|
 |
|
İÇERİK |
|
|
|
|
|
 |
|
İyi ki, Bugünleri Görmediler-ATTİLA İLHAN |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Söyleşi
ATTİLA İLHAN
İyi ki, Bugünleri Görmediler!..'
19 Nisan 2002
Söylemiştim sanırım, Duverger 'yi ben, geç okudum; okuyunca da, geciktiğime cidden çok hayıflandım; hele 'Diktatörlük Üstüne / De La Dictature' başlıklı eserinde, Türk aydınları için, alınacak hayli ders vardır; şu satırları, nasıl unutursunuz:
''...Kemalist devrimci Diktatörlük teorisi, meselenin özellikle siyasi yönünü, göz önünde tutmaktadır: tek parti, esas olarak, siyasi demokrasinin gelişini hazırlamak amacına sahiptir. Bu anlamda Jacobin'cilikle olan bağıntısı, Lenin'ci teorininkinden daha sıkıdır.'' (a.g.e., s.73, Dönem Yayınları, 1965)
Hele bizdeki o 'meyhane demokratları'nın, o 'alafranga ilericiler'in; ''Niye diktatörlük? Niye daha başlarken demokrasiyi uygulamadı?'' diye burun kıvırmaları yok mu; ona pek güzel bir cevap oluşturan, şu satırların; -hani demezler mi?- yeme de yanında yat:
''...Türkiye'de Mustafa Kemal, Batılı tipte müstakbel bir siyasi demokrasinin, şartlarını hazırlamak için, tek parti'nin Lenin'ci usûllerini kullanmıştır. O bunu, ampirik olarak yaptı; denemesinin ideolojisi, ancak sonradan hazırlanmıştır. Nüfusun büyük çoğunluğunun cahil, geri kalmış, okumaz/yazmaz olduğu, feodal ve tarımcı bir ülkede, çok partili ve serbest seçimli Batılı bir sistemin hiçbir anlamı yoktur. Bu yapmacık dekor arkasında, büyük mülk sahipleri ve geleneksel şefler seçim iplerini çekecek ve eski yapılar sürüp gidecekti. Demokrasi'yi kurmazdan önce, bunun şartlarını yaratmak gerekirdi: devrimci Kemalist diktatörlüğün amacı işte budur!..'' (a.g.e., s.72)
Gâzi , 'büyük mülk sahiplerine ve geleneksel şeflere' karşı; Mazlumlar 'dan oluşan bir Halk Cephesi 'ni kullanmak istiyor; gerçekleştirmeyi tasarladığı amaca en büyük engel olarak da, 'Emperyalizm' i -yâni ecnebi sermayeyi ve şirketleri-; bir de, 'ecnebi' yle işbirlikçiliği itiyat haline getirmiş, Tanzimat Bürokrasisi 'ni görüyordu. Yazmıştım, Gâzi 'nin Cumhuriyeti 'nin yozlaştırılmasında, en etkili unsur bunların olduğunu, Doğan (Avcıoğlu) çalışmalarında belirtmişti; sonradan Niyazi Berkes de işaret etti; fakat, yıllarca önce 'Solcu Kemalist' bir yazarın, -hem de büyük bir açık kalplilikle- bunu yazdığını bilir miydiniz?
Fâlih Bey açmış ağzını, yummuş gözünü...
Tahmin edeceğiniz üzere, bu kalem, 'Kadrocular' ın yakını, Fâlih Rıfkı Bey 'in kalemi idi. Fâlih Bey, günümüzün 'hızlı' demokrasi yandaşlarının 'anlamadığı', ya da anlamak istemediği, Türkiye gerçeklerine, daha o zaman, parmak basmıştı, hangi hassas noktaya dokunduğu, yazısının daha başlığından anlaşılmıyor mu? 'Demokrasi ve Liberalizm' . Ya şu satırlara ne buyrulur?
''...yeni Türkiye, yalnız hoca ve mürtecilere karşı harp açmış değildi. Bir de Galata vardı. Galata kelimesi 'Kapitülasyon Ecnebiliği', yahut bu 'Ecnebiliğin Simsarlığı' demektir. Liberalizm'in iktisat sancağı da, onların elinde idi. '...Sermaye kapılarını açınız, Ekalliyetler'e (azınlıklara) karşı Anadolu'daki tahditleri (kısıtlamaları) kaldırınız. Ferdi serbest bırakınız ve devleti işe karıştırmayınız' diyorlardı...''
''...Ankara ve Anadolu, ancak böylelikle yeniden fethedilecek; Osmanlı İmparatorluğu'nun sadece ismi ve merkezi değişmiş olacaktı. Turan Türkiye'sine karşı, Hoca ve Mürteciler, Tanzimat ve Bâbıâli, Galata; hep birlikte 'Liberalizm ve Demokrasi' kazanını kaldırdılar. Sorarım size, Yunan Ordusu ile İzmit'te el ele tutuşan Kuva-yı İnzibâtiye'nin kadrosunda da, bu üç unsuru bulmaz mısınız?..''
''...Cumhuriyet kendini Saltanata, Mektep kendini Medreseye, Lâik kendini Şeriata, Kanun-u medeni kendini Mecelle'ye nasıl kontrol ettirebilir? Ve böyle bir kontrol cihazı kurulduktan sonra, 'İşte Demokrasi' diye, nasıl avunulabilir?..'' ('Eski Saat', 1933)
Hani bir süre önce, 'Cumhuriyet Disiplini'nden söz etmiştim ya; o 'disiplin'in gerekçesi, Fâlih Bey 'in yazısıdır; hele gençler, gözlerini dört açıp okumalı, çünkü orada neye karşı çıkılıyorsa, günümüzde o, 'dramatik' bir gerçek olarak yaşanıyor: 'Solcu Kemalist', Cumhuriyet daha onuncu yaşındayken, yetmiş küsur yaşında, başına hangi belânın geleceğini öngörmüştür; kimler tarafından getirileceğini de, hangi 'esbab-ı mûcibe'ye dayanacağını da! Üstelik, sonucundan hiç şüphe etmez:
''...Türkiye'de Liberalizm ve Devletçilik arasındaki fark, Fransa'daki iktisadi meslek farkı değildir; şahsi menfaat ve millî ideal farkıdır: Liberalizm Türkiye'yi Kapitülasyonlara ve Türk milleti'ni iktisadi köleliğe götürür...'' (a.g.e.)
'Hortumcu' takımına, 'liberal' denilebilir mi? 'Millî' hiçbir endişeleri olmadığı, ulusal sanayicinin ve işadamının yakınmalarından anlaşılmıyor mu?
Kapitülasyonlar ''ı, Gümrük Birliği ve IMF Vesayeti ile yaşamaya başlamadık mı?
Peki niye böyle oldu?
Cevap Yâkup Kadri Bey'den...
Yakup Kadri Bey, bu vahim sorunun cevabını: Başvekil İsmet Paşa 'dan 'Kadro' dergisi için 'bizzat' aldığı 'Devletçilik' tarifiyle; onun 'devletçilik' uygulaması arasındaki çelişkinin, altını çizerek veriyor.
İsmet Paşa 'nın tarifi şudur: ''...devletin sanayiini ve iktisadi düzenlerini, devletin bütün vasıtaları ve imkânlarıyla, bir an evvel vücuda getirmek, taşıdığımız vazifelerin en mühimidir. Gelecek on sene zarfında ümid ederim ki, Türk Devletçiliği eserleri ve milletlerarası tesirleriyle, iktisadiyatta Devletçilik anlayışının, en mütekâmil, en ilmî bir şaheseri olarak zikredilecektir.''
Yakup Bey 'in eleştirisi şudur: ''...devletçilik sisteminin bu kesin tarifi, 'Kadro' dergisinde, aynı konuya dair ileri sürülen görüşleri, fersah fersah aşmaktadır. (...) İsmet Paşa inançlı ve kesin bir şekilde tarifini yaptığı Devletçilik Sistemi'ni gereği gibi tatbik etmiş olsaydı; bana öyle geliyor ki hem sanayileşme hareketimizin bize o kadar pahalıya mal olmasını önler; hem de evet hem de 'affariste' adını taktığı kimselere, beylik atlar üzerinde cirit oynamak imkânını vermezdi. Zira onlara bu imkânı veren, ekonomik ortamın kargaşalığından başka bir şey değildi...'' ('Politikada 45 yıl', s. 11/112 İletişim Yayınları, 1984)
Yakup Kadri Bey, bu satırları 60 'lı yıllarda yazmıştır; eserinin ilk yayın tarihi, 1965 . İyi ki, bugünleri görmedi; hâl-i pür-melâlimiz, onu çileden çıkarabilirdi. Yalnız onu mu? Başta Gâzi , bütün 'Solcu Kemalistler i!..
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com |
|
|
|
edebiyatokyanus 692758 ziyaretçi (1258929 klik) kişi burdaydı! |