Söyleşi                         Attilâ İLHAN

 

 

     

'Avrasya'nın NATO'su!..'   23 Şubat   2001

Siz bakmayın bizdeki 'yandaşları' nın, 'karanlıkta öksürüp durmalarına', 'Küreselleşme' de hapı yuttu, 'Özelleştirme' de! Çokuluslu vantuzlarıyla, yeryüzünü sömürecek ahtapot, yâni bir 'imparatorluğa' dönüşmekte olan, 'Emperyalist Sistem'; on yıl bile dolmadan, karşısında önce ulus/devletler'in tepkisini ve direnişini buldu; sonra Brezilya' da, Porto Alegre' de somutlaşan 'Mazlumlar Enternasyonali' teşebbüsünü!..

 

O kadarla mı kalıyor, yoo hayır! 'Kökü dışarda'' ki, ithal 'piyasa demokrasisi' nin, ilk 'kazığını' yemiş olan Rusya, -'Global Trends, 2015' in de sözünü ettiği üzere-; en büyük yeryüzü zenginliklerinin, üzerinde 'oturan' Avrasya 'Mazlumları' nı, ayrıca örgütlüyor; örülmekte olan kale duvarlarına, her gün yeni bir taş eklenmektedir ama, nedense bunu dünya âlem görür, haber verir, yazar da; bizim, - 'esen rüzgârlardan bile hile sezen'- Media' mız, ne görür ne haber verir ne de yazar!

 

Yoo, hakkını yemeyelim, gelişmelerin seyrini diyalektik izleyebilenler arasında, elbette görebilenler mevcut, hem de o mertebe bilenmiş, keskin bir bilinçle olayı irdeliyorlar ki, ortaya çıkan 'tablo' da, Türkiye ve Rusya' nın başını çektiği 'Karadeniz Gücü / Blacksea Force', asıl ve önemli uluslararası 'mana ve ehemmiyetini' kazanıyor.

 

Bir göz atalım, ister miydiniz?

 

Gelişmekte olan bir başka 'kutup'...

 

'Pravda', 'Politika', 'Washington Post'... İşte size üç uluslararası ün sahibi gazete, ki 'Soğuk Savaş' döneminde, adlarını da, hangi siyasi kanadın sözcüsü olduklarını da, biraz mürekkep yalamış herkes bilirdi. 'Pravda' Moskova' da yayımlanan, o yıllarda Sovyetler Birliği K(b)P' nin merkez yayın organı olan, 'bolşevik' gazetedir. 'Politika', Belgrad' da yayımlanıyor; o da Josip Broz Tito' nun Federal Yugoslavya' sında, 'özyönetimci' ve 'özgürlükçü' bir Sosyalizmi savunurdu. 'Washingon Post' ise adı üstünde, ABD yönetimine son derece yakın, 'liberal' bir yayın organı, belli bir 'ağırlığı' var. Şimdi eğer bu üç gazetenin üçü de, 'Avrasya Platformu' na, aşırı bir dikkatle eğilmişse; orada, -işin içine Türkiye' nin de karıştığı, ama bizim 'uyanıklar' ın farkında olmadığı, ya da göz ardı etmeyi yeğlediği bir şeyler oluyor demektir.

 

''... Pravda (Rus) ile Politika (Yugoslav) gazeteleri, Rusya Federasyonu ile Çin Halk Cumhuriyeti' nin; ABD hegemonyasına karşı 'birleştiğini' yazdılar. İki ülke arasında kurulacak olan askeri işbirliğinin, daha sonra askeri bir pakta dönüşmesi olasılığından bahsediliyor. Bu 'ittifak'ın iki önemli ayağına dikkat çekiliyor: a/ Rusya'nın Türkiye ve diğer Karadeniz Bölgesi ülkeleriyle (Ukrayna, Romanya, Bulgaristan ve Gürcistan) kurmuş olduğu 'Karadeniz Gücü'; b/ Orta Asya' da, Rusya ve Çin'in teşebbüsüyle oluşturulmuş olan, 'Şanghay Beşlisi' (Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan)...''

 

''... Rusya/Çin Anlaşması hakkında benzer bir yorumu, ünlü Amerikan gazetesi Washington Post da yaptı. Gazete Çin' le Rusya' nın ortak paktlar oluşturmakta olduğunu; Amerika' nın bu yüzden, Avrasya' daki 'Füze Savunma Sistemi'ni serbest bıraktığını; gerekirse, 'harekete geçireceğini' yazdı. Washington Post da, Rus ve Yugoslav gazetelerinin yorumunu yapıyor; açıkça diyor ki: -...Amerika, Rusya ve Çin ile diğer Asya ülkelerine karşı, füze savunma sistemini kullanacak...''

 

''... Amerika' nın, özellikle Avrasya' da, çok şey kaybettiği yorumu yapılıyor, Washington Post' un haberinde; Çin' li strateji uzmanlarının, Avrasya topraklarında başarılı olabileceklerine dikkat çekiliyor ve; '... Çin, Avrasya' yı birleştirme yolunda elinden geleni yapmaktadır' deniliyor, üstelik Rusya ve Çin arasındaki işbirliğine, Türkiye' nin de 'sıcak baktığının' altı çiziliyor. Washington Post' a göre '...muhtemel bir Avrasya Gücü'nün önemli ülkeleri, Çin, Rusya ve Türkiye olacak' ...''

 

''... Pravda ile Politika' nın, bu iki (günümüzde) 'tarafsız' gazetenin, haberlerinde ortaya attığı ortak noktayı ise şu 'tespit' oluşturuyor: '...aslında Rusya ile Çin arasında bu beraberlik, sadece bu iki ülkenin beraberliği değil; Orta Asya, Balkanlar ve Ortadoğu, bu anlaşma sayesinde güçlenecek; çünkü Avrasya ülkelerinin hepsi aynı toplulukta yer alacak: 'Karadeniz Gücü' ve 'Şanghay Beşlisi', ilk aşamada, siyasal ve ekonomik bir beraberlik olarak görülebilir, ancak gelişen diğer kutup gösterecek ki bu iki oluşum' Avrasya'nın NATO'su olacaktır...'' (Aydınlık, Teoman Alili , 21 Ocak 2001.)

 

Evdeki hesap çarşıya uymuyor...

 

M ayıs 1997' de kesinleşen, 'ABD'nin Yeni Bir Yüzyıl İçin Ulusal Güvenlik Stratejisi', Birleşik Amerika Devletleri' nin 'Dünya Liderliği' ni kurmak ve korumak üzerine kurulmuştur. O tarihteki stratejik 'yaklaşım' şu:

 

''...diğer devletlerin ya da devlet dışı aktörlerin, eylemlerini etkileyecek nitelikteki tüm ulusal güç araçlarını, kullanmaya hazır ve istekli olmalıyız; ayrıca dünya liderliğini devam ettirmek; ve çıkarlarımızı paylaştığımız ülkeler topluluğunda, tercih edilen güvenlik ortağı olmaya devam etmek için, istek, imkân ve kabiliyetlerimizi göstermeliyiz. Kısacası, ABD' nin liderliği ve uyguladığı aktif politika, güvenliğimiz için hayati önem taşımaktadır ve sonuç olarak dünya daha güvenli bir yer olacaktır...''

 

''...dünya liderliği yolunda, saldırganlığı caydırarak, çatışmaların çözümünü özendirerek, dış azarları açarak, demokrasileri güçlendirerek ve küresel sorunlarla uğraşarak ABD' yi, daha güvenli ve refah içinde olan bir konuma getirebiliriz. Liderliğimiz ve uyguladığımız aktif politika olmazsa, tehditler daha da çoğalacak ve fırsatlar azalacaktır. Stratejimiz basit bir gerçeğe dayanmaktadır: içerde güven içinde olmak için, dışarda liderlik yapmalıyız; ancak içerde güçlü olmadan, dışarda liderlik yapamayız...'' (age s. .

 

O zaman soru şu: Washington, bu stratejik programın hazırlanışından, çok değil, dört yıl sonra, yeryüzünde beliren 'Avrupa Birliği' ve 'Avrasya NATO' su' gibi oluşumları, acaba nasıl değerlendirecektir? 'Çoğalan tehditler, azalan fırsatlar' gibi mi; yoksa, 'Tercih edilen güvenlik ortağı olmaya devam etmek için, istek, imkân ve kabiliyetlerini göstermek zorunda olduğu, çıkarlarını paylaştığı ülkeler topluluğu' gibi mi?

 

Zaman gösterecek!