edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  => YÜKSEK LİSANS TEZİ
  => AB ÜLKELERİNDEKİ EĞİTİM SİSTEMLERİNİN İNCELENMESİ VE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI
  => EĞİTİM YÖNETİMİNDE YERELLEŞME EĞİLİMİ
  => ÖĞRETİMİN DENETİMİNDE YENİ BAKIŞ AÇISI: “SÜREKLİ
  => Z KURAMI VE OKUL YÖNETİMİNE UYGULANABİLİRLİĞİ
  => İÇERİK KURAMLARI VE EĞİTİM YÖNETİMİNE KATKILARI
  => YÖNETİME KLASİK BİLİMSEL YAKLAŞIMLAR VE EĞİTİM YÖNETİMİNE
  => KAMU YÖNETİMİNDE
  => DÜNYADA VE TÜRKİYE DE EĞİTİM YÖNETİMİ ALANINDA KURAMSAL BİLGİ ÜRETİMİ, SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
  => KAMU YÖNETİMİ TEMEL KANUNU TASLAĞI ve ULUSAL EĞİTİM SİSTEMİ GİRİŞ
  => EĞİTİMDE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
  => Eğitimin Değerlendirilmesinde Kullanılabilecek
  => TÜRKİYE’DE DENETÇİ BAĞIMSIZLIĞI
  => Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi
  => OKUL MÜDÜRLER İ İ Ç İ N GEL İŞ T İ R İ LEN L İ DERL İ K
  => EGITIM VE YASAL TEMELLERI
  => Ölçme ve Değerlendirmede Alternetif Yaklaşımlar
  => Hukuk Hakkında Genel Bilgiler
  => MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI OKUL VE KURUM YÖNETİCİLERİNİN SEÇİMİ
  => DEĞİŞEN DEĞERLER VE EĞİTİM
  => BÖLGE YÖNETİMİ VE EĞİTİM BÖLGELERİ KAVRAMI
  => KİŞİLER ARASI SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE KULLANILAN SİSTEMATİK MODELLER
  => OKULDA ETKİLİ ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLİŞKİSİNİN YÖNETİMİ
  => Temel Hak ve Hürriyetler
  => POZİTİVİSM ÖTESİ PARADİGMATİK DÖNÜŞÜM VE EĞİTİM YÖNETİMİNDE KURAM ...
  => TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
  => MEDRESEDEN MEKTEBE OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ DEĞİŞME
  => Türk Eğitim Sistemi
  => EĞİTİM YÖNETİMİNİN YASAL VE YÖNETSEL DAYANAKLARI
  => KAMU YÖNETİMİNDEN BİLGİ YÖNETİMİNE
  => HAK KAVRAMI EĞİTİMDE SOSYAL ADALET VE EĞİTİM HAKKI
  => BİLGİ YÖNETİMİ – KURUMSAL BİLGİ -YÖNETİMİ
  => BİLGİ YÖNETİMİ – KURUMSAL BİLGİ YÖNETİMİ-2
  => ARAŞTIRMA PROBLEMLERİNİN BELİRLENMESİ
  => ULUSAL SOSYAL BİLİMLERDE SÜRELİ YAYINCILIK KURULTAYI
  => YENİ PARADİGMA ARAYIŞLARI
  => KONTROL ODAĞININ ÇALIŞANLARIN NEZAKET VEYARDIM ETME DAVRANIŞLARINA ETKİSİ
  => ÖĞRETİMİN DENETİMİNDE YENİ BAKIŞ AÇISI
  => ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN EPİSTEMOLOJİKNANÇLARININ
  => FARKLI EĞİTİM SEVİYELERİNDE ESTETİK BEĞENİ
  => İLKÖĞRETİM MÜFETTİŞ YARDIMCILARININ YETİŞTİRİLMESİ
  => OKULLARDAKİ ÖRGÜTSEL GÜVEN DÜZEYİ
  => MAKALE ANALİZİ
  => FARKLILAŞTIRILMIŞ DENETİM
  => NEOKLASİK VE İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI
  => HAK KAVRAMI EĞİTİMDE SOSYAL ADALET VE EĞİTİM
  => HUKUKUN ANLAMLANIRILMASI
  => YENİ NESİL ÖĞRETMENLİK
  => GÖRÜŞME TEKNİĞİ
  => EĞİTİM YÖNETİMİNDE E-DEVLET UYGULAMALARI
  => KARİYER YÖNETİMİ.
  => ÖRGÜTLERDE KARİYER GELİŞTİRME
  => ÖĞRETİMİN DENETİMİNDE YENİ BAKIŞ AÇISI:
  => Eğitim Üzerine Yinelenen Eleştiriler, Alternatif Öneriler
  => Enformasyon Toplumu ve Eğitim
  => FRANSA'DAYÜKSEK ÖĞRETİMİN ÖRGÜTSEL YAPISI: PARİS AKADEMİSİ ÖRNEĞİ
  => AVRUPA’DAKİ EĞİTİM SİSTEMLERİ
  => Türk Eğitim Tarihi
  => BATILILAŞMA DÖNEMİ OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİNİN GELİŞİMİNE MUKAYESELİ BİR BAKIŞ
  => Almanya, Fransa ve Polonya’nın Eğitim Sistemleri
  => ÖĞRETMENLİK UYGULAMALARINDA MİKRO ÖĞRETİM YÖNTEMİNİN ETKİLİLİĞİNİN İNCELENMESİ
  => EDEBİYAT TEMELLİ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİMİ
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİNDE WALDMANN MODELİ
  => Sosyal Bilimler Veri Tabanı
  => tezler
  => disiplin ile ilgili KAVRAMLAR,
  => EĞİTİMDE PERFORMANS DEĞERLENDİRME sunu
  => ORTA ÖĞRETİM OKULU ÖĞRETMENLERİNİN
  => BiR HizMET içi EGiTiM OLARAK DENETiM
  => İLKÖĞRETİM OKUL YÖNETİCİLERİNİN DEĞERLENDİRME ROLLERİNE İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ
  => İlköğretim Müfredat Laboratuvar Okullarında Yönetim Süreci
  => EĞİTİM ÇALIŞANLARININ ÖRGÜTSEL SOSYALLEŞMELERİNDE İLKÖĞRETİM OKULU
  => eğitim üzerine
  => EĞİTİM MAKALE YAZI
  => Eğitişim Yazıları
  => Öğretmen ve Okul Yöneticilerinin Sınıf Yönetim Profillerinin İncelenmesi
  => Odenwald Okulu
  => EĞİTİM ÖRGÜTLERİNDE BİLGİ YÖNETİMİ STRATEJİLERİ - YAŞ VE OKUL
  => Bilgi yönetiminin tanımı ve önemi
  => BİLGİ YÖNETİMİ
  => MAKALELERİMİZ
  => 17. MİLLÎ EĞİTİM ŞÛRASI EĞİTİM YÖNETİCİSİ VE EĞİTİM MÜFETTİŞİ YETİŞTİRME SORUNU
  => EĞİTİM KURUMLARI PERFORMANSININ GELİŞTİRİLMESİNDE ÖZDEĞERLENDİRMENİN ÖNEMİ
  => Okul Müdürlerinin Öğretmen Denetimindeki Etkililikleri
  => MAKALELER - eğitim
  => makale havuzu
  => YÖNETİM1
  => İNCELEME1
  => İNCELEME2
  => İNCELEME,
  => İNCELEME,,
  => İNCELEME,,,
  => EĞİTİM SOSYOLOJİSİ
  => eğitim dergi arşivi
  => BAĞLANTI
  => eğt
  => AVRUPA BiRLiGi YOLUNDA YENi OKUL, OKUL YÖNETiCiLERiNiN KARAR VERME SÜRECi
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
17. MİLLÎ EĞİTİM ŞÛRASI EĞİTİM YÖNETİCİSİ VE EĞİTİM MÜFETTİŞİ YETİŞTİRME SORUNU

Bir eğitim sistemini çalıştıran ve başarıya ulaştıran üç temel öğeden birincisi kaliteli öğretmen, diğerleri de kaliteli eğitim yöneticisi ve kaliteli eğitim müfettişidir. Bu nedenle kaliteli öğretmenin olduğu gibi kaliteli eğitim yöneticisinin ve kaliteli eğitim müfettişinin eğitimde çok önemli bir yeri ve rolü vardır.
Gelişmiş ülkelerde eğitim yönetimi ve eğitim denetimi, eğitim alanının birer bilim dalı hâline gelmiş; eğitim yöneticiliği ve eğitim müfettişliği, bu dallarda lisansüstü derecede hizmet öncesi eğitimi gerektiren profesyonel birer meslek olarak kabul edilmiştir.
Ülkemizde 1970’li yıllara kadar en yetenekli ve en başarılı öğrenciler itina ile seçilip öğretmen okullarında kaliteli idealist öğretmen kuşakları olarak yetiştirilmişlerdi.
Millî eğitimde 30-35 yıl öncesine kadar eğitimcilerden sadece mesleklerine hizmet beklenirdi. Meslekte başarılı hizmet verenler, o yılların ölçütlerine göre en objektif biçimde değerlendirilip takdir edilir ve ödüllendirilirdi. Böylesine bir değerlendirme karşısında öğretmenler kendilerini yetiştirmede ve başarılı hizmet vermede birbiriyle yarışırlardı. Bu tutum, millî eğitimde yetenekli, başarılı ve deneyimli bir personel barajı oluşturuyordu.
O yıllarda, millî eğitimde yükselmenin tek şartı “yetenek, başarı ve deneyim”di. Meslekte, yükselmeyi amaç edinen eğitimciler, kendilerini bu yükselme şartına göre hazır-larlardı. Meslekte yeteneklerini göstermek, başarılı ve deneyimli olmak için öğretmenler, adeta birbirleriyle yarışırlardı. Meslekte yetenekli, başarılı ve deneyimli olan eğitimciler, meslek mensupları ve çevre halkı tarafından tanınır, takdir edilir ve saygı ile karşılanırlardı.
Yöneticilik görevleri; en yetenekli, en başarılı, deneyimli olan ve meslektaşları arasın-da örnek durumda bulunan eğitimcilere verilirdi.
Geçmişte, meslekte yükselme, bugünkü gibi politik etkilerle tepeden inme değil, aşa-ğıdan yukarıya doğru, kademe kademe ilerlemekle, her kademede gösterilen başarıya ve kazanılan deneyime göre olurdu. Bir üst yönetim görevine getirilenler, bir alt kademedeki yöneticilerin en kıdemli ve en başarıları arasından itina ile seçilirdi.
1970’li yıllarda iktidara gelen bir siyasi parti, bir gecede 56 millî eğitim müdürünü gö-revden alıp onların yerine kendi siyasi görüşüne ve amacına yakın olan kimseleri atamıştır ve bundan sonra eğitim yöneticiliğinde yetenek, başarı ve deneyim taşları yerinden oyna-mıştır. Pedagoji yeterliliklere sahip olanlar değil politik yeterliliklere sahip olanlar eğitim yöneticiliğine getirilmeye başlamıştır.
Eğitim müfettişi yetiştirmek için 1927’de Ankara’da Gazi Erkek Muallim Mektebinde Pedagoji Bölümü açılmıştır.
Meslekte deneyimli, başarılı, yönetici ve müfettiş olmaya yetenekli ilkokul öğretmen-leri; genel kültür, meslek bilgisi ve mülakat sınavlarından geçirildikten sonra, Pedagoji Bölümüne alınırlardı.
Pedagoji Bölümüne alınacak öğretmenlerde; ilköğretim müdürü, bölge ilköğretim mü-fettişi ve il millî eğitim müdürlerinin “müfettiş” olur onayını alma, disiplin cezası almamış olma, meslekte en az üç yıl iyi veya pekiyi derecede başarılı olma, askerliğini yapmış bu-lunma ve 30 yaşını geçmemiş olma şartları aranırdı.
Pedagoji Bölümüne alınan ilkokul öğretmenleri, daha yüksek derecede meslek bilgisi, müfettişlik ve yöneticilik konularında iki yıl süreyle özel olarak yetiştirilirlerdi. Bu sistem 1980’li yıllara kadar devam etmiştir. O yıllarda Bakanlık merkez ve taşra teşkilatlarında görev yapan yöneticilerin yüzde doksan beşi Pedagoji Bölümü mezunu idi.
Pedagoji Bölümü sistemi, 1983 ve sonrasında bazı eğitim fakültelerinde açılan “Eğitim Bölümü” programlarına dönüştürülmüş ve buralardan da müfettiş yetiştirilmiştir.
Eğitim bölümü programı, 1998’de eğitim yönetimi programlarıyla birlikte YÖK tara-fından kapatılmıştır.
1973’te yürürlüğe giren 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 45. maddesi son fıkrasında “Her derece ve türdeki eğitim, öğretim ve yönetim görevlerine, hangi seviye ve alanda öğrenim görmüş olanların ne gibi şartlarla seçilecekleri yönetmelikle düzen-lenir.” hükmü yer almaktadır.
Millî Eğitim Temel Kanunu. 14 Haziran 1973 tarihinde yürürlüğe konmuştur. Yukarı-da adı geçen yönetmeliğin, kanunun 62. maddesi gereğince, en geç bir yıl içinde çıkarılması gerekirken; Millî Eğitim Bakanlığı, her nedense bu yönetmelikleri şimdiye kadar çıkara-mamıştır. Yalnız 1998’de okul yöneticileriyle ilgili bir yönetmelik çıkarabilmiştir.
Bu yönetmeliğe göre eğitim yöneticiliği görevini bugün, gelen iktidarın siyasi görüş ve amacına göre değişen bazı ölçütlere uygun şekilde yapılan sınav ve mülakatlarla seçilen öğretmenler, hiçbir hizmet öncesi eğitimi görmeden usta – çırak, sınama – yanılma mode-liyle yürütmektedir.
Siyasi amaçlı bu uygulama; millî eğitim örgütünün işleyişini bozmakta: mesleğinde başarılı hizmetleri ile yükselmek isteyen öğretmen ve yöneticileri son dere rahatsız etmekte ve millî eğitimde, gün geçtikçe verimin daha çok düşmesine sebep olmaktadır. Milli eğiti-mimizin bu acıklı durumu, XIV. Millî Eğitim Şûrası hazırlık dokümanının 26 – 27. sayfala-rında şu ifadelerle yer alıyor:
“Yöneticilerin atama ve yükselmelerinin belli kurallara bağlı olmaması; adayları, politikacıların ve diğer baskı gruplarının desteğini aramaya yöneltmiş, bu uygulama çoğu zaman yetersiz kişilerin çeşitli görevlere atanmasına sebep olmuştur.”
“Atama ve yükselmelerde çeşitli baskı gruplarının ve siyasi parti mensuplarının et-kinliği; yöneticilerde, güçlerini mevzuat, uzmanlık alanı ve kişiliklerinden alma yerine, kendilerine destek sağlayanlardan alma sonucunu doğurmaktadır. Bu tip yönetici, güve-nirliğini, otoritesini, saygınlığını yitirmekte, sonuçta sadece yönetici değil, kurum da kaybetmektedir.”
17. Millî Eğitim Şûrası’nın Ön Komisyon ve İl Komisyon raporlarında, eğitim yöneti-ciliği ve eğitim müfettişliğiyle ilgili aşağıdaki görüşler yer almaktadır:
• Ülkemizde değişen iktidarlarla birlikte yaşanan değişim MEB’in var olan yönetici atama ölçütlerinin gözetilmesinde sürekliliği olumsuz yönde etkilemektedir. (Ön K.R. s.89)
• Eğitim yöneticiliği atamasının bir sınava göre değil, diğer Avrupa ülkelerinde kul-lanılan gibi eğitim sürecinden geçme, dosya hazırlama, konsey çalışmalarında yer alma, deneyim/yetenek sınavlarından geçme vb. yöntemlerden yararlanılarak yapılması; nitel ve nicel ölçütlerin bir arada değerlendirilmesi uygun olacaktır. (Ön K.R. s. 100)
• Eğitim sisteminde, eğitim öğretimin gerçekleştirildiği temel alan okul olduğuna göre, eğitim öğretim etkinliğinin amacına uygun olarak gerçekleştirilmesinden en az öğretmen kadar sorumlu olan kişi eğitim yöneticisi yani okul yöneticisidir. (Ön K.R. s. 84)
• Eğitim yöneticilerin çoğunlukta vizyon geliştirmekten ve liderlik sıfatından uzak olduğu gözlenmiştir. (Ön K.R. s. 85)
• Öğretmen, okul müdürü ve müfettişlerin kapasitelerinin artırılıp mesleki gelişme-lerinin sağlanarak, eğitim kapasitesinin yükseltilmesi (Ön K.R. s. 44)
• Eğitim yöneticilerinin, eğitim, deneyim, görev, sorumluluk ve denetim konuların-da zengin donanımlı ve vizyon geliştirebilen nitelikte kişiler olması sağlanmalıdır. (Ön K.R. s. 100)
• Eğitimde yönetim alanında eğitim almış ve çalışmalar yürütmüş olanların MEB merkez teşkilatı birimlerinde istihdamının sağlanması gerekmektedir. (Ön K.R. s. 100)
• Eğitim yöneticilerinin nitelikli çalışma alışkanlıklarının yaygınlaştırılarak çevre kurum ve kuruşlara model oluşturulması önemlidir. (Ön K.R. s. 100)
• Eğitim yöneticilerinin sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği hâlinde olmaları, eği-tim ve öğretimin gereksinimlerini daha iyi karşılamak ve oluşturulacak kurum kültürünü zenginleştirmek açısından gereklidir. (Ön K.R. s. 100)
• Eğitim yöneticilerinin öğrenci meclisleri oluşturarak yönetimde öğrencilerin de temsil edilmelerini sağlamaları kurumun işleyişinde tüm bileşenlerin etkileştirilmesi açısından yarar sağlayacaktır. (Ön K.R. s. 100)
• Nitelikli öğretmen ve yöneticilerin yetişmesi için milli eğitim sisteminin siyasi ya-pılanmalardan uzak sürekliliği olan politikaların uygulamasına özen gösterilmelidir. (Balıkesir, s. 154)
• Milli eğitimi siyasi iktidarların etkilerinden kurtarmak için köklü ve yasal düzen-lemelerin yapılması gerekmektedir. Kurumların vekâleten yönetilmesinden vazgeçilmeli, asaleten atamaların yapılması sağlanmalıdır. (Iğdır, s. 100)
• Mevcut yöneticiler hizmet içi eğitim yoluyla yetiştirilmelidir. (Erzincan, s. 427)
• Mevcut yöneticilerin, lider yönetici vasfına sahip olabilmeleri için nitelik artırıcı hizmet içi eğitimlere önem verilmelidir. (Ankara, s. 106)
• Yönetici ve müfettiş yetiştiren eğitim bilimleri bölümlerinin, eğitim yönetimini ve denetimi ana bilim dallarının tekrar açılarak bu bölümde uzman yönetici ve müfettiş yetiştirilmesi yönünde çalışmalar başlatılmalı. (Bolu, s. 237)
• “Milli Eğitim Akademisinin fonksiyonel hale getirilmesi, müfettiş, öğretmen ve yönetici kadrolarında çalışanların bu akademide yüksek lisans yapmalarının sağlanması gerekmektedir.” (Amasya, s. 93, Giresun, s. 497, Diyarbakır, s. 346)
• Çağdaş yönetim anlayışı bütün yöneticiler tarafından benimsenmeli ve yöneticiler, yönetim alanından bilgi donanımını sürekli geliştirmelidir. (Çorum, s. 327)
17. Milli Eğitim Şûrası’nda, eğitim yöneticiliği, eğitim müfettişliği ve Milli Eğitim Akademisiyle ilgili olarak aşağıdaki kararlar alınmıştır.
• Yönetim kademelerine göre iş analizine dayalı “yönetici yeterlilikleri” saptan-malıdır. (Küreselleşme ve Avrupa Birliği sürecinde Türk Eğitim sistemi karar 73)
• İlköğretim müfettişliği “eğitim müfettişliği” adı altında Bakanlık merkez teşki-latına bağlanarak yeniden yapılandırılmalıdır. Yeni düzenleme doğrultusunda “Eği-tim Müfettişleri” yeni oluşturularak çalışma merkezlerinde / bölgelerinde görevlendi-rilmeli, kendi içerisinde rehberlik ve denetim, soruşturma, okul öncesi ve özel eğitim gibi alanlarda uzmanlaşmalıdır. (Türk Milli Eğitim Sisteminde Kademeler Arasında Geçişler, Yönlen-dirme ve Sınav Sistemi, karar 55)
• ... 3797 sayılı Kanun’un 55. maddesinde öngörülen “Milli Eğitim Akademisi”ne işlerlik kazandırılmalıdır. (Küreselleşme ve Avrupa Birliği sürecinde Türk Eğitim sistemi karar 56)
17. Milli Eğitim Şûrası’nda eğitim yöneticileri ve eğitim müfettişlerin hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimiyle ilgili bir karar alınmamıştır.
1993’te toplanan XIV. Millî Eğitim Şûrası’nda denetimin bir bilim dalı olduğu, “Müfettişlerin denetleyecekleri öğretmen ve yöneticilerden daha üst düzeyde bir eğitime sahip olmaları, üniversitelerde veya Milli Eğitim Akademisi’nde lisansüstü derecede eğitim görmeleri, sağlanmalıdır” kararı alınmış olmasına rağmen, bu konuda 14 yıldan beri en ufak bir gelişme olmamış ve Milli Eğitim Bakanlığı, 1989’da Hasanoğlanda baş-latılan Milli Eğitim Akademisi binalarının inşaatını bitirip Akademiyi faaliyete geçi-rememiştir.
1999’da yürürlüğe giren “Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Müfettişleri Başkan-lıkları Yönetmeliği”nde Müfettiş yetiştirmede hizmet öncesi hazırlık eğitimine gerek duyulmamış; gelen iktidarlara göre değişebilen bazı ölçütlere göre sınavla seçilecek müfet-tiş yardımcılarının, bir başmüfettiş veya müfettişin nezaretinde, üç yıl süreyle teftiş, ince-me, araştırma, soruşturma, rehberlik ve mesleki yardım konularında yetiştirmek üzere hiz-met içi eğitim programı düzenlenmesi öngörülmüştür.
Yönetmeliğin bu hükmüne göre; 2000’li yıllarda ülkemizde, ilköğretim müfettişleri de, hizmet öncesi bir eğitime gerek görülmeden, hizmet içinde “Usta-Çırak”, “Sınama-Yanılma” modeliyle yetiştirilmektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl Bilgi Çağı’dır. Bilgi Çağı’ında; bilgi üretimi için araştırmalar süratle devam etmekte, her dakika bir kitap, her saniyede bir makale yayım-lanmakta ve böylece bilgi süratle gelişerek mevcut bilgiler beş yılda bir, ikiye katlanmakta-dır.
Bilgi çağı’nın toplumu, bilgi toplumudur. Bilgi toplumu, bilgiyi üreten, değerlendiren, sorunlarını belirlemede ve çözmede bilgiyi kullanan toplumdur. Bilgi toplumuna geçiş ve devam sürecinde en önemli temel unsur ise eğitimdir.
Ülkemizde eğitimin amacına ulaşabilmesi için; en küçük okulundan Millî Eğitim Bakanlığına kadar bütün eğitim kurumlarının; çağdaş eğitim, yönetim ve denetim biliminin ilke ve yöntemlerine göre yönetilmesi ve denetlenmesi gerekir.
İçinde bulunduğumuz Bilgi Çağı’nda eğitim yönetimi ve denetimi, eğitim alanının birer bilim dalı hâline gelmiş, eğitim yöneticiliği ve müfettişlik, profesyonel bir meslek olarak kabul edilmiştir. Eğitim yöneticisi ve müfettişi olabilmek için, bu alanlarda lisansüstü derecede eğitim görmüş olmak zorunluluğu vardır.
Bütün bu durumlar karşısında, ülkemizde hizmet öncesi eğitimine gerek görmeden, iktidara gelen her siyasî partinin siyasî amaç ve tercihlerine göre yorumlanabilen bazı ölçütlerle seçilen öğretmenlerin; çağın çok gerisinde kalmış olan “Usta-Çırak”, “Sına-ma-Yanılma” modelleriyle eğitim yöneticisi ve eğitim müfettişi yetiştirilmesi ve uygula-nan teftiş sistemi millî eğitimimizde kalite, verimlilik, etkinlik ve 732 bin öğretmenin hizmet içi eğitimini olumsuz yönde etkileyen çok önemli iki temel sorun durumunda-dır.
Millî eğitimimizin çok önemli olan bu iki temel sununun biran önce çözümlenmesi ge-rekir.
İçinde bulunduğumuz Bilgi Çağı’nda, bilgi ve teknoloji süratle gelişmekte ve değiş-mektedir. Buna paralel olarak eğitim ve eğitim yönetiminden beklentiler de değişmekte ve artmaktadır. Bu durum karşısında, geçmişin “Usta-Çırak”, “Sınama-Yanılma” modelle-rinin değişmesi ve yerini, günün ihtiyaçlarına cevap verebilecek çağdaş yönetici ve müfettiş yetiştirme modellerine bırakması gerekir.
Bunun için:
1. Eğitim yöneticiliği ve eğitim müfettişliği ülkemizde profesyonel bir meslek kabul edilmeli.
2. Eğitim yöneticiliği ve eğitim müfettişliği görevlerine atanabilmek için, bu alanlarda lisansüstü derecesinde bir hizmet öncesi eğitimi ve uygulaması zorunlu olmalı.
3. Eğitim yöneticiliği ve eğitim müfettişliği yeterlikleri, alanın akademisyen ve uygu-layıcılarından oluşacak bir komisyon tarafından, çağdaş yönetim, denetim, ilke ve yöntem-lerine uygun biçimde belirlenmeli.
4. Milli Eğitim Bakanlığının 2005 – 2006 sayısal verilerine göre ülkemizde resmi ve özel 54 bin 963 okul, 732 bin öğretmen vardır.
Milli Eğitim Bakanlığı, okul ve öğretmen sayısına göre eğitim yöneticisi ve müfettiş ihtiyacını kısa ve uzun vadeli bir şekilde planlamalı.
Bakanlığın, bu yönetici ve müfettiş ihtiyacından başka 732 bin öğretmene hizmet içi eğitimi verecek çok sayıda uzman ve formatör eğitimciye de ihtiyacı vardır.
Ülkemizde Milli Savunma, Dışişleri, İçişleri (emniyet) ve Adalet Bakanlıkları, alanla-rında uzman olması gereken elemanlarını, kurdukları akademilerde yetiştirmektedir.
1988’de toplanan XII. Milli Eğitim Şûrası’nda, milli eğitimin ihtiyacı olan eğitim yö-neticisi, müfettiş, uzman ve hizmet içi eğitimi formatörü yetiştirmek amacıyla MİLLİ EĞİ-TİM AKADEMİSİ’nin kurulmasına karar verilmişti.
Milli Eğitim Akademisi, 23 Ekim 1989 tarih ve 385 sayılı Kanun Hükmünde Karar-name ile 3797 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkındaki Ka-nun’un 55. Maddesinde Bakanlığa bağlı kuruluş olarak yer almıştır.
Millî Eğitim Akademisi’nin bir an önce öğretime başlayabilmesi için 1990’da Hasanoğlan’da başlayan akademi binaları inşaatı bir an önce tamamlanmalıdır.
1993’te toplanan XIV. Milli Eğitim Şûrası’nda denetimin bir bilim dalı olduğu, “Mü-fettişlerin, denetleyecekleri öğretmen ve yöneticilerden daha üst düzeyde bir eğitime sahip olmaları, üniversitelerde veya Milli Eğitim Akademisi’nde lisansüstü derecede eğitim gör-meleri sağlanmalıdır.” kararı alınmıştır.
6. Bütün bu nedenlerle, Milli Eğitimde yönetici, müfettiş yetiştirme ve 732 bin öğ-retmenin hizmet içi eğitimi sorununun süratle bir çözüme kavuşabilmesi için Milli Eğitim Akademisi’nin bir an önce öğretime başlaması gerekir. Bu amaçla:
6.1. Milli Eğitim Akademisiyle ilgili teşkilât kanunu TBMM’den süratle çıkarılmalı.
6.2. Milli Eğitim Bakanlığı: Ankara, Gazi, Hacettepe ve Orta Doğu Teknik Üniversite-si rektörlükleriyle protokol imzalayıp bu üniversitelere bağlı eğitim fakültelerinin iş birliği ile Milli Eğitim Akademisi’nin Hasanoğlan’da yapılan binalarında faaliyete geçirilmesini sağlanmalı.
6.3. Akademinin öğretim elemanları, Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği yapan eğitim fakültelerinin alanla ilgili öğretim elemanlarından ve çalışabilecek emekli öğretim eleman-larından belirlenmeli.
6.4. Akademiye öğretim elemanı yetiştirmek için, bu alanda yetenekli adaylar seçilip yurt dışına gönderilmeli.
6.5. Akademinin programları, ilgili akademisyen ve uygulayıcılardan oluşacak bir ko-misyon tarafından hazırlanmalı.
6.6. Milli Eğitim Akademisi’nin aday seçiminde ve eğitiminde; 1927-1970’li yıllarda-ki Gazi Eğitim Enstitüsü PEDAGOJİ BÖLÜMÜ modeli örnek alınıp geliştirilerek uygu-lanmalı.
6.7. Milli Eğitim Akademisinde yetiştirilecek eğitim yöneticisi, müfettiş ve uzman adayları; en az beş yıl öğretmenlik deneyimi bulunan yetenekli ve başarılı sınıf ve branş öğretmenleri arasından, her türlü siyasi etkiden uzak olarak Akademide yapılacak sınav ve mülakâtla seçilmeli.
6.8. Adaylar, Akademide maaşlarını da alarak lisansüstü düzeyde iki yıl, bir esas, bir veya iki yan alanda uzmanlık eğitimi görmeli. Birinci yıldan sonra uzmanlık alanlarında tez hazırlamalı, ikinci yılda uygulamalı staj yapmalı. Akademiyi başarı ile bitirenlere “Milli Eğitim Akademisi Sertifikası” verilmeli.
6.9. Milli Eğitim Akademisi’nde eğitim görüp sertifika alan eğitimciler, önce yönetici ve eğitim müfettiş yardımcılıklarında görevlendirilmeli. Buralarda deneyim kazanan ve başarılı olan yöneticilerin: hiyerarşi bozulmadan yeterlik, başarı ve deneyim esasına göre kademe kademe üst yöneticiliklere yükselmeleri sağlanmalı.
6.10. Hâlen görev başında bulunan eğitim yöneticisi ve müfettişler açılacak kurs ve seminerlerde hizmet içi eğitimiyle yetiştirilmeli.
6.11. Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Akademisi’yle iş birliği yaparak eğitim, eği-tim yönetimi ve denetimiyle ilgili mesleki yayınlar yapmalı. Bu yayınların öğretmenler, yöneticiler ve müfettişler tarafından devamlı okunması sağlanmalıdır.
EĞİTİM YÖNETİCİLERİ VE EĞİTİM MÜFETTİŞLERİNİN
HİZMET İÇİ EĞİTİMİ
Eğitim yöneticilerinin, özellikle yeni öğretim programlarının başarıyla uygulanmasın-da, öğretmenlerin bilgi ve deneyimlerini birbiriyle paylaşabilmesinde, okulda eğitim kalite-sinin artırılmasında ve amaca ulaşılmasında önemli görev ve sorumluluğu vardır. Bu neden-le eğitim bilimi, eğitim teknolojisi, eğitim yönetimi, yeni öğretim programları ve uygulan-ması alanlarındaki gelişmelerle ilgili olarak eğitim yöneticileri, il hizmet içi eğitim merkez-lerinde, gerekirse hizmet içi eğitim enstitülerinde sık sık hizmet içi eğitime tabi tutulmalı.
Öğretmenlerin ve eğitim yöneticilerinin hizmet içinde yetiştirilmesinde, yeni öğretim programlarının başarıyla uygulanmasında ve eğitimde kalitenin artırılmasında ve amaca ulaşılmasında eğitim müfettişlerinin de önemli görev ve sorumluluğu vardır. Bu nedenle eğitim müfettişlerine de, eğitim bilimi, eğitim teknolojisi, teftiş teknikleri, değerlendirme ve öğretmene rehberlik alanlarındaki gelişme ve yeniliklerle ilgili olarak, hizmet içi eğitim enstitülerinde sık sık (en az bir ay süreli) hizmet içi eğitim verilmelidir.


KAYNAKLAR
Balcı, Ali, Türkiye’de Eğitim Yöneticisi ve Eğitim Müfettişi Yetiştirme Uygula-maları: Sorunlar ve Öneriler, Çağdaş Eğitim Sistemlerinde Öğretmen Yetiştirme Ulusal Sempozyumu, Tekışık Vakfı Yayınları, Ankara, 2003.
M.E.B. (1988) XII. Millî Eğitim Şûrası (Raporlar, Görüşler, Kararlar), Ankara.
M.E.B. (1993) XII. Millî Eğitim Şûrası Hazırlık Dokümanı, Ankara, 1992.
M.E.B. (1993) XIV. Millî Eğitim Şûrası (Raporlar, Görüşler, Kararlar), Ankara, 1993.
M.E.B. (1998) Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik, Millî Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisi, Sayı 2494, Ankara, 1998.
M.E.B. (2004) Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik, 11 Ocak 2004, 25343 sayılı Resmî Gazete.
M.E.B. (1998) Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Müfettişleri Başkanları Yönet-meliği, 23785 sayılı Resmî Gazete, Ankara, 1999.
17. Millî Eğitim Şûrası Ön Komisyon Raporları, Ankara, 2006.
17. Millî Eğitim Şûrası İL Komisyon Raporları, Ankara, 2006.
17. Millî Eğitim Şûrası Kararları, Ankara, 2006.
Şimşek, H. Eğitim Yöneticilerinin Yetiştirilmesi: Karşılaştırmalı Örnekler ve Türkiye İçin Çıkarsamalar, Çağdaş Eğitim Sistemlerinde Öğretmen Yetiştirme Ulusal Sempozyumu, Tekışık Vakfı Yayınları, Ankara 2003.
Tekışık, H. H. Millî Eğitim Akademisi’nin Temeli Atılırken, Çağdaş Eğitim Dergisi, sayı 161, Ankara, Aralık 1990.
Tekışık, H. H. Eğitimde Yöneticilik Sorunu ve Millî Eğitim Akademisi, Çağdaş Eğitim Dergisi, sayı 192, 307, Ankara, 1992, 2004.
Tekışık, H. H. İlköğretim Müfettişliği ve Sorunları, Çağdaş Eğitim Dergisi, sayı 227, Ankara 1996.

İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 645165 ziyaretçi (1185116 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol