Söyleşi
ATTİLA İLHAN
...Üstelik, Adı 'Liberal', Soyadı 'Demokrasi'!..
29 Nisan 2002
Venezüella 'da, Başkan Hugo Chavez 'in; nisan boyunca geçirdiği 'serencam'; -hele o 'hayati' dört gün,- nedense bana, gülümsemesi mahzun, bakışları mert, yüreği cömert, bir başka Güney Amerika 'lıyı; bir başka başkanı hatırlattı: Şili 'nin seçimle iktidar olmuş, özgürlükçü Sosyalist Başkanı Allende 'yi ve onun tragedyasını: Başkanlık sarayını, asla terk etmemiş; elinde silah, darbecilerle vuruşarak ölmüştü!
Onun için Attilâ İlhan 'ın, o tarihte, 'serbest gazel' tarzında bir şiir yazıp, yayımladığını kim hatırlıyor? Hadi son birkaç mısraını, paylaşalım:
''... kimsesiz bahçelerde besbelli yalnız dolaştığı / rüzgârsız akşam üstleri yaprakların titremesinden / duyulur ardında bıraktığı hayallerin gürültüsü / sinsi bir deprem gibi camların titremesinden / masasına gelip gittiği açıkça anlaşılır / daktilosu çalışmasa da şeridinin eskimesinden / durduğu yerde patlaması mürekkep hokkalarının / ömrünce biriktirdiği sosyalist öfkesinden / ne kadar yok etse ölüm vuruşu göklerde yankılanan / kocaman bir yürek kalır Şili'nin Allende'sinden...'' (Bkz. 'Tutuklunun Günlüğü', 6. basım. s. 57-58 'Allende Allende')
Kim bilir, belki de Venezüella 'daki darbeciler, Başkan Hugo Chavez 'i, palas pandıras tutuklayıp; Caracas 'ın yüz elli mil uzağındaki Orichilia Adası 'na sürgün götürdükleri sırada, varoşlardaki halkın ayaklanıp, Mirafroles 'e -Başkanlık Sarayı- yürüdüğü an; işte o yürek, Allende 'nin yüreği, orada da, gümbür gümbür vurmaya başlamıştı.
Nâzım, Şeyh Bedreddin Destanı 'nda, yanılmıyorsam Simavnalı 'nın bir sözünü aktarmıştır:
''... sen bakma deryanın sâkinliğine / derya dediğin / uyur uyur uyanır''.
Böyle uyanıyormuş!
Sopayla vurup, armutu dalında olgunlaştınmak!
O tarihte açıkça adı konmamış olsa da, Allende 'nin başına gelenler, az kalsın Hugo Chavez 'in başına geleceklerden, oluşmuştu: 'Küreselleşme' den! Her iki ülke de, ABD 'nin 'arka bahçe' edindiği Güney Amerika 'da değil mi; aralarında uzaklık ne olursu olsun, kökü ABD 'de olan çokuluslu şirketlerin 'küresel' egemenliği altında tutulmak isteniyor; ne vakit ki, Allende gibi, Chavez gibi bir başkan çıkıp, bu ulusal zenginliklerini, ülkesinde tutmak isterse, bela hazır. Şili 'deki durumu, o zaman, Armando Uribe şöyle özetlemişti:
''... bu konuda Allende'nin sık sık tekrarladığı sözleri anımsamak gerekir. Anaconda ve Kennecott'un -iki ÇUŞ- Şili'den sızdırdığı kârlar, en az memleketin var olmaya başladığı tarihten, yani 1541'den bu yana olan, bütün toplumsal sermayesine eşittir. Bu iki şirket, kısa zamanda Şili'den, bir bütün Şili koparmışlardır; - Şili'lilerin artık hiç ele geçiremeyeekleri, bir Şili, ki bu ülke Emperyalizm yüzünden, bugün olması gereken büyüklüğün, yarısı kadardır...'' ('Şili'de Amerikan Darbesi', s. 40, Bilgi Yayınevi. 1975).
Şili 'yi yalnız o ikisi 'yemiyordu', bir de ITT vardı ki, Allende 'nin iktidar olduğu gün, onun nasıl devrilmesi gerektiğini Washington 'la pazarlığa başlamıştı.
''... artık ABD'nin ekonomik düzeyden askeri düzeye, bütün düzeylerde; Allende Hükümeti'ni, Halk Birliği'ni, Şili Devleti'ni ve Halk Hareketi'ni yıkmak amacıyla, sistemli olarak giriştiği eylemleri bütünüyle yargılayabilmek mümkündür. ABD'nin bu politikası, ekonomik düzeyde bir saldırı biçimini alınca; Şili'de 'armutu olgunlaştırmak' politikası olarak nitelendirilmişti. ABD bir bakıma Şili deneyinin, ağacı üzerinde olgunlaşmasını gözetliyor; Allende rejiminin kendiliğinden düşmesini sağlamak için, deneyin zorla olgunlaşıp çürümesine, tecavüz eylemleriyle katkıda bulunuyordu. ABD'nin niyeti açıktı; resmi ya da özel tecavüz eylemleri, İspanyolcada denildiği gibi, sopayla vurarak, armutu olgunlaştırmak, amacını taşımaktaydı: 'Harcerlo madurar a polo!'' (a.g.e.s. 138).
Venezüella 'da uygulanan, aynı 'politika' olmasın? Üstelik adı 'Liberal' , soyadı 'Demokrasi'!
Chavez kimin ayağına basmıştı?
Türk Media 'sı dışında, kulağı delik bütün herkes, Başkan Hugo Chavez 'in, günün birinde nasıl bir akıbete uğrayacağını merak ediyordu. Hugo Chavez, ilginç adam; meraklısı onun, önce 'hükümet darbesi' deneyen, bir subay olduğunu bilir; başaramayınca, başkanlık seçimlerine katılmış ve kazanmış (1998). Ünlü Fransız gazetesi Le Monde Diplomatique, daha ertesi yıl, herkesin dikkatini bu ad üzerine çekip duruyordu: Hele OPEC içinde kalkıştığı, fiyat arttırma operasyonu, alâkayı büsbütün arttırıyor:
Nasıl arttırmasın ki, Hugo Chavez, paraşütçü bir komando gözü karalığıyla, kimseyi dinlemez; OPEC üyesidir diye, gidip Irak 'ta Saddam Hüseyin 'le, ya da Libya 'da Muammer Kaddafi 'yle mutabık kalır. Saddam 'ı ve Kaddafi'yi, ülkelerini ulusal düzeyde 'bağımsız' tutmak 'kabahatini işleyen' bu iki lideri, 'Sistem' in ne kadar sevdiği(!) malûm: 'koynunda kar gibi(*)!'', onları sevmek, size düşman olunmasına yetiyor.
Yok ama, kimsenin hakkını yemeyelim; ülkemizde, hiç olmazsa Finansal Forum 'un sitesinde yaptığı yorumla, Mesut Önen olayın hem özgünlüğüne dikkati çekmiş, hem de neden üzerinde durulması gerektiğine önemle işaret etmişti.
''... Chavez'in yapmakta olduğu dış ülkeler gezi turunda Irak'ı da ziyareti, orada bizzat Devlet Başkanı Saddam Hüseyin tarafından çok yakın kabul görmesi, özellikle ilgi uyandırdı. ABD Dışişleri Sözcüsü Richar Boucher, Venezüella liderine 'Chavez yönetimiyle ilişkilerimiz kapsamında, bu ziyareti aklımızda tutacağız' uyarısında bulundu. Chavez'in cevabı kısa oldu: 'Korkma ABD, uğraşman gereken pek çok sorun varken, bu ziyaretle uğraşma'...''
Mesut Önen, sonra asıl önemli noktanın, başka olduğunu belirterek, yorumunu şöyle bağlamıştı:
''... Chavez OPEC bünyesinde yeni bir girişim geliştirmektedir. Buna göre Chavez Yönetimi, petrol fiyatlarının yükselmesi halinde üretimi otomatik olarak arttıracak, fiyatlar düştüğünde de otomatik olarak kısacak bir 'fiyat bandı' mekanizması oluşturma önerisi getirecektir. Bu kapsamda Chavez sadece Irak'a değil Endonezya'ya, Libya'ya, Nijerya'ya ve Cezayir'e de ziyaretler gerçekleştirmektedir. Petrol ihracatçısı ülkeler harekete geçmişlerdir. Ve ABD dünyada en önemli petrol ithalatçısıdır. Düşünceme göre dikkatler Chavez / Saddam samimiyetinden çok, bu petrol fiyatlarına getirilecek yeni düzenleme olgusu üzerinde toplanmalıdır...'' (15 Ağustos 2000).
Yanlış mı söylemiş? Olaya, bir de buradan bakınız.
Ana sayfa Hayatı Kitapları Şiirleri Köşe Yazıları