edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  => Bedevilik-Barbarlık ve İnsanlk Tarihi-Sina Akşin
  => Tarih Felsefesi-Dr. Ali Şeriati
  => Görüşlerim-Sultan Galiyev
  => Kemal Tahir'in felsefi düşüncesi ve Devlet Ana
  => Sanat Anlayışım-Orhan Kemal
  => Çağın Dini: Humanizm-Cemil Meriç
  => Demokrasi Demopedidir-Cemil Meriç
  => Demokrasi Paradigması ve Sonrasız Modernlik-Yiğit Tuncay
  => Karl Popper'in Bilim Felsefesi-Hasan Engin Şener
  => Cemil Meriç'in Dil ve Edebiyat Üzerine Düşünceleri- Arş. Gör. Oğuzhan KARABURGU
  => Tiyatro San'atının Kaynağı 1-Refik Ahmet Sevngil
  => Tiyatro San'atının Kaynağı 2- Refik Ahmet Sevngil
  => Tiyatro San'atının Kaynağı 3- Refik Ahmet Sevengil
  => Gizli Halk Musikisinin Hakiki Karakteri Dindışıdır-Vahid Lütfi Salcı
  => YUNUS EMRE’NİN ŞİİRLERİNDE- R. FİLİZOK
  => AŞK[1] (Amour)-Elisabeth Sayın
  => Dil Bilimi Terimleri-Yard. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => BİR METİN yahut EDEBÎ ESER LİSE VE ÜNİVERSİTE DÜZEYİNDE NASIL İNCELENMELİ? -Anne-Marie ALBİSSON
  => DİL İLE BİLDİRİŞİMİN (communication) TEMEL ELEMENTLERİ-Prof. Dr Rıza FİLİZOK
  => BYRON, LAMARTİNE-Jale Parla
  => TAHİR ALANGU’NUN FOLKLOR ANLAYIŞI
  => HİKAYECİLİK DERSLERİ
  => TÜRKİYE’DE DENEME VE ELEŞTİRİNİN GELİŞİMİNDE ORHAN BURİAN’IN YERİ (tez)
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİ ÜZERİNE TASVİRÎ BİR DENEME
  => YAZI DEVRİMİNİN ÖYKÜSÜ
  => CUMHURIYET DÖNEM! TÜRK ŞİİRİ VE BEHCET NECATIGiL
  => ROMANLARDA 27 MAYIS İHTİLÂLİ
  => HİLMİ YAVUZ ŞİİRİNE METİN-MERKEZLİ BİR BAKIŞ
  => YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU’NUN ROMANLARINDA CİNSELLİK
  => KİRALIK KONAK’TA MADAME BOVARY
  => ADNAN BENK VE TÜRKiYE’DE MODERN EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ NURİ AKSU-tez
  => GELENEKSEL ROMANA KARŞI ROMAN: ANTİ ROMAN
  => ROMANININ TARİHSEL BOYUTU ÜZERİNE BİR İNCELEME Sedat ...
  => XIX. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATINDA VOLTAİRE VE ROUSSEAU ÇEVİRİLERİ
  => AHMET VEFİK PAŞA’NIN ÇEVİRİLERİNDE OSMANLILAŞAN MOLİÈRE
  => Osmanlı Dönemİ Türk Romanının Başlangıcında Beş Eser
  => Kıbrıs Türk Edebiyatı
  => Halide Edib-Adıvar Döneminde ve Romanında Feminizm
  => ERKEN DÖNEM TÜRK EDEBİYATINDA KÖYLÜLER
  => TÜRK GÖÇER ŞAİRLERİNE AİT ESERLER
  => KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT BİLİMİ ve BİR UYGULAMA
  => SAFAHAT’TA EDEBİYATA AİT UNSURLAR ÜZERİNE BİR İNCELEME Abdullah ...
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİ ÜZERİNE TASVİRÎ BİR DENEME Ersin ÖZARSLAN*
  => SÖZ VE ÖZ
  => BATI TRAKYA TÜRK EDEBİYATI
  => YAVUZ BÜLENT BAKİLER’İN, “ŞAŞIRDIM KALDIM İŞTE” ŞİİRİNE EDEBÎ
  => TANPINAR’IN ŞİİR ANLAYIŞI VE ŞİİRİNİN KAYNAKLARI
  => Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal
  => KUVAYI MİLLİYE HAREKETİNE YÖNELTİLEN İTHAMLAR
  => MİLLÎ MÜCADELE DÖNEMİNDE FRANSIZ GAZETECİNİN MUSTAFA KEMAL İLE TEMAS VE GÖRÜŞMELERİ
  => YURTTAŞ GAZETECİLİĞİ
  => RUSLARIN TÜRK TOPRAKLARI ÜZERİNDE YAYILMASI
  => BİR ÇAĞDAŞLAŞMA MODELİ OLARAK ATATÜRKÇÜLÜK
  => Mâni ve Bilmecelerimizde Geçen Meyve Adlarının Türkçe’deki Kullanımları Üzerine Bazı Tespitler
  => Şerif Benekçi’nin Romanlarında İnsan ve Toplum
  => A. Nihat Asya’nın Şiirlerinde Ölüm Kavramının Kullanımları Üzerine
  => Zafer HanIm’In AŞk-I Vatan RomanIBaĞlamInda KadIn
  => DİLBİLİM TARİHİNE BİR BAKIŞ
  => DİLBİLİM ARAŞTIRMALARI
  => DİLBİLİM (Linguistics)
  => Edebiyat Teorileri
  => EDEBİYAT TEORİSİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
  => HALK EVLERİNİN KURULUŞU VE ÇALIŞMALARI
  => Ülkemizin Kaçırdığı En Büyük Eğitim Projesi: Köy Enstitüleri
  => BİLİM FELSEFESİ Prof.Dr. Mustafa Ergün
  => EDEBÎ METİNLER IŞIĞINDA DOĞU KÜLTÜRLERİNİN BATIYA ETKİLERİ VE BATIDA TÜRK İMGESİ ∗
  => ZİYA PAŞA’NIN “ŞİİR ve İNŞÂ” MAKALESİ Ali DONBAY
  => TATAR EDEBİYATININ GELİŞİMİ
  => OSMANLI ŞİİRİNE SANAT ONTOLOJİSİYLE YAKLAŞMAK ÜZERİNE
  => SÜLEYMAN NAZİF’E GÖRE İRAN EDEBİYATININ EDEBİYATIMIZA TESİRİ
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİ ÜZERİNE TASVİRÎ BİR DENEME -
  => ÖZNE KARAKTER NESNE KARAKTER Agusto Boal
  => İSLAMDA TRAGEDYA KAHRAMANI TRAGEDYA ÖRNEKLERİ Metin And
  => İSLAMDA TRAGEDYA KAHRAMANI TRAGEDYA ÖRNEKLERİ Metin And 2
  => DOĞU VE BATI KÜLTÜRLERİNDE DÜŞSEL YARATIKLAR Enis Batur
  => TANPINAR ÜZERİNE NOTLAR Selahattin Hilav
  => DÖRT BİN YIL ÖNCE TÜRKLERDE TİYATRO Refik Ahmet Sevengil
  => SELÇUKLU TÜRKLERİNDE DRAMATİK EĞLENCELER Refik Ahmet Sevengil
  => ANADOLU'DA DİNİ TEMAŞA Refik Ahmet Sevengil
  => OSMANLILARDA DRAMATİK EĞLENCELER Refik Ahmet Sevengil
  => ORHAN KEMAL'İN YAPITLARI Türk Gerçekçiliğinin Gelişmesinde Yeni Bir Aşama
  => ORHAN KEMAL'İN YAPITLARI Türk Gerçekçiliğinin Gelişmesinde Yeni Bir Aşama 2
  => ELEŞTİRİ VE HİCİV Johann Gottfried Herder
  => ROMAN Octavio Paz
  => YENİ TÜRK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI
  => ESKİ TÜRK DİLİ ARAŞTIRMALARI
  => ESKİ TÜRK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI
  => YENİ TÜRK DİLİ ARAŞTIRMALARI
  => HALK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI
  => DİL SORUNLARI
  => ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ARAŞTIRMALARI
  => MAKALELER
  => edebiyat tezler
  => İNCELEME ARAŞTIRMA
  => İNCELEME
  => Medeniyetin Demir Pençesi Eksen Çağı
  => DEDE KORKUT DOSYASI
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 1
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 2
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 3
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 4
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 5
  => TÜRK EDEBİYATI İNCELEMELERİ 6
  => Halk Şiiri, Gerçeküstücülük, Destan.
  => En Uzun Gece: Sahte Bir Roman - İzzet Harun Akçay
  => ARAŞTIRMACILAR İÇİN KAYNAKLAR
  => DOĞU EDEBİYATI
  => DOĞU EDEBİYATI - KİTAPLIK
  => TÜRK LEHÇELERİ ÇEVİRİ SÖZLÜĞÜ
  => İLETİŞİM ÇAĞINDA AŞIKLIK GELENEĞİNİN GELECEĞİ
  => ÂŞIK EDEBİYATI BÜTÜNÜ İÇİNDE SİVAS'TA VE ADANA'DA ÂŞIKLIK GELENEĞİNİN ORTAK VE FARKLI YANLARI
  => Türkiyat Araştırmaları 1
  => Türkiyat Araştırmaları 2
  => Türkiyat Araştırmaları
  => Türkiyat Araştırmaları 4
  => Türkiyat Araştırmaları 5
  => Bir Toplum Mimarı Olarak Yahya Kemal
  => Tanzimat Romanlarında Melodramın İdeolojik İşlevleri
  => Söz Sanatları Bakımından ‘Parçalı Ham’ Şiirler
  => İNCELEMELER.
  => İNCELEME..
  => İNCELEME...
  => İNCELEME....
  => İNCELEME.....
  => İNCELEME ŞİİR
  => İNCELEMELER.....
  => İNCELEMELER.,
  => İNCELEMELER,.
  => Edebiyat Sosyolojisi
  => Sosyalist Realizm Kavramının Ortaya Çıkış Süreci
  => toplumcu gerçekçilik
  => PEYAMİ SAFA.
  => Yeni Türk Edebiyatı
  => YENİ TÜRK A. İLHAN İÇERİKLİ
  => hilmi yavuz.
  => Behçet Necatigil
  => araştırmalar.1
  => ARAŞTIRMALAR 2
  => araştırma,
  => Türk Dili ve Edebiyatı,
  => 1919-1928 ARASI TÜRK ROMANINDA YAPI VE TEMA
  => Bilgisayar Öyküleri
  => Yayın
  => ROMAN,
  => ROMAN,,
  => ROMAN.
  => ROMAN..
  => şiir,
  => şiir,,
  => hikaye*
  => arş
  => arş1
  => arş2
  => arş4
  => arş6
  => arş7
  => arş8
  => arş9
  => edebiyat tarihinde realizm romantizm kavramı
  => YENİ TÜRK EDEBİYATININ KAYNAKLARI
  => YENİ TÜRK EDEBİYATININ KAYNAKLARI 1
  => KLASİK TÜRK EDEBİYATI
  => TÜRK DEBİYATI İNCELEME
  => DEDE KORKUT DOSYASI.
  => açık arşiv
  => edebiyat arşiv
  => Kuruluş Devrini Konu Alan Romanlar Üzerine
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
DİLBİLİM TARİHİNE BİR BAKIŞ

DİLBİLİM TARİHİNE BİR BAKIŞ

Doğan Aksan

Hiç kuşku yoktur ki, düşünme, düşündüğünü uygulama, yaratma,

yenilikler ortaya koyma bakımından dünyadaki bütün yaratıklardan

değişik nitelikler, yetenekler taşıyan, insanoğlu dur. Bu nitelikleri, onun

aynı zamanda konuşan bir yaratık olmasını sağlamış, toplum halindeyaşayan

insan,

Toplum halinde yaşayan insan, mutlaka çok eskiden beri

verdiğimiz kurum üzerine de düşünmüş, zihin yormuş olmalıdır. Nitekim,

dünyada konuşulan dillerin en eskisinin bangİsî olduğu konusunda daha l.

ö. VII. yüzyılda Mısır hükümdarı PSAMMETlK tarafından bir deney

yapıldığı nakledilmektedir (bkz. Dİlin Doğuşu bahsi).

Yeryüzünde dili ele alan çalışmaların bilinen en eskileri Eski Hint'e,

Eski Yunan'a kadar uzanır. Dil konusuna ve dilin işlenmesine yönelmede

başlıca iki etken rol oynamıştır. Bunlardan ilki, dindir. Dualara ve dinle

ilgili metinlere gösterilen özenin dil çalışmalarını kamçıladığını söyleyebiliriz.

Bilindiği gibi, bir duanın yanlış okunması, yanlış değerlendirilmesi hiçbir

dinde hoş karşılanan, doğru bulunan bir şey değildir. Kutsal kitapların, dine

ilişkin metinlerin kuşaktan kuşağa doğıu aktarılabilmesi için çaba

harcanmaya başlanmış, birtakım yazım ve okuma kurallarının konmasına

çalışılırken de dilbilgisi kavramları belirmiş, bunlar üzerinde duı.nak

gerekmiştir.

Eski Hint'te, HİBt edebi dilinin en eski ürünleri olan ve l.ö. X.yüzyıldan

önceye ait olması gerektiği kabul edilen dini bilgi derlemeleri

dil denen kurumu da ortaya koymuştur*.dil adını

Veda'lann

aşınmasına uğramasından kaçınmak için çaba sarf edilmiştir.

l.Ö.V. yüzyılda yaşadığı anlaşılan ünlü Hint dil bilgini Pd/ıini,

Sanskritle ilgili 4000 kadar kuralı ve söz varlığına ait yazılan bir araya

getiren bir dilbilgisi kitabı bırakmıştır

ve

yanlış saptanmasından, hatalı okunmasından ve zamanın9, l.ö. IV. yüzyılda yaşamış bulunanNirukta adlı ünlü bir kitap yazmış, olan Yâska ise kökenbilgisi

24 Hayvan dili komı-u, aşağıda aynca ele alınacaktır.

25 L.Bloomfield (Lanşuage, 1933 basımı, s. 11} bu yapıtı insan zekâsının en büyük anıt]*'

nndan biri olarak kabul s der.

HER YÖNÜYLE DiL 17

konusu üzerinde durmuş, sözcüklerle nesneler arasında ses açısından

ilişki bulunup bulunmadığı sorununu da incelemiştir. Bu iki bilginden

çok daha önce Eski Hint'te birçok kimsenin çalıştığı, köklü bir

dilbilgisi geleneğinin yerleştiği, hatta kuzeyde ve güneyde olmak

üzere iki dilbilgisi okulunun var olduğu anlaşılmaktadır

gramercilerinin varlıkları yargılar ve koydukları bazı terimler bugün

bile Önem taşımakta, ver yer kullanılmaktadır.

1 °. Hint

'

J J

Eski Yunan'da, î.ö. VI. yüzyıldan başlayarak dilbilgisi, dilbilim ve

bugünkü dil felsefesinin çerçevesi içinde gördüğümüz konular, incelemeler

ve tartışmalarla aydınlatılmaya çalışılmıştır. Çok uzun süre

tartışılan konuların başında sayabileceğimiz dilin doğuştan ya da doğal mı

(physei, <pûa6t),

yoksa insanlar tarafından konma, yapma mı (tke-seî,

Giceı)

dünyadaki nesnelerle bunların anlatımına yarayan dil öğeleri (sözcükler)

arasında bir ilişki olup olmadığı sorusuna gelip dayanıyor, dil denen şeyin

özünün, varlığının açıklanmasına yöneliyordu

427-347)

sorunu, konuşturduğu üç kişinin ağzından tartışmıştır. Dİ1 ve gerçek, daha

doğrusu, dilin kaynağı, doğuşu konusuna böylece değinen

zamanda dil fesefesinin önemli sorunlarından birini ele almış, bu anlam ilk

bağımsız ürününü vermiş oluyordu". Platon, bu çerçeve İçinde

sözcüklerin kökenleri sorununu da uzun uzadıya kurcalamıştı.

Eski Hintteki dilbilgisi çahşmalarından sonra ve onlardan bağımsız

olan Eski Yunanda dilbilgisi kavramlarının belirmesi, birtakım kuralların

konulması, daha çok, ünlü düşünür ARÎSTO {î.ö. 384-322) çağında

olmuştur. ARÎSTO birçok dil konularını ele almıştı. Örneğin

olduğu sorunudur. Eski Hintte Yds&a'nın da ele aldığı" bu sorun,12. Eski Yunanda Platon (İ.Ö.Kratylos ya da Adların Doğruluğu üzerine adlı yapıtında aynıPlaton, aynı

26 öteki bilginler ve Sanskrit üzerindeki çalışmalar için bkz. Abİdin itil,

zu,

27 Bu konuda bkz. R. Hulusi özdeni,

1944, a. 10; Nevin Selen,

özelliğine uygun

bir ses uyuşumu var mıdır?;

vin SeJen - Orhan Oğuz,

(197-1), 19-46

Doğan Aksan,

Sanskrit KılavuAnkara, 1963, s.1-21.Dil Türeyişi Teorilerine Toplu Bir Bakış, Ankara,Nesnelerle, onlara verilen isimler arasında, o nesneninA.Ü.D.T.C.F. Dergisi XXV (1967), Nr.3-4, s. 115-120; aynca NeLautmalerei: Annales de l'Univeraitö d'Ankara, XIIIAntambilimi ve Türk Anlambilimi, a. 21-22; Doğan Aksan, AnlamHlimine giri?-

anlam değişmeleri, 1:

28 Leroy,

29 Kratylos'un Türkçe çevirisi Millî Eğitim Bakanlığı Yunan Klasikleri arasında yayım

lanmıştır. (Suat Yakup Baydur çevirisi, istanbul, 1944). Kratylos'un, Platon'un dil ve bilgi felsefesindeki

yeri üzerinde duran bağımsız bîr inceleme olarak şu kitabı salık verebiliriz: J. Derbolav.

T.D.A.Y. Belleten 1965, a. 168.B. 5; Arens, 3.5 ve Ötesi, Başkan, s.9 ve ötesi.

Der Dialog "Kratylos" im Rahmen der platonischen Sprach ıtnd Erkenntnisphilosophie,

Saarbrücken, 1953.

18 DOĞAN

AKSAN

dil seslerinin öğt^ri ona göre üç türlü idi: "Sesliler", "yarı sesliler" ve

"sessiz harfler"

ya da "yarı sesliler" den ve "sesliler"den oluşan anlamsız bir ses birleşimiydi

ARÎSTO, bugün

dilbilgisi kategorileri diye bildiğimiz birtakım kavramları da ilk olarak

saptayan kimsedir. Düşünür, bu kavramlar arasında

(mutae). Hece, ARÎSTO'ya göre, "sessiz harfler"den14.ad, eylem, i/geç, durum gibi, sözcük türleri vead (onoma)

ve ey/em'i

düşünme işlemlerinde bağlantıyı sağlayan öteki öğelerin

(rhema) ayrı tutmuştu. Çünkü ona göre bu kavramlar, yalnızca(syndesmoi)

tersine, kendiliklerinden anlam taşıyan öğelerdi

Eski Yunanda, dilin düşünceyle ilgili yönleri ve sorunları

üzerindeki çalışmalar ARÎSTO'dan Önce olduğu gibi, sonra da

sürdürülmüştür. Sözcüklerle nesneler arasındaki ilişki konusunda çok

uzun süren tartışmalar, dilbilimde birbirine kaışıt iki görüş halinde

belirmekte, bu iki ayrı görüşün temsilcileri

15.analojistler ve

anomalîstler

sunusu, doğal, temelde kuıaîh ve mantığa dayanan bir varlık olduğuna

inanıyorlar, anomalistler bunu reddediyor, dil yapısının kuralsızlığı

ilkesini benimsiyorlardı

Yunanlıların Mısırda, iskenderiye'de kurdukları

adıyla anılmaktadır. Analojistler dilin, doğanın bir18.İskenderiye Okulu

Î.Ö. III. ve II. yüzyılda Yunan metinleri üzerine eğilmiş, bunun yanı

sıra, dilbilgisi alanında önemli çalışmalar yapmıştu. Bu çevrede yetişen

ve Î.Ö. II.-I. yüzyılda yaşayan DIONYSIOS THRAX, batıdaki geleneksel

dilbilgisi kitaplarının ilk örneği sayılan bir Grek dilbilgisi

hazııla-mıştı.

önceki ve günündeki çalışmalaıın sonuçlarım bir araya getiren ve aşağı

yukarı 400 yıllık çabaların ürünü sayılabilecek olan bir derlemeydi.

Daha sonraları (Î.S. II. yüzyıl) iskenderiyeli APOLLONIOS

DYSKOLOS'un önemli bir sözdizimi kitabı meydana getirdiğini

görüyoıuz.

Romalılarda dilbilgisi üzerindeki çalışmalar daha çok Yunanlıların

etkisinde ve onların yaptıklarını tamamlayıcı nitelikte olmuştur.

Romalı dilciler arasından özellikle VARRO (Î.Ö. I. yz.),

latina

zamanda kökenbilgisiyle de uğramıştır.

Eskiçağ ile yeniçağ dilciliği arasında köprü sayılan kitaplar

arasında DONATUS'un (IV. yüzyıl)

Bİzansta PRISCIANUS'un hazırladığı

grammaticarum.

Tekfine Grammatike adındaki bu kitap, kendisindenDe linguaadlı Latin dilbilgisiyle anılmaya değer. VARRO kitabında aynıArş grammatica'si ve VI, yüzyıldaInstİtutiones rerumadlı

30 Arena,

B.12.

31 IvİS, § 10.

32 Bloomfield, 9.4; Leroy, s.6; Ivifi, § 9.

DOĞAN AKSAN 19

kitap belirtilmelidir". Her ikisi de ortaçağda uzun süre elden bırakılmamıştır.

Dilciliğin doğu dünyasında da önemli ilerlemeler kaydettiği ve seçkin

temsilcileıi olduğu göze çarpar. Yukarıda değindiğimiz Hint dil bilginlerinin

çabalarından başka Arap dilcilerinin de Önemli İncelemeler ortaya

koyduklarını görüyoıuz. Doğu dünyasında özellikle dilbilgisi, sesbilim,

sözlükbilgisi ve metin açıklamaları konularında derin araştırmalara

girişilmiştir; VIII. yüzyılından Önce de köklü bir dilbilgisi ve dilbilim

geleneği olduğu anlaşılmaktadır. VIII. yüzyılda Basra okulunun en Önemli

bilgini SÎBEVEYHÎ Arapçanın en geniş ve sağlam dilbil-gisini meydana

getirmiştir

yitirmemiştir.

XI. yüzyılda Karahanlı Türkleri arasında yetişen KÂŞGARLI

MAHMUT, bugünkü ölçülerimize göre de çok değerli bir Türkolog ve iyi

bir sözcükbilimciydi. Onun anıtsal kitabı

yalnızca, gününün Türkçesi üzerinde bize sunduğu bilgilerden gelmiyordu.

Kitabının geniş çerçevesi içinde KÂŞGARLI MAHMUT, Karahanh lehçesi

ve öteki Türk lehçelerinin söz gereçlerini ve kurallarını titizce

düzenlemekle kalmamış, onu örneklerle canlandırmış, aynı zamanda

dilimizin Arapça karşısındaki gücünü de belli etmiştir.

Ortaçağda batıdaki dilcilik çalışmalarına gelince, bir kilise dili

olarak Latincenin çok geniş çevrede ve geniş çapta öğrenilmesi sonucunda

bu çağdaki dilciliğin, daha çok Latince okuma kitaplarına, dilbilgisi ve

sözlüklerine ağırlık verdiğini görüyoruz. Hazırlanan dilbilgisi kitapları

arasında en etkili olanı, Alexander de VILLA-DEFnin, 1199 tarihini

taşıyan yapıtıdır.

Yeni çağa yaklaşırken ünlü italyan şairi DANTE ALIGHIERI'nin

yazdığı

DANTE, kitapta dille ilgili çeşitli konuları ele alıyor, dünyadaki yaratıklar

arasından yalnız, insanın konuşma yeteneğine sabip olduğuna değmiyor,

dilin ne olduğu sorusunu (III. bölüm) çağının skolastik düşünce

çerçevesinde cevaplandırmaya çalışıyordu.

Konuşan ilk İnsanın dudaklarından çıkan ilk sözlerin ibranca olduğunu

söyleyen DANTE (VI. bölüm) böylece, sonradan bifçok bilginin

18. El Kitâb adıyla anılan bu tanınmış yapıt, bugün de değeriniDivanü Lûgat-it-Türk'ü.n değeriDe vulgari eJoquentials adlı yapıt, dilciliğin ufuklarını genişletmiştir,

33 Bloomfield, s.6; Arena, s.29-30. Arena, Priscîanus'un çalışmasının 18 kitnplan oluşan

bîr yapıl olduğuna, bunlardan ilk 16'smm ses ve biçim bilgisine, son 2'sİnin de sözdizimi

ve yapı

ya ayrıldığına değinmekte, kitabın uzun, yararsız tekrarlarla dolu olduğunu

belirtmektedir.

34 Bu konuda geni? bilgi için bkz.

35 'Halkın belagatı üzerine'.

islâm Ansiklopedisi, X, 578 ve ötesi.

20 DOĞAN

AKSAN

yaptığı gibi, dünyada en eski dilin ibranca olduğunu belirtmiş, dilleıin

çeşitliliği ve Avrupa dilleri üzerinde durmuştu

üç öbekte toplanmış, italyanca, Fransızca ve Provansal arasındaki

akrabalığı saptamış, italyan lehçelerinin Latinceye üstünlüğünü savunmuştur.

Ortaçağda yeni ülkelerin, dolayısıyla yeni dillerin de tanınmaya

başladığını görüyoruz. Yeni dillere olan ilgi ve bunların incelenmesi

yeniçağda daha da artmış, kİlap basımının genelleşmesi yeni dillerle

ilgili sözlüklerin, çokdilli sözlüklerin ve dilbilgisi kitaplarının geniş

Ölçüde yayılmasını sağlamıştır. Bilim adamlarının yanı sıra gezginler,

misyonerler dünyanın dört yanından gereçler toplamışlar, bunlarla il-gilî

incelemeler, raporlar hazırlamışlardır.

XVII. yüzyılda dilbilgisi çalışmaları, sonraki yüzyıllarda da etki

sini sürdüren ve yankısı dyuyulan önemli bir ilerleme sağlamıştır:

Royaî Dilbilgisi

nan ve konuşma sanatı kurallarını, Fıansızcayla ilgili birtakım gözlem

leri sunan bu kitap dil olaylarını ve dilbilgisi kavramlarım da açıklıyordu.

Port Royal Dilbilgisinin ilgi çeken yönü, bütün dillerde (aslında Yunan

ca, Latince ve Fransızcaya dayanılmıştır) ortak olan mantık temelle

rini saptamaya çahşmasıydı. Bu çevredeki dİlcile/ özellikle, dilî man

tıkla bağdaştırmaya, başka diller için de geçerli birtakım ilkelere var

maya çabalamışlar dır.

Dilin düşünce yönü, düşünceyle insan ruhu ve zihniyle ilgisi konusu

XVII. yüzyıldan başlayarak yeniden önem kazanmış, düşünürler ve

dilciler bu alanda, belirtilmeye değer yargılar getirmişlerdir. Bugün

genel dilbilim çerçevesi içinde ele alınan ve yeri geldikçe değinecek olduğumuz

birçok konular bu evrede yeniden kurcalanmıştır. XVII. yüzyılda

ingiliz düşünürü Francis BACON, XVIII. yüzyılda Alman düşünürleri

LEIBNIZ, HERDER ve daha sonraları Wilhelm von HUM-BOLDT, bu

konuları işleyenlerin başlıcalarıdır.

XVIII. yüzyılın başlarında, bir yandan dünyadaki dillerin sınıf

landırılması ve incelenmesiyle uğraşan G.W. LEIBNIZ, bir yandan da

dilin düşünceyle ilişkisi konusuna eğilmiştir. LEIBNIZ dilin nitelik

leri, doğuşu üzeıinde durmuş, dili insan zihninin aynası saymıştır. Bil

gin, dil Öğelerinin anlam açısından doğru çözümlenmesinin, zihnin iş

leyişini en iyi yansıtan şey olduğunu ileri sürüyordu".

20. DANTE, Avrupa dilleriniPort21. Paristeki Port Royal Okulu öğrencileri için hazırla

36 Arena, s.40-46.

37

Grammaire generale et raisonnee, Paris, 1660.

38

Die pkilotophischen Schriften, III, Berlin, 1875,9.313; bkz. Arens, s.82.

HER YÖNÜYLE DiL 21

Dİ1 üzerindeki çalışmalar her evrede olduğu gibi, yeniçağda da düşünce

akımlarının etkisinde ve doğrultusunda yürütüldü. XVIII. yüzyılda

J.G. HERDER de dilin doğuşu, kaynağı üzerinde durdu. Yeni tanınan

ülkelerin dillerinin incelenmesine önem verilen bu yüzyılda ünlü düşünür

Wilhelm von HUMBOLDT'uu, Cava adasındaki

incelemesinin giriş bölümü, dil denen kurumun birtakım önemli

niteliklerinin ortaya konulmasına da olanak sağlamıştır

çalışmasında dilin bir yapıt, yapılmış, bitmiş bir iş değil, sürekli bir eylem

olduğunu ileri sürerek ispatladığını görüyoruz. Hum-boldt aynı zamanda, her

dilin ayrı bir iç yapısı olduğunu, ulusların dünya görüşlerinin en iyi biçimde,

onların dilindeki sözcüklerden İzlenebileceğini ortaya koymuş, günümüze

kadar gelen bir görüşün, bir akımın temellerini atmıştır.

XIX. yüzyıl, diller arasında, daha Önceki yüzyıllarda ilgiyi çeken,

farkına varılan yakınlıkların sağlam temellere oturtulduğu,

malı dilbilimcin

konulduğu çağdır. Daha önceleri SASSETTI, SCALIGER, LEIBNIZ

gibi araştırıcıların gün ışığına çıkardıkları benzerlik ve yakınlıklar, dün

yada birtakım dil ailelerinin varlığını belli etmiştir. Hindistan'dan İz

landa'ya kadar uzanan çok geniş bir alanda konuşulan pek çok dİHn bağlı

olduğu

rında Hindistan'da Sanskrit'i inceleyen JONES gibi, RASK, BOPP,

GRIMM, SCHLEICHER gibi araştırıcıların çabalarıyla kesinleşmiştir.

Dilimizin İçinde bulunduğu

da belli olmuş, bu grupla

miştir.

XX. yüzyıl, dilcilikte önemli gelişmelerin görüldüğü, ilke sayıla

bilecek yargıların yerleştiği bir çağın başlangıcıdır. Bu gelişmelerin, yer

leşen yargıların birçoğunu, ünlü İsviçreli dilbilimci Ferdinand da SAUS

SURE'e borçluyuz. Dilin başlıca nitelik!eıine, o zamana değin iyice an

laşılamamış çeşitli yanlarına, çeşitli sorunlarına sağlam kanıtlarla açık

lık ve çözüm getiren SAUSSURE'ün kuramı, aynı zamanda dilbilimin

ne olduğunu belirleyerek hangi doğrultularda yürümesi gerektiğini gözterir.

Bilginin, ayrıntılarına ilgili bahislerle değinecek olduğumuz kura

mı, 1907-11 yılları arasında Cenevre Üniversitesinde verdiği derslerde

Kavi dili üzerindeki geniş33, Humboldt'un, bukarşılaştırFranz BOPP tarafından, dilbilimin bir dalı olarakortayaHint'Avrupa dil ailesi (bu konuya bkz.), XVIII. yüzyıl sonlaAltay dilleri grubunun varlığı da bu yüzyılUral dilleri arasındaki yakınlıklar incelen

23 Humboldt un

kitabın başında yer alan inceleme "insan dil

kitabı Die Kaıvisprache aufder Inseljavıa adını taşır (3 cilt, Berlin, 1836-39). Buyapısının farklılığı ve onun, insan türünün manevi

gelişmesindeki

etkisi üzerine" (Über die Versc.hiedenhelt deş menschlichen Sprachbauea und ihren

Einfluss

auf die geistige Entjvicklung deş Menschengeschlechtcs) başlığı altında yayımlanmıştır.

22 DOĞAN

AKSAN

oîgunlaşarak sonradan, iki öğrencisi tarafından,

generale

SAUSSURE ile yeni ufuklara, yeni doğrultulara ilerleyen dilbilim,

günümüzde büyü könem kazanmıştır. Bundan sonraki bölümde göreceğimiz

gibi, dilcilik çok geniş alanlara yayılmış, kendi içinde birçok

dallara ayrılmıştır.

Günümüz dilbiliminin yaygın akımı

tiqııe structurale, structural linguistics, strukturale Sprachwissenschaft).

akımın temellerinin de SAUSSURE tarafından atıldığını, daha doğrusu,

SAUSSURE kuramından yararlandığını söylememiz gerekir.

Yapısal dilbilimin yüzyıhmında, üzerinde ilerlediği yollan, geçirdiği

aşamaları ayrı ayrı bölümlerde gözden geçirecek olmakla birlikte, ana

doğrultuları burada kısaca göstermek istiyoruz*".

XX. yüzyılda SAUSSURE'ü izleyen ve onun kuramına katkılarda

bulunan

aşağıdaki okullar çevresinde ve doğrultusunda çalışmalar yaptığı söylenebilir:

Bunlardan ilki,

Linguistigue de Prague),

verilen ikinci bilim çevresi ise, daha çok

ve dili bir matematik sisteme yaklaştıran görüşün, yöntemin yayıcısıdır

Kimi dilcilerin

ve BOAS, SAPIR ve BLOOMFIELD gibi dilcilerin yetiştiği dönemde

yapısalcılığın Amerika'da etkin bîr biçimde yaygınlaştığım görüyoruz. Bu

bilginler ve özellikle BLOOMFIELD,

tutunmasını, yerleşmesini sağladılar.

Cours de linguistigueadıyla yayımlanır (Paris, 1916)=4.yapısal dilbilim''dir flinguis'BuCenevre Okulu bir yana bırakılırsa, yapısal dilbilimin başlıca,Prag Okulundur (PraSky lingvisticky krouzek, Cerele1926'da kurulmuştur. Kopenhag Okulu adıglossematik terimiyle anlatılan1*.27 Amerikan Dilbiliminin Başlangıç Dönemi saydıklarıbetimlemeli (descriptive) dilbilimin

39 "Genel dilbilim dersleri" adı altında çeşitli baskılan yapılan, birçok dile çevrilen bu ki

tabın başlıca bölümlerinin geniş ve açıklamalı Türkçe özeti Berke Vardar'ın

ve Dilbilim Kavramları"

pıtı yeniden ele almış, açıklamalar da ekleyerek yeniden çevirmiştir. Bu çevirinin 1. cildi

Dilbilim Dersleri

(II; 1978).

40 Yapısal dilbilim konusunda geniş bilgi edinilebilecek kaynak olarak yer yer değişik

çalışmaları göstereceğiz. Burada yalnız, Önemli birkaç kitabı belirtmek istiyoruz: Z.

S, Harris,

Ferdirtand de Saussureadlı kitabında (istanbul, 1971) yer almaktaydı. Berke Vardar, yaGenelI adıyla, Türk Dil Kurumu yayımlan arasında basılmıştır (1976);

Structural Linguistics,

Lepscby,

Structıırale,

Chicago, 1951 (8. basımı: Chicago-London, 1969); G.C.La LinguisticaTorino, 1966 (Almancasır Strukturale Sprachtcissenschaft,

München, 1969);

Ju. D. Apresjan,

Türkçe olarak, özellikle özcan Başkan,

Sirheylâ Bayrav,

Ideen und Medhoden der modernen struktıırellen Lingıtistik, München. 1971;Lengüistik Metodu, istanbul, 1907;

Yapısal Dilbilimi,

41 Bu okullar, tezleri ve çalışmaları konusunda geniş bilgi için bkz. Lepschy, s.g.y.

42 örn. Lepscby, s.68 ve ötesi.

HER YÖNÜYLE DÎL 23

istanbul, 1969.

Betimlemelı dilbilim, tarihsel gelişmeleri bir yana bırakarak belli bîr

dilin belli bir süre içindeki çeşitli niteliklerini ortaya koymaya yönelen,

bunu yaparken ilkeler koymaktan çok, dilin o günkü durumunu saptamaya

çalışan bir dilbilim yöntemi ve alanıdır. Bu niteliğiyle be-timlemeli

dilbilim, aşağıda ele alacağımız eşzamanlı yönteme uyar.

ı

Bilinmeyen, tanınmayan dillerin, Kızılderili dillerinin- incelenmesi

yolu ile betimlemeli dilbilimin temellerini atan BOAS, öğrencisi SAPIR ve

BLOOMFIELD'den sonra, XX. yüzyılın ikinci yarısında Amerika'da yeni

bir dönemin başladığını, yeni bir okulun etkinleştiğini görüyoruz.

1957'de yayımlanan

dilde sözdizimine ağırlık vermiş, yapısalcılığın yeni bir doğrultusu olan

Syntactic Structures adlı kitabıyla N.CHOMS-KY

üretimsel dilbilgisi* nin

ağırlık veriyor, bundan yararlanarak bir dildeki doğru tümce kuruluşlarını

belirleme amacını güdüyordu. Bir başka deyişle, dil çalışma laımda dilin

temellerini atmıştır. Bu tür dilbilgisi kulla-m-m'a

çekirdek

türlerinin, daha doğrusu, çeşitli dö'nüjüm'lerin elde edilmesine çalışılıyordu.

Bu temel üzerine yürütülen çalışmalar ve bildirişmeyi, insan dilini bu

açıdan çözümleyen incelemeler günümüzde

adıyla bütün dünyaya yayılmış, yerleşmeye başlamıştır. Gerek bu

doğrultudaki çalışmalar, gerekse değişik alanlardaki inceleme ve

araştırmalar üzerinde, bundan sonraki bölümlerde duracağız.

Kaynak : Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim, TDK Yay. :

439, Ankara, 1995

Zumce'leri saptanıyor, bunlardan türetiîebilen yeni tümceüretimsel-dönüşümlü dilbilim
İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 640584 ziyaretçi (1178374 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol