edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  => Attila İlhan Şiiri-DoDoç.Dr. Yakup ÇELİK
  => Bunalım Edebiyatı ve Modernizmin Sorunları-Svetlana Uturgauri
  => Karagöz'e Ezgi-Satı Erişen
  => Orta Oyunu Eksikliği-Nihal Türkmen
  => Orta Oyunu ve Karagöz-Nihal Türkmen
  => Dilin Yapısı ve Toplumun Yapısı-Emile Benveniste
  => Türkçe Metinlerde Bağdaşıklık ve Tutarlılık-İrem Onursal
  => Asansörle Yükseltilmek İstenen Çukurlar-Can Yücel
  => KÜLTÜR VE ÖTESİ-Cemil MERİÇ
  => Türkoloji-Cemil MERİÇ
  => Tevfik Fikret ve Batı Retoriği-Rıza Filizok
  => Estetik tarihimize bir bakış-Arslan Kaynardağ
  => MÜRSEL MECAZ-Rıza FİLİZOK
  => Başlıca Dil Bilimi Akımları-Prof.Dr. Rıza FİLİZOK
  => ZİYA OSMAN SABA’NIN NEFES ALMAK ADLI ŞİİR KİTABINDA -Yrd. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => HİKAYE VE ROMANDA “ANLATICI”YA GÖRE METİN TİPLERİ, - Yard. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => GÖSTERGEBİLİM-Yard. Doç. Dr. Mustafa Ö Z S A R I
  => TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME VE KÜLTÜREL FARKLILIKLAR ÇERÇEVESİNDE ULUSAL KÜLTÜR-Prof. Dr. Emre Kongar
  => TÜRKİYE'NİN KÜLTÜREL ÖZ-ANLAYIŞI: AVRUPA BİRLİĞİ İÇİN BİR ZENGİNLİK-Emre Kongar
  => BARIŞ KÜLTÜRÜ VE DEMOKRASİ-EMRE KONGAR
  => GOP NEYİ AMAÇLIYOR, NEYİ GERÇEKLEŞTİREBİLİR-EMRE KONGAR
  => YENİ EMPERYALİZM, HUNTINGTON VE ELEŞTİRİSİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME BAĞLAMINDA TÜRKİYE-Emre KONGAR
  => DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ SORUNLARI-Emre Kongar
  => AVRUPA BİRLİĞİ'NE "ONURLU VE BAŞI DİK" GİRİŞ NE DEMEK-Emre Kongar
  => TOPLUMSAL VE SİYASAL GELİŞMEMİZİ ETKİLEYEN MARKALAR-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME, MİKRO MİLLİYETÇİLİK, ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK, ANAYASAL VATANDAŞLIK-Emre KONGAR
  => NİYAZİ BERKES'DE ÇAĞDAŞLAŞMA KAVRAMI-Emre KONGAR
  => KEMAL TAHİR-Hilm Yavuz
  => OYUNLARIM ÜSTÜNE-Nazım Hikmet
  => OYUN YAZARI OLARAK-Ataol Behramoğlu
  => POPÜLER EDEBİYAT- M. Orhan OKAY
  => HER SÖZ BİR ŞEY SÖYLER-Feyza HEPÇİLİGİRLER
  => Tiyatronun Kökeni, Ritüel ve Mitoslar
  => ROMANDA KURMACA VE GERÇEKLİK
  => Fuzûlî’nin Hikaye-i Leylâ ve Mecnun’u
  => SEZAİ KARAKOÇ ve HİS “;KAR ŞİİRİ”;-Selami Ece
  => İSTANBUL’UN AHMED MİDHAT EFENDİNİN ROMANLARINA TESİRİ
  => AHMET MİDHAT’A ATFEDİLEN BİR ESER: “HÜKM-İ DİL” VE MANASTIRLI MEHMET RIFAT
  => CEZMİ ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER
  => "EDEBİYATEĞİTİMİ"NDE "EDEBÎ METİN"İN YERİ VE ANLAMI
  => Mustafa Kutlu ve Rüzgârlı Pazar
  => BİR BİLİM ADAMININ ROMANI” ÜZERİNE GEÇİKMİŞ BİR TAHLİL
  => ÖLÜMÜNÜN 50. YIL DÖNÜMÜNDE
  => “MİT”TEN “MODERN HİKÂYE” “HİKÂYE”NİN SERGÜZEŞTİ
  => EDEBİYAT DİLİ/EDEBÎ DİL
  => BİR NESLİN VEYA BİR ŞAİRİN ROMANI: MÂİ VE SİYAH
  => İSTİKLÂL MARŞI’NIN TAHLİLİ
  => CAHİT KÜLEBİ
  => TEVFİK FİKRET’İN ŞİİRLERİNDE TRAJİK DURUM
  => MEHMED RAUF’UN ANILARI yahut EDEBÎ HATIRALARIN YAYIMI ÜZERİNE BİR DENEME
  => MEÇHUL BİR AŞKIN SON NAĞMELERİ: TEVFİK FİKRET’İN “TESADÜF” ŞİİRLERİ / YARD. DOÇ. DR. NURİ SAĞLAM
  => Tarihsel Romanın Eğitimsel İşlevi
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ1
  => Tanzimat Dönemi Oyun Yazarliginda Batililasma
  => SİNEMA VE EDEBİYAT TÜRLERİ
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ, ESTETİK BİR HAZZIN EDİNİMİ
  => EDEBÎ TENKİT
  => ADALET AĞAOĞLU’NUN DAR ZAMANLAR ÜÇLEMESİNDE KİMLİK SORUNU
  => Halit Ziya ve Mehmet Rauf'un hayatları ile romanları
  => YAZIN VE GERÇEKLİK
  => MİLLÎ EDEBİYAT
  => HECE-ARUZ TARTIŞMASI/ Arş.Gör.Oğuzhan
  => AHMET HAŞİM’İN ŞİİRLERİNDE ATEŞİN DİLİ / ARŞ. GÖR. VEYSEL ŞAHİN
  => ROMAN TEKNİĞİ BAKIMINDAN YABAN
  => TANZİMATTAN GÜNÜMÜZE COCUK EDEBİYATI
  => KADIN VE EDEBİYAT
  => Şiirin Temel Özellikleri-Christopher Caudwell
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ: HERMENEUTİK BİR YAKLAŞIM Vefa TAŞDELEN
  => VOLTAİRE VE ROUSSEAU ETRAFINDA AYDINLANMA ÇAĞI FRANSIZ YAZINI
  => TÜRKİYE’DE ULUSAL KÜLTÜR TARTIŞMALARI BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ UYGARLIK SORUNU
  => EDEBİYATIN DİLİ ÜZERİNE
  => TARİHİN SINIFLANDIRILMASI
  => Türk Milletini Uyandıran Adam: Attila İlhan
  => EDEBİYAT DERSLERİNİN İÇERİĞİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ KONUSUNDA
  => "Yalancı şöhretlerin Gerçek Yüzünü Ortaya Koydum"-Hilmi Yavuz
  => AVRUPA BİRLİĞİNİ YARATAN NEDENLER VE TÜRKİYE Metin AYDOĞAN
  => DİVAN ŞİİRİYLE HALK ŞİİRİNDE ORTAK BİR SÖYLEYİŞ BİÇİMİ
  => divan şiirindeki sevgili tipini alaya alan bir roman
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ
  => BAĞLANMA VE ÇELİŞKİ
  => Antik Çağ’da Tarih Yazmak
  => TARİHÎ ROMANDA POST-MODERN ARAYIŞLAR
  => Kültürel Batılılaşma
  => GARPÇILAR VE GARPÇILAR ARASINDAKİ FİKİR AYRILIKLARI
  => Harf Devrimi Üzerine Yeniden Düşünmek
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİNDE WALDMANN MODELİ
  => KEMÂL AHMED DEDE VE TERCÜME-İ MENÂKIB-IMEVLÂNÂ’SI
  => TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ İÇERİSİNDE URDUCA
  => Avrupalılaşmak mı, Avrupalılaştırmak mı?CEMİL MERİÇ
  => ŞAİRANE BİR ÇEVİRİ yahut TOPLUMBİLİMİN SERÜVENLERİ Cemil MERİÇ
  => 47 LİLER YAHUT BİR ROMANIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  => ZAMAN, ZAMAN – I TERAKKİ Cemil Meriç,
  => Kırk Ambar (Cilt1)
  => KADIN RUHU, Cemil Meriç
  => Umrandan Uygarlığa-C.Meriç
  => Balzac’tan önce modern roman-Cemil Meriç
  => ARİSTARK’LA ZOİL-c.meriç
  => ELİNDE CENNET AÇAN ZEND AVESTA- c.meriç
  => SELEFÎLİK–SÛFÎLİK VE ÂKİF-SÜLEYMAN ULUDAĞ
  => Mehmet Âkif- Mâhir İz’e Yazdığı Mektuplar
  => DİDO SOTİRİYU’NUN ROMANI GİBİ BİR ROMANIMIZIN OLMAYIŞI
  => HİLMİ YAVUZ’UN DENEMECİLİĞİ
  => İRONİ KAVRAMI, GERÇEKÜSTÜCÜLÜK VE ERCÜMEND BEHZAD LAV ŞİİRİ ÜZERİNE
  => OKUNAMAYAN ROMANLAR
  => Gelenekçilik Geleneğe Dahil Değil
  => Türk Tiyatrosunda İronik Söz, İronisiz Metin
  => Postmodernist İroni
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNİN SİYASİ ETKİLERİ
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNDE SİNEMASAL ÖĞELER
  => Savaş
  => Newton, Goethe ve Sosyal Bilimler
  => Bir Afyon (!) Olarak Diktatörlükten Demokrasiye Futbol
  => Adorno Yüz Yaşında
  => Theodor Adorno: Kültür Endüstrisini Yeniden Düsünürken
  => ADORNO'NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => ADORNO’NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => Frankfurt Okulu
  => TARİHİ MADDECİLİK VE KAPİTALİZM - ÖNCESİ TOPLUMLARASYA TOPLUMU - FEODALİTE Asaf Savaş AKAT
  => POSTMODERNİZM GEÇ KAPİTALİZMİN KÜLTÜREL MANTIĞI
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 2
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 3
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco 2
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak 2
  => Türkoloji Araştırmaları Makaleler Veritabanı
  => Yeni Makaleler
  => Türkoloji Araştırmaları Dergisi
  => Türkoloji Makaleleri
  => ŞAİR DUYARLILIĞI Afşar TİMUÇİN
  => Yazılar.....
  => SEÇME YAZILAR
  => EDEBİYAT Tez / Makale / Kitap ara
  => Orhan Pamuk: Babamın bavulu Nobel konuşması
  => PiVOLKA'da Çıkan Yazılar
  => Amin Maalouf Üstüne
  => Öykünün Yüzyılı /Feridun ANDAÇ
  => Cumhuriyet Dönemi Türk Felsefesinde Bir Hareket Noktası Olarak Teoman Duralı-oktay taftalı
  => Sofist Bilgeliğin "Empirist" Dayanakları Üzerine 0.TAFTALI
  => Birlik ve Liderlik Hayalleri O.TAFTALI
  => Eğitilemeyen Bir Varlık Olarak İnsan O.TAFTALI
  => Çağdaş Bir Tarım Toplumuna Doğru O.TAFTALI
  => Sosyo-Politik Bağlamda Bir Dekadans Olarak Bilgi Toplumu O.TAFTALI
  => Aşkla Varolan Hayatlar O.TAFTALI
  => Batı Medeniyetinin Mutsuz Çocuğu Entelektüel O.TAFTALI
  => Nihat Genç Yazıları
  => Batılı Tarih Bilimi ve Tarihin Mantığı
  => Bir Hayat Alanı Olarak Aile O.TAFTALI
  => Bir Savaşın Kavramları Üzerine
  => Çalışma ve Erdem Kavramları Arasındaki İlgi Üzerine O.TAFTALI
  => Değer Üreten Hayatlar
  => Doğu'nun Hayal Ülkesi O.TAFTALI
  => Dostlukla Yükselen Hayatlar O.TAFTALI
  => Şiirimizin Hazin Sonu O. TAFTALI
  => Soğuk ve Sıcak Hayatlar OKTAY TAFTALI
  => Yalanın Fenomenolojisi O. TAFTALI
  => Günümüzde Medya Kılavuzluğu - Günümüzde Medya Kılavuzluğu
  => Ermeni Meselesinin Kökenini Batının Irkçılığında Aramak Lazım Prof. Dr. Türkkaya Ataöv
  => Osmanlı’dan Lozan’a Musul-Kerkük
  => “Sözümü Tutamadım, Artık Yaşayamam” Turhan Feyizoğlu
  => Gerilla Mustafa Kemal ve Türk Yurtsever Kurtuluş Hareketi Turhan Feyizoğlu"
  => SİYASİ TARİH YAZILARI -YEREL TARİH YAZILARI
  => Yazarlar - yazılar
  => TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKÂRLIĞIN DÜŞÜNSEL - SİYASAL TEMELLERİ
  => yazılar 1
  => yazılar2
  => türk dünyası
  => Derin devlet
  => YAZILAR,
  => SOSYOLOJİ.
  => YAZILAR,,.
  => TANZİMAT DÖNEMİ
  => İdealizm-Realizm
  => Cemil Meriç..
  => ilhan berk
  => NİYAZİ BERKES’İN TÜRK KİTLE İLETİŞİM TARİHİNE KATKILARI
  => yazılar.
  => yazılar..
  => yazılar,
  => yazılar,,
  => yazılar.,
  => YAZILAR.
  => YAZILAR..
  => YAZILAR-
  => YAZILAR-,
  => yazılar.1
  => y.1
  => y.2
  => y.3
  => y.4
  => y.5
  => y.6
  => y.7
  => y.8
  => y.9
  => y.10
  => y.11
  => y.12
  => y.13
  => y.14
  => y.15
  => y.16
  => y.17
  => y.18
  => y.19
  => y.20
  => y.21
  => y.22
  => y.23
  => y.24
  => y.25
  => y.30
  => y.31
  => y.32
  => y.33
  => y.34
  => y.35
  => y.36
  => y.37
  => y,38
  => y.39
  => y.40
  => y.41
  => y.42
  => y.43
  => y.44
  => y.45
  => y.46
  => y.47
  => İnsan-Mekan İlişkileri
  => SANAT VE ELEŞTİRİ
  => Türkiye’de olumsuz Pierre Loti eleştirileri
  => TÜRKiYE’DE MODERN EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ
  => ATATÜRK,
  => MAKALELER:
  => MAKALELER,
  => yz
  => yz1
  => yz2
  => yz3
  => yz4
  => yz5
  => yz6
  => yz7
  => yz8
  => FRIEDRICH NIETZSCHE’NİN TARİH ANLAYIŞI
  => Edebiyat Nedir?
  => YM1
  => YM2
  => YM3
  => YM4
  => YM7
  => YM8
  => YM9
  => İbn Battûta’da “Ahı” Kelimesi ve Anadolu
  => Simone de Beauvoir: Abjeksiyon ve Eros Etiği
  => Toplumsal Cinsiyet Düzenlemeleri
  => Psikanalitik ve Post-Yapısalcı Feminizm ve Deleuze
  => Tarihsel Bir Perspektif Üzerinden İroni Tür ve Tekniklerinin Gelişimi ve Bazı Uygulama Örnekleri Tarihi Gelişim
  => İroni ve Melankoli*
  => İroni, Nostalji ve Postmodern
  => “Daha İyi Anlamak İçin Daha Fazla Açıklamak” İsteyen Bir Yorumbilimci: Paul Ricœur
  => Kendi (Paul Ricœur Üstüne)
  => Sersemleşme Okulu
  => Osmanlı ve Avrupa Arasındaki Karşılıklı Etkileşimde Etnomaskeleme
  => Antik Yunan Tragedyasının Metafiziği
  => Sonbahar Mitosu: Tragedya*
  => Ayrışma, Çatışma ve Fanatizm
  => Fanatizm İlkelliktir
  => Tuhaf Bir Çocuk
  => Huzursuz
  => Benjamin’in Mistisizmine “Üç Yönlü Yol”
  => Renan, Irk ve Millet
  => Varlık, Benlik, Hatırlayış ve Unutuş Üzerine
  => Hangi Kilidin, Hangi Anahtarı?
  => Romanda Tarih
  => Bugün Psikanalizi Tartışmak
  => Kültürde Bakış
  => 1930 Goethe Ödülü Dolayısıyla Frankfurt Goethe Evi’nde Konuşma
  => Jacques Derrida ve Konukseverlik Sorusu
  => Metafiziğin Kalesi Hakkında Düşünmek
  => Hakların İadesi
  => Modern Etiğin İki Temel Direği Agnes Heller
  => Ezoterizme Genel Bir Giriş
  => Turnanın Semahı, Ezoterizmin Zamanı: Bektaşi ve Alevi Zaman Kavrayışla
  => Yeni sayfanın başlığı
  => Ulus-Ötesinden Hukuka Bakmak: Jürgen Habermas
  => Yeni Perspektifler Gerçeğin Çölüne Hoşgeldiniz
  => Orlan: Kırılan Ten Kubilay Akman
  => Pusudaki Ten, Vice Versa
  => Cimri ve Çöp Arasındaki Güçlü İlişki Üzerine
  => Demokrasi Kavramı Üzerine Hayli Spekülatif Bir İrdeleme
  => Benim Çöp Bayramım
  => Kamu Yeniden Kurulurken Kadınlara Ne Olacak?
  => Sonsuzluğun Sınırında: Immanuel Kant
  => Kant ve Üniversite İdeası
  => İki Yüzüncü Ölüm Yıldönümünde: Immanuel Kant ve Kantçılık
  => Kant ve Yeni Kantçılık
  => Otuz Beşinci Gece: Ruh, Can, Hayat, Ölüm, Akıl ve Öte Dünya Üzerine1
  => Ölüm Üzerine Tıbbi Çeşitlemeler
  => Ölüme Karşı Ölüm
  => Avrupa İçin Yeni Bir Ethos Üzerine Düşünceler
  => Avrupa ve Ötekileri
  => Sûfî Şiirinin Poetikası
  => Byron ve Romantiklik
  => Kötülük Toplumu ve Biçimin Muhalefeti
  => Balkanlar: Metaforların Çarpıştığı Bir Savaş Alanı
  => Badiou: Etik Üzerine
  => “Semen est Sanguis" Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Kan
  => Âdet Kanaması Tecrübesi: Sınırlar ve Ufuklar
  => Said ve Saidciler ya da Üçüncü Dünya Entelektüel Terörizmi
  => Kültür Endüstrisini Yeniden Düşünürken
  => Adorno ve Tanrının Adı
  => Kant, Adorno ve Estetiğin Toplumsal Geçişsizliği
  => Adorno ve Berg
  => İbn Battûta Seyahatnamesi
  => Irak Savaşı ve Sivil Etkinlikler
  => Yamalı Çelişkiler Semti: Saraybosna'dan Yenibosna'ya
  => Halkla Birlikte Bir Çağdaş Kent Söylemi Üzerine
  => Yeni Dünya Düzeninin Sonu?
  => Selçuklular Anadolu’da
  => Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubâd Dönemine (1220-1237) Bir Bakış
  => 13. Yüzyılın Başında Anadolu’da Ticaret
  => Selçuklular Döneminde Anadolu’da Felsefe ve Bilim (Bir Giriş)
  => Nietzsche ve ‘Akla’ İsyan
  => Bizans Manastır Sistemine Giriş
  => Öğrenci Radikalizmi Üzerine Düşünceler
  => 1968’i Yargılamak ya da 68 Kuşağına Mersiye
  => “Gelecekte İnsanlara Çok Güzel Görüneceğiz”
  => Nevroz, Psikoz ve Sapkınlık
  => Üniversitede Psikanaliz Öğretmeli miyiz? Sigmund Freud
  => Psikanalist Kimdir?
  => Nerelisiniz?
  => Irak’a Kant Çıkarması
  => Bizans Şaşırtıyor
  => 12 eylül dosyası
  => FETHİ NACİ: Cesur, Gerçekçi Ve Halkçı... İzzet Harun Akçay
  => SON OKUDUKLARIM- İzzet Harun Akçay
  => Sabahın yalnız kuşları-İzzet Harun Akçay
  => Bir Portre - Cahit Sıtkı TARANCI - Şükran KURDAKUL
  => ŞİİR NEDİR? Cahit Sıtkı TARANCI
  => Afşar TİMUÇİN - Şair Duyarlığı
  => Ahmet KÖKLÜGİLLER - Karacaoğlan'ın Yaşamı ve Şiirleri
  => Atilla ÖZKIRIMLI - Dadaloğlu ve Çevresi
  => Aysıt TANSEL - Metin Eloğlu
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
NÂZIM HİKMET ŞİİRİNİN SİYASİ ETKİLERİ

HAYDAR ERGÜLEN

 NÂZIM HİKMET ŞİİRİNİN SİYASİ ETKİLERİ

 Attila İlhan, “Hangi...?” sorusuyla başlattığı kitap dizisini (“Hangi Seks ?”, “Hangi Batı ?”, “Hangi Sol ?”) önemli bir boşluk bırakarak ‘tamamladı’. Tam sayısını hatırlamıyorum bu dizideki kitapların ama, sanıyorum bir 7-8 civarında olmalı. Siyasi, fikri konuların dışında, edebi mes’elelere girmedi bu kitaplarda. Önemli dediğim boşluk da, bu dizide edebiyat ya da şiirle ilgili her’hangi’ bir kitabın olmayışıydı. Olsaydı, yapabilseydi, bir okuru, şiir de yazan bir okuru olarak “Hangi Nâzım ?” sorusunu sormasını beklerdim Attila İlhan’ın.

“Hangi Nâzım ?” ya da “Hangi Nâzım Hikmet ?” sorusunu Attila İlhan sormasa da, Nâzım Hikmet 80 yıldır, neredeyse cumhuriyetle yaşıt bir soru ve sorun olarak hepimizi meşgul etti, etmeyi de sürdürüyor. Bu meşguliyeti ve daha fazlasını hak ettiğini söylemeye ise gerek yok. Önce devleti meşgul etti, adliyesi, zabıtası, kolluk güçleri, meclisi, hükümetleri, askeri ve mülki erkanıyla. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, belirttiğim gibi, neredeyse kurulduğu günden itibaren, dönem dönem azalıp çoğalan oranlarda, her zaman en önemli meşguliyet konularından biri oldu. ‘Görece’ özgürlüğüne 1960’lı yıllarda kavuştuğu söylenebilir, görece diyorum, çünkü bu ‘özgürlük’ bile onun memleketinden uzak ve memleket hasretiyle üzgün bir biçimde hayata veda etmesini önlemeye yetmedi. O yıllardan başlayarak muhafazakar sağ cenahta yine ‘görece’ bir ‘yumuşama’ oldu. Nâzım Hikmet’in memleket ve aşk hususundaki şiirlerinin güzel olduğundan dem vurmaya başlayan söz konusu cenah, yine de onun ‘Komünist’ olmasını affetmedi. Memleketin toprağından ve denizinden ayağını kesmek zorunda bırakıldığı günden itibaren yazdığı şiirlerin, bu toprakların havasından, suyundan, kokusundan uzak ve mensubu olduğu kampın liderlerine yaranmak maksadıyla kaleme aldığı ‘ideolojik’ şiirler olduğu fikrinde ısrar edildi. İyi de ısrar sahiplerinin unuttuğu bir şey yok muydu? Nâzım Hikmet memleket hasretini en yakıcı biçimde duyuran ve Anadolu’nun ruhuyla dolu şiirlerini de yad ellerde yazmamış mıydı zaten? Pek çok konuda olduğu gibi şiir ve edebiyat alanında da, şairlere ve yazarlara yalnızca bulunduğumuz ‘zaviye’den bakmak, kendimizi bir türlü ‘Öteki’nin yerine koyamamak gibi, bir haslet sahibiyiz. ‘Hoşgörü’ kavramını bile çileden çıkartacak derecede farklılaştırıp, meşrebimize uygun bir dönüşüme uğratmakta sanırım üstümüze yoktur. Sağ ya da sol cenah diyelim kabaca, her iki taraf için de geçerlidir bu ‘yoksaymacı’, asıl niteliği “gözden kaçırıcı’ sözümona ‘hoşgörü’ anlayışı. Bir taraf Nâzım Hikmet’i ‘ideolojik’ olmayan şiirleriyle ‘zoraki’ severken, diğer taraf da sözgelimi Sezai Karakoç’un ilk dönemine, “Körfez” ve “Şahdamar” kitaplarındaki şiirlere bayılırken, sonraki dönemlerini fazla ‘İslami’ yönelimli bularak, bir anlamda reddetmiş olmaz mı ? Şairleri, hele Nâzım Hikmet, Sezai Karakoç gibi dünya görüşlerine ve inançlarına ‘gönülden bağlı’ ve yaşama sebeplerini de neredeyse buna bağlayan şairleri, ‘yapıştırma’ bir hoşgörüyle seveceğiz diye, onları düşüncelerinden ve inançlarından yalıtılmış biçimde okumaya çalışmak bu büyük şairlere ve büyük yapıtlarına yapılmış büyük bir haksızlık sayılmaz mı ? Bence her ikisi de artık dünyada ve şiir dünyamızda neredeyse örneği, benzeri kalmamış, düşüncesiyle ve inancıyla şiirini bitiştiren ‘fedai şair’ler arasında tartışılmaz öneme sahip büyük şairlerimizdir. Biri bütün ömrünü verdiği “Komünist Ütopya” doğrultusunda her türlü zorluğa katlanan, diğeri de şiirinin, kendi geliştirdiği “Diriliş Düşüncesi”nin bir ürünü olduğunu yazıları ve çıkardığı dergilerle de cesurca beyan eden, iki büyük ‘jest’ sahibi şairdir.

Nâzım Hikmet’in etkisini siyasi planda değerlendirmeyi biraz daha sürdürelim: ‘Sol’ ve ‘İslami’ kesimlerin şiir ve edebiyat kavrayışlarında, isimleri ve yapıtları değerlendirmelerinde, diğer kesimlere göre biraz daha fazla olan bir ‘hakkaniyet’ten söz edebiliriz sanıyorum. Karşılıklı cepheler halinde, ikiye ayırarak, bölerek adlandırma yapmak istemiyorum, bu benim hem dünyayı ve memleketi algılayışıma, hem de şiire ve edebiyata bakışıma ters düşer. Ben, dediğim gibi, ‘zoraki bir hoşgörü’ doğrultusunda gönülsüzce kabullenmekten değil, ‘olduğu gibi’ sevmekten yanayım. Bir şairi, dünya görüşünü, inancını ayrı tutarak sevmenin başta şiirine haksızlık olduğuna inanırım. ‘Gerçek aşk’tan yanayım bu hususta, yani tüm kusurları, zaafları, eksiklikleri, fazlalıkları, erdemleri ve niteliklerini bilerek, kabul ederek sevmekten yanayım. Bu elbette o şairin dünya görüşünü ve inancını paylaşacağım anlamına gelmez. Esas olan anlamaktır. Anlarız ama paylaşmayız ki anlamadan paylaşmaya yeğ tutarım bunu.

Uzatmayalım, 1990’lardan sonra Nâzım Hikmet’le ilgili hiç beklenmedik bir gelişme oldu. Eskiden beri Türkçü-Milliyetçi kanat tarafından ‘vatan haini’ ödülüyle onurlandırılan Nâzım Hikmet, ne oldu nasıl olduysa, birdenbire ‘Başbuğ’ Türkeş tarafından neredeyse ‘milli şair’ mertebesine yükseltildi. “Ben tepeden tırnağa Türk şairi Nâzım Hikmet” dizesinin farkına varmış olabilir büyük ihtimalle, Nâzım Hikmet’in “Davet”ine de bu sebeple uymuş olabilir. Sanıyorum bir parti kongresinde okudu ‘Başbuğ’ bu şiiri, kendi yandaşlarını bile şaşırtarak. Ne de olsa gün ‘birlik beraberlik günü’ydü, Türkiye’nin bir halklar, diller, dinler, kültürler ve renkler coğrafyası olduğunu söyleyenlere karşı bir yandan da “ne mozayiği ulan !” demeyi ihmal etmeden “Davet” şiirini okuyan ‘Başbuğ’, bilmiyorum o konuşmasında şiirin tamamını okumuş muydu? Tamam “Dört nala gelip uzak Asya’dan/Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan/bu memleket bizim”di ama, “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ve bir orman gibi kardeşcesine” ,bu hasret de bizimdi, “Yok edin insanın insana kulluğunu” dizesi de aynı şiirin içinde yer alıyordu ve sınırsız, sınıfsız bir toplumun özlemini yansıtıyordu. Şaşırmamak elde değildi, elbet şaşırdık, zaten bir varoluş sebebi olarak da her zaman ‘hayret makamı’ndaydık, fakat bunun onunla ilgisi yoktu, adeta bir ‘şok’ yaşadık, ki ‘şok’un şiirde karşılığını aramayın, bulamazsınız, anlamakta hayli zorlandık. ‘Ezel ebed devlet’ düsturunun sınırları Nâzım Hikmet’i de kapsayacak şekilde genişliyor muydu ne? Rasyonel akıl bir anlamda ‘devletli’leri de etkilemeye başlamıştı anlaşılan, ‘Yenemiyorsan, yok edemiyorsan, yararlanmaya çalış !’ kabilinden kullanışlı bir akıl olduğunun farkına varmıştı belki de iktidarın görünür ve gizli sahipleri. Böylece Nâzım Hikmet, ‘milliyetçi bir tasavvur’un da, hiç olmazsa, Türklüğüyle, memleketçiliğiyle yararlanabileceği, ‘ne de olsa bu toprakların çocuğu’, ‘bu memleketin evladı’ figürü olarak, ölümünden yıllar sonra ‘içimizden biri’ olmaya başlıyordu. Nâzım Hikmet elbette bütün bir cumhuriyet dönemi şiirini, o ‘müesses nizam’ı kökünden sarsacak, yıkacak güç ve kudrette bir şiir yazdı, öncü yeniliklerin, devrimci atılımların şiirdeki tartışmasız adı oldu. Bir cumhuriyet kurulurken, cumhuriyet şiirini belirleyecek bir ismin de aynı zamanda çıkması şüphesiz yeterince şaşırtıcıydı, ama daha da şaşırtıcı olan, onu ‘vatan haini’ ilan edenlerin bu apansız, beklenmedik ilgisiydi biraz da.

“Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala” dizesinden mülhem “Nâzım Hikmet şaşırtmaya devam ediyor hala” demek için de çok sebebimiz var hala. 83 yıllık cumhuriyetin siyasi tarihinde ‘ezici’ çoğunlukta olumsuz bir etki bırakan Nâzım Hikmet’in son yıllarda başına gelenlerse hepimizin malumu olsa gerek. Şimdi de Irak savaşının, daha doğrusu Amerikan işgalinin sonucunda bölgenin parçalanıp dağıtılıp yeniden Batılı güçlerin emperyal iştahları ve şehvetleri doğrultusunda ‘kurulması’na tanık oluyoruz. İşgalin etkisiyle özellikle Türkiye’de bir ‘antiemperyalist dalga’nın yükselişine de tanık oluyoruz. İçinde muhtelif grupların, neredeyse birbirlerine taban tabana zıt siyasetlerin yer aldığı bu ‘antiemperyalist cephe’ diyelim, bir yandan artan milliyetçiliği körüklerken, bir yandan da ‘nevi şahsına münhasir’ özellikleriyle de ilgi toplamaya ve saflarını güçlendirmeye devam ediyor. ‘Nevi şahsına münhasir’ dedim, çünkü ayakları yerden kesik bir ‘antiemperyalizm’ versiyonuyla karşı karşıyayız. Oysa ‘antiemperyalizm’ tek başına değil, ancak antifaşist, antimilitarist, antikapitalist ve antiracist(ırkçılık karşıtı) argümanları da olduğu, bunlarla birlikte yürüdüğü ölçüde anlamlı ve gerçekten adına yakışır bir karşıduruş olabilir. Bunlar olmayınca da ‘dış’tan çok, hayali ve yaratılmış ‘iç düşman’lara karşı yürütülen bir ‘milli mutabakat’ hareketinden öteye geçemez. ‘Milli mutabakat’ söz konusu olduğu zamansa ülkenin aydınlarının, muhaliflerinin başına neler geldiğini gayet iyi biliriz. İyi de Nâzım Hikmet’in bu işlerle ilgisi ne? Söz konusu hareketin bir anlamda bayraktarlığını yapan ve ‘utangaç milliyetçi’ler olarak niteleyebileceğimiz Ulusalcılar ve Kemalistler de Nâzım Hikmet’in ‘Komünist’ oluşunu ihmal ederek (ki inkar etmek de sayılır bu), elbette bilerek ve kasıtlı bir biçimde, yalnızca Ulusal Kurtuluş Savaşı’na ilişkin yazdığı şiirleri, “Kuvay-ı Milliye Destanı”nda topladığı şiirlerini amaçlarına hizmet etmesi bakımından kullanmaya, öne çıkarmaya başladılar. Geldiğimiz son nokta işte burasıdır: ‘Komünist’ Nâzım Hikmet, sonunda “Şu Çılgın Türkler”den birisi olarak, eh Nâzım Hikmet’e de ‘çılgın Türk’ olmak yakışırdı ancak, kuvvacı, ‘milli’ şairimiz oldu ! Turgut Uyar söylemişti, “ne denmelidir bilemiyorum”. Ben de.

Sanırım bu bahsi şöyle bir sonuçla bitirmek en doğrusu: Nâzım Hikmet şiirleriyle, birbirlerinden çok farklı siyasi hareketlerin de kullanabileceği, yararlanabileceği bir şair haline geldi, getirildi. Türkiye’nin ana siyasi eğilimlerini, ihtiyaç hasıl olduğunda, yani ‘görünüşte’ etkileyerek, bir anlamda ‘dört eğilim’in de ‘sahte ilgisi’ne mazhar oldu sonunda. Bunda müthiş bir fırsatçılık, özellikle 80 sonrası yoğunlaşan bir rant kaygısı görüyorum. Ve doğrusu hem hayranlık derecesinde seven bir okuru, hem de ‘meslek erbabı’ndan olmamız hasebiyle bundan tarifsiz üzüntü duyduğumu söylemek istiyorum. Şiirlerin ‘reklam’ amacıyla kullanılması görülmedik işlerden değildir. Daha yakınlarda Turgut Uyar ve Metin Altıok gibi çok sevdiğim iki şairin ‘yol’ ve ‘yolculuk’la ilgili şiirlerinin, bir otomobil firmasının radyo reklamlarında kullanıldığını duyunca hem çok şaşırmış ve kırılmış, hem de dünyanın yaya bıraktığı bu iki şairimizin ruhlarının bundan muazzep olacağını düşünmüştüm. Elbette şairlerin de siyasal tercihleri vardır, hele Nâzım Hikmet gibi siyasi görüşüyle de ‘tescilli’ bir şair ideolojisi doğrultusunda propaganda şiirleri olarak adlandırılabilecek şiirler de yazmıştır. Buna hiçbir itirazım olamaz. Ama bir şair siyasal propaganda amacıyla kullanılacaksa, şiirleri yüksek sesle, meydanlarda, mitinglerde, toplantılarda okunacaksa, bunun yeri de siyaseten yakınlık duyduğu siyasi hareketlerin toplantılarıdır. Artık aramızda olmayan bir şairi, düşüncesi, dünya görüşü, inancı ve arzusu hilafına, bir yönüyle öne çıkarıp kendi amaçlarımız paralelinde kullanmak, edebi olmayı geçtim ahlaki olarak da bağışlanmaz bir zaaf, bir fırsatçılık ve rant girişiminden başka bir şey değildir. Hele o şairin şiirlerine itibar ettiğini ‘gösteren’ çeşitli koalisyon ve tek parti hükümetleri hala iade-i itibar girişiminde bulunmaktan ‘şiddetle’ kaçınıyorlarsa ! Unutmayalım ki, Anadolu’da bir köy mezarlığına gömülmek isteyen, hani başında bir de çınar ağacı olursa fena olmayacağını belirten şairin mezarı, hasretini çektiği memleketinden hala çok uzakta. Bu hasret de bizim!

İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 644837 ziyaretçi (1184404 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol