|
 |
|
İÇERİK |
|
|
|
|
|
 |
|
Perinçek 'i tanımazdım: tanımış oldum-ATTİLA İLHAN |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Söyleşi
ATTİLA İLHAN
'Kemalizm', 'Sosyalizm' İçin Yeni Bir 'Ufuk'!..
12 Nisan 2002
Dr. Herbert Melzig 'i, acaba hatırlayan çıkar mı? 40 'lı yılların, 'karanlık' İstanbul 'una sığınmış, o Alman hocalarından birisiydi; yanılmıyorsam, Tarih okuturdu: öğrencilerinin unutmamış olması gerekir; en azından, Gâzi 'nin 'büyük bir mütefekkir olduğuna' ilk dikkati çekenlerden, olduğu için! O kitabını Sahaflar Çarşısı 'ndan almıştım: 50 'li yılların başı, Paris 'ten ilk dönüşüm; 'Kemalizm Fikriyatı' üzerinde çalışıyorum; 'resmi yayınlar', eksik, yetersiz, dolayısıyla yanlış; kamuoyuna, -maksatlı seçilmiş- vecize/sloganlar benimsetilmeye çalışılıyor; Gâzi 'nin, İhtilâl ve İnkılâp hakkındaki görüşlerini, açıklamıyorlar; o yüzden kaynak arıyorum. Dr. Melzig 'in kitabı, bu kaynaklardan biri; benim kitaplığımdakilerin belki de ilki: ''Atatürk'ün Başlıca Nutukları (1920-1938)'' . Yayınevi yazılı değil, -acaba Hoca mı bastırmıştı- ''Ülkü Matbaası, 1942/İstanbul'' .
Bazı sayfaları işaretlemişimdir, bazı satırların altı çizilmiş; o zaman beni allak bullak eden İnkılâp tarifini, ilk defa o kitapta okuyorum; Ankara Hukuk Fakültesi 'nin açılışında, Paşa bir 'nutuk irâd etmiş', orada diyor ki: ''... Bu İnkılâp, kelimenin vehleten imâ ettiği İhtilâl manasından başka, ondan daha vâsi bir tahavvülü ifade etmektedir; bugünkü devletimizin şekli, asırlardan beri gelen eski şekilleri bertaraf eden, en mütekâmil tarz olmuştur!'' ; tarihi, 5 Teşrinisâni (Kasım) 1925!
Yirmibeş yıl sonrasında, o inkılâbın ülkesinde, ne inkılâp lafı kalmış, ne ihtilâl; artık, telâffuzu tehlikeli kelimeler bunlar; yıllarca sonra bile, Sabahattin Selek 'in 'Anadolu İhtilâli' başlığı, düpedüz cür'et sayılmayacak mıdır?
'Milli Şef' ve 'rejiminin' ortalıkta gezdirdiği 'Atatürk' ile; Anadolu İhtilâl ve İnkılâbı 'nın lideri Gâzi Mustafa Kemal Paşa 'nın tek ve aynı adam olduğunu söylemek mümkün değildir: 'mukayeseli' bir incelemenin, bu iddiayı doğrulayacağından, kuşkum yok! Hadi, yok mu bir meraklısı!
'Ters akıntı' Türkiye'yi nereye sürüklemişti?
'Sosyalist Sol', 'Anadolu İhtilâli' ne daima saygılı olmuş; anti/Emperyalist vasfını, -sesini fazla yükseltmeden, mahcup ve çekingen de olsa- daima hatırlatmış; lâkin, diyalektik ve kapsamlı olarak, bu araştırmayı maalesef yapmamıştır. Niyazi Berkes ve Râsih Nuri beyler 'in, ciddi, önemli ve ihatası geniş çalışmalarını, minnetle hatırlıyorum; çok ayrıntılı ve derinlemesine olmasa da, Şevket Süreyya Bey de hayli çalışmış; H. İ. Dinamo, ''Kutsal İsyan/ Kutsal Barış'' dizisinde; -yer yer muhayyeleye de imkân tanıyarak,- Gâzi 'nin ve Müdafaa-i Hukuk inkılâpçılarının yaptıklarını, anlatmaya gayret etmiştir. Bunlar ilk aklıma gelenler, unuttuklarım bağışlansın!..
'Kurtlar Sofrası' da, bir romandır; o yıllarda, Kemalizm 'in fikir tahlilini yapmak, depedüz belâ sayıldığından; yazar, bir roman atmosferinde 'yarıda bırakılmış bir inkılâbın hicranını' anlatırken; sorunun ve olayın önemine, kapsamının genişliğine dikkati çekmişti. Düşünmelisiniz ki, 'erken' Cumhuriyet dönemine ait, bir tek eser tekrar basılmıyordu; Gâzi 'nin 'Söylev ve Demeçleri' eksik ve yanlıştı; bütün 'külliyatını' yayınlamak, kimsenin aklına gelmiyor! Mustafa Kemal'e sadakat, heykellerine saldıran 'meczupları' cezalandırmaktan; aleyhine atıp tutanları ürkütmek amacıyla, yasa çıkarmaktan ibaret sayılıyordu. Oysa, 'Cumhuriyet Hükümeti'nin Dışişleri Bakanı Bandung'da, Üçüncü Dünya murahhaslarının gözlerinin içine baka baka; Emperyalizm'i adeta savunarak, Gâzi'nin hatırasına en büyük tecavüzü yapıyordu.
Hiç unutmam! 12 Mart sıkıdüzeninde, yapılmış olanın, adına yapılanla hiçbir münasebeti olmadığını, usturupla anlatmak için, Demokrat İzmir 'de bir köşe yapmıştık: 'Gâzi Diyor ki!' . Her gün o köşede, 'kelimenin vehleten ima ettiği ihtilâl manasından başka, ondan çok daha derin bir tahavvülü ifade eden' Türk İnkılâbı'na dair Paşa 'nın söylediklerini yayınlıyor; onu nasıl yorumlamak gerektiğini belirtiyorduk: gazetemiz önce bir hafta kapatıldı; yetmedi, bir kere daha, bu defa on gün kapatıldı.
'Ters akıntı' Türkiye 'yi, Kemalizm 'in güvenli sularından, artık çok uzaklara sürüklemişti.
Kim ne derse desin!..
'68 Kuşağı' ve sonrası, başlı başına bir dram: yürekli, gözü pek bir kuşak; doğru şeyi yanlış yerde, yanlış yöntemle arayan!. Hatırlarım, 'Devrimci lider' diye Ernesto 'Che' Guevara' ya hevesleniyorlardı; bunun üzerine, Gâzi 'yi örnek alabileceklerini söylemiştim; handiyse güldüler. Tuttum Paşa 'nın, Hatay serüveni sırasında düğümü çözmek için,
Cumhurbaşkanlığı'ndan istifa edip, 'güvendiği arkadaşlarıyla, sınırı gizlice geçerek, Fransız Emperyalizm'ine karşı Suriye 'de halkı örgütleyip, isyan çıkarmayı düşündüğünü anlattım, utandılar. (Meraklısı Hasan Rıza bey' in ve Fahrettin (Altay) Paşa 'nın 'Hatıraları'nı okusun, görecektir. Bu karar sırasında, üstelik Gâzi elli yaşının üzerindeydi; ve bir yıl sonra ölecek kadar da hastaydı.
'68 Kuşağı da, Sosyalist Sol'daki bazı -post/modernist- gençler de; Emperyalizm'in, kendisine en kesin ve kararlı direnişi başarabilecek, iki cereyanı; Sosyalizm'i ve Ulusalcılığı (Kemalizm'i) -bu arada İslâmcılığı da-, inatla 'ılımlı' olmaya yönlendirirken; en azgın ve küstah bir liberalliği, burunlarına dayadığını, acaba görmüyorlar mı? Yoksa niye, çıkar yolu - Tanzimatçı takımı gibi- 'dışarıda' arasınlar? İstisnalar elbette var, çünkü bu toprak, Türkiye toprağıdır. Gâzi 'nin eylemleri kadar eserlerinin de, Sosyalist Sol için; ne derin, ne kadar manalı ve gerçekçi 'dersler' içerdiğini, ilk anlayanlardan birisi, -kim ne derse desin- Doğu Perinçek olmuştu: yaklaşık yirmi yıl kadar önce, bir gün, 'Sanat Olayı' nda çalışıyoruz, hiç beklenmedik bir telefon; hattın öteki ucunda o, bana diyor ki:
''-... 'Hangi Atatürk' ü okudum, haklısın, Kemalizm Sosyalistler için engin bir ufuk!...''
Perinçek 'i tanımazdım: tanımış oldum!
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com |
|
|
|
edebiyatokyanus 692724 ziyaretçi (1258277 klik) kişi burdaydı! |