edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  => Attila İlhan Şiiri-DoDoç.Dr. Yakup ÇELİK
  => Bunalım Edebiyatı ve Modernizmin Sorunları-Svetlana Uturgauri
  => Karagöz'e Ezgi-Satı Erişen
  => Orta Oyunu Eksikliği-Nihal Türkmen
  => Orta Oyunu ve Karagöz-Nihal Türkmen
  => Dilin Yapısı ve Toplumun Yapısı-Emile Benveniste
  => Türkçe Metinlerde Bağdaşıklık ve Tutarlılık-İrem Onursal
  => Asansörle Yükseltilmek İstenen Çukurlar-Can Yücel
  => KÜLTÜR VE ÖTESİ-Cemil MERİÇ
  => Türkoloji-Cemil MERİÇ
  => Tevfik Fikret ve Batı Retoriği-Rıza Filizok
  => Estetik tarihimize bir bakış-Arslan Kaynardağ
  => MÜRSEL MECAZ-Rıza FİLİZOK
  => Başlıca Dil Bilimi Akımları-Prof.Dr. Rıza FİLİZOK
  => ZİYA OSMAN SABA’NIN NEFES ALMAK ADLI ŞİİR KİTABINDA -Yrd. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => HİKAYE VE ROMANDA “ANLATICI”YA GÖRE METİN TİPLERİ, - Yard. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => GÖSTERGEBİLİM-Yard. Doç. Dr. Mustafa Ö Z S A R I
  => TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME VE KÜLTÜREL FARKLILIKLAR ÇERÇEVESİNDE ULUSAL KÜLTÜR-Prof. Dr. Emre Kongar
  => TÜRKİYE'NİN KÜLTÜREL ÖZ-ANLAYIŞI: AVRUPA BİRLİĞİ İÇİN BİR ZENGİNLİK-Emre Kongar
  => BARIŞ KÜLTÜRÜ VE DEMOKRASİ-EMRE KONGAR
  => GOP NEYİ AMAÇLIYOR, NEYİ GERÇEKLEŞTİREBİLİR-EMRE KONGAR
  => YENİ EMPERYALİZM, HUNTINGTON VE ELEŞTİRİSİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME BAĞLAMINDA TÜRKİYE-Emre KONGAR
  => DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ SORUNLARI-Emre Kongar
  => AVRUPA BİRLİĞİ'NE "ONURLU VE BAŞI DİK" GİRİŞ NE DEMEK-Emre Kongar
  => TOPLUMSAL VE SİYASAL GELİŞMEMİZİ ETKİLEYEN MARKALAR-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME, MİKRO MİLLİYETÇİLİK, ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK, ANAYASAL VATANDAŞLIK-Emre KONGAR
  => NİYAZİ BERKES'DE ÇAĞDAŞLAŞMA KAVRAMI-Emre KONGAR
  => KEMAL TAHİR-Hilm Yavuz
  => OYUNLARIM ÜSTÜNE-Nazım Hikmet
  => OYUN YAZARI OLARAK-Ataol Behramoğlu
  => POPÜLER EDEBİYAT- M. Orhan OKAY
  => HER SÖZ BİR ŞEY SÖYLER-Feyza HEPÇİLİGİRLER
  => Tiyatronun Kökeni, Ritüel ve Mitoslar
  => ROMANDA KURMACA VE GERÇEKLİK
  => Fuzûlî’nin Hikaye-i Leylâ ve Mecnun’u
  => SEZAİ KARAKOÇ ve HİS “;KAR ŞİİRİ”;-Selami Ece
  => İSTANBUL’UN AHMED MİDHAT EFENDİNİN ROMANLARINA TESİRİ
  => AHMET MİDHAT’A ATFEDİLEN BİR ESER: “HÜKM-İ DİL” VE MANASTIRLI MEHMET RIFAT
  => CEZMİ ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER
  => "EDEBİYATEĞİTİMİ"NDE "EDEBÎ METİN"İN YERİ VE ANLAMI
  => Mustafa Kutlu ve Rüzgârlı Pazar
  => BİR BİLİM ADAMININ ROMANI” ÜZERİNE GEÇİKMİŞ BİR TAHLİL
  => ÖLÜMÜNÜN 50. YIL DÖNÜMÜNDE
  => “MİT”TEN “MODERN HİKÂYE” “HİKÂYE”NİN SERGÜZEŞTİ
  => EDEBİYAT DİLİ/EDEBÎ DİL
  => BİR NESLİN VEYA BİR ŞAİRİN ROMANI: MÂİ VE SİYAH
  => İSTİKLÂL MARŞI’NIN TAHLİLİ
  => CAHİT KÜLEBİ
  => TEVFİK FİKRET’İN ŞİİRLERİNDE TRAJİK DURUM
  => MEHMED RAUF’UN ANILARI yahut EDEBÎ HATIRALARIN YAYIMI ÜZERİNE BİR DENEME
  => MEÇHUL BİR AŞKIN SON NAĞMELERİ: TEVFİK FİKRET’İN “TESADÜF” ŞİİRLERİ / YARD. DOÇ. DR. NURİ SAĞLAM
  => Tarihsel Romanın Eğitimsel İşlevi
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ1
  => Tanzimat Dönemi Oyun Yazarliginda Batililasma
  => SİNEMA VE EDEBİYAT TÜRLERİ
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ, ESTETİK BİR HAZZIN EDİNİMİ
  => EDEBÎ TENKİT
  => ADALET AĞAOĞLU’NUN DAR ZAMANLAR ÜÇLEMESİNDE KİMLİK SORUNU
  => Halit Ziya ve Mehmet Rauf'un hayatları ile romanları
  => YAZIN VE GERÇEKLİK
  => MİLLÎ EDEBİYAT
  => HECE-ARUZ TARTIŞMASI/ Arş.Gör.Oğuzhan
  => AHMET HAŞİM’İN ŞİİRLERİNDE ATEŞİN DİLİ / ARŞ. GÖR. VEYSEL ŞAHİN
  => ROMAN TEKNİĞİ BAKIMINDAN YABAN
  => TANZİMATTAN GÜNÜMÜZE COCUK EDEBİYATI
  => KADIN VE EDEBİYAT
  => Şiirin Temel Özellikleri-Christopher Caudwell
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ: HERMENEUTİK BİR YAKLAŞIM Vefa TAŞDELEN
  => VOLTAİRE VE ROUSSEAU ETRAFINDA AYDINLANMA ÇAĞI FRANSIZ YAZINI
  => TÜRKİYE’DE ULUSAL KÜLTÜR TARTIŞMALARI BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ UYGARLIK SORUNU
  => EDEBİYATIN DİLİ ÜZERİNE
  => TARİHİN SINIFLANDIRILMASI
  => Türk Milletini Uyandıran Adam: Attila İlhan
  => EDEBİYAT DERSLERİNİN İÇERİĞİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ KONUSUNDA
  => "Yalancı şöhretlerin Gerçek Yüzünü Ortaya Koydum"-Hilmi Yavuz
  => AVRUPA BİRLİĞİNİ YARATAN NEDENLER VE TÜRKİYE Metin AYDOĞAN
  => DİVAN ŞİİRİYLE HALK ŞİİRİNDE ORTAK BİR SÖYLEYİŞ BİÇİMİ
  => divan şiirindeki sevgili tipini alaya alan bir roman
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ
  => BAĞLANMA VE ÇELİŞKİ
  => Antik Çağ’da Tarih Yazmak
  => TARİHÎ ROMANDA POST-MODERN ARAYIŞLAR
  => Kültürel Batılılaşma
  => GARPÇILAR VE GARPÇILAR ARASINDAKİ FİKİR AYRILIKLARI
  => Harf Devrimi Üzerine Yeniden Düşünmek
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİNDE WALDMANN MODELİ
  => KEMÂL AHMED DEDE VE TERCÜME-İ MENÂKIB-IMEVLÂNÂ’SI
  => TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ İÇERİSİNDE URDUCA
  => Avrupalılaşmak mı, Avrupalılaştırmak mı?CEMİL MERİÇ
  => ŞAİRANE BİR ÇEVİRİ yahut TOPLUMBİLİMİN SERÜVENLERİ Cemil MERİÇ
  => 47 LİLER YAHUT BİR ROMANIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  => ZAMAN, ZAMAN – I TERAKKİ Cemil Meriç,
  => Kırk Ambar (Cilt1)
  => KADIN RUHU, Cemil Meriç
  => Umrandan Uygarlığa-C.Meriç
  => Balzac’tan önce modern roman-Cemil Meriç
  => ARİSTARK’LA ZOİL-c.meriç
  => ELİNDE CENNET AÇAN ZEND AVESTA- c.meriç
  => SELEFÎLİK–SÛFÎLİK VE ÂKİF-SÜLEYMAN ULUDAĞ
  => Mehmet Âkif- Mâhir İz’e Yazdığı Mektuplar
  => DİDO SOTİRİYU’NUN ROMANI GİBİ BİR ROMANIMIZIN OLMAYIŞI
  => HİLMİ YAVUZ’UN DENEMECİLİĞİ
  => İRONİ KAVRAMI, GERÇEKÜSTÜCÜLÜK VE ERCÜMEND BEHZAD LAV ŞİİRİ ÜZERİNE
  => OKUNAMAYAN ROMANLAR
  => Gelenekçilik Geleneğe Dahil Değil
  => Türk Tiyatrosunda İronik Söz, İronisiz Metin
  => Postmodernist İroni
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNİN SİYASİ ETKİLERİ
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNDE SİNEMASAL ÖĞELER
  => Savaş
  => Newton, Goethe ve Sosyal Bilimler
  => Bir Afyon (!) Olarak Diktatörlükten Demokrasiye Futbol
  => Adorno Yüz Yaşında
  => Theodor Adorno: Kültür Endüstrisini Yeniden Düsünürken
  => ADORNO'NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => ADORNO’NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => Frankfurt Okulu
  => TARİHİ MADDECİLİK VE KAPİTALİZM - ÖNCESİ TOPLUMLARASYA TOPLUMU - FEODALİTE Asaf Savaş AKAT
  => POSTMODERNİZM GEÇ KAPİTALİZMİN KÜLTÜREL MANTIĞI
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 2
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 3
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco 2
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak 2
  => Türkoloji Araştırmaları Makaleler Veritabanı
  => Yeni Makaleler
  => Türkoloji Araştırmaları Dergisi
  => Türkoloji Makaleleri
  => ŞAİR DUYARLILIĞI Afşar TİMUÇİN
  => Yazılar.....
  => SEÇME YAZILAR
  => EDEBİYAT Tez / Makale / Kitap ara
  => Orhan Pamuk: Babamın bavulu Nobel konuşması
  => PiVOLKA'da Çıkan Yazılar
  => Amin Maalouf Üstüne
  => Öykünün Yüzyılı /Feridun ANDAÇ
  => Cumhuriyet Dönemi Türk Felsefesinde Bir Hareket Noktası Olarak Teoman Duralı-oktay taftalı
  => Sofist Bilgeliğin "Empirist" Dayanakları Üzerine 0.TAFTALI
  => Birlik ve Liderlik Hayalleri O.TAFTALI
  => Eğitilemeyen Bir Varlık Olarak İnsan O.TAFTALI
  => Çağdaş Bir Tarım Toplumuna Doğru O.TAFTALI
  => Sosyo-Politik Bağlamda Bir Dekadans Olarak Bilgi Toplumu O.TAFTALI
  => Aşkla Varolan Hayatlar O.TAFTALI
  => Batı Medeniyetinin Mutsuz Çocuğu Entelektüel O.TAFTALI
  => Nihat Genç Yazıları
  => Batılı Tarih Bilimi ve Tarihin Mantığı
  => Bir Hayat Alanı Olarak Aile O.TAFTALI
  => Bir Savaşın Kavramları Üzerine
  => Çalışma ve Erdem Kavramları Arasındaki İlgi Üzerine O.TAFTALI
  => Değer Üreten Hayatlar
  => Doğu'nun Hayal Ülkesi O.TAFTALI
  => Dostlukla Yükselen Hayatlar O.TAFTALI
  => Şiirimizin Hazin Sonu O. TAFTALI
  => Soğuk ve Sıcak Hayatlar OKTAY TAFTALI
  => Yalanın Fenomenolojisi O. TAFTALI
  => Günümüzde Medya Kılavuzluğu - Günümüzde Medya Kılavuzluğu
  => Ermeni Meselesinin Kökenini Batının Irkçılığında Aramak Lazım Prof. Dr. Türkkaya Ataöv
  => Osmanlı’dan Lozan’a Musul-Kerkük
  => “Sözümü Tutamadım, Artık Yaşayamam” Turhan Feyizoğlu
  => Gerilla Mustafa Kemal ve Türk Yurtsever Kurtuluş Hareketi Turhan Feyizoğlu"
  => SİYASİ TARİH YAZILARI -YEREL TARİH YAZILARI
  => Yazarlar - yazılar
  => TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKÂRLIĞIN DÜŞÜNSEL - SİYASAL TEMELLERİ
  => yazılar 1
  => yazılar2
  => türk dünyası
  => Derin devlet
  => YAZILAR,
  => SOSYOLOJİ.
  => YAZILAR,,.
  => TANZİMAT DÖNEMİ
  => İdealizm-Realizm
  => Cemil Meriç..
  => ilhan berk
  => NİYAZİ BERKES’İN TÜRK KİTLE İLETİŞİM TARİHİNE KATKILARI
  => yazılar.
  => yazılar..
  => yazılar,
  => yazılar,,
  => yazılar.,
  => YAZILAR.
  => YAZILAR..
  => YAZILAR-
  => YAZILAR-,
  => yazılar.1
  => y.1
  => y.2
  => y.3
  => y.4
  => y.5
  => y.6
  => y.7
  => y.8
  => y.9
  => y.10
  => y.11
  => y.12
  => y.13
  => y.14
  => y.15
  => y.16
  => y.17
  => y.18
  => y.19
  => y.20
  => y.21
  => y.22
  => y.23
  => y.24
  => y.25
  => y.30
  => y.31
  => y.32
  => y.33
  => y.34
  => y.35
  => y.36
  => y.37
  => y,38
  => y.39
  => y.40
  => y.41
  => y.42
  => y.43
  => y.44
  => y.45
  => y.46
  => y.47
  => İnsan-Mekan İlişkileri
  => SANAT VE ELEŞTİRİ
  => Türkiye’de olumsuz Pierre Loti eleştirileri
  => TÜRKiYE’DE MODERN EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ
  => ATATÜRK,
  => MAKALELER:
  => MAKALELER,
  => yz
  => yz1
  => yz2
  => yz3
  => yz4
  => yz5
  => yz6
  => yz7
  => yz8
  => FRIEDRICH NIETZSCHE’NİN TARİH ANLAYIŞI
  => Edebiyat Nedir?
  => YM1
  => YM2
  => YM3
  => YM4
  => YM7
  => YM8
  => YM9
  => İbn Battûta’da “Ahı” Kelimesi ve Anadolu
  => Simone de Beauvoir: Abjeksiyon ve Eros Etiği
  => Toplumsal Cinsiyet Düzenlemeleri
  => Psikanalitik ve Post-Yapısalcı Feminizm ve Deleuze
  => Tarihsel Bir Perspektif Üzerinden İroni Tür ve Tekniklerinin Gelişimi ve Bazı Uygulama Örnekleri Tarihi Gelişim
  => İroni ve Melankoli*
  => İroni, Nostalji ve Postmodern
  => “Daha İyi Anlamak İçin Daha Fazla Açıklamak” İsteyen Bir Yorumbilimci: Paul Ricœur
  => Kendi (Paul Ricœur Üstüne)
  => Sersemleşme Okulu
  => Osmanlı ve Avrupa Arasındaki Karşılıklı Etkileşimde Etnomaskeleme
  => Antik Yunan Tragedyasının Metafiziği
  => Sonbahar Mitosu: Tragedya*
  => Ayrışma, Çatışma ve Fanatizm
  => Fanatizm İlkelliktir
  => Tuhaf Bir Çocuk
  => Huzursuz
  => Benjamin’in Mistisizmine “Üç Yönlü Yol”
  => Renan, Irk ve Millet
  => Varlık, Benlik, Hatırlayış ve Unutuş Üzerine
  => Hangi Kilidin, Hangi Anahtarı?
  => Romanda Tarih
  => Bugün Psikanalizi Tartışmak
  => Kültürde Bakış
  => 1930 Goethe Ödülü Dolayısıyla Frankfurt Goethe Evi’nde Konuşma
  => Jacques Derrida ve Konukseverlik Sorusu
  => Metafiziğin Kalesi Hakkında Düşünmek
  => Hakların İadesi
  => Modern Etiğin İki Temel Direği Agnes Heller
  => Ezoterizme Genel Bir Giriş
  => Turnanın Semahı, Ezoterizmin Zamanı: Bektaşi ve Alevi Zaman Kavrayışla
  => Yeni sayfanın başlığı
  => Ulus-Ötesinden Hukuka Bakmak: Jürgen Habermas
  => Yeni Perspektifler Gerçeğin Çölüne Hoşgeldiniz
  => Orlan: Kırılan Ten Kubilay Akman
  => Pusudaki Ten, Vice Versa
  => Cimri ve Çöp Arasındaki Güçlü İlişki Üzerine
  => Demokrasi Kavramı Üzerine Hayli Spekülatif Bir İrdeleme
  => Benim Çöp Bayramım
  => Kamu Yeniden Kurulurken Kadınlara Ne Olacak?
  => Sonsuzluğun Sınırında: Immanuel Kant
  => Kant ve Üniversite İdeası
  => İki Yüzüncü Ölüm Yıldönümünde: Immanuel Kant ve Kantçılık
  => Kant ve Yeni Kantçılık
  => Otuz Beşinci Gece: Ruh, Can, Hayat, Ölüm, Akıl ve Öte Dünya Üzerine1
  => Ölüm Üzerine Tıbbi Çeşitlemeler
  => Ölüme Karşı Ölüm
  => Avrupa İçin Yeni Bir Ethos Üzerine Düşünceler
  => Avrupa ve Ötekileri
  => Sûfî Şiirinin Poetikası
  => Byron ve Romantiklik
  => Kötülük Toplumu ve Biçimin Muhalefeti
  => Balkanlar: Metaforların Çarpıştığı Bir Savaş Alanı
  => Badiou: Etik Üzerine
  => “Semen est Sanguis" Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Kan
  => Âdet Kanaması Tecrübesi: Sınırlar ve Ufuklar
  => Said ve Saidciler ya da Üçüncü Dünya Entelektüel Terörizmi
  => Kültür Endüstrisini Yeniden Düşünürken
  => Adorno ve Tanrının Adı
  => Kant, Adorno ve Estetiğin Toplumsal Geçişsizliği
  => Adorno ve Berg
  => İbn Battûta Seyahatnamesi
  => Irak Savaşı ve Sivil Etkinlikler
  => Yamalı Çelişkiler Semti: Saraybosna'dan Yenibosna'ya
  => Halkla Birlikte Bir Çağdaş Kent Söylemi Üzerine
  => Yeni Dünya Düzeninin Sonu?
  => Selçuklular Anadolu’da
  => Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubâd Dönemine (1220-1237) Bir Bakış
  => 13. Yüzyılın Başında Anadolu’da Ticaret
  => Selçuklular Döneminde Anadolu’da Felsefe ve Bilim (Bir Giriş)
  => Nietzsche ve ‘Akla’ İsyan
  => Bizans Manastır Sistemine Giriş
  => Öğrenci Radikalizmi Üzerine Düşünceler
  => 1968’i Yargılamak ya da 68 Kuşağına Mersiye
  => “Gelecekte İnsanlara Çok Güzel Görüneceğiz”
  => Nevroz, Psikoz ve Sapkınlık
  => Üniversitede Psikanaliz Öğretmeli miyiz? Sigmund Freud
  => Psikanalist Kimdir?
  => Nerelisiniz?
  => Irak’a Kant Çıkarması
  => Bizans Şaşırtıyor
  => 12 eylül dosyası
  => FETHİ NACİ: Cesur, Gerçekçi Ve Halkçı... İzzet Harun Akçay
  => SON OKUDUKLARIM- İzzet Harun Akçay
  => Sabahın yalnız kuşları-İzzet Harun Akçay
  => Bir Portre - Cahit Sıtkı TARANCI - Şükran KURDAKUL
  => ŞİİR NEDİR? Cahit Sıtkı TARANCI
  => Afşar TİMUÇİN - Şair Duyarlığı
  => Ahmet KÖKLÜGİLLER - Karacaoğlan'ın Yaşamı ve Şiirleri
  => Atilla ÖZKIRIMLI - Dadaloğlu ve Çevresi
  => Aysıt TANSEL - Metin Eloğlu
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
AHMET MİDHAT’A ATFEDİLEN BİR ESER: “HÜKM-İ DİL” VE MANASTIRLI MEHMET RIFAT

AHMET MİDHAT’A ATFEDİLEN BİR ESER: “HÜKM-İ DİL” VE MANASTIRLI MEHMET RIFAT
   YARD.DOÇ.DR. AHMET BOZDOĞAN
   (Yayınlandığı Yer: Türklük Bilimi Araştırmaları, S.14, 2002 Güz )
   GİRİŞ
   Ahmet Midhat (1844-1913), XIX. yüzyılın ikinci yarısıyla başlayan Batı etkisindeki Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. Ahmet Midhat’ın önemi, Banarlı’nın da ifade ettiği gibi, Tanzimat devrinde ilmin, fennin ve edebiyatın hemen her sahasında yazılar yazarak ve bu yazıları halk diliyle yazıp halk seviyesine ve halk zevkine göre ayarlayarak halk için çok faydalı bir edebî hareket yapmaya muvaffak olmasından ve ansiklopedist özelliğinden kaynaklanır.[1] O, edebiyatın pek çok türünde olduğu gibi, tiyatro türünde de eser vermiştir. Türk edebiyatı tarihinde haklı bir yer edinmiş olmasında roman ve hikâyeleriyle gazeteciliği kadar olmasa da tiyatro yazarlığının da etkisi vardır.
   Manastırlı Mehmet Rıfat (1851-1907) ise I. Meşrutiyet yıllarında faaliyet göstermiş asker kökenli ediplerden biridir. Yaşadığı ve eser verdiği dönemde geri plânda kalmış olmakla birlikte, sadece edebiyat sahasında değil, tarih, sosyoloji, askerlik, matematik ve mimarlık gibi çok geniş ve birbirinden farklı sahalarda faaliyet göstermiş; eser ve fikir üretmiş Türk aydınlarından biridir. Aşağı yukarı yetmiş kadarı yayımlanma imkânı bulan ve toplam sayısı yüz civarında olan eserleri gözden geçirilecek olursa bu hüküm kolaylıkla teyit edilebilir.
   Sayısı yüz civarında olmakla birlikte Manastırlı Mehmet Rıfat’ın Türk edebiyatı tarihinde adının anılmasına vesile olan eserleri daha ziyade tiyatro türündekilerdir. Özellikle okul arkadaşı ve meslektaşı Hasan Bedrettin Paşa (1851-1912) ile bir telif bir çeviri olmak üzere ortaklaşa kaleme aldıkları ve “Temaşa” genel başlığı altında yayımladıkları tiyatro eserleri, I. Meşrutiyet yıllarındaki Türk tiyatro edebiyatına katkısı bakımından üzerinde durulması gereken kalem faaliyetleridir.
   Mehmet Rıfat’ın tek başına ve başkalarıyla birlikte yazdığı ve yayımladığı telif ve çeviri tiyatro eserlerinin sayısı -“Hükm-i Dil” de dahil olmak üzere- yirmi birdir.[2] Bunlardan başka kaleme aldığı ve I. Meşrutiyet’in yoğun sahne faaliyeti içinde sahnelenen; fakat kitaplaştırılamayan eserlerinin olduğu da bilinmektedir.[3] Manastırlı Mehmet Rıfat’ın tiyatro eserleri içinde “Hükm-i Dil” üzerinde dikkatle durulması gerekir. Bu gereklilik, eserin edebî değeri veya teknik seviyesinden ziyade, yazarının Mehmet Rıfat olup olmadığıyla ilgili problemden kaynaklanmaktadır. Bu yazıda “Hükm-i Dil”in Ahmet Midhat’a mı yoksa Manastırlı Mehmet Rıfat’a mı ait olduğu konusu açıklığa kavuşturulmaya çalışılacaktır.
   HÜKM-İ DİL[4]
   “Hükm-i Dil”, edebiyat tarihi veya monografik çalışmaların bir kısmında Ahmet Midhat’ın, “Gönül” adlı hikâyesinden tiyatroya uyarladığı eser olarak gösterilirken[5], bir kısmında ise uyarlamadan hiç bahsedilmeden yalnızca Ahmet Midhat’ın tiyatro eseri olduğu ifade edilir.[6] Eser gerçekten de Ahmet Midhat’ın Letaif-i Rivayat serisinde yer alan “Gönül” adlı uzun hikâyesinden tiyatroya uyarlanmıştır; fakat bu iş Ahmet Midhat’ın kendisi tarafından değil, Manastırlı Mehmet Rıfat tarafından yapılmıştır. Çeşitli veriler bir araya getirildiğinde bu hükmün doğruluğunu görmek mümkündür.
   Bu verilerden biri ve en önemlisi, yazar tarafından kaleme alınıp eserin müsveddeleriyle birlikte yayımcı Mehmet Cevdet’e gönderilen ve eserin yayımı sırasında baş tarafa ilave edilen “Mektup”tur. Mektuptaki bilgiler, eserin kime ait olduğu konusunda önemli bilgiler barındırması bakımından kayda değer. Bu bakımdan eserin başında yer alan mektubun metnini aynen aktarmakta fayda vardır:
   “Birader,
   Avrupa muharrirleri ‘roman’, yani imkân dahilinde yazılmış olan hikâyatı ‘piyesi’ ki, tiyatronameye tahvil etmekte olduklarını işitmiştim. Bu kere Ekrem Beyefendinin dahi mukaddema ‘Atala’ unvanıyla tercüme etmiş olduğu romanın yine o isimle veyahut ‘Amerika Vahşîleri’ serlevhasıyla tiyatroname heyetine koymuş olduğu risaleyi görerek husus-ı mezkûra iyice inandım. Ashabının malumu olduğu üzere insanın neşriyata olan hevesi her şeyden ziyade olduğundan ben de bu heveskârlardan idim. Ne çare ki neşriyata karışacak, hele başlıca bir vak`a tasviriyle tiyatroname neşredecek kadar iktidarım olmadığından meyus idim. Lâkin Ekrem Beyin açtığı çığır beni memnun etti. Çünkü ben de ‘Letaif-i Rivayat’ın dördüncü cildi mündericatından ‘Gönül’ serlevhalı hikâyesini tiyatroname heyetine koymuş idim. Şimdi emsalini görünce neşrine cesaret eyledim.
   Geçende eniştem vasıtasıyla kesb-i muarefe etmiş ve hakikaten birbirimizi karındaş gibi sevmiş olduğumuzdan başka ‘Letaif-i Rivayat’ın size olan münasebet-i tâmmesi cihetiyle yazdığım bu ‘Hükm-i Dil’i yine size gönderdim. Her hakkı sizin olmak üzere Maarif Nezaret-i Celilesinden ruhsatını bilihtihsâl tab ve neşrederseniz memnun olurum.
   Bu babda olan rica ve istidam nezdinizde karin-i kabul olursa birinci eserim olduğuna dair bir iki sözle aczimi erbab-ı mütalaaya beyan ile temenni-i af eylemenizi niyaz ederim. Bâki kemal uhuvvet.
   M.R.”
.[7]
   Bu satırlardan anlaşılacağı üzere her şeyden önce mektubun ve dolayısıyla tiyatro eserinin yazarı, “M.R.” rumuzunu kullanmaktadır. Bu rumuz, Ahmet Midhat Efendiye değil, aynı rumuzu “Pakdamen” ve “Hüsrev ve Şirin” gibi eserlerde de kullanan Manastırlı Mehmet Rıfat’a aittir.
   Ayrıca, yazarın mektup içinde “Hükm-i Dil”le ilgili olarak “birinci eserim” demesi, onun, edebiyatın bu türünde daha önce bir girişiminin olmadığını gösterir. Bu eserin yayım tarihi 1291 iken Ahmet Midhat’ın “Eyvah” adlı tiyatro eserinin yayım tarihi 1288’dir.[8] Yani Ahmet Midhat bu eserin yayımlanmasından aşağı yukarı üç yıl önce tiyatro eseri yazmış ve yayımlamıştır. Dolayısıyla Ahmet Midhat’ın “Hükm-i Dil”le ilgili olarak “birinci eserim” demesi söz konusu değildir. Gerçi Mehmet Rıfat’ın da “Hükm-i Dil”in yayım yılı olan hicrî-kamerî 1291’den önce yayımlandığı tahmin edilen tiyatro eserleri vardır; ama bu eserlerden “Görenek”in başındaki “İftitâh”ta daha önce tiyatro türünde denemeleri olduğunu belirtmesiyle, yukarıdaki “Mektup”ta “Hükm-i Dil”i önceden yazmış olmasına rağmen yayımlamaktan uzun süre çekindiğini belirtmesi bir arada düşünülünce “Hükm-i Dil”in yazılma zamanının “Görenek”ten önce olduğu anlaşılır. Dolayısıyla “Hükm-i Dil”, yayımlanış bakımından değilse bile yazılış bakımından Mehmet Rıfat’ın “birinci eseri” olabilir.[9]
   Öte taraftan Ahmet Midhat gibi çok kolay yazan ve yazdıklarını hiçbir tenkitten çekinmeden yayımlayan birinin, “Mektup”ta olduğu gibi “başlıca vak`a tasviriyle tiyatroname neşredecek kadar iktidarının olmadığını” söyleyerek, hem yazacağı eserin vak`asını kurgulamakta güçlük çektiğini, hem de bu eseri kendi adıyla yayımlamaktan çekindiğini ifade etmiş olması da ihtimal dışıdır. Bunun için yukarıdaki mektubun ve doğal olarak “Hükm-i Dil”in yazarı Ahmet Midhat olamaz.
   “Hükm-i Dil”in Mehmet Rıfat’ın kaleminden çıktığını, daha doğrusu Ahmet Midhat’ın kaleminden çıkmadığını ortaya koyan bir başka gösterge, aynı mektuptaki “Geçenlerde eniştem vasıtasıyla kesb-i muarefe etmiş ve hakikaten birbirimizi karındaş gibi sevmiş olduğumuzdan başka ‘Letaif-i Rivayat’ın size olan münasebet-i tâmmesi” şeklindeki ifadelerdir. Bu ifadelerden anlaşıldığına göre yazarla yayımcı Mehmet Cevdet yeni tanışmıştır. Mehmet Cevdet, Ahmet Midhat’ın süt kardeşi[10] veya akrabasıdır.[11] Dolayısıyla Mehmet Cevdet’in Ahmet Midhat’la “Hükm-i Dil”in yayımlanmasından kısa süre önce tanışmış olması ihtimal dışıdır. Zaten yazarın yayımcıya hitaben “Letaif-i Rivayat’ın size olan münasebet-i tâmmesi” demesinin sebebi, “Letaif-i Rivayat” serisinin yazarı Ahmet Midhat ile yayımcı Mehmet Cevdet arasındaki yakınlıktır.
   Bütün bunlardan başka “Hükm-i Dil”in Mehmet Rıfat’ın kaleminden çıktığını gösteren bir başka delil, onun “Tuhfetü’l-İslâm” adlı kitabının sonunda bulunan eserlerinin listesindeki “Hükm-i Dil”le ilgili açıklamadır. Açıklama şu şekildedir:
   “Hükm-i Dil: Atufetli Midhat Efendi Hazretlerinin mütercem romanlarından ‘Gönül’ nam romanın on sekiz sene mukaddem tecrübe nev`inden olarak tiyatroya tahvil edilmiş bir eserdir ki yine müşarünileyhin matbaası hesabına olarak tab ve neşredilmiştir”.[12]
   Bu açıklamanın, bahsi geçen “Hükm-i Dil”in Mehmet Rıfat’ın kaleminden çıktığını gösterdiği fikrine, iki yazarın da aynı adlı birer tiyatro eseri olabileceği düşüncesiyle itiraz edilebilir. “Hükm-i Dil”in, Ahmet Midhat’ın kaleminden çıktığını ifade eden kaynakların eserin künyesiyle ilgili verdikleri sayfa sayısının, basıldığı matbaanın, yayımlandığı tarihin, “M.R.” rumuzlu yazarın kaleminden çıkan eserle aynı olması ve bu kişilerin eserden yaptıkları alıntıların yine “M.R.” rumuzlu yazarın eserindeki metinlerle kelime kelime örtüşmesi, ortada yalnızca bir eserin olduğunu göstermektedir. Ayrıca, iki farklı yazarın herhangi bir eseri orijinal adından farklı olmak üzere aynı adla, aynı sayfa sayısıyla, aynı türe uyarlamış olma ihtimali çok zayıftır.
   Bu değerlendirmelerden sonra üzerinde durulması gereken diğer bir konu, edebiyat tarihçilerinden bir kısmının “Hükm-i Dil”i neden Ahmet Midhat’ın eseri olarak göstermiş olabileceklerinin ortaya konulmasıdır.
   Böyle bir hüküm verilmesinin başta gelen sebebi, “Hükm-i Dil”e kaynaklık eden “Gönül” hikâyesinin Ahmet Midhat’ın eseri olmasıdır. Bir diğer sebep, muhtemelen, eserin başındaki “Mektup”un “Birader” hitabıyla başlamasıdır. Yazar, kısa süre önce tanıştığı Mehmet Cevdet’e duyduğu samimiyeti ortaya koyma gayretiyle “Mektup”una “Birader” hitabıyla başlamıştır; ancak Ahmet Midhat’la Mehmet Cevdet’in süt kardeşi veya akraba olması, bu hitabı hareket noktalarından biri olarak alan araştırmacıları yanıltmıştır. Bir başka sebep ise eser iyice incelenmeden yazarının kimliği hakkında hüküm verilmiş olmasıdır. Tiyatro terimleri ve tiyatro eserleriyle ilgili bir çalışmada “Hükm-i Dil”, M.R. rumuzlu yazarın 1874’te yayımlanmış eseri olarak gösterildikten sonra, aynı çalışmanın “Basılmış ya da Sadece Oynanmış Yapıtların Tama Yakın Dizisi” başlığını taşıyan kısmında yazarının Ahmet Midhat olduğu belirtilen “Hükm-i Dil” verilirken, M.R. rumuzlu yazarın “Hükm-i Dil”i verilmemiştir. Hâlbuki M.R. rumuzlu yazarın “Hükm-i Dil”inin yayımlanmış bir eser olduğu önceki sayfalarda ifade edilmiştir. [13]Bu çelişki, araştırmacıların eseri iyice incelemeden, başka kaynaklardan aldıkları bilgiye dayanarak hakkında hüküm verdiklerini ve doğal olarak yazarının kimliği konusunda yanıldıklarını göstermektedir.
   Yazarın kimliğiyle ilgili bu değerlendirmelerden sonra eserin kendisiyle ilgili değerlendirmelere geçilebilir.
   Kapakta, şahıs kadrosunun verildiği kısımdan hemen sonra ve birinci perdenin başında “Üç fasıl üç perde üzere mürettep, neticesi sürurlu tiyatro.”[14] diye takdim edilen oyun, bir asilzade ile bahçıvanı arasındaki sonu evlilikle bitecek aşk macerasını konu edinir. Vak`a, seyri bakımından melodram özelliği gösterir. Zaten “neticesi sürurlu tiyatro” ibaresinin ısrarla tekrarlanması, oyunun melodram özelliğinin vurgulanmak istenmesindendir.
   Vak`a, yazarının henüz acemilik devresinde olduğunu gösterecek tarzda çok basit kurgulanmıştır. Buna bağlı olarak şahıs kadrosu da sınırlıdır. Öte yandan tekniği oldukça sağlamdır. Teknikteki bu başarı Mehmet Rıfat’ın birçok tiyatro eserinde bulunmaz. Vak`anın basitliği, şahıs kadrosunun sınırlı olması ve tekniğinin sağlamlığı yönüyle Mehmet Rıfat’ın Hasan Bedrettin Paşa ile ortaklaşa kaleme aldığı telif tiyatro eserlerinden “Nedamet”le benzeşen “Hükm-i Dil”, bu özelliklerinden dolayı kolayca sahnelenebilecek yapıdadır.
   Oyunun vak`a kurgusu Ahmet Midhat’ın “Gönül” hikâyesinden alındığı için, orada vurgulanmaya çalışılan “batı kültüründeki sınıf ayrımının yanlışlığı” tezi, bu eser için de geçerlidir. Tezin eserdeki savunucusu -bir asilzade olan- Marguerite’dir. Bu görevin Marguerite’e verilmiş olması, ortaya konulan tezin kabul edilme ihtimalini kolaylaştırmıştır. Tez, eğer bir asilzade tarafından değil de alt sınıftan biri tarafından savunulsaydı kabul edilirliği daha zor olurdu. Örneğin Comte de Braval’ın vak`anın sonunda “sınıf ayrımının yanlışlığı fikri”ni kabul etmiş olmasında, kendisi gibi asil zümreye mensup Marguerite ve Finette’in de bu fikirde olmasının payı büyüktür.
   Bu bilgiler paralelinde eserin şahıs kadrosu ve vak`asını gözden geçirmekte fayda vardır.
   Şahıs Kadrosu
Comte de Braval[15]: Kasır ve bahçe sahibi
Finette : Kontun zevcesi
Marguerite : Kontun kerimesi, bahçıvana âşık
Louise : Marguerite’in musahibelerinden bir kadın
Paul : Kontun bahçıvanı, bu da Marguerite’e âşık
Auguste : Comte de Belville’in oğlu
   Vak`a
   Paul, bahçıvanı olduğu Comte de Braval’ın kızı Marguerite’e âşıktır. Marguerite’in de Paul’de gönlü vardır; ama üç yıldır tanışan iki genç duygularını birbirine açmaktan çekinmektedir. Marguerite’in arkadaşı Louise’in devreye girmesiyle iki genç aşklarını birbirine itiraf ederler.
   Paul, Marguerite’i çok sevmesine ve onunla evlenmeyi arzulamasına rağmen aralarındaki sınıf farkının bunu imkânsız kıldığını düşünür. Marguerite ise sınıf farkı diye bir şeyi kabul etmediğini; onurlu kişiliğe sahip birini, asilzade olmasına karşın onursuz olan birine her zaman tercih edeceğini ifade eder.
   Öte yandan Marguerit’in babası Comte de Braval, kızını kendileri gibi asil sınıfa mensup olan Comte de Belville’in oğlu Auguste ile evlendirmek amacındadır. Auguste de Marguerie’e âşık olduğu için bu evliliğe gönülden razıdır; fakat Marguerite Paul’ü sevdiği ve dahası Auguste’ten nefret ettiği için arkadaşı Louise’in de yardım etmesiyle Amerika’ya gitmek üzere sevgilisiyle kaçar.
   Louise’den Marguerite’in kiminle ve nereye kaçtığını öğrenen Comte de Braval, Paris asilzadeleri arasında namusunun ayaklar altına alınmasını önlemek için, kimse işin farkına varmadan karısı Finette’le birlikte kızını geri getirmek amacıyla sevgililerin peşine düşer. Kont ve karısı İspanya’da bir köy otelinde sevgililere ulaşırlar. Kont, kızını kaçırdığı gerekçesiyle bahçıvanı Paul’le tartışıp ona hakaret eder. Marguerite araya girerek Paul’ün onu değil, onun Paul’ü kaçırdığını; Auguste gibi bir alçakla evlenmektense ölmeyi tercih edeceğini belirterek, Paul’le evlenmelerine izin vermesini ister. Finette de kızına destek verir. Zaten o da sınıf farkını kabul etmeyen bir anlayışa sahip olduğu için kızının mutlaka bir asilzade ile değil, istediği kişiyle evlenmesi taraftarıdır. Hem Marguerite’le Finette’in sözleri, hem de orada bulunan insanların telkinleri sonucu Comte de Braval genç sevgilileri affederek evlenmelerine izin verir.
   SONUÇ
   Eserin hem şahıs kadrosu, hem de vak`ası Ahmet Midhat’ın “Gönül” adlı eseriyle aynıdır. Ancak, gerek kişilerin niteliklerine ait birtakım hususlarda, gerekse metin halkalarının vak`a içindeki sıralamasında iki eser arasında birtakım farklılıklar da göze çarpmaktadır. Diğer bir deyişle “Hükm-i Dil” ile “Gönül” adlı eserin tek farkı, birinin tiyatro, diğerinin hikâye türünde kaleme alınmış olması değildir.[16]
   Buraya kadar sıralanan veri ve değerlendirmelerin ışığında “Hükm-i Dil”le ilgili baş tarafta verilen hükmü yinelemek ve eserin Manastırlı Mehmet Rıfat’ın kaleminden çıktığını söylemek, hem doğru hem de çok kolaydır. Çünkü, benzer olarak önce hikâye/roman türünde kaleme alınan bir eser, ikinci bir şahıs tarafından tiyatroya uyarlandığında ortaya çıkan yeni eser literarüre ikinci şahsın eseri olarak geçirilmektedir.[17]

[1]BANARLI, Nihat Sami: Resimli Türk Edebiyatı Tarihi II, İstanbul, Millî Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları, 1987, s.964.
[2] Manastırlı Mehmet Rıfat’ın bu çalışmaya konu olan Hükm-i Dil dışındaki telif eserleri Görenek, Ya Gazi Ya Şehit, Pakdamen, Hüsrev ve Şirin, Delile yahut Kanlı İntikam, Ebülulâ yahut Mürüvvet, Ebülfida, Nedamet, Kölemenler, Fakire yahut Mükâfat-ı İffet, Ahmet Yetim yahut Netice-i Sadakat adlarını taşır. Çeviri eserleri ise Hud`a ve Aşk, Cleopatre, Antony yahut İkmal-i Namus, Lâleruh, Girofle-Girofla, Othello, Karı İntikamı, Vicdan’dır. Bunlardan telif olanların son yedisi ve çeviri olanların tamamı başkalarıyla ortaklaşa kaleme alınmıştır. Ayrıca, bazı araştırmacılar (Örneğin: ÖZÖN, Mustafa Nihat: Metinlerle Muasır Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul, Maarif Vekâleti, 1934; HİZARCI, Suat: Tanzimat Edebiyatı Antolojisi, İstanbul, Varlık Yayınları, 1955; AKYÜZ, Kenan: Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri, İstanbul, İnkılâp Kitabevi, 1990) tarafından Manastırlı Mehmet Rıfat’ın yayımlanmış tiyatro eserleri arasında gösterdikleri; ama bugün için metni tespit edilemeyen Osman Gazi adlı bir eserden de bahsetmek gerekir.
[3]Mehmet Rıfat’ın kaleminden çıkan ve telif olan Serencamlı Vasiyet yahut Define ile çeviri olan Serdar-ı Eşkıya yahut Haydutlar adlı tiyatro eserleri de I. Meşrutiyet yıllarında sahnelenmiş; fakat kitaplaştırılamamıştır.
[4] Bu çalışmada eserin “M(ehmet) R(ıfat): Hükm-i Dil, İstanbul, Şark Matbaası, 1291” künyeli baskısı kullanılmıştır.
[5] Bkz.: Ahmet Midhat Efendi: Bütün Oyunları (Hazırlayan: İnci ENGİNÜN), İstanbul, Dergâh Yayınları, 1998, s. 27; AND, Metin: Tanzimat ve İstibdat Döneminde Türk Tiyatrosu 1839-1908, Ankara, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1972, s.392; AKI, Niyazi: Türk Tiyatro Edebiyatı Tarihi I, İstanbul, Dergâh Yayınları, 1989, 169; OKAY, Orhan: Batı Medeniyeti Karşısında Ahmet Midhat Efendi, Yayım yeri yok, Millî Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları, 1989, s.145; AKYÜZ, Kenan: Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri, s.63.
[6]Bkz.: ÖZÖN, Mustafa Nihat: Son Asır Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul, Maarif Vekâlketi, 1941, s.142; BANARLI, Nihat Sami: Resimli Türk Edebiyatı Tarihi II, s.968; PARLATIR, İsmail: “Tanzimat Nesri”, Büyük Türk Klasikleri IX, İstanbul, Ötüken-Söğüt Yayınları, 1989, s.11-194.
[7] Manastırlı Mehmet Rıfat: Hükm-i Dil, s.2-3.
[8] Ahmet Midhat’ın Eyvah adlı eserinin yayım tarihi için bkz.: PARLATIR, İsmail: “Tanzimat Nesri”, Büyük Türk Klasikleri IX, s.67.
[9] Mehmet Rıfat’ın eserleri arasında yazılış itibarıyla “ilk/birinci” sıfatını taşıma ihtimali olan bir eser daha vardır: Pakdamen. .Ancak, Mehmet Rıfat’ın hangi eserini ilk önce yayımladığı doğrudan bu yazının konusu olmadığı için burada söz konusu ihtimal üzerinde uzun uzadıya durulmamış; sadece böyle bir ihtimalin bulunduğu belirtilmekle yetinilmiştir.
[10] Bu konuda bilgi için bkz.: PARLATIR, İsmail: “Tanzimat Nesri”, Büyük Türk Klasikleri IX, s.65.
[11] Bu konuda bilgi için bkz.: BANARLI, Nihat Sami: Resimli Türk Edebiyatı Tarihi II, 965.
[12] Manastırlı Mehmet Rıfat: Tuhfetü’l-İslâm (Manzum Olarak İlm-i Hâl, Kısas-ı Enbiya, Sîre-i Muhammediye), Şam, Suriye Vilayet Matbaası, 1308, s.46-47.
[13] Bkz.: ÖZÖN, Mustafa Nihat ve Baha DÜRDER: Türk Tiyatrosu Ansiklopedisi, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1967, s.286 ve 465.
[14] Manastırlı Mehmet Rıfat: Hükm-i Dil, s.5, 6.
[15] Metinde yanlışlıkla “Comte de Belville” yazılmıştır. Doğrusu “Comte de Braval”dır. Gerçi vak`a içinde Comte de Belville’in de adı geçmektedir; ama Finette’in eşi ve Marguerite’in babası olan kontun adı Braval’dır.
[16] “Hükm-i Dil” ile Ahmet Midhat’ın kaleminden çıkan “Gönül” hikâyesi arasındaki farklılıklar için “Hükm-i Dil” dışında bkz.: Ahmet Midhat Efendi: Letaif-i Rivayat, (Hazırlayanlar: Dr. Fazıl GÖKÇEK, Dr. Sabahattin ÇAĞIN), İstanbul, Çağrı Yayınları, 2001, s. 87-104.
[17] Örneğin Halit Ziya’nın aynı adlı romanından Mehmet Rauf tarafından tiyatroya uyarlanan “Ferdi ve Şürekası”, literatürde Mehmet Rauf’un eseri olarak gösterilir. “Ferdi ve Şürekası” adlı oyunun Mehmet Rauf’un eseri olarak gösterildiğine dair bkz.: Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi Cilt:II, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları, 2003, s. 665.

 

İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 640543 ziyaretçi (1178228 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol