edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  => Bedevilik-Barbarlık ve İnsanlk Tarihi-Sina Akşin
  => Tarih Felsefesi-Dr. Ali Şeriati
  => Görüşlerim-Sultan Galiyev
  => Kemal Tahir'in felsefi düşüncesi ve Devlet Ana
  => Sanat Anlayışım-Orhan Kemal
  => Çağın Dini: Humanizm-Cemil Meriç
  => Demokrasi Demopedidir-Cemil Meriç
  => Demokrasi Paradigması ve Sonrasız Modernlik-Yiğit Tuncay
  => Karl Popper'in Bilim Felsefesi-Hasan Engin Şener
  => Cemil Meriç'in Dil ve Edebiyat Üzerine Düşünceleri- Arş. Gör. Oğuzhan KARABURGU
  => Tiyatro San'atının Kaynağı 1-Refik Ahmet Sevngil
  => Tiyatro San'atının Kaynağı 2- Refik Ahmet Sevngil
  => Tiyatro San'atının Kaynağı 3- Refik Ahmet Sevengil
  => Gizli Halk Musikisinin Hakiki Karakteri Dindışıdır-Vahid Lütfi Salcı
  => YUNUS EMRE’NİN ŞİİRLERİNDE- R. FİLİZOK
  => AŞK[1] (Amour)-Elisabeth Sayın
  => Dil Bilimi Terimleri-Yard. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => BİR METİN yahut EDEBÎ ESER LİSE VE ÜNİVERSİTE DÜZEYİNDE NASIL İNCELENMELİ? -Anne-Marie ALBİSSON
  => DİL İLE BİLDİRİŞİMİN (communication) TEMEL ELEMENTLERİ-Prof. Dr Rıza FİLİZOK
  => BYRON, LAMARTİNE-Jale Parla
  => TAHİR ALANGU’NUN FOLKLOR ANLAYIŞI
  => HİKAYECİLİK DERSLERİ
  => TÜRKİYE’DE DENEME VE ELEŞTİRİNİN GELİŞİMİNDE ORHAN BURİAN’IN YERİ (tez)
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİ ÜZERİNE TASVİRÎ BİR DENEME
  => YAZI DEVRİMİNİN ÖYKÜSÜ
  => CUMHURIYET DÖNEM! TÜRK ŞİİRİ VE BEHCET NECATIGiL
  => ROMANLARDA 27 MAYIS İHTİLÂLİ
  => HİLMİ YAVUZ ŞİİRİNE METİN-MERKEZLİ BİR BAKIŞ
  => YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU’NUN ROMANLARINDA CİNSELLİK
  => KİRALIK KONAK’TA MADAME BOVARY
  => ADNAN BENK VE TÜRKiYE’DE MODERN EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ NURİ AKSU-tez
  => GELENEKSEL ROMANA KARŞI ROMAN: ANTİ ROMAN
  => ROMANININ TARİHSEL BOYUTU ÜZERİNE BİR İNCELEME Sedat ...
  => XIX. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATINDA VOLTAİRE VE ROUSSEAU ÇEVİRİLERİ
  => AHMET VEFİK PAŞA’NIN ÇEVİRİLERİNDE OSMANLILAŞAN MOLİÈRE
  => Osmanlı Dönemİ Türk Romanının Başlangıcında Beş Eser
  => Kıbrıs Türk Edebiyatı
  => Halide Edib-Adıvar Döneminde ve Romanında Feminizm
  => ERKEN DÖNEM TÜRK EDEBİYATINDA KÖYLÜLER
  => TÜRK GÖÇER ŞAİRLERİNE AİT ESERLER
  => KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT BİLİMİ ve BİR UYGULAMA
  => SAFAHAT’TA EDEBİYATA AİT UNSURLAR ÜZERİNE BİR İNCELEME Abdullah ...
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİ ÜZERİNE TASVİRÎ BİR DENEME Ersin ÖZARSLAN*
  => SÖZ VE ÖZ
  => BATI TRAKYA TÜRK EDEBİYATI
  => YAVUZ BÜLENT BAKİLER’İN, “ŞAŞIRDIM KALDIM İŞTE” ŞİİRİNE EDEBÎ
  => TANPINAR’IN ŞİİR ANLAYIŞI VE ŞİİRİNİN KAYNAKLARI
  => Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal
  => KUVAYI MİLLİYE HAREKETİNE YÖNELTİLEN İTHAMLAR
  => MİLLÎ MÜCADELE DÖNEMİNDE FRANSIZ GAZETECİNİN MUSTAFA KEMAL İLE TEMAS VE GÖRÜŞMELERİ
  => YURTTAŞ GAZETECİLİĞİ
  => RUSLARIN TÜRK TOPRAKLARI ÜZERİNDE YAYILMASI
  => BİR ÇAĞDAŞLAŞMA MODELİ OLARAK ATATÜRKÇÜLÜK
  => Mâni ve Bilmecelerimizde Geçen Meyve Adlarının Türkçe’deki Kullanımları Üzerine Bazı Tespitler
  => Şerif Benekçi’nin Romanlarında İnsan ve Toplum
  => A. Nihat Asya’nın Şiirlerinde Ölüm Kavramının Kullanımları Üzerine
  => Zafer HanIm’In AŞk-I Vatan RomanIBaĞlamInda KadIn
  => DİLBİLİM TARİHİNE BİR BAKIŞ
  => DİLBİLİM ARAŞTIRMALARI
  => DİLBİLİM (Linguistics)
  => Edebiyat Teorileri
  => EDEBİYAT TEORİSİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
  => HALK EVLERİNİN KURULUŞU VE ÇALIŞMALARI
  => Ülkemizin Kaçırdığı En Büyük Eğitim Projesi: Köy Enstitüleri
  => BİLİM FELSEFESİ Prof.Dr. Mustafa Ergün
  => EDEBÎ METİNLER IŞIĞINDA DOĞU KÜLTÜRLERİNİN BATIYA ETKİLERİ VE BATIDA TÜRK İMGESİ ∗
  => ZİYA PAŞA’NIN “ŞİİR ve İNŞÂ” MAKALESİ Ali DONBAY
  => TATAR EDEBİYATININ GELİŞİMİ
  => OSMANLI ŞİİRİNE SANAT ONTOLOJİSİYLE YAKLAŞMAK ÜZERİNE
  => SÜLEYMAN NAZİF’E GÖRE İRAN EDEBİYATININ EDEBİYATIMIZA TESİRİ
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİ ÜZERİNE TASVİRÎ BİR DENEME -
  => ÖZNE KARAKTER NESNE KARAKTER Agusto Boal
  => İSLAMDA TRAGEDYA KAHRAMANI TRAGEDYA ÖRNEKLERİ Metin And
  => İSLAMDA TRAGEDYA KAHRAMANI TRAGEDYA ÖRNEKLERİ Metin And 2
  => DOĞU VE BATI KÜLTÜRLERİNDE DÜŞSEL YARATIKLAR Enis Batur
  => TANPINAR ÜZERİNE NOTLAR Selahattin Hilav
  => DÖRT BİN YIL ÖNCE TÜRKLERDE TİYATRO Refik Ahmet Sevengil
  => SELÇUKLU TÜRKLERİNDE DRAMATİK EĞLENCELER Refik Ahmet Sevengil
  => ANADOLU'DA DİNİ TEMAŞA Refik Ahmet Sevengil
  => OSMANLILARDA DRAMATİK EĞLENCELER Refik Ahmet Sevengil
  => ORHAN KEMAL'İN YAPITLARI Türk Gerçekçiliğinin Gelişmesinde Yeni Bir Aşama
  => ORHAN KEMAL'İN YAPITLARI Türk Gerçekçiliğinin Gelişmesinde Yeni Bir Aşama 2
  => ELEŞTİRİ VE HİCİV Johann Gottfried Herder
  => ROMAN Octavio Paz
  => YENİ TÜRK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI
  => ESKİ TÜRK DİLİ ARAŞTIRMALARI
  => ESKİ TÜRK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI
  => YENİ TÜRK DİLİ ARAŞTIRMALARI
  => HALK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI
  => DİL SORUNLARI
  => ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ARAŞTIRMALARI
  => MAKALELER
  => edebiyat tezler
  => İNCELEME ARAŞTIRMA
  => İNCELEME
  => Medeniyetin Demir Pençesi Eksen Çağı
  => DEDE KORKUT DOSYASI
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 1
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 2
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 3
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 4
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 5
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 6
  => Halk Şiiri, Gerçeküstücülük, Destan.
  => En Uzun Gece: Sahte Bir Roman - İzzet Harun Akçay
  => ARAŞTIRMACILAR İÇİN KAYNAKLAR
  => DOĞU EDEBİYATI
  => DOĞU EDEBİYATI - KİTAPLIK
  => TÜRK LEHÇELERİ ÇEVİRİ SÖZLÜĞÜ
  => İLETİŞİM ÇAĞINDA AŞIKLIK GELENEĞİNİN GELECEĞİ
  => ÂŞIK EDEBİYATI BÜTÜNÜ İÇİNDE SİVAS'TA VE ADANA'DA ÂŞIKLIK GELENEĞİNİN ORTAK VE FARKLI YANLARI
  => Türkiyat Araştırmaları 1
  => Türkiyat Araştırmaları 2
  => Türkiyat Araştırmaları
  => Türkiyat Araştırmaları 4
  => Türkiyat Araştırmaları 5
  => Bir Toplum Mimarı Olarak Yahya Kemal
  => Tanzimat Romanlarında Melodramın İdeolojik İşlevleri
  => Söz Sanatları Bakımından ‘Parçalı Ham’ Şiirler
  => İNCELEMELER.
  => İNCELEME..
  => İNCELEME...
  => İNCELEME....
  => İNCELEME.....
  => İNCELEME ŞİİR
  => İNCELEMELER.....
  => İNCELEMELER.,
  => İNCELEMELER,.
  => Edebiyat Sosyolojisi
  => Sosyalist Realizm Kavramının Ortaya Çıkış Süreci
  => toplumcu gerçekçilik
  => PEYAMİ SAFA.
  => Yeni Türk Edebiyatı
  => YENİ TÜRK A. İLHAN İÇERİKLİ
  => hilmi yavuz.
  => Behçet Necatigil
  => araştırmalar.1
  => ARAŞTIRMALAR 2
  => araştırma,
  => Türk Dili ve Edebiyatı,
  => 1919-1928 ARASI TÜRK ROMANINDA YAPI VE TEMA
  => Bilgisayar Öyküleri
  => Yayın
  => ROMAN,
  => ROMAN,,
  => ROMAN.
  => ROMAN..
  => şiir,
  => şiir,,
  => hikaye*
  => arş
  => arş1
  => arş2
  => arş4
  => arş6
  => arş7
  => arş8
  => arş9
  => edebiyat tarihinde realizm romantizm kavramı
  => YENİ TÜRK EDEBİYATININ KAYNAKLARI
  => YENİ TÜRK EDEBİYATININ KAYNAKLARI 1
  => KLASİK TÜRK EDEBİYATI
  => TÜRK DEBİYATI İNCELEME
  => DEDE KORKUT DOSYASI.
  => açık arşiv
  => edebiyat arşiv
  => Kuruluş Devrini Konu Alan Romanlar Üzerine
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
Mâni ve Bilmecelerimizde Geçen Meyve Adlarının Türkçe’deki Kullanımları Üzerine Bazı Tespitler

Akademik İncelemeler

Sayı:1 Cilt:1 Yıl:2006

Mâniciysen gel otur.

Mânime mâni yetir

Mâniciliğin bilem

Yedi meyve bir getir.

Mâni ve Bilmecelerimizde Geçen Meyve Adlarının

Türkçe’deki Kullanımları Üzerine Bazı Tespitler

Mehdi Ergüzel*

Özet

Bu yazıda mâni ve bilmecelerimizdeki meyve adları Türkçedeki kullanımı

bakımından incelenmiştir. Mâniler sözlü edebiyatımızın en güzel örnekleri

arasındadır. Bilmeceler de bazı bakımlardan mâniyi andıran nükteli,

düşündüren, eğlendiren dörtlüklerdir. Dilin incelikleri araştırılırken sözlü

edebiyat ürünlerine de yer verilmelidir. Biz de bu çalışmamızda söz konusu

manzumelerin Türkçe bakımından hangi özellikleri taşıdığını araştırdık.

Mânilere ve bilmecelere, içlerinde yer alan “meyve” kelimesinin geçiş

tarzları açısından yaklaştık. Meyve kavramının tarihi metinlerden

günümüze kadar gösterdiği çeşitlilik üzerinde durduk. Sonra yaşayan Türk

şivelerindeki meyve adlarına temas ettik.Daha sonra bu manzumelerde

geçen meyve ile ilgili kavramların kullanım tarzlarını ele aldık.Meyvelerin

renkleri,tatları ,kokuları,şekilleri,yetiştiği yerler ve diğer özellikleri ile ilgili

olarak bu şiirlerdeki kullanım tarzlarına dikkat ettik,tasnifler

yaptık.Bunların kelime grupları içindeki geçişlerini sunduk.Bu çalışma ile

kültürümüzün zenginliklerinden birisinin Türkçede ifade ettiği değer

anlaşılmaya çalışıldı.

Anahtar Kelimeler : Mâni ve bilmece, meyve kavramı, Türkçedeki

gelişimi, mâni ve bilmecelerde meyve

Abstract

Ballads constitude the outstanding samples in our spoken language.

Similar to them riddles are entertaining, carrying particular purposes in

meaning and witty stanzas. When studying on a language, spoken

language must be considered as well. Having said so, ,n this work we

have studied so called poems in terms of what they have in the Turkish

language.

* Doç. Dr. , Sakarya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

E-Posta : merguzel@sakarya.edu.tr

Mehdi Ergüzel

160

The word”fruit” which is frequebtly used with both ballads and riddles is

throughly studied. The variety of the concept of the word “fruit” from

historical context up to now it is used is reviewed. Fruit types used in

living Turkish dialects are also touched. And then how fruit and related

concepts are used in those poems is discussed. Colour of the fruit, their

taste, nature, smells, where they are grown, as well as other features

such as how they areused in tose poems is attached the utmost

importance. How they are used in word groups is also presented.

And finally, with this attempt just one aspect of the deep Turkish culture

and what it meansfor others is hoped to be revealed.

Güzel Türkçemiz üzerinde son yüzyıl boyunca verimli ve

yararlı binlerce ilmî ve kültürel çalışma yapıldı, Türk milletinin

bilgisine sunuldu. Kütüphanelerimizi dolduran yazma eserlerin önemli

bir kısmı yeni harflerle tekrar kazanıldı. Yapılan gramer

incelemeleriyle dilimizin tarihten bugüne geçirdiği safhalar anlaşıldı,

ses ve şekil özellikleri aydınlatıldı. Sözlük çalışmalarıyla da

Türkçemizin ifade zenginlikleri ve söz varlığı tanıtılmaya çalışıldı

Dil bilgisi çalışmalarının ses ve şekil incelemelerinin yanı sıra

kelime serveti, cümle ve ifade kalıpları yönünde gelişmesi

beklenmektedir. Hem tarihî hem de yakın devir eserlerinin bu

bakımdan incelenmeye ihtiyacı vardır. Bir taraftan her yüzyıla ait söz

varlığı ortaya konulurken, diğer taraftan şair veya yazarların özel

sözlükleri ve üslûp özelliklerini yansıtıcı ifade kalıplarını

değerlendirecek çalışmalar yapılması düşünülmektedir.

Temel söz varlığı bir dilin gücünü temsil eder. Söz varlığı

denince ilk akla gelen kelimedir. Bu konuda verimli ve ufuk açıcı

çalışmaları olan Doğan Aksan; "Sözcükbilim, dilin söz varlığını, yani

sözcüklerini, türetmede görev alan biçimbirimlerini, birleşik

sözcük, deyim, atasözü, kalıplaşmış söz gibi öğelerini incelemeye

yönelen, bu öğelerin kökenlerini, oluşumlarını araştırarak biçim ve

anlam açısından gelişmelerini saptamaya çalışan bir dilbilim dalıdır."

diyor.(Aksan,1996)

Söz varlığı bir dilin servetidir. Yüzyıllar içinde dilin kendini işleye işleye

kazandığı bu zenginlik çeşitli özellikteki sözlüklere ve örneklendirilmiş kaynaklara

aktarılmadıkça, yaşayan nesiller ve sonradan gelecekler dillerinin inceliklerini

tanıyamazlar, sadece kendi dönemlerinin sınırlı anlatım imkânlarıyla yetinmek

zorunda kalırlar.

"Bir dilin söz varlığı denince, yalnızca o dilin sözcüklerini değil,

deyimlerin, kalıp sözlerin, kalıplaşmış sözlerin, atasözlerinin, terimlerin ve çeşitli

anlatım kalıplarının oluşturduğu bütünü anlıyoruz."(Aksan,1996:7)

Mâni ve Bilmecelerimizde Geçen Meyve Adlarının

Türkçe’deki Kullanımları Üzerine Bazı Tespitler

161

Türkçe cümle yapısında kelime gruplarının önemli bir yeri

vardır. Hele isim ve sıfat tamlamaları neredeyse cümlenin

vazgeçilmez unsurları hâlindedir. Tek kelimeyle anlatılamayan duygu

ve düşünceler "kelimelerin izdivacı" denilen ustaca bir araya gelişlerle

ifade edilir. Türkçe anlatımın sayısız güzel örneklerini isim ve sıfat

tamlamalarında buluruz.

Aksan’a göre, söz varlığı, aynı zamanda o dili konuşan

toplumun kavramlar dünyası, maddî ve manevî kültürünün yansıtıcısı

dünya görüşünün bir kesiti olarak düşünülmelidir. Her millet hayatı

kendi penceresinden görür. Bu bakış tarzı, toplumların dili oluşturma

ve geliştirme yolunda hareket noktasıdır. Yaşama üslubu ile dil

arasında da yakın bir ilgi vardır. Aynı nesneler farklı zamanlarda ve

değişik dillerde ayrı kelimelerle anlatılmış bazen de söz grupları

ortaya çıkmıştır.

Türkçenin adlandırma ve farklı durumları söz oyunlarıyla anlatabilme

yeteneği çok yüksektir. Asırlar içinde kullanıla kullanıla yeni anlamlar kazanan

bazen daralan bazen genişleyen kelimelerin içyapısı, araştırmacılar için tükenmez

kaynaktır.

Atasözleri, bilmeceler, mâniler, türküler, deyimler ve hatta şarkı

sözleri belirttiğimiz söz varlıkları açısından incelenmeli, örnekli dökümleri

ortaya konulmalıdır.

Türk mânileri, edebiyatımızın iddiasız gibi görünen şen

çocuklarıdır. Onlardan örnekler okuyarak zaman zaman birbirimize

takılır ve güleriz. Fakat işin içine ciddî bir inceleme girince mâniler,

heybetli ve renkli çehresiyle gücünü gösterir.

"Türk folklorunun önemli bir şiir türü de mânidir. Yüzyıllar

boyunca çoğunlukla kulaktan kulağa aktarılıp günümüze ulaşan

mânileri kimler söylemiştir, pek bilemeyiz."

Sami Akalın, mânilerin kaynağını açıklarken: “Gökteki bulut,

ağaçtaki yaprak, daldaki gül, saksıdaki karanfil, raftaki sini, küpteki

bulgur, kulaktaki küpe, parmaktaki yüzük, denizdeki kayık, deredeki

balık... mâni yakıştırırken söz başı olur. Bu ve benzeri bir sözle

mâniye başlanır ama sözün sonu ille bununla ilgili olmak zorunda

değildir; mâniyi yakıştıran içindekini anlatır. Mânilerin çoğu dönerdolaşır

sevgiliye ulaşır. “diyor.(Akalın,1972)

Kelimenin sözlük karşılığı, "dört mısralı ve kendine mahsus

makamları olan manzume"dir. Fakat bu kendine özgü makamları olan

dört mısradan kurulu şiirlerin söyleyicileri ve okuyanları vardır da

yazarları -ya da kişileri- yoktur, bilinmemektedir. Türk toplumsal

Mehdi Ergüzel

162

hayatının tam bir "ifadesi" sayılan halk edebiyatımızın ürünleri

arasında, mânilerimiz İslâmlıktan önceki Türk edebiyatından

günümüze kadar çeşitli Türk katları arasında yaşamasını

sürdürmektedir.

Anadolu Türklerinin "mâni", Azerî Türklerinin "bayatı"

dedikleri bu şiir biçimini Kazak ve Kırgızlar "aytipa, kayım, öleng";

Step ve Kırım Tatarları "çıng, çink", Özbekler de "aşule, koşuk" diye

adlandırırlar.

Türkçe Sözlük'ün son baskısında mâni "Genellikle birinci,

ikinci ve dördüncü mısraları uyaklı olan, daha çok hecenin yedili

ölçüsüyle söylenen halk şiiri" ifadesiyle tanıtılmaktadır.

Mâni sözünün kaynağı tam olarak bilinmemekle beraber bu

konuda kaynaklarda değişik yorumlar vardır. Ahmet Vefik Paşa'ya

göre mâni "usulsüz, darpsız elhan ile tegannî olunan vezinsiz, manasız

güfte"dir.(Göksu,1970)

Giriş

Marmara Üniversitesi Türkiyât Araştırma ve Uygulama

Merkezi, son yıllarda uluslar arası seviyede düzenlediği “Türk

Kültüründe, Ayrıntılar” başlığı altındaki toplantılarla kültürümüzün

kaynaklarına gidilmesi, temel kavramlarının aydınlatılması yolunda

son derece verimli bir ilim ve kültür zemini oluşturmaktadır.

Bu toplantı için “meyve” kavramını mânilerimizde ve

bilmecelerimiz içinde araştırarak tarama-tahlil yoluyla 1100 civarında

mâni ve bilmecemizi inceledik.Önce meyve ve çeşitlerinin temel tarihî

metinlerimizde hangi isimlerle geçtiğini, zamanımızın Türkiye

dışında yaşayan şivelerinde bunların hangi adlarla söylenip yazıldığı

konusunda kısa tespitler yaptık.

Meyve ve eş anlamlısı yemişin Türkçe sözlüğümüzdeki

anlamını belirterek mâni ve bilmecelerimizdeki meyvelerin

Türkçemize kazandırdığı kullanım çeşitliliğini söz servetimiz

yönünden değerlendirmeye başlayalım.

1. TDK ‘nın Türkçe Sözlük’ünde :

meyve (Far. Mive)

Mâni ve Bilmecelerimizde Geçen Meyve Adlarının

Türkçe’deki Kullanımları Üzerine Bazı Tespitler

163

1.bot.: Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın

gelişmesiyle oluşan, tohumları taşıyan organ, yemiş.

2.mec.:Ürün, sonuç, kâr

Meyve kelimesine bağlı olarak türemiş ve birleşik

şekillerinden: meyvedar, meyvehoş, meyvelen-,meyveli, meyvelik,

meyvesiz, meyvesizlik…

yemiş (is.)

1.Bitkilerde çiçeği döllenmesi sonunda meyve yapraklarından

oluşan ve tohumu taşıyan organ, meyve

Bu kelime de yapım ekleriyle; yemişçi, yemişçil, yemişen,

yemişlenme,yemişlenmek,yemişli,yemişlik.. gibi bir kullanım

çeşitliliği içindedir.

2. Tarihi Metinlerde “Meyve” Kavramı:

İlk sözlüğümüzden başlayarak bazı tarihî metinlerin

sözlüklerinde geçen meyve isimlerine bakıldığında aşağıdaki

kelimelerle karşılaşılmaktadır:

2.1. DLT (Divanü Lûgati’t – Türk) de:

almıla (I, 130–11) / alma; kımız almıla (I, 366–2); ekşi

elma anlamında

büken (I, 399–17); karpuz, hint kavunu

çahşak (I, 469–14); kurutulmuş kayısı, üzüm gibi

meyveler

çawju (I, 422–23); meyvesi acı ve kırmızı bir ağaç

dava (III, 237–16); ılgın ağacı meyvesi

amşuy (I, 115–3); bir çeşit sarı erik

erük (I, 67–19); şeftali, kayısı, erik gibi meyvelere

verilen genel ad

erüklük (I, 152–25); erik bahçesi, tülüg erük (I, 69–

20); şeftali

sarug erük (I, 69–21); kaysı, zerdali, kara erük (I,

69–22);

erliklen - (I, 294–19, ); erik meyvesi ver-, erükse – (I,

303–5,); canı erik isteMehdi

Ergüzel

164

kagun (I, 15–16) (13 yerde); kavun

İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 645068 ziyaretçi (1184875 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol