|
 |
|
İÇERİK |
|
|
|
|
|
 |
|
Seç Seçebildiğini!- Attilâ İLHAN |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Seç Seçebildiğini!
15 Mart 2002
'İlerici' Türk aydını -doğru sıfatı, bence 'alafranga' - hangi dramı yaşıyor? Hiç düşündünüz mü? Yıllardır sorunu, kendi kendime, tartışır dururum: 'Kültürsüzleştirme' çarkıyla döndürülen, öğretim 'sistemi' ; ortaokuldan itibaren, çocuğu, 'yurtttaşlık'tan 'tüketiciliğe' kaydırırken, 'yabancılaştırmaktadır'; öyle ki, içinde yaşamak zorunda olduğu, 'toplumsal ortam'la; 'tüketim alışkanlıkları' farklı olacağından, çelişirler; bu çelişki onun 'ulusallığını küçümsemesine', -giderek yok saymasına-; 'ecnebi'yi ise, -daima Batı'lıdır bu- önemsemesine neden olur.
Bu noktadan başlayarak, 'dava' kaybedilmiştir.
70'li yılların, karmaşık Ankara 'sı. 'Eylemci gençlerle, tartışıyoruz; gün geçmiyor ki, zincirleme boykotların, işgallerin, dağdağasını yaşamayalım; kampüsler altüst, oturma grevleri, çatışmalar vesaire! Şöyle baktınız mı, bu çocuklar 'radikal devrimci'; oysa, yakından izlediniz mi, hayret, durum değişiyor; evvelâ, 'türdeş' değiller, kolayca ikiye ayrılabiliyorlar; sâniyen, farklılıkları sadece toplumsal kökenlerinden kaynaklanmıyor; eğitim ve öğretimin de etkisi büyük.
A/ 'Kolej' öğretimi görmüş, büyük şehir (liman) çocukları: neresinden baksanız, bütün alışkanlıklarıyla, 'tipik' Batı malı ( Made in USA) 'tüketicisi' : tercihleri, edebiyat'tan sinema'ya; otomotiv teknolojisinden, rock'n roll'a; hamburger 'den pizza 'ya, 'ecnebi' ; içleri dışları, her düzeydeki 'göndermeleri', İngiliz değilse Fransız, Amerikan değilse Alman! 'Ulusallığı' bulamıyor, çünkü onu 'alaturkalıktır' sanıyor, küçümsüyorlar.
B/ Maarif'in Anadolu 'daki liselerinden gelmiş, öğretimi nisbeten 'ulusal' gençler: 'taşra' orta sınıfının, bazıları burjuvazisinin çocukları; itiyatları, yaşama ortamları, 'klasik' Anadolu ortamı; dolayısıyla 'alaturka' ; bir bakıma, 'ümmet üst/yapısı' nı yaşıyorlar; büyük şehir (liman) alafrangalığını yadırgıyorlar; tepkileri olumsuz, hatta sert olabiliyor, fakat 'lümpen!. 'Ulusallığı' modern düzeyde bulamıyor, çünkü onu 'alafrangalık' sanıyor, dudak büküyorlar.
Oysa 'ulusallık' sadece 'çağdaşlık' olacaktı: yani, 'ümmet kültüründen' çağdaş yöntemlerle, süzülerek gerçekleştirilmiş, bir kültür bileşimi (synthese)!
İkisi de, yanlış ve şaşkın!..
Günümüzde bu çocukların ilk kategorisi, anlaşılmaz bir cahillikle, 'sivil toplum kuruluşları' nın 'tatlısu solculuğu' na düşmüştür. Çoğu 'marka' meraklısı, 'çevre' çöpçüsü, 'post/modernist'; Yunan/Latin hayranı'; feministliği ve cinsel özgürlüğü, başıbozukluk zanneden; kiliseyi camiye yeğler, çünkü orada müzik var; 'solculuğu' ve 'ilericiliği' hakikatte, 'kültürsüzleşme' ve 'yabancılaşma' anlamına gelen, bir 'kültür olayı' sanıyor; ekonomik düzeyde, pusulayı şaşırmış, o kadar şaşırmış ki, Avrupa Birliği'nin, bir 'büyük sermaye örgütü' olduğunu unutmuş, girebilmek için, ellerini oğuşturarak, kapısı önünde, yıllarca beklemeye râzı.
İkinci kategori, şaşkın ve huzursuz; İslâmcılık da, ülkücülük de, istihbaratçılık, yabancı ajanlığı, ya da Mafia kabadayılığıyla sonuçlanmış, fiyasko kesin ve tamam! Aşılar tutmadı; kabadayılar, hapiste; 500 küsur bin imam/hatip öğrencisi, kaşla göz arasında, 50 bine düştü; Türkeş 'in partisini, tanıyabilirsen tanı! 'Alafrangalığa', belki 'Komünistlik' diye karşıttılar; Sovyetler'in darmadağın olması, hem yanıldıklarını göstermiş oldu, hem de asıl düşmanlarının kimler olduğunu! İlk kategoridekiler, ne kadar yanlış, yabancı ve 'muallâkta' ise; bunlar da o kadar şaşkın, amaçsız kalmış ve çaresizler. Öncekiler doğup büyüdükleri ülkeye burun kıvırıyor, halkını küçümsüyor; bunlar, öncekilerini beğenmiyor, ama hangi peygamberin kulu olacağını kestiremiyor; güvendikleri dağlara kar yağmış!
Vaziyet, o 'eski kötü zamanları' hatırlatmıyor mu? İkiyüz yıl boyunca, kolunu bacağını kese kese, Devlet-i Aliyye 'yi kuşa çevirmiş olan Emperyalist 'Sistem' , aydınların çıkış yolunu artık 'Doğu'da aramasına neden olmuştu; ama yanlış istikamette, yanlış yöntemlerle! 'Turancılık', bir 'Türk Enternasyonalı' idealiydi; bu hayali, Sovyetler çökertmişti; İslâm Enternasyonalı hayalini çökerten, Mekke Şerifi Hüseyin, oğlu Faysal; fakat asıl, Mr. Lawrence oldu, yâni İngiltere! 'Komprador alafrangası' İstanbul , çözüm niyetine, 'himâye' ya da 'manda' derdine düştüğü sırada, Anadolu 'da 'çözüm' üretilmeye başlamamış mıydı?.. Bölge bölge, halk kongreleri, sonra kongre iktidarları; arkasından, Erzurum ve Sıvas 'ta uluslaşan 'halk egemenliği', nihayet TBMM : anti/emperyalist, laik ve demokratik 'Ulusal Demokratik Devrim'!
Aklın gösterdiği yol...
İster misiniz, bazı kısa alıntılarla, günümüzde durum nasıl aydınlığa kavuşuyor, ona bir bakalım:
Kurt Ziemke ''...İngilizler Musul'daki hedeflerine ulaşabilmek için, bir yandan Türkiye'de ayrılıkçı hareketlere destek verirken; bir yandan da Kemalist akımın yayılmasını engelleyecek önlemlere başvurmuşlardır; yapılması gereken Kemalist Cumhuriyet'in hem din düşmanı, hem de Kürt düşmanı olduğu temasını, gündeme getirip işlemekten ibarettir...'' (Die Neue Turkei, 1930)
Amiral Bristoll: ''...Türkiye'de görev yaptığım sürece, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki bütün etnik gruplar ve milletler üzerinden, Türk Yönetimi'nin kaldırılması gerektiğini, her zaman büyük güç ve şiddetle savundum: herhangi bir bölgede Türk yönetiminin kurulması, bir cinayet olacaktır; ABD böyle bir eyleme katılırsa, aynı işe karışan devletler kadar, cinayete ortak olacaktır...'' (1919/1920)
Helmut Schmidt (eski Başbakan) ''...Türkiye'ye çok gittim, başbakanlığım sırasında Türkiye'ye kredi açılması için çok çalıştım; o zaman olduğu gibi, bugün de kendimi Türklere çok yakın hissediyorum ama, bütün bunlara rağmen, Fransa'nın eski Dışişleri Bakanları'ndan François Ponchet'nin fikrine katılırım: Türkiye, Avrupa Birliği'nin dışında bırakılmalı...'' (Geçen yıl yayınladığı eserinden)
Org. Tuncer Kılınç: ''...Türkiye, Avrupa Birliği'nden en ufak bir yardım görmemiştir; Avrupa Birliği, Türkiye'yi ilgilendiren konulara menfi bakıyor. Türkiye'nin Rusya Federasyonu ve İran'ı da içine alacak şekilde bir arayış içinde olmasında fayda görüyorum...'' (MGK Genel Sekreteri, 7 Mart 2002) |
|
|
|
|
|
|
 |
|
İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com |
|
|
|
edebiyatokyanus 692713 ziyaretçi (1258069 klik) kişi burdaydı! |