|
 |
|
İÇERİK |
|
|
|
|
|
 |
|
İkisi de, Sağlam NATO'cu!..-Attila İlhan |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
SÖYLEŞİ
'...İkisi de, Sağlam NATO'cu!..' 28 Mart 2001
(Siz bakmayın, 'Yeni Dünya Düzeni' kurulunca 'tek tabanca' olarak, yeryüzüne hükmedeceğine inanan Washington 'ın, ona 'posta koyduğu' için, Avrupa Birliği 'ne 'bozuk çalmasına', işin ucu Doğu-Batı ilişkilerine -daha doğrusu 'karşıtlığı' na- dayandı mı; Batı 'lı Emperyalist 'Sistem' in öğeleri, o dakika 'bir' dir ve 'beraber' dir: temas, herhangi bir futbol maçı olsa da böyledir bu; uluslararası ilişkilerde, kapsamlı ve önemli stratejik bir hesap da olsa, böyledir. Kendi 'ulusal çıkarları', -hatta 'emperyal' çapta ve ölçüde- en ufak bir tehlikeye düşse, arslan kesilip gezegeni kana bulamaktan çekinmeyen, herhangi bir Batı 'lı devlet; eğer Doğu 'lu bir ülke -meselâ Rusya, meselâ Çin, meselâ Türkiye-; aynı gerekçeyle, onun yaptığının onda birini yapmayı denese, derhal 'saldırgan', 'barbar', 'kan içici' sayılır; 'ulusal çıkarları 'nı, Emperyalist 'Batılı'nın çıkarlarına feda etmesi için, içerden ve dışardan, türlü çeşit baskı altına alınıp sıkıştırılır...
Sovyet tehdidine karşı, Türkiye 'yi NATO 'ya kabul eden Batı, hem 'Soğuk Savaş' süresince ona, 'ikinci sınıf' üye muamelesi etmiş ( 'Ambargo' yenilir yutulur şey miydi? Atom Savaşı 'nda 'Topyekûn Mukabele 'den, 'Esnek Mukabele' ye geçiş 'kazığını' biz yemedik mi?) hem de kendi ulusal 'çıkarları' nı savunmak için, ülkemizin, ulusal çıkarlarını korumaktan vazgeçmesi gerçeğini; 'NATO' yu güçlendirmek' numarasıyla yutturmaya çalışmıştır: 1977 'de 'uzak farlarını' yanık tutabilenler, bunu da görüyormuş meğer...)
Amaç, NATO'nun güçlendirilmesi!
''...seçim ve sonuçları üzerinde tartışırken, ne kadar kendi kendimize gelin güvey olduğumuzu anlamak mı istiyorsunuz; olaya, Emperyalist 'Sistem' in başı nasıl bakıyormuş, onu öğreniniz. 'Le Nouvel Observateur' de Kenize Mourad, şöyle yazıyordu:
''... 'Türk/Yunan uyuşmazlığı, NATO 'nun bütün savunma düzenini tehlikeye sokmuştur. Üç yıldır Yunanistan, Atlantik Paktı askeri örgütünden çekilmiş bulunuyor. Türkiye ise, Amerika ambargo koyunca, arazisi üzerinde bulunan yirmi altı Amerikan üssünün denetimini eline almış; özellikle, Orta Asya 'da Sovyet faaliyetlerini gözleyen iki bin beş yüz kilometre derinlikteki 'dinleme örgütünü işlemez hale koymuştur...' ...''
''... 'Bugün Carter Yönetimi için NATO 'nun Güney Kanadı'nı, yalnız pekiştirmek değil, üstelik güçlendirmek, kuşkusuz bir numaralı amaçtır. Bu amaçla, Türkiye 'ye bir milyar dolarlık bir yardım ve savunma anlaşması önerilmiştir. Kongre'nin bunu onaylaması için, Kıbrıs Sorunu'nun çözümlenmesi şart koşulmuştur. Bu belki de, ikisi de sağlam NATO'cu olan, Demirel ya da Ecevit aracılığıyla yapılabilecektir ama, seçimlerin sonunda kazanan hangisi olursa olsun, aşırı sağa muhtaç olmadan hükümet kurabilmelidir...' ...''
''...Bu saptamanın doğruluğundan kuşkulananlar varsa, seçimlerden itibaren Washington 'ın tavrına göz kulak olmalı! Hadi isterseniz, beraberce yapalım bu işi...''
Bayram yapılacak netice hangisi idi?
''... Associated Press , bakın ne diyordu: '... Türkiye 'de hafta sonunda yapılan seçimlerde, tek başına hiçbir partinin iktidara geçememesi Amerika 'da hayal kırıklığı uyandırmıştır. İlk seçim sonuçlarının alınmasından sonra, CHP 'nin mutlak çoğunluğa yakın bir sandalye sayısı ile parlamentoya girebileceğine kanaat getiren Dışişleri Bakanlığı çevreleri; daha sonra gelen haberler karşısında, Türkiye 'de hiçbir partinin tek başına iktidara geçmesi olasılığının bulunmadığını görmüşlerdir...' ...''
''... ' Amerikan yönetimi, Ecevit ile Demirel arasında, hiçbir tercih yapmamaktadır. Seçimlerden önce, bu iki liderden herhangi birinin, tek başına iktidara geçmesinin, birçok sorunun çözümü bakımından en kabule şayan formül olacağı kaydedilmişse de, bazı çevreler, Kıbrıs Sorunu'na bulunacak çözüm yolu bakımından, daha iyi durumda bulunduğuna inanılan Ecevit'e sempati beslediklerini gizlememişlerdir...' ...''
''...Bu bir Amerikan ajansının görüşü; bir de Hürriyet 'in Amerika 'da muhabiri Doğan Uluç durumu nasıl yansıtıyor, ona göz atalım: '... Kıbrıs Sorunu' nun çözümlenmesi, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin, normale dönüşmesi; on beş aydır Kongre 'de bekletilen ve 'ambargo'ya son verecek nitelikteki, Türk/ABD Ortak Savunma Antlaşması 'nın yürürlüğe girmesi, gibi meseleleri; Türkiye 'deki genel seçimlerin, tek parti iktidarıyla neticelenmesine bağlayan, Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanlığı ; sonuçların, yeni bir koalisyon zorunluluğunu ortaya çıkarması üzerine; görüşlerini 'bayram yapılacak bir netice değil' diye açıkladılar...' ...''
Talepte bulunmuyor, ama...
''...Bu kadarı bile, Emperyalist 'Sistem' in, Türkiye 'de tek partili bir iktidar isterken, aslında Batılıların politikasını bölgede uygulayacak bir hükümet aradığını göstermeye yeter ya; size bir de ABD Kongresi'nde, Türkiye aleyhine alınan kararların, birçoğunda parmağı olduğu söylenen; Yunan baskı grubu lideri, İndiana milletvekili John Bredemas 'ın, dediklerini aktarayım, diyor ki bu zat...''
''... ' Ecevit 'in seçimlerde çoğunluğu almasına sevindim. Şimdi tek başına iktidara gelmesini arzu ediyorum. Ecevit, Türkiye/ABD, Yunanistan ve Kıbrıs arasında mevcut sorunların çözümlenmesinde büyük ölçüde katkıda bulunabilecek kişidir. Eğer hükümet kurmayı başarırsa, Kıbrıs görüşmelerinin yoğunlaşıp hızlanacağını ve tarafları memnun edecek bir sonuca ulaşılacağını sanıyorum. Böylelikle hem Türk/Yunan, hem de Türk/ABD ilişkileri normale dönmüş olacak. (...) Hâlihazırda herhangi bir talepte bulunuyor değiliz Türkiye'den, fakat normale dönüş için Türkiye'nin, Kıbıs konusunda 'esneklik' göstermesi gereklidir...' ...''
İçinizden, bu 'esnekliğin' ne olduğunu merak edenler; söze başlarken aktardığım Le Nouvel Observateur 'ün yorumuna göz atabilirler. Oysa bizdeki seçmenlerin çoğu, Ecevit'i; 'düzeni değiştirecek' diye seçtim sanıyorlar değil mi? sanadursunlar! Batı, onun 'iktidarı'nı, Kıbrıs işini, iyi kötü çözüme bağlayıp, NATO 'nun Güneydoğu kanadını kurtaracak diye bekliyor. Evet Amerika demedim, bilerek Batı dedim; zira bu bekleyişte olan sadece Emperyalist 'Sistem' in başı değildir; Avrupa da o doğrultudadır. Bir dahaki sefere, ona da bir göz atarız.'' ( Dünya , 22 Haziran 1977)
Yirmi senede değişen ne? |
|
|
|
|
|
|
 |
|
İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com |
|
|
|
edebiyatokyanus 692719 ziyaretçi (1258187 klik) kişi burdaydı! |