|
 |
|
İÇERİK |
|
|
|
|
|
 |
|
Demokrasi Kamuflajı- Attilâ İLHAN |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Söyleşi Attilâ İLHAN
'Sil Baştan' mı? 16 Şubat 2001
Meraklısı zaten bilecektir: Washington 'ın, 'Küresel stratejisi': 'İnsan Hakları' ve 'Demokrasi Tasarımı' ( Democracy Project ) kamuflajı altında, kendisine rakip olacak - 'ulusal' ya da 'federal' - her türlü devleti parçalamak! SSCB buna dahildi, Boris Yeltsin ve 'takımı' , Sovyetler 'in 'dağıtılması' operasyonunda Washington 'la işbirliği yapıyordu.
Peki sonradan, 'iş' niye aksadı? a/ 'Totaliter' bir Sosyalizm yerine, 'Sistem'in getirdiği 'Barbar' Liberallik, ya da 'Yolsuzluk Ekonomisi', Rus halkının canına okudu, tepkisini çekti. b/ 'Sistem'in el altından Kafkaslar'ı karıştırması, Washington'ın amacının, -önce sanıldığı gibi- sadece SSCB'yi ve -'Sosyalizm'i- 'devre dışı bırakmak' arzusundan ibaret olmadığı; hâlâ büyük ve nükleer bir uzay gücü olan Rusya'yı, ayrıca 'parçalamak' niyetini taşıdığını, meydana çıkardı.
Moskova 'nın 2000 yazından itibaren, Sistem'e ait 'tek kutuplu küreselleşme' projeksiyonunu reddetmesi işte bu idrake bağlanıyor.
'Global trend, 2015'...
H atırlayacaksınız, geçenlerde (Cumhuriyet, 7 Şubat 2001) üç büyük ve uluslararası yayın organının, 'Küreselleşme Hamlesi' nin, neden 'çuvalladığına' dair 'tesbitleri' ni size aktarmıştım. İş bu kadarla kalmıyor, ayrıca Stratfor adındaki uluslararası bir gözlem kuruluşu da, yayımladığı bir çözümlemede "... sonuç olarak, ABD'nin 'Soğuk Savaş' ertesi stratejisinin, darmadağın olduğunu" açıklamış! (Aydınlık, 12 Aralık 2000) Dahası, 'Uygarlıklar Çatışması' nın 'babası' Samuel Huntington, 'Forreign Affairs' dergisinde, lâfını doğrusu hiç sakınmamış, demiş ki: ''...ABD başarılı olamadı, yeni bir siyaset oluşturması şart oldu.''
Meğerse Washington 1999 Eylülü 'nden beri, bu 'strateji' yi araştırıyormuş, adı da pek güzel 'Global Trend 2015/Küresel 'Gidişat', 2015' ; gerçekleştiren de, 'Ulusal İstihbarat Konseyi' /National Intelligence Council' ve onunla ilgisi, ilişkisi olan vakıfların ve üniversite uzmanlarının, işbirliği!.. Dahası, başında CIA Başkanı George Tenet 'in bulunduğu, 'Ulusal Dış İstihbarat Heyeti' tarafından onaylanmış.
Yeni yüzyılın ilk on beş senesini, kendine göre -yeniden- planlayan bu raporu merak etmez de, ne yaparsınız?
Öteki 'kutup'
kendini hissettirmiş!..
Ç arpıcı olan elbette, şurası: ABD, 'Ulusal İstihbarat Konseyi' , açık ve seçik bir şekilde, 'Avrasya Gerçeği' ni tesbit ve kabul etmiş; üstelik bu 'tesbit' hem olumlu yönden değerlendirilmiş, hem olumsuz yönden! Nasıl mı, hadi bakalım:
Olumlu yönden 'değerlendirme' : " ... Rusya, Çin ve Hindistan , ayrıca İran ve Türkiye, Orta Asya 'ya yöneldiler. Bölgede Mısır, Suriye, Irak ve İran öne çıkabilir. Kuzey Afrika, İsrail, Türkiye ve Hindistan ; ticaret, ekonomi (buraya dikkat!) teknoloji ve güvenlik alanında, işbirliğine gidebilir. (...) Dünyadaki gelişmelerin yüzde 95'inin, güney ülkelerine kayacağı saptanmıştır. 2015'e kadar 'Gelişmiş Ülkeler' ('Sistem' demek ister) için yine zenginlik ve barış öngörülüyor; peki ya Güney Ülkeleri (yani 'Mazlumlar', yâni 'Dışlanmışlar') ne olacak derseniz, işte 'olumsuzluk' orada başlıyor...''
Olumsuz yönden 'değerlendirme' : ''...gelişmiş ülkeler arasındaki savaş riski çok düşük olacakmış ama.. Güney Ülkeleri için yoksulluk da savaş da gündemdedir. (...) Çatışmalar Hindistan 'dan Çin 'e, Asya 'dan Ortadoğu 'ya yayılacakmış, (buraya dikkat!) dini, etnik, ekonomik siyasal ve ekonomik uyuşmazlıklar, sayıca çoğalacakmış! (...) Asya 'nın Çin ve Hindistan önderliğinde, en hızlı gelişen bölge olması öngörülmüş ama; bu gelişmeler, Çin 'in de, Hindistan 'ın da -sosyal gerginlikler yüzünden- ekonomik alanlarda büyük mücadele vermek zorunda kalmalarını engellemeyecekmiş...''
Diyeceksiniz ki, peki sonuç? SSCB 'nin dağıtılması, arkasından aynı akıbete Federal Yugoslavya Cumhuriyeti 'nin uğratılması; Washington 'ın, o epeyce saf, bir hayli de hayalperest 'XXI. yy. Ulusal Güvenlik Stratejisi 'nde sergilemiş olduğu 'iyimserlik' ; doğrusu ya, bu defa hiç hissedilmiyor; ayakları biraz daha yere basan, epeyce içinden pazarlıklı bir sonuca varılmış:
''... diplomasinin daha karışık bir hale geleceği, somut dış politika amaçlarına ulaşmada, ABD 'nin zorluk çekeceği anlaşılıyor: ABD Hükümeti, dışarıdaki ekonomik ve kültürel etkilerde, daha küçük bir pay sahibi olacak. Uluslararası Toplum ('Sistem' anlayınız) Washington 'a dayansa da; siyasi hedeflerini gerçekleştirirken, ABD 'nin kurmak ihtiyacını duyacağı koalisyonlarda, büyük zorlukla karşılaşacağı saptanmış. (Buraya dikkat!) Dünya sahnesinde, mücadele ve kontrol edilmesi gereken önemli güçlerin sayısında artış olacaktır. Çin, Rusya, Hindistan, Meksika ve Brezilya gibi ülkeler ve Avrupa Birliği gibi bölgesel kuruluşlar, bu güçler arasında sayılabilir...'' (Aydınlık, 31 Aralık 2000)
'Şeytan' dürtüyor...
P eki, hani Türkiye ? O da var, ona da sıra gelecek ama; hazırlanan projeksiyonda, bazı noktalar dikkatinizi çekmedi mi? Benim üstünde duracağım, Washington 'daki 'düşünen beyinleri' bir hayli meşgul ettiği açıkça görünen, 'Avrasya Uyanışı 'nın, o coğrafyaya dahil, hatta olayların içinde olan ülkemizde -özellikle media' sında- neden bu kadar ihmal ediliyor olması? Bırakın Çin 'i , Hindistan 'ı, Rusya 'yı; ne hikmetse, Asya' daki beş Türk Cumhuriyeti'yle ilgilenmeyi bile, handiyse sağcıların Müslüman kanadına bırakıyoruz; oysa ABD , önümüzdeki on beş yıl içinde, başlıca uğraşının, Avrasya 'daki sorunlar olacağının fena halde farkında; o mu çok uyanık, biz mi çok uykudayız, artık siz karar verin!
Başka bir şey daha var; o da, daha az önemli değil, sonradan göreceğimiz gibi, üstelik ucu bize de dokunuyor: Raporda, Hindistan 'ın, Çin 'in, Rusya 'nın -bu arada bazı Ortadoğu ülkelerinin- devreye girip, ağırlıklarını koyacağı belirtiliyor ama; hemen hepsinde aynı kayıt düşülmüş; 'etnik sorunlar, ekonomik ve siyasal uyuşmazlıklar' onları rahat bırakmayacakmış ; şöyle bakarsanız, bunların toplumsal dokusu karışıktır, bunlar çok gelişmemiştir de, ondan denilmek isteniyor ama; etnik dokusu en az onlar kadar karışık, meselâ Fransa, İspanya, İngiltere gibi 'Sistem' e dahil ülkeler söz konusu oldu mu, onlar için hiç de böyle etnik sorunlar, ekonomik ve siyasal uyuşmazlıklar öngörülmüyor; oysa bu sorunlar ve uyuşmazlıklar, hanidir var, çoğunu biliyoruz Şeytan dürtüyor: Neden onların sorunu yok da, bunların olacak?...
İnsanın kafası karışmaz mı; hatta aklına, Avrasya Platformunu oluşturacak; bu -hepsi büyük, hepsi nükleer, hepsi gelişmeye ve ilerlemeye açık- ülkeler hakkında; raporun, daha şimdiden o etnik, ekonomik ve siyasal 'iyilikleri' planladığı şüphesi düşmez mi?
Sonra Türkiye mi demiştik?
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com |
|
|
|
edebiyatokyanus 692752 ziyaretçi (1258800 klik) kişi burdaydı! |