistem.
HSB: Renk tonu, yoğunluğu ve parlaklığı esas alan bir cins renk modelidir.
Intensifikasyon (İntensification): Bkz. Yoğunlaştırma
IR Ayarı (IR Setting): Hemen hemen tüm fotoğraf makinelerinin odaklama bilezikleri üzerinde kırmızı renkle işaretlenmiş olan bir olup, kırmızı ötesi film kullanıldığında odaklama yapılabilmesi için referans noktasını oluşturur. Kimi zaman yalnızca "R" harfi ile de ifade edilebilir.
IR Film: Kızılötesi ışığa duyarlı bir tür filmdir.
Iso Birimi: Filmlerin ışığa karşı duyarlılıklarınıbelirten uluslararası terimdir.
Işığa Duyarlı Elektriksel Hücre (Photo-Electric Cell): Işık ölçerlerde kullanılan ve üzerine ışık düştüğünde bundan etkilenen bir hücredir. Üzerine ışık düşmesi durumunda bu hücrelerde küçük bir elektrik akımı oluşur. Düşen ışığın miktarı arttıkça oluşan elektrik akımının miktarı da artır.
Işık (Light): Elektromanyetik tayfta 4000-7000 birim dalga boyuna sahip olan ve görülebilir nitelikte yayılan enerji. Farklı dalga boyları farklı renklerdeki ışığı simgeler.
Işık Kaynağı (Light source): Işık yayarak konunun aydınlatılmasında kullanılan araçların genel adı.Örneğin güneş, tungsten lamba, flaş ya da yansıtıcı birer ışık kaynağıdırlar.
Işık Ölçer (Exposure Meter): Fotoğrafı çekilecek bir cisim üzerine düşen ya da ondan yansıyan ışık miktarını ölçmek amacıyla kullanılan elektronik araç;Fotoğrafın çekilebilmesi için gerekli olan pozlama dengesini diyafram ve örtücü hızı birimleri cinsinden ve seçenekli olarak verir.
Işık Siperliği (Lens Hood): Metal ya da kauçuktan yapılan ve istenmeyen ışıkların objektif yüzeyine düşmesini önleyen, objektifin ucuna katılan parça.
Işık Toplayıcı (Condenser): Dağınık ışık huzmelerini toplayarak yoğunlaştıran optik sistem; ışık toplayıcıları hem aydınlatma kaynaklarında (frensel cam olarak) hem de agrandizörlerde kullanılırlar.
Işıklı Masa: Saydam ve negatif filmlerin rahat bir şekilde incelenmesi için tasarlanmış, içinde ışık ve üstünde cam bulunan masaya denir. Masanın içine renklerin doğru algılanması için gün ışığı tipi ışık kaynağı konur.
İğne Deliği Fotoğraf Makinesi: Çok küçük bir delik ile görüntü oluşturmak için kullanılan objektifsiz fotoğraf makinesidir.
İki Banyolu Geliştirme: Negatiflerin ya da baskıların önce geliştiricide banyo edilmesi ve ardından alkali içeren bir banyodan geçirilmesi işlemidir. Alkali banyo yerine sadece su banyosuda kullanılabilir. Sonuçta; çok ışıklı ve gölge yerlerde, normal ayrıntılı kontrast görüntüler elde edilebilir. Fakat çok yoğun alanlarda duyarkat tarafından sonraya bırakılmış geliştirici eriyik, az yoğun alanlarda geliştirici etkisine devam ederken bayat olduğunda, bütün yoğunluk dağılımı indirgenir.
İkinci Banyo (Fixation): Yaygın fakat yanlış olarak kullanılan bir deyimdir ve saptama banyosu yerine kullanmaktadır. Aslında kimyasal işlem olarak üçüncü sırada yer almakla birlikte, kendisinden önceki aşamaya "Ara banyo" dendiğinden kimileri tarafından ikinci banyo olarak adlandırılmaktadır.
İnce Gren (Fine Grain): Duyarkatı oluşturan gümüş tuzu katmanının çok küçük zerreciklerinden oluşması;zerreciklerin küçüklüğü filmin ışığa karşı duyarlılığını azaltırken film kontrastını artırır.
İnce Gren Geliştirici Banyoları (Fine grain developers) Filmlerin geliştirilmesi işlemi sırasında zerreciklerin birleşme eğilimlerini kıran bir özelliğe sahip geliştirici banyo türü.
İndeks Baskı: Yeni sistem fotoğraf baskı makinelerinde bulunan ve filmle birlikte verilen karta verilen ad.
İnternegatif (Internegative film): Bkz. Ara negatif kullanıldığında ise genel amaçlı ince gren banyoların yapılmasına yarar.
İri Gren (Course grain): Duyarkatı oluşturan gümüş tuzu katmanının iri zerreciklerden oluşması; zerreciklerin büyüklüğü filmin ışığa karşı duyarlılığını artırırken, film kontrastını azaltır.
İzokromatik (İsochromatic): Ortokromatik kelimesi ile eşanlamlıdır.Kimilerince bu kelime yerine kullanılır.
Jelatin (Gelatin): Fotoğrafçılıkta kullanılmakta olan ışığa karşı duyarlı malzemelerde, gümüş tuzlarını tutmak için kullanılan çok ince ve şeffaf katman.
JPEG: Joint Photographic Experts Group adlı topluluğun baş harflerinden oluşturduğu bu dosya standartı günümüzde en çok kullanılan formatlardan biridir. JPEG'in çok çeşitli versiyonları mevcuttur. JPEG 8 x 8 piksellik bir alanı alır ve buradaki bilgiyi en düşük değerine kadar sıkıştırır. JPEG renkli ve gri tonlu görüntüleri gerçeğe yakın görünüme sahip olacak şekilde tasarlanmış standart bir görüntü sıkıştırma mekanizmasıdır. Bu, dijital kameralarda birçok fotoğrafı çekebilmemizin başlıca nedenlerinden biridir. Sıkıştırma bazı dosyalarda "bloklanma", "çentikler" ya da "pikselizasyon" gibi sorunlara yol açabilir.
Kablo Denklanşör: Fotoğraf makinesinin denklanşörüne takılan; esnek, eğilebilen kablodur. Havlı, çelik telli ve elektronik tipleri vardır.
Kadminyum Sülfit (Cadmium Sulphite): Işığa karşı duyarlı elektriksel hücrelerin bir türü olup diğerlerine oranla ışığa karşı daha fazla duyarlıdır.
Kamera Obsküra (Camera obscura): Günümüz fotoğraf makinelerinin atasıdır.En basit şekliyle bir duvarında küçük bir elik bulunan karartılmış bir odadır. Bu delikten geçen ışık karşı duvarda, dışarıdaki görüntünün baş aşağı gelmiş biçimini oluşturmaktadır. Bu olaya ilk kez M.Ö. 4. yüzyılda Aristo tarafından değinilmiş, daha sonra geliştirilerek resim yapımında kullanılmıştır. 16. yy.da bu araçlara dışbükey mercekler yerleştirilmiştir. Kamera obsküra'ya ışığa karşı duyarlı bir malzeme yerleştirilmesini ilk düşünen kişi 1800’lerde Thomas Wedgwood olmuş, Fransız Niepce bunu gerçekleştirmiş ve ilk "fotoğrafı" 1826'da çekmeyi başarmıştır.
Kaplama (Coating): Bkz. Objektif kaplaması.
Karakteristik Eğri (Characteristic Eğri): Işığa karşı duyarlı malzemelerin bir anlamda verimlilik grafiğidir. Bu malzemelerin pozlama, yoğunluk, duyarlılık, kontrast gibi konulardaki özelliklerini ortaya koyar.
Karanlık Torba (Changing Bag): Karanlık odanın yakın olmadığı durumlarda, içinde, ışığa karşı duyarlı malzemenin çeşitli işlemlere tabi tutulabileceği, kalın siyah bezden yapılmış torba.
Karanlıkoda (Darkroom): Filmlerin banyo edilmesi ve kart baskısı yapılması için elverişli bir biçimde düzenlenmiş, karartılmış, gerekli araç ve gereçleri de içeren oda.
Karanlıkoda Işığı (Safe light ): Işığa karşı duyarlı malzemelerle çalışılan karanlık odada bunların ışıktan etkilenerek bozulmalarını önlemek için kullanılan özel ve genellikle kırmızı renkli ışık. Karanlık oda ışığın gerçekten duyarlı malzemeleri etkileyip etkilemediğini saptamak için çalışma yapılan tezgahtan bir metre kadar yükseğe yerleştirilmiş lambayı görecek noktaya bir fotoğraf kağıdı bırakmak ve üzerine bir bozuk para atmak gerekir. Bir süre sonra kağıt banyo edildiğinde, üzerinde paranın izi çıkmamalıdır.
Karşılıklılık Kuralı (Reciprocity Law): Bkz. Pozlama dengesi kuralı.
Kart Baskısı (Englargement): Bkz. Büyütme.
Kartuş (Cartridge): Filmin çekilmeden önce ve çekildikten sonra ışık almasını engelleyecek biçimde yapılmış plastik ya da mikadan koruyucu kılıf; Kartuş koruyucu içindeki filmler genellikle minyatür boy fotoğraf makinelerinde kullanılmaktadır.
Kaset (Cassette): Belirli uzunluklarda (36poz ya da 24 poz ya da istenilen uzunlukta sarılmış) 35 mm. Filmin ışıktan korunmak için içine konduğu metal ya da plastikten koruyucu kılıf.
Katlama (Pushed Process): Bkz. Zorlama
Kavrama Gücü (Resolving Power): Gözün, objektiflerin ya da ışığa karşı duyarlı yüzeylerin görüntü üzerindeki ince ayrıntıları algılama gücü; Fotoğrafçılıkta sonuçsal görüntü hem objektifin hem de duyarkatın kavrama gücü ile yakından ilgilidir. Kavrama gücü bir anlamda, her milimetre kareye düşen çizgi sayısı ile ifade edilir.
Kelvin (K) (Kelvin): Özellikle renkli negatif ve saydam filmlerin sadık kalması için çok önemli olan renk ısısı birimleri; 2000ºK'den 15000ºK'e kadar değişebilir.
Kepenk (Barn Doors): Işık kaynaklarının üzerinde, ışık huzmesinin yönünü ve genişliğini ayarlamakta kullanılan kapakçıklar.
Kesinlik (Acutance): Bkz. Görüntü keskinliği ve akütans.
Keskinlik: Görsel netlik için öznel terimdir. Bazen bu terim yerine keskinde kullanılır.
Kılavuz Değerler (Guide numbers): Flaş kullanılarak çekilen fotoğraflarda doğru pozlamanın yapılabilmesi için kullanılan ve her flaşın ayrı ayrı sahip oldukları bir değer.
Kırık Görüntülü Telemetre: Telemetreli fotoğraf makinelerinde netlik yapıldığında bakaçtan görülen iki yarı görüntü bir araya gelir. Böylece netlik yapıldığı anlaşılır. Bu deyim, bazı refleks fotoğraf makinelerinin netleme ekranı içinde yarı görüntü sınırını ayarlamak içinde kullanılır.
Kızıl-Ötesi (Infrared): Elektro manyetik renk tayfının kırmızı ucunun ötesinde, görülmesi mümkün olmayan dalga boyuna sahip ışık ışınları; özel olarak bu renge duyarlı kılınmış filmlerle görüntülenebilirler.
Kilobyte (K): 1000 bit anlamını taşır.
Kloro-Bromür Kağıtlar (Chloride Bromide Papers): Duyarlı katmanlarında gümüş klorür ve gümüş bromür karışımı içeren fotoğraf kağıtlarıdır. Baskıda sıcak tonlar oluştururlar.
Koma: Bir çeşit mercek kusurudur. Objektifte merkezin uzağına düşen bir noktasal görüntü, nokta yerine kuyruklu yıldız şeklinde görüntü oluşturur. Simetrik geniş açılarda ve büyük açıklıklı objektiflerde görülür.
Kondansatör (Conderser): Bkz. Işık toplayıcı.
Kondansör: Düz yüzeyleri dışarı gelecek şekilde kullanılan bir çift düz kenarlı dış bükey merceklerden oluşan optik sistemdir. Işık kaynağından çıkan ışınların (agrandizörlerde ya da projeksiyonlarda) bir demet içerisinde yoğunlaşmasını sağlar.
Konstinsky Etkisi (Konstinsky Effect): Geliştirme banyosu sırasında yeterli çalkalama (ajitasyon) yapılmamasından kaynaklanan ve görüntüde parlak ve karanlık bölgelerin birbirlerine tecavüz etmesi ile sonuçlanan hata; çalkalama bu hatanın meydana gelmesini önler.
Kontak Baskı Kağıdı (Contact Printer): Kontak baskı yapılırken kullanılmakta olan araç; Film şeritlerinin ve kağıdın birbirine yapışık durmasını sağlayacak biçimde yapılmıştır. Filmleri ve kağıdı yapıştıran üst parça camdan yapılmıştır. Kontak baskı şaselerinin en basiti uygun boyutlarda kesilmiş bir cam parçasıdır. Çok daha geliştirilmiş modeller bulunmaktadır.
Kontrast (Contrast): En açıktan en koyu tona geçinceye kadar bir film ya da fotoğraf kağıdında ara gri tonlarının varlığı ya da yokluğu; kontrastı etkileyen öğeler ise, konunun aydınlatma oranı, objektifin özellikleri, duyarlı malzemelerin özellikleri, banyo edilme oranı, kullanılmakta olan agrandizörün özellikleri, kullanılan kontrast özelliği ve yüzey dokusudur.
Kontur Etkisi: Negatiflerin banyosu sırasında fazlaca pozlanmış bölgelerin sınırlarındaki yoğunluğun baskıda beyaz bir kenar oluşturacak şekilde artmasıdır. Renkli negatiflerdeb apılan baskılarda daha bariz biçimde belli olur. "Mackie Etkisi" de denir.
Konvertör (Converter): Objektifle fotoğraf makinesi arasına takılan ve objektifin odak uzunluğunun artırılması amacıyla kullanılan araç; Bu araçlar odak uzunluğunu üzerlerinde yazılı değerlere göre iki ya da üç misli gibi değerlere yükseltirler. Bu arada görüntü kalitesinde kayba da neden olurlar.
Körük (Bellows): Işık geçirmez bir biçimde yapılmış, bastırılınca sıkışarak boyu kısalan çekilince açılarak boyu uzayan objektifle makine gövdesi arasına takılarak makro çekimler yapılması amacıyla kullanılan parça.
Köşe Kararması: Bir mercekte görüntünün orta parlaklığı ile kenar-köşe parlaklığı farklıdır. Objektif tasarımına bağlı olarak köşe kararması farklılıklar gösterir.
Kromatik Görüntü Bozulması (Chromatik aberration): Merceklerin aynı konu üzerindeki farklı dalga boylarına sahip renklerden yansıyan ışıkları aynı noktada odaklayamamasından doğan görüntü bozulması.
Kurutma Dolabı ya da Makinesi: Banyo işlemlerinden sonra film ya da kartların kurutulması için özel tasarlanmış kurutma mekanizmasına verilen ad.
Kutu Fotoğraf Makinesi (Box Camera): George Eastman tarafından 1888'de tanıtılan en basit fotoğraf makinesidir. Çok basit ve tek elemanlı bir objektif, ışık geçirmez bir kutu ve arka tarafına film takılmasına olanak veren bir kızaktan ibarettir. Örtücü hızı ve diyafram değerleri sabit olup1/25 saniye ve f/11'dir. Objektif çok yakın cisimler dışında her şeyi net çekebilecek biçimde seçilmiş ayarlanmış olduğundan ayrıca bir de odaklama sistemi eklenmemiştir.
Kuvvetlendirici (Replenisher): Kullanılarak özelliklerini kaybeden geliştirici banyolara eklenerek güçlerini yeniden kazanmalarını sağlayan katkı maddesi.
Kuvvetlendirme (Replenishment): Kullanılarak özelliklerini kaybeden banyolara katkı maddesi ekleyerek özelliklerini kaybetmesini önleme işlemi.
Küçük Boy Fotoğraf Makineleri (Miniature Camera). Genellikle 35 mm. film kullanan fotoğraf makinelerinin genel adı.
Küresel Görüntü Bozulması (Spherica Aberration): Görüntü keskinliğinde kayba neden olan optik hata; bu hatadan yararlanılarak yumuşak odaklı objektifler yapılmaktadır.
Küvette Geliştirme İşlemi (Dish development): Işığa karşı duyarlı malzemelerin ve de çoğunlukla tabaka film ve fotoğraf kağıtlarının, içinde geliştirici banyo bulunan küvetlere tümüyle batırılarak banyo edilmesi işlemi.
Küvette Geliştirme İşlemi (Dish development): İçinde fotoğrafik işlem yapılabilmesi için tasarlanmış, fotoğraf kağıtları boyutlarına uygun olarak dikdörtgen şeklinde, değişik malzemelerden yapılmış kaplara denir.
LCD (Liquid Crystal Display): Dijital kameralarda bulunan ekrana verilen ad. Türkçe karşılığı likit kristal ekran.
M: Elle çalıştırma konumu.
M Eşzamanlama: Bir perde obtüratörünün açılması ile bir flaş ampülünün (magnezyumlu flaş) eş zamanda çakmasını sağlayan düzenektir.
Macenta: Tayfsal eşitliğe sahip olmayan morumsu kırmızı renktir. Mavi ve kırmızı ışığın toplamalı yöntem ile karıştırılmasından oluşur.
Magazin: Fotoğraf Makinelerinin gövdesinden ayrı olarak arka bölümüne takılabilen ışık geçirmez film taşıyıcısına verilen addır.
Makro Objektif: Makro fotoğraf çekimlerinde kullanılan özel tasarlanmış objektif türüdür.
Marjör: Fotoğraf baskısı sırasında fotoğraf kağıdını düz tutmak için kullanılan tutucuya verilen addır.
Matrix Array: Matrix Area (alan) ya da Single (tek) Matrix, tam renkli görüntüleri anında elde edebilen CCD'lerdir. Pikseller RGB filtreleri tarafından örtülür. Bazı matrixlerde yeşil renk kırmızı ve maviye göre daha çoktur ve bu sayede daha detaylı görüntü elde edilir. Çünkü insan gözü yeşil renge daha duyarlıdır. Karışık RGB filtrelerinin kötü noktası çözünürlüğün azalmasıdır, çünkü alanın üç ya da dört elementi bir piksel için kullanılır.
Megabayt (Megabyte): 1024 kilobayt bir megabayta eşdeğerdir. Dosyaları boyutlandırmada kullanılan ölçüm birimidir. Bir dosyanın kaç megabayt olduğu, o dosyanın sabit diskte ne kadar yer kapladığını ifade eder.
Megabyte (MB): 1.000.000byte'ı ifade etmek için kullanılır.
Megapiksel (Megapixel): 1 milyon megpiksellik fotoğraf. Daha çok yüksek çözünürlüklü makinelerde kullanılan tabirdir. Bir fotoğrafın piksel değeri ne kadar büyükse, çözünülürlüğü de o kadar yüksek olur. Yeni fotoğraf sensörleri (algılayıcı) megapiksel değerini kullanırlar. Yeni profesyonel dijital fotoğraf makineleri 4 ya da 6 milyon piksel gibi sensörlerle donatılmıştır.
Mercek: Işık demetinin kırılarak belli bir noktada toplanmasını sağlayan optik gereç.
Mercek Kusurları: Merceklerin ya da diğer optik sistemlerin içerdikleri hataların genel adıdır. Bu hatalar, görüntünün biçiminin, keskinliğinin ve aydınlığının renginin değişmesine yol açar. Açeşitli mercek kusurları azaltılabilir; ancak, çok elemanlı bir optik sistemin kusurları tamamen giderilemez. Mercek kusurlarının başlıcaları; 1- Küresellik, 2- Koma, 3- Astigmatizm ve alan eğikliği, 4- Eğik küresellik, 5- Biçim bozulması, 6- Renkseme kusurları
Merkezi Obtüratör: "Yaprak obtüratör"'ün diğer adıdır. Objektifle mercek arasına yerleştirilmiştir.
Metol: Suda eriyebilir beyaz kristale benzer tozdur. Geliştirici banyolarda dengeleyici olarak kullanılır.
Mired: Renk ısısı ölçümünde kullanılan birimdir. Bir ışık kaynağının mired değeri bir milyona bölünmüş Kelvin cinsinden renk ısı derecesidir.
Nanometre: Elektromanyetik ışınımın dalga uzunluğunun uluslararası birimidir.
Natürmort (Still Life): Kesme çiçek, meyve, av hayvanı, gibi durağan neslelerden oluşan ve fotoğrafçı tarafından amaca yönelik olarakdüzenlenerek gün ışığı ya da stüdyo ışığında pozlandırılan kompozisyonlara verilen addır.
Negatif: Film, cam levha ya da kağıt üzerine orjinalinin parlaklık dizisinin tersine sıralanmış tonları bulunan bir konunun kaydedilmiş bir görüntüsüdür.
Negatif Dosyası: Filmleri dış etkenlerden korumak için üretilmiş şeffaf bir tür sayfadır. Dosyaların üzerine sayı, tarih, lokasyon gibi bilgileri kaydetmek faydalıdır.
Netleme Camı: 35 mm SLR, orta ve büyük boy fotoğraf makinelerinde yer alan, fotoğrafı çekilecek konunun gözüktüğü, netlemeye yardımcı camdır.
Netleme Gereci: Agrandizörün tablosuna düşen büyütülmüş görüntünün netliğini daha da keskin ayarlayabilmek için karanlık oda da kullanılan araçtır.
Netlik Derinliği: Fotoğrafı çekilen konun önünde ve arkasında net olarak çıkan bölgedir. Bu net bölge, seçilen diyaframa, odak uzaklığına ve konuya uzaklığa göre değişir.
Newton Halkası: Saydamların yerleştirildiği camlı çerçevelerde ya da agrandizörlerdeki negatiflerin yerleştirildiği camlı şaselerde meydana gelebilen, renkli halelere verilen addır. Genel olarak nedeni nemdir. Önlemek için en etkili çözüm bu durumu gidermek için üretilmiş özel camları kullanmaktır.
Noise: Daha çok yüksek pozlamalarda görülen sensördeki elektriğe bağlı bozulmalara verilen ad. CCD kalitesi ya da makinede kullanılan teknoloji zayıflığı da “noise”e yol açabilir. Bir fotoğraf karesinde yanlış yerleştirilmiş pikseller ya da gelişigüzel bir parlaklıkta olan pikseller olarak karşımıza çıkarlar. Bu kirlenme sonucu, fotoğraf grenli gözükür.
Nokta Ölçüm (Spot Metering) Nokta ölçüm bir pozlama çeşididir. Bu pozlamada, kadrajlanan alandaki tek küçük bir noktayı hesaplayarak pozlama yapılır. Bu sistem dikkatli ve doğru kullanıldığında, çekilen alanın iyi pozlanmasını diğer alanların ise aşırı ya da az pozlanmasını sağlayarak dikkat çekici bir görüntü elde edilmesini sağlar.
Normal Objektif: Standart objektif olarak adlandırılır. Filmin boyutlarına göre görüntü alanının köşegeni uzunluğunda odak uzaklığı olan objektife normal objektif denir.
Objektif (Lens): Genellikle birden fazla mercek elemanından oluşan ve temel işlevi film düzlemi üzerine seçik görüntü düşürmek olan parça.
Objektif Kaplaması (Lens Coating): Objektiflerde çeşitli nedenlerle oluşan yansımaları gideren ve merceklerin yüzeylerine çok ince tabakalar halinde yapılan magnezyum flüorür kaplaması.
Objektif Kavrama Gücü (Lens Covering Power): Herhangi bir objektifin kullanılır niteliklere sahip olacak biçimde üretebildiği en geniş alan; bu alanın dışındaki görüntüde çeşitli bozukluklar söz konusudur.
Obtüratör (Shutter): Bkz. Örtücü.
Odak Derinliği (Depth Of Focus): Objektifin yeniden odaklamasına gerek kalmaksızın film düzleminin hareket ettirilmesi durumunda yine de seçik görüntü alınmasını sağlayan optik olay.
Odak Düzlemi (Focal Plane): Objektiflerin optik eksenine dik olan ve odak noktasından geçen varsayımsal düzlem. Seçik görüntü alınabilmesi için film, fotoğraf makinelerinde bu düzlem üzerine yerleştirilir.
Odak Düzlemi Örtücü (Focal Plane Shutter): Bkz. Perde örtücü.
Odak Noktası (Focal Point): Objektifin optik ekseni üzerinde, belli bir konudan gelen paralel ışık huzmelerinin toplandığı (odaklandığı) nokta.
Odak Uzaklığı: Bir objektifin odak uzaklığı, objektifin optik yapısının merkez ile film yüzeyi arasındaki uzaklığın milimetrik ifadesidir.
Odak Uzunluğu (Focal Lenght): Herhangi bir objektif sonsuza odaklandığında, görüntüyü düşürdüğü odak noktası ile objektifin optik merkezi arasındaki uzunluktur.
Odaklama (Focusing): Fotoğrafı çekilecek olan cismin seçik (net) bir görüntüsünün elde edilmesi için, odak noktasının odak düzlemi (film düzlemi) üzerine düşmesini sağlama işlemi.
Odaklama Camı (Focusing Screen): Fotoğraf makinelerinde fotoğrafı çekilecek cismin görülebilmesin ve odaklanmasını sağlayan, genellikle beyaz renkli buzlu cam.
Onaltı (16) Bit Görüntü: Kabaca, 32.000 renk içeren görüntü
Optical Zoom–Digital Zoom: Optik zoom, siz hareket etmeden sizi nesneye daha da yaklaştırır. Optik zoom, içinde yer alan lenslerin kombinasyonunu sağlayarak algılayıcıda yani sensörde yakınlaşan kısmın daha büyük çözünürlükte olmasına olanak tanır. Dijital zoom ise varolan datanın görünümünü değiştirir. Yani sensör(algılayıcı) tarafından toplanan datanın istenen bölümünün büyütülmesini sağlar. Optik zoomun resim ve çözünürlük üzerinde hiçbir etkisi yok iken dijital zoom resmin kalitesini bozar. Optik zoom yapan kameraların fiyatları bu yüzden daha yüksektir.
Optik Eksen (Optical Axis): Objektif sisteminin tam merkezinden geçen varsayımsal çizgi; Bu çizgi boyunca hareket eden bir ışık ışınının hiç bir kırılmaya uğraşmaması gerekir.
Orta Format Fotoğraf Makinesi (Medium Format Cameras): 4,5x6 ; 6x6; 6x7; 4x9 cm. Boyutlarındaki tabaka ya da roll film kullanılan fotoğraf makinelerinin genel adı.
Ortokromatik (Orthochromatic): Mavi ve yeşil renklere duyarlı olmakla birlikte, kırmızı renge karşı duyarsız olan film (duyarkat) türü.
OTF (Off The Film Metering): Refleks makinelerde kullanılanfilm düzlemi üzerinden ölçüm yapan ışık ölçüm sistemidir.
Otofokus (Autofocus): Bkz. Otomatik odaklama.
Otomatik ODAKLAMA (Autofocus): Genellikle agrandizörlerde, büyütme oranına paralel olarak agrandizör kafasının yükselmesinden etkilenmeksizin odaklama işlemini kendi kendine yapabilen sistem.
Ön Yıkama: İnce gren gelişimine engel olabilecek fotoğraf malzemelerinin arka boyalarını çıkarmak için ya da bir roll filmi küvette geliştirmeden önce yumuşatmak için önce suya daldırma işlemine denir.
Örtücü (Shutter): Film düzlemine ulaşacak olan ışık miktarının filmi ne kadar süre ile etkileyeceğini belirleyen mekanik parça; perde örtücü ve yaprak örtücü olmak üzere iki türdür.
Örtücü Hızı (Shutter Speed) Örtücü adlı mekanik parçanın ayarlanabilir açılıp kapanma hızı birimleri; örtücü hızı değerlerinin standart dizisi tam sayılar biçiminde ifade edilmekle birlikte bunlar aslında saniyenin kesirlerini ifade etmektedirler.
P Ayarı: Pozlandırmanın otomatik olarak makine tarafından yapıldığı ayardır.
Pan (Pan): Bkz - Pankromatik.
Pankromatik (Panchromatic): Görülebilir renk tayfının tüm renklerine ve biraz da morötesi ışınlara karşı duyarlı bir duyarkata sahip olan filmlerin kod ismi.
Panoromik Fotoğraf Makinesi (Panoramic Camera): Özel olarak yapılmış döner bir objektife sahip. Çok geniş bir görüş açısını, görüntü bozulmasına neden olmadan fotoğraflayabilen makinelere verilen ad;kimi makinelerde bu görüş açısı 140 dereceye ulaşmaktadır.
Paralaks (Parallax): Filmin ve gözün fotoğrafı çekilecek konuyu farklı noktalardan görmelerinden kaynaklanan farklılık; konu makineye yaklaştıkça bu farklılıklar artar. Yalnızca tek objektifli refleks fotoğraf makineleri bu hatayı yapmazlar.
Parasoley (Lens Hood): Bkz. Işıksiperliği.
Parça Film (Sheet Film, Cut Film): Bkz - Tabaka film
Parlatma (Glaze): Parlak yüzeyli fotoğraf kağıtlarının hem kurutulmak hem de yüzeylerin parlatılması için tabi tutuldukları işlem; bu ya özel parlatma makinelerinde ya da temiz parlak yüzeylere (örn: cama) yapıştırılarak da elde edilebilir.
PCMCIA: Dijital fotoğraf makinelerinde kullanılan bir cins bellek kartıdır. Bilgisayarlara takılarak fotoğrafların transferini sağlar. Üç tipi mevcuttur. Birinci ve ikinci tip genellikle Flash RAM ve Statik RAM, üçüncü tipi ise küçük sürücüler şeklindedir.
PCMCIA Adapter: PCMCIA girişine hafıza kartlarının takılmasında kullanılan bir ara adaptördür. Adaptör, küçük hafıza kartlarını kabul ederek onu standart bir PCMCIA bağlantısına dönüştürür.
Pentaprizma (Pentaprism): Genellikle 35mm. Tek objektifli refleks fotoğraf makinelerinde odaklamanın yapılmasını ve hareketli aynadan gelen görüntünün göze iletilmesini sağlayan parça.
Perde Örtücü (Focal Plane Shutter) Odak düzleminin hemen önünde yer alan ve film yüzeyini tarayarak görüntünün oluşmasını sağlayan örtücü türü.
Perivizyon Objektif: Dikey olarak 360 derecelik panaromik görüntüler fotoğraflamak için kullanılan çok geniş açılı objekif tipidir.
Perspektif (Perspective): Gerçekte üç- boyutlu olan bir cismin iki boyuta indirgendiğinde büyüklüğü ve biçimi arasındaki ilişki; fotoğrafçılıkta perspektif konuya bakış açısı ile yakından ilgilidir.
Piksel: Dijital fotoğrafta görüntüyü oluşturan temel unsur. Piksel sayısının çokluğu görüntünün daha büyük ve kaliteli olarak basılabilmesini sağlar.
Pistole (Air Brush): bkz. Hava Fırçası
Pixel (Picture Element): Pixel, bir dijital görüntünün ya da algılayıcının en küçük öğesidir. Çözünürlüğü ve fotoğraf boyutunu ölçmede de kullanılır. Birçok VGA tip monitörün ekran çözünürlüğü 640 x 480 pikselliktir. Mesela 640x480 çözünürlüklü bir görüntüde 307200 adet nokta bulunur ki bu noktaların her birine pixel denir. “Bilgisayar ekranındaki görüntüyü oluşturan çok sayıdaki küçük ışık noktacığı” olarak da adlandırabiliriz.
Pixelization - Jaggy: Bir görüntünün yüzde yüz oranından daha büyük bir oranda büyütülmesi ile oluşan piksellerin normal halinden daha büyük ve bozuk görünmesidir. Pikseller ne kadar küçük ve sayıları ne kadar çok olursa "pikselizasyon" o kadar az olur. Pikselizasyon ''jaggy'' olarak da adlandırılır.
Plug-In: Bağlantıyı fiziksel olarak gerçekleştirdikten sonra bağlantısı yapılan cihaz ile hemen çalışmaya geçilebileceğini ifade eder. TWAIN'in aksine Plug-inler fotoğraf alma, verme ve özel görevlerde çok daha rahat çalışırlar.
Polarize Filtre (Polarization Filter): Işığın dalga boyunda tüm yönlerde yaptığı salınmayı tek bir düzleme indiren ve böylelikle parlak yüzeyli cisimlerdeki yansımaları yok eden filtre türü; yansımanın yok edilebilmesi için parlak yüzeyin metalik olmaması gerekmektedir.
Posterizasyon: Fotoğrafın en parlak ve en karanlık tonları arasındaki tonların azaltılması işlemidir.
Posterizasyon (Tone Seperation): Bir fotoğraftaki renk tonlarının azaltılması işlemi; sonuçsal fotoğrafta çok parlak ve çok karanlık bölgelerle, çok sınırlı sayıda ara tonları kalır.
Poz Saati: Karanlık odada çalışırken agrandizöre bağlı olarak pozlandırma süresini belirlemeye yarayan bir tür zaman sayacıdır.
Poz Taraması (Bracketing): Çekim pozunun belli bir miktar altında ve de üstünde seri olarak pozlandırılma modudur.
Pozlama Dengesi (Exposure Balance): Belirli bir ışık ortamında, filmin görüntü oluşturabilmek için gereksince duyduğu ışık miktarı; bu ışık miktarı diyafram ve örtücü hızı ile kontrol edilir.
Pozlama Dengesi Hatası (Reciprocity Failure): Duyarkatların ışık duyarlılıkları dar bir alt üst sınır içinde söz konusudur. Bunun dışına çıkıldığında pozlama dengesi hatası yapılmış olur.Yani kaliteli görüntü alma olasılığı azalır.
Pozlama Dengesi Kuralı (Reciprocity Law): Bu kurala göre; Pozlama =ışık yoğunluğu x süre'dir. Burada ışık yoğunluğu makineye giren ışık miktarı, süre ile örtücünün açılıp kapanma hızını ifade eder.
Pozometre (Exposuremeter): Bkz - Işıkölçer.
Projeksiyon Makinesi: Diapozitif filmlerin tek tek seyredilmesini sağlayan cihazdır.
PSD: Adobe Photoshop programının temel dosya biçimidir. Farklı görüntü katmanları yaratmaya ve bunların üzerinde işlem yapmaya olanak sağlar.
RAM (Random Access Memory) Gelişigüzel Ulaşım Hafızası: İleri aşamalar için bir bilgisayarda bilginin geçici olarak kaydedildiği ön bellektir. Bilgisayar için en hızlı hafıza şeklidir ve en pahalısıdır. Bilgisayar işlemcisi olan CPU, bu hafıza ile bilgisayarda açılmış ve kullanılan program ya da yazılım için bir yer tutar ve işlem yapılabilmesini sağlar. RAM, S-RAM ya da Static RAM gibi çeşitli tipleri mevcuttur.
RAW: Görüntü edit programlarında kullanılan kayıpsız sıkıştırma türüdür.
Red-Eye Reduction (Kırmızı-Göz): flaşların insan gözüne çarpması ile gözde oluşan kırmızılığı ifade eder. Fotoğraf makinelerindeki dahili flaş modlarından biri olan Red-eye Reduction ise parlak ışıkta oluşan gözlerdeki kızıllığı ortadan kaldırmak için tasarlanmıştır. Farklı sistemler vardır fakat hepsi flaş patlamadan fotoğraf karesinde yer alanların gözüne bir ışık göndererek hafif göz kısılmasını ve kırmızılığı önler.
Renk Düzeltmesi (Color Correction): Renk düzeltme işlemine verilen addır.
Reprodüksiyon: Bir orjinalden kopya elde etme işlemine verilen addır.
Resolution (Çözünürlük): Bir ekran ya da resim dosyasının büyüklüğünü ifade eder. Bir görüntüdeki inç başına piksel sayısıdır. Yüksek çözünürlük yüksek görüntü kalitesi demektir. Standart çözünürlük 640 x 480'dir. Çözünürlük 320x240, 640x480, 1024x768, 1280x960, 1600x1200, 2048x1536 gibi rakamlar yada 0.3, 0.8, 1, 2.1, 3.1, 4, 5, 6 milyon piksel şeklinde ifade edilebilir. Ekran teknolojisinde yüksek çözünürlük kaliteli ekran görüntüsünü ifade edebilirken, fotoğraf makinesi teknolojisinde daha çok baskı alanı büyüklüğü noktasında bilgi verir.
RGB (Red Green Blue): Bilgisayarın renk dilidir. Dijital fotoğraf makineleri ya da bilgisayarlar bu üç rengi (kırmızı, yeşil ve mavi) kullanarak ekranda görülen tüm renkleri ortaya çıkarırlar. Yeşil renk olarak yeşili verir ayrıca kontrastlığı sağlamak için de kullanılır.
Rötuş: Ton değerlerine göre bölgesel değişiklikler yapmak ya da lekeleri ortadan çıkartmak kaldırmak için fırça, kalem, bıçak, vs gibi aletler kullanarak bir baskı ya da negatif üzerine uygulanan işlemdir. Günümüzde bu tür rötuş işlemleri ekseriyetle bilgisayar ortamında kullanılann yazılımlara aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.
SCSI - Small Computer System Interface - Küçük Bilgisayar Sistem Arayüzü: Bilgisayar ile özellikle harici bir hard disk, scanner, CD-R, dijital fotoğraf makinesi gibi aletlerin birbirlerine bağlanması ve hızlı bir şekilde veri transferi yapabilmesi için geliştirilmiş bir bağlantı şeklidir. Bugünlerde FireWire başka bir ifadeyle IEEE-1394 bağlantı yuvası SCSI'ın yerine almaya başladı.
Sekiz Bit Görüntü: 256 ya da daha az renk içeren görüntü
Sharpen: Daha keskin odak görünümü için görüntü işleme programına bir görüntü düzeltme filtresi uygulanmasıdır.
Sıvı Kristal Ekran (Liquid Crystal Display): Birçok dijital fotoğraf makinasının arka kısmında yer alan Likit Kristal Ekran, çekilen resm

İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 644898 ziyaretçi (1184531 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol