Akademik İncelemeler Cilt:1 Sayı:2 Yıl:2006 A. Nihat Asya’nın Şiirlerinde
Ölüm Kavramının Kullanımları Üzerine∗
M. Mehdi Ergüzel
merguzel@sakarya.edu.tr
Özet
Bu incelemede; “ölüm” kavramı ve bu kavramın A.Nihat ASYA’nın bütün şiirlerindeki kullanım tarzları ele alınmıştır. Önce “ölüm” kavramının, Türkçenin tarihî metinlerinden günümüze ve yaşayan Türk şivelerine göre durumu tanıtılmış, kavramın kelime ve grup hâlinde kullanılışları örneklendirilmiştir. Daha sonra bu kavram, ünlü şairin yedi şiir kitabı taranarak, cümlede geçiş tarzları ve anlam bilgisi mantığı içinde tasnif edilmiştir. Maksat, bir kavramın farklı metinlerde hangi çağrışımlarla kullanıldığı ve tematik bir incelemeye nasıl konu edileceğini tespittir. Netice olarak her kavramın o dil içinde bir mana dünyası vardır. Hiçbir kavram tek ve dar bir anlatım kalıbı içine kapanmaz. Bunu anlamanın en sağlıklı yolu da sözlü veya yazılı edebî metinleri incelemek, tasniflerden yorumlara gitmektir.
Anahtar Kelimeler: Ölüm kavramı, Türkçenin tarihinde ve bugünkü şivelerinde ölümle ilgili kelimeler, A.Nihat Asya’nın şiirlerinde ölüm kavramının çağrışımları, kavram incelemelerinin dildeki yeri
∗Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırma ve Uygulama Merkezinin düzenlediği “Uluslararası Türk Kültüründe Ölüm Sempozyumu” (Kasım 2004)’nda sunulmuş ve daha önce bir yerde yayımlanmamıştır. Mehdi Ergüzel
Abstract
This study deals with the concept of “death” and its usage in the poems of A.Nihat Asya. Firtsly, the concept of “death” is studied in accordance with tthe historical Turkish texts and living turkish dialects and its usage is examlified in words and groups. And the conceptt is classified in terms of semantics and their forms in the sentences in the seven of the poet’s boks. The aimis to find out how a concept is used in different texts and how it can be studied in a thematic research.As a result,every cconcept is meaning in the language. No cncept is confied in a single and narrow pattern. The best way to achieve this is to study oral and written texts,and interpret them.
Keywords: A.Nihat Asya’s poems, ”death” in Asya’s poems, death concept in Turkish dialects
174 A. Nihat Asya’nın Şiirlerinde Ölüm Kavramının Kullanımları Üzerine
Giriş
Kavram Ve Kavramlar Dünyası Üzerine
Kavram yahut klasik ifadesiyle mefhum; kâinattaki mücerret, müşahhas var oluşların dilden dile değişerek ifade ediliş tarzıdır. İnsan zekâsı, kendi idrak sınırları içindeki her var oluşu isimlendirmiştir. İlimden sanata, kültürden edebiyata binlerce sahaya yayılan insan ilgisi, farklılıkları isimlendirirken yeni anlatım kalıpları kullanmak durumunda olmuştur. Nüansları; kelimelerle, kelime gruplarıyla, mevcut kelimelere yeni anlamlar yükleyerek anlatmak çarelerini aramış ve bulmuştur. Evrendeki nesneler ve zihnî gelişmeler isme bürünmek için dilde kendine ifade kalıpları bulurken somut yahut soyut bir yığın mana renkleri ortaya çıkmıştır.
Fikreden, felsefe yapan, edebiyat ve sanat hareketleri geliştiren, maddenin sırları peşinde ilmin ayrıntılarına uzanan zekânın en yakın müttefiki daima lisan olmuştur. Lisan mananın ses ve şekil halinde sembollerini sunar. Kelimeler, kavramlar, isimler, fiiller.. farklılıkları anlatmak üzere vardır. Bazan formüller, denklemler maddenin ilişkilerini temsil eder bazan da kelime veya kelime grupları insanın iç ve dış âlemini anlatmak üzere dil sembolüne dönüşür.
Şair ve yazarlar, felsefenin bir başka boyutu demek olan edebiyatın farklı alanlarında kanat açarlar, dilin sınırları ile kendi sınırları arasında gider gelirler.
Şair ve yazarların eserleri incelenmedikçe, hangi mücerret veya müşahhasa hangi ifade tarzlarıyla yaklaştığı anlaşılamaz. Herkesin bildiği “ölmek, ölü, ölüm” gibi varoluşun en keskin gerçeği mısralar arasında nasıl dillendirilmiştir, hangi ifade yolları bulunmuştur, ancak sabırlı, belki monoton tarama ve dökümlerle ortaya konulabilir. Biz böyle bir incelemeyi sunduk.
Bir başka çalışma ile aynı yazara bir başka tarzda yaklaşılabilir. Dilcinin, edebiyatçının, sanat tarihçisinin, sosyolog veya psikoloğun aynı konuya yaklaşım ve yorumu aynı sonuçları vermez.
İnceleme ve yorum sahibi hürdür. Ona niye böyle yaptığı sorulur, cevabına da saygı duyulur. Eğer bilimsel araştırmalar tek kalıp üzerinde yürüseydi dünya bilim çevrelerinde bu kadar sayısız ve renkli yorumlar gelişemezdi. Demagoglar ile yetinmek zorunda kalınır, kendi ufkunu yegâne-i cihan sayanların fikirleri hepimize kâfi gelirdi.
175 Mehdi Ergüzel
1 Divanü Lûgati’t-Türk Dizini IV, TDK Yayınları, Ankara 1986, s. 456-458.
Halbuki bu âlem herkese dar gelmekte, sonsuzluk evreni her zekâ erbâbını kendine râm etmededir.
Yirminci yüzyılın Türk şiirinde önemli bir isim olan A.Nihat ASYA’nın şiirleri üzerinde yaptığımız “ölüm kavramı” nın çeşitli kullanımları üzerindeki incelememiz yorumdan ziyade bir semantik tasnif çalışmasıdır ve şairin özel sözlüğü için malzeme niteliği de taşımaktadır.
“Acaba yedi şiir kitabı taranarak sunulan bu çalışma ile ölüm kavramının sözlüklere girmemiş kullanımları da var mıdır?” sorusu yeni bir inceleme konusudur.
Kavram tasniflerinin örneklendirilerek başka yazar ve şairlere doğru genişletilmesinin, Türkçenin söz varlığını araştıranların önemli meselelerinden biri olması gerektiğini düşünüyoruz.
Her yazar ve şair kadar bilim erbabının da çalışmalarını kendi kavramları üzerine bina ettiğini, ortak dile kendi mefhumlar dünyasıyla katıldığını kabul ediyoruz. Öyle olmasaydı üslup farkları, anlatım tarzları gelişmezdi. Deha, nasıl “herkes gibi olmanın özel bir şekli” ise, büyük şair de milletin ortak diline yeni kullanım tarzları getirendir. Bu çalışma, biraz da bu yenilik arayışının tek kavram etrafında ele alınması denemesidir.
Ölüm Kavramı Üzerine
“Ölüm, âsûde bahar ülkesidir bir rinde”
Yahya Kemal’in yukarıdaki bu mısraında ölümün rinde göre bir tarifi ve değerlendirilmesi var. Şairlerin her sözüne inanmasak da onların, hikmetleri taşıyan millî bir gelenekten beslendikleri de inkâr edilemez.
Ölmek, ölü ve ölüm kavramları en eski metinlerimizde ve sözlüklerimizde de var.
İlk Türkçe sözlükte1 ‘‘öl-, öldi-, öldür-, ölse-, ölüg, ölügse-, ölüm, ölüt, ölütle-’’ şekilleriyle hemen hemen bu günkü manasıyla 49 değişik yerde kullanılmaktadır.
176 A. Nihat Asya’nın Şiirlerinde Ölüm Kavramının Kullanımları Üzerine
2 Yeni Tarama Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 1983, s. 167-168.
3 Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü I, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1991, s.676-677.
4 Türkçe Sözlük, C.2, TDK Yayınları, Ankara 1998, s. 1725-1728.
5 Rubaiyyat-ı Ârif 1-2, Ötüken Yayınları, İstanbul 1976,
6 Fatihler Ölmez ve Takvimler, Ötüken Yayınları, İstanbul 1976,
Yeni Tarama Sözlüğü’nde2 öl-, ölet, öleş, ölmeksüz, ölü, ölümcül, ölümlü, ölürlik,… gibi kullanımlar ve bunlarla oluşan yine günümüz Türkçesine uygun gruplar var: Ölü bezi, ölü konuklığı, ölüm eri, ölüm esrükligi … gibi
Ölmek, ölü ve ölüm kavramları, yaşayan Türk Yazı Dilleri’nde de küçük farklarla Türkiye Türkçesiyle aynıdır. Mesela bizde; Azerbaycan, Türkmen, Uygur, Özbek Türkçelerinde ölmek kelimesi aynı iken; kuzey Batı şiveleri olan Başkurt, Tatar, Kırgız, Kazak Türkçelerinde ölü/ülü, ölüv/üliv şekillerindedir, kökte bir değişme yoktur. Yine ölü kelimesi ölü/üli, ölik ölük gibi kullanımlar arz etmektedir. Ölüm kelimesi için de aynılık söz konusudur. Kırgız, Başkurt, Tatar şivelerinde ‘‘öltüre türgan, Azerbaycan ve Türkiye Türkçesinde ölümcül, Türkmence’de ölüm halinde, Kazaklarda ölümşi, Uygurlarda ölüm üstidiki, Özbeklerde ölüm eldidegi… gibi kelimeler kullanılır. Bizde ölümlü yerine kullanılan fani/ölümlü, bütün Türk şivelerinde ortaktır.3
Ve nihayet Türkçe Sözlük’te4 ölmek; yaşamaz olmak, hayatı sona ermek; (bitkiler için) solmak anlamındadır. Bu fiilin mecazi anlamlar ve kelime gruplarıyla, birleşik fiillerle beraber zengin bir kullanım alanı vardır. Ölü kelimesi için temel anlama bağlı üç mecazi anlam ve iki yan anlam söz konusudur.Yine kelime gruplarıyla yirmiyi aşkın ifade tarzı vardır. Ölüm kavramı ise temel anlamı dışında, ölme biçimi, idam cezası, sona erme, büyük sıkıntı ve ölmesi istenenler için ağır temenni… gibi kullanımlar ve yine yirminin üzerinde kelime grubuyla bir anlam çeşitliliği arz etmektedir.
Sözlükleri renklendiren, içinde mevcut kelimelerin, edebî eserlere ve örnekli kullanımlara açık olmasıdır. Ne kadar çok metinden tarama yapılmışsa, kelimeler o ölçüde nüans kazanma imkânına kavuşurlar.
Biz de; kültür ve dil çevrelerinin buluşma zemini olan bu geleneksel sempozyum vesilesiyle doğumunun 100.yılında bulunduğumuz Ocak 2005’te de ölümünün 30.yılını idrak ettiğimiz ünlü şairlerimizden A.Nihat Asya’nın şiirlerinde ölüm kavramının bir tasnif ve değerlendirmesini yaptık. Kitaplarının ikisi, rubailer5, biri daha ziyade tarih düşürme örnekleri6 diğer
177 Mehdi Ergüzel
7 Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Dualar ve Aminler, Kökler ve Dallar, Ses ve Toprak; Ötüken Yayınları, İstanbul 1976.
dördü ise muhtelif konularda, Türkçe’nin gül bahçelerine lâyık şiir çiçekleridir.7
Yedi şiir kitabı, baştan sona taranarak önce; ölmek,ölü ve ölüm kelimelerinin kullanılışları tespit edildi. Fiil,isim, filimsi ve kelime grubu halinde toplam 112 yerde geçtiği örnekleriyle belirtildi. Daha sonra A.Nihat Asya’nın şiirlerinde ölüm kavramını çağrıştıran kelimeler, fiil ve kelime grubu halinde örneklendirildi. 37 değişik kullanım, geçtiği mısralarla birlikte verildi. Ayrıca ölüm anlamına gelen ; vefat, rıhlet, ecel… gibi 19 değişik kelime ve kelime grubu sıralandı. Bir başka başlıkta ölüme yol açan sebep ve ölümün tarzı, ölenin vasfı, defnedilişi, yattığı yer, ondan geriye kalanlar, öncesi-sonrası ile ilgili dinî kavramlar tespit edildi, bunlar da 70 madde halinde, 366 örnekle birlikte sunuldu.
Biz Cumhuriyet devri yazar ve şairlerinin, söz varlıklarının ortaya konulmasını, dizinlerinin yapılmasını, kavram incelemeleri için lüzumlu buluyoruz. Genç nesiller söz inceliğini ancak bu yolla kazanabilirler. Bir Arif Nihat’ın şiirlerinde ölümü hatırlatan yüzlerce değişik ifade tarzı ve üslûp zenginliği bulunuyorsa, diğerlerinden kendimizi ve yarını niçin mahrum bırakalım? Yazar ve şairlerimizin söz varlıklarını ve kavramlarını incelersek Türkçeyi daha yakından tanırız.
Arif Nihat Asya’nın Şiirlerinde “Ölmek Ve Ölüm” Kavramlarının Kullanımları
Ölüm kavramı ve bu kelimenin manasını çağrıştıran ilgili mısralardaki imla, şairin kendi imlasıdır.Zamanımız yazım kurallarına göre değiştirmeyi şaire ve eserine müdahale olarak düşünmemiz dolayısıyla aslına sadık kaldık.Sadece kavram veya ilgili kelimelerin geçtiği mısraların yanında kitabın kısaltmasını vermekle yetindik.
A. Çekimli Fiil halinde kullanımları: (27 yerde)
• Senin dibinde öleceğim / BBRB
• Ölürsem atmayın oraya beni / BBRB
• Ölürsem pek uzun olmaz kitabem / ST
• Açlıktan ölürdük, olmasaydı hatıraları / ST
• Ölürsen, Petöfi gibi öl / ST
178 A. Nihat Asya’nın Şiirlerinde Ölüm Kavramının Kullanımları Üzerine
• Susuzluktan ölebilirmiş ırmaklar da / ST
• Diyorlar, öldü Leylâ / ST
• O geldi baktı ki artık ölmüşüm / Uzun saçlarını göğsüme serdi / ST
• Ölürsem zindana atılır bir nur / ST
• Bir yaprak, bir nefer öldürülmesin /ST
• Ölürüm; yakmazsa bir ateşgede / ST
• Dogmadan ölüyor desem / Macar çocukları /ST
• Öldü zannetmeyin: Köroğlu denen / yiğit yaşar hâlâ / DA
• Ölürsem; taşım, yazım / Kaygı olmasın yakınlarıma / DA
• 1321’de Yunus ölmüş /FÖT
• Bir kuş öldü sabahleyin / FÖT
• Diyorlar ki: Ey Asya, Fatihler ölmez!.. / FÖT
• Dünya seninçin yaşanır, hürriyet / ve seninçin ölünür / FÖT
• Bilmem sana diller, nasıl, öldün diyecekler / RA.1
• Biçare çocuk, öldü zararsızlıktan / RA.1
• İnsan var, öfkesiyle hıncından ölür / İnsan var, yılların basıncından ölür / RA.2
• Ey gökyüzü, insan var.. utancından ölür / RA.2
• Lâkin biliriz biz; onun-ölsün kalsın / RA.2
• Bir gün ölecek, Kıbrıs, umutsuzluktan.. / RA.2
• Sen, ey ana yurdum, demek, artık, öldün / RA.2
B. İsim olarak kullanımları :
1. “ölü” kelimesinin kullanıldığı mısralar : (17)
• Yollara Kürşadlar uzanmış, ölü.. / BBRB
• Kaçıncı ölüydü, kaçıncı çığlık / BBRB
• Alıp getirdiler, ölüyüm diye / BBRB
• Dünya durdukça bu kadar ölü / BBRB
• Ölüler gördüm, ibâdette bugün / BBRB
• Ölü ben, yatır ben, evliya ben / DA
• Ey Abva’da yatan ölü / DA
• Baktım, ölüler Fatiha okuyorlar birbirlerine / DA
• Okuyucularım var benim, ölülerden de! / DA
• Bulunur ölülere de doping yapanlar / ST
• Çelenkle, yasinle bir ölü için / ST
• Bütün mesafeler şimdi ölüdür / ST
• Bilsek ölü olduğunu, okurduk Yasin / RA.1
• Ey yolcu, benim gözbebeğimdir bu ölü / RA.1
179 Mehdi Ergüzel
• Şayet ölü varsa bizleriz / RA.2
• Ancak, mezarından ölüler, âmin, der / RA.2
• Vallahi ve billâhi dayanamazdı dirim / Gündüz, gece sizden ölümün çektiğine / RA.2
2. “ölüm” kelimesinin kullanılışları : (14)
• Ölüme güler gibi bakma ufuklara / BBRB
• Bu dağlarda ölüm, saya gecesi / BBRB
• Sarsıntı, harb, yangın, açlık, ölüm bu dünya / BBRB
• Yeri yok kalbimizde, hasret, ölüm denen hurafelerin / BBRB
• Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı / DA
• Bana kolay gelmezdi ölüm / DA
• Bilmeyenler desin, ölüm toprak / ST
• Bingöl’e ölüm gitti. / ST
• Soğuk bûsesini koyunca ölüm / ST
• Benim de evime seslenir ölüm / Oğlumun şi’rini bestelemeden / ST
• Ölüm beni tanımadı / DA
• Ölüm var uykudan ucuz / KD
• Ölüm sizde, hayat sizde / KD
• Kim der, ki ölüm var, şu yakın kavşakta /RA.2
1. Sıfat-fiil halinde : (6)
• Ölmüşlere bulutlarda / Rahmet döşeli yataklar /BBRB
• Ölenler, toprağın olmuş / Sağlar da bizim değildir / BBRB
• Doğacakları / Ölecekleri / Ağlayacakları, gülecekleri bilirsin / DA
• Yiğitleri, ölmezleri / Öven diller, ölmez olsun / ST
• Kendin de inanmadın, fakat öldüğüne / RA.1
• Ey Mevlid, uğra bir bir, ölmüşlerine / RA.2
2. İsim-fiil halinde : (5)
• Kur’ada içimizden / Birine düşsün ölmek / KD
• Ölmek ister, bunalır / Biçare yolcu / ST
• Lâkin sorarım, Ey Polat: Ölmek mi gerekti? / DA
• Kalmaksa da, ölmekse de olsun, olacak / RA.1
• Tekirdağ dediğin doğmak, Sakız ölmek, Bolayır yatmak için / RA.2
• Mutsuzların ölmekte karışmış kırkı / RA.2
• Kıyıda ölmekti korkusu / Uğradı korktuğuna /KD
• Ölmek mi gerekti / yol bulmak için ilk vatan Turan’a doğru? /DA
180 A. Nihat Asya’nın Şiirlerinde Ölüm Kavramının Kullanımları Üzerine
3. Zarf-fiil halinde : (4)
• Ölürsem, atmayın oraya beni / BBRB
• Ne yapı kalmış ne nüfus / Göçe göçe, öle öle / ST
• Ölürsen, Petöfi gibi öl! / ST
• Ölürsem, zindana atılır bir nur /
Ç. Kelime grubu olarak kullanılışlar :
1. Sıfat tamlaması halinde : (14)
• Kaçıncı ölüydü, kaçıncı çığlık / Uçtu kuşlarımız... / BBRB
• Dünya durdukça, bu kadar ölü / Değme mezarlıkta birikmez artık / BBRB
• Yeri yok kalbimizde hasret, ölüm denen hurafelerin / BBRB
• Köşesinden memnun / Ölüler gördüm, ibadette bugün / BBRB
• Ölmüş bildiğimiz Evliya.. / DA
• Yazdan hazırlanır mezarı, kışın öleceklerin / DA
• Okuyucularım var benim, ölülerden de! / DA
• Üç yüz ölünün yattığı bir sanduka,
• Yiğitleri, ölmezleri öven diller, ölmez olsun! / ST
• Ölümlü dünyada şimdi / Ölüm var uykudan ucuz. / KD
• Ey yolcu, benim gözbebeğimdir bu ölü / RA.1
• Halâ okuruz ağlayarak kendimizi / Ey ölmemiş Âkif, Safahat’ında senin! / RA.2
• Etrafa tebessüm dağıtır yıllardır / Ölmüş zannettiğin Ömer Seyfettin. / RA.2
• Senden söz ederler yine ey insanlık / Havva Ana’nın ey ölü doğmuş çocuğu / RA.2
2. İsim tamlaması halinde kullanımlar : (8)
• Ölenin baş ucuna kargısını diktiler / DA
• Ölüm marşı, varsın alınsın / Cenazemde mehter çalınsın / DA
• Kalbimi ölümün önüne serdim / ST
• Ölüm gününde eserlerinin / Olmasaydı hatıraları / ST
• dayanamazdı dirim / Gündüz, gece, sizden ölümün çektiğine / RA.2
• Dün öldüğünün, şüphelidir, doğruluğu / RA.2
• Orkestralarla bandolardan ölüler / Dansıysa, duyulan / RA.2
181 Mehdi Ergüzel
• Yer yer ezilip ölenlerin gövdeleri / Öksüz yuvasız başlara yastık şimdi / RA.2
3. Edat grubu halinde : (3)
• Ölüme güler gibi bakma ufuklara! / BBRB
• Alıp getirdiler, ölüyüm diye / BBRB
• Çelenkle, yasinle, bir ölü için, bir yaprak bir nefes öldürülmesin. / ST
4. Ünlem grubu halinde : (2)
• Ey Abva’da yatan ölü! / DA
• Havva Ana’nın, ey ölü doğmuş çocuğu! /RA.2
5. Zarf-fiil grubu halinde : (1)
• Götürülürken ölüme / Ölüm beni tanımadı / DA
• Tanrım, bu çileyle ölmeden, kullarına / Bir dost eli sıkmak da nasib olmaz mı? / RA.2
6. Bulunma grubu halinde : (1)
• Kıyıda ölmekti korkusu; uğradı korktuğuna / KD
7. Birleşik fiil grubu halinde : (4)
• Açlıktan ölürdük / Olmasaydı hatıraları / ST
• Yiğitleri, ölmezleri, öven diller, ölmez olsun! / ST
• Ey kalanlar, sayılmam ölmüş ben / DA
• Bîçare çocuk, öldü zararsızlıktan / RA.1