Özet : Bu makalede Türkmen Türkçesinde geçmişte ve günümüzde kullanılmış ve kullanılmakta olan – dan eki ile edat görevini üstlenen sözcüklerin işlevleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Makalede incelenen edatlar, Türkmenistan’ın eski dönem şairi Mahtımkulu’nun şiirleri ve ünlü Türkmen yazarlarının eserleri taranarak belirlenmiştir.
Dosya :
İndir (.doc)
Özet : Bu bildirinin konusu, Türkiye’de, tarihsel süreklilik içinde devam eden, merkez-çevre farklılaşmasına binaen siyasetin aktörleri arasındaki çekişmenin, farklı modernleşme anlayışları itibariyle biçimlenmesinin survey uygulaması ile taraflardan biri olan çevrenin Erzurum örneğinde, son bir yıl içinde gelişen siyasal gelişmelere ilişkin tavırlarını anlamlandırmaktır. Bildirinin amacı ise, çevrenin merkez tarafından belirlenen siyasa üzerinde belirleyici olma istemini ortaya koyabilmektir. Bildirinin yöntemi ise, Marx’ın soyutlama yönteme ile Weber’in değer seçmesi yöntemi ile kastedilenin aynı şey olması yani var olanı açıklamak ve anlamlandırmak için, var olanın bir unsurunu bütün içinde soyutlayarak bu unsur etrafında açıklayıcı bir kuram geliştirmektir. Bu itibarla Türkiye’de modernleşme sürecinin, iç ve dış merkezler tarafından belirlenmesine rağmen, bu süreç içinde çevre fırsatını buldukça siyasetin öznesi olmayı arzulamasının, çevrenin son bir yıl içindeki siyasal gelişmelerde özneleşmesinin saiki olduğudur. Böylesi bir kuramsal perspektif ile Erzurum merkeze uygulanan survey’in sonuçları değerlendirilmiştir.
Dosya :
İndir (.doc)
Küreselleşme, siyaset, din
Dosya :
İndir (.pdf)
Özet : Sosyal Bilimlerin ve özellikle sosyolojinin gelişiminde belirleyici olan iki bilim dışı etken olan kapitalizm ve ulus-devletin tüm belirleme istemine rağmen özellikle sosyolojinin kurucularında bu etkenlere karşı bir mesafe söz konusudur. Sosyolojinin kurucuları, geliştirdikleri kuramlarında; kapitalizmin nasıl işlediğini, kapitalizmin yol açtığı sorunları ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerini ele alırken kapitalizmin kaçınılmaz olduğunu kabul etmekle birlikte ona teslim olmamışlardır. Ulus-devlet ise kendi toplumsal ve siyasal yapılanması gereği sosyoloji üzerinde etkili olsa da, sosyolojinin kurucuları devletin dışsal otoritesinin toplum üzerindeki etkisine karşı uyarıcı olmuşlar ve bu iki olguyu birbirinden ayırmaya çabalamışlardır. Türkiye’de ise sosyoloji tamamen yeni devlete ideoloji sağlamak üzere kendine rol biçmiştir. Bu anlamda Türkiye’de sosyoloji ile devletin bağı organik olmuştur. Günümüzde, küreselleşen kapitalizm, kendi yayılmasına imkân tanıyacak biçimde, sosyolojiyi ve sosyal kuramları belirlemektedir.
Dosya :
İndir (.doc)
Özet : Bu çalışmanın konusunu, sosyolojinin bilim olabilmesi için elzem bir role sahip olan Durkheim’ın ‘Sosyolojik Yöntemin Kuralları’ adlı eseri ile bu eserden yaklaşık bir asır sonra Giddens tarafından yazılan ‘Sosyolojik Yöntemin Yeni Kuralları’ adlı eserinin karşılaştırılması, oluşturmaktadır. Pozitivist-holistik sosyoloji kendinden sonra gelen Anlamacı-aksiyonel sosyolojik yaklaşımların eleştirileri ile kendini yeniden nasıl biçimlendirdiğinin öyküsü sunulmaktadır. Pozitivist sosyoloji hem ontosunu tanımlama biçimine hem epistemolojisine hem de metodolojisine yapılan eleştirileri kısmen kabul ederek var olan toplumsal koşullara ve bilim anlayışına binaen, kendisini yeniden tanımlayarak, paradigmasını yeniden düzenleyerek bir sosyoloji yaklaşımı olarak devam etme çabasındadır. Artık öznelerin yapı üzerindeki etkisini toptan reddetmemekte, araştırıcı özneyi toplumsal konumu itibariyle araştırdığı toplumdan hepten soyutlamamaktadır. Giddens, Marks’tan yola çıkarak yapı-özne dialektiğinde pozitivist sosyolojiyi yeniden yapılandırma çabasındadır.
Dosya :
İndir (.doc)