edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  => Attila İlhan Şiiri-DoDoç.Dr. Yakup ÇELİK
  => Bunalım Edebiyatı ve Modernizmin Sorunları-Svetlana Uturgauri
  => Karagöz'e Ezgi-Satı Erişen
  => Orta Oyunu Eksikliği-Nihal Türkmen
  => Orta Oyunu ve Karagöz-Nihal Türkmen
  => Dilin Yapısı ve Toplumun Yapısı-Emile Benveniste
  => Türkçe Metinlerde Bağdaşıklık ve Tutarlılık-İrem Onursal
  => Asansörle Yükseltilmek İstenen Çukurlar-Can Yücel
  => KÜLTÜR VE ÖTESİ-Cemil MERİÇ
  => Türkoloji-Cemil MERİÇ
  => Tevfik Fikret ve Batı Retoriği-Rıza Filizok
  => Estetik tarihimize bir bakış-Arslan Kaynardağ
  => MÜRSEL MECAZ-Rıza FİLİZOK
  => Başlıca Dil Bilimi Akımları-Prof.Dr. Rıza FİLİZOK
  => ZİYA OSMAN SABA’NIN NEFES ALMAK ADLI ŞİİR KİTABINDA -Yrd. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => HİKAYE VE ROMANDA “ANLATICI”YA GÖRE METİN TİPLERİ, - Yard. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => GÖSTERGEBİLİM-Yard. Doç. Dr. Mustafa Ö Z S A R I
  => TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME VE KÜLTÜREL FARKLILIKLAR ÇERÇEVESİNDE ULUSAL KÜLTÜR-Prof. Dr. Emre Kongar
  => TÜRKİYE'NİN KÜLTÜREL ÖZ-ANLAYIŞI: AVRUPA BİRLİĞİ İÇİN BİR ZENGİNLİK-Emre Kongar
  => BARIŞ KÜLTÜRÜ VE DEMOKRASİ-EMRE KONGAR
  => GOP NEYİ AMAÇLIYOR, NEYİ GERÇEKLEŞTİREBİLİR-EMRE KONGAR
  => YENİ EMPERYALİZM, HUNTINGTON VE ELEŞTİRİSİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME BAĞLAMINDA TÜRKİYE-Emre KONGAR
  => DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ SORUNLARI-Emre Kongar
  => AVRUPA BİRLİĞİ'NE "ONURLU VE BAŞI DİK" GİRİŞ NE DEMEK-Emre Kongar
  => TOPLUMSAL VE SİYASAL GELİŞMEMİZİ ETKİLEYEN MARKALAR-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME, MİKRO MİLLİYETÇİLİK, ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK, ANAYASAL VATANDAŞLIK-Emre KONGAR
  => NİYAZİ BERKES'DE ÇAĞDAŞLAŞMA KAVRAMI-Emre KONGAR
  => KEMAL TAHİR-Hilm Yavuz
  => OYUNLARIM ÜSTÜNE-Nazım Hikmet
  => OYUN YAZARI OLARAK-Ataol Behramoğlu
  => POPÜLER EDEBİYAT- M. Orhan OKAY
  => HER SÖZ BİR ŞEY SÖYLER-Feyza HEPÇİLİGİRLER
  => Tiyatronun Kökeni, Ritüel ve Mitoslar
  => ROMANDA KURMACA VE GERÇEKLİK
  => Fuzûlî’nin Hikaye-i Leylâ ve Mecnun’u
  => SEZAİ KARAKOÇ ve HİS “;KAR ŞİİRİ”;-Selami Ece
  => İSTANBUL’UN AHMED MİDHAT EFENDİNİN ROMANLARINA TESİRİ
  => AHMET MİDHAT’A ATFEDİLEN BİR ESER: “HÜKM-İ DİL” VE MANASTIRLI MEHMET RIFAT
  => CEZMİ ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER
  => "EDEBİYATEĞİTİMİ"NDE "EDEBÎ METİN"İN YERİ VE ANLAMI
  => Mustafa Kutlu ve Rüzgârlı Pazar
  => BİR BİLİM ADAMININ ROMANI” ÜZERİNE GEÇİKMİŞ BİR TAHLİL
  => ÖLÜMÜNÜN 50. YIL DÖNÜMÜNDE
  => “MİT”TEN “MODERN HİKÂYE” “HİKÂYE”NİN SERGÜZEŞTİ
  => EDEBİYAT DİLİ/EDEBÎ DİL
  => BİR NESLİN VEYA BİR ŞAİRİN ROMANI: MÂİ VE SİYAH
  => İSTİKLÂL MARŞI’NIN TAHLİLİ
  => CAHİT KÜLEBİ
  => TEVFİK FİKRET’İN ŞİİRLERİNDE TRAJİK DURUM
  => MEHMED RAUF’UN ANILARI yahut EDEBÎ HATIRALARIN YAYIMI ÜZERİNE BİR DENEME
  => MEÇHUL BİR AŞKIN SON NAĞMELERİ: TEVFİK FİKRET’İN “TESADÜF” ŞİİRLERİ / YARD. DOÇ. DR. NURİ SAĞLAM
  => Tarihsel Romanın Eğitimsel İşlevi
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ1
  => Tanzimat Dönemi Oyun Yazarliginda Batililasma
  => SİNEMA VE EDEBİYAT TÜRLERİ
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ, ESTETİK BİR HAZZIN EDİNİMİ
  => EDEBÎ TENKİT
  => ADALET AĞAOĞLU’NUN DAR ZAMANLAR ÜÇLEMESİNDE KİMLİK SORUNU
  => Halit Ziya ve Mehmet Rauf'un hayatları ile romanları
  => YAZIN VE GERÇEKLİK
  => MİLLÎ EDEBİYAT
  => HECE-ARUZ TARTIŞMASI/ Arş.Gör.Oğuzhan
  => AHMET HAŞİM’İN ŞİİRLERİNDE ATEŞİN DİLİ / ARŞ. GÖR. VEYSEL ŞAHİN
  => ROMAN TEKNİĞİ BAKIMINDAN YABAN
  => TANZİMATTAN GÜNÜMÜZE COCUK EDEBİYATI
  => KADIN VE EDEBİYAT
  => Şiirin Temel Özellikleri-Christopher Caudwell
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ: HERMENEUTİK BİR YAKLAŞIM Vefa TAŞDELEN
  => VOLTAİRE VE ROUSSEAU ETRAFINDA AYDINLANMA ÇAĞI FRANSIZ YAZINI
  => TÜRKİYE’DE ULUSAL KÜLTÜR TARTIŞMALARI BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ UYGARLIK SORUNU
  => EDEBİYATIN DİLİ ÜZERİNE
  => TARİHİN SINIFLANDIRILMASI
  => Türk Milletini Uyandıran Adam: Attila İlhan
  => EDEBİYAT DERSLERİNİN İÇERİĞİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ KONUSUNDA
  => "Yalancı şöhretlerin Gerçek Yüzünü Ortaya Koydum"-Hilmi Yavuz
  => AVRUPA BİRLİĞİNİ YARATAN NEDENLER VE TÜRKİYE Metin AYDOĞAN
  => DİVAN ŞİİRİYLE HALK ŞİİRİNDE ORTAK BİR SÖYLEYİŞ BİÇİMİ
  => divan şiirindeki sevgili tipini alaya alan bir roman
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ
  => BAĞLANMA VE ÇELİŞKİ
  => Antik Çağ’da Tarih Yazmak
  => TARİHÎ ROMANDA POST-MODERN ARAYIŞLAR
  => Kültürel Batılılaşma
  => GARPÇILAR VE GARPÇILAR ARASINDAKİ FİKİR AYRILIKLARI
  => Harf Devrimi Üzerine Yeniden Düşünmek
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİNDE WALDMANN MODELİ
  => KEMÂL AHMED DEDE VE TERCÜME-İ MENÂKIB-IMEVLÂNÂ’SI
  => TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ İÇERİSİNDE URDUCA
  => Avrupalılaşmak mı, Avrupalılaştırmak mı?CEMİL MERİÇ
  => ŞAİRANE BİR ÇEVİRİ yahut TOPLUMBİLİMİN SERÜVENLERİ Cemil MERİÇ
  => 47 LİLER YAHUT BİR ROMANIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  => ZAMAN, ZAMAN – I TERAKKİ Cemil Meriç,
  => Kırk Ambar (Cilt1)
  => KADIN RUHU, Cemil Meriç
  => Umrandan Uygarlığa-C.Meriç
  => Balzac’tan önce modern roman-Cemil Meriç
  => ARİSTARK’LA ZOİL-c.meriç
  => ELİNDE CENNET AÇAN ZEND AVESTA- c.meriç
  => SELEFÎLİK–SÛFÎLİK VE ÂKİF-SÜLEYMAN ULUDAĞ
  => Mehmet Âkif- Mâhir İz’e Yazdığı Mektuplar
  => DİDO SOTİRİYU’NUN ROMANI GİBİ BİR ROMANIMIZIN OLMAYIŞI
  => HİLMİ YAVUZ’UN DENEMECİLİĞİ
  => İRONİ KAVRAMI, GERÇEKÜSTÜCÜLÜK VE ERCÜMEND BEHZAD LAV ŞİİRİ ÜZERİNE
  => OKUNAMAYAN ROMANLAR
  => Gelenekçilik Geleneğe Dahil Değil
  => Türk Tiyatrosunda İronik Söz, İronisiz Metin
  => Postmodernist İroni
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNİN SİYASİ ETKİLERİ
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNDE SİNEMASAL ÖĞELER
  => Savaş
  => Newton, Goethe ve Sosyal Bilimler
  => Bir Afyon (!) Olarak Diktatörlükten Demokrasiye Futbol
  => Adorno Yüz Yaşında
  => Theodor Adorno: Kültür Endüstrisini Yeniden Düsünürken
  => ADORNO'NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => ADORNO’NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => Frankfurt Okulu
  => TARİHİ MADDECİLİK VE KAPİTALİZM - ÖNCESİ TOPLUMLARASYA TOPLUMU - FEODALİTE Asaf Savaş AKAT
  => POSTMODERNİZM GEÇ KAPİTALİZMİN KÜLTÜREL MANTIĞI
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 2
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 3
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco 2
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak 2
  => Türkoloji Araştırmaları Makaleler Veritabanı
  => Yeni Makaleler
  => Türkoloji Araştırmaları Dergisi
  => Türkoloji Makaleleri
  => ŞAİR DUYARLILIĞI Afşar TİMUÇİN
  => Yazılar.....
  => SEÇME YAZILAR
  => EDEBİYAT Tez / Makale / Kitap ara
  => Orhan Pamuk: Babamın bavulu Nobel konuşması
  => PiVOLKA'da Çıkan Yazılar
  => Amin Maalouf Üstüne
  => Öykünün Yüzyılı /Feridun ANDAÇ
  => Cumhuriyet Dönemi Türk Felsefesinde Bir Hareket Noktası Olarak Teoman Duralı-oktay taftalı
  => Sofist Bilgeliğin "Empirist" Dayanakları Üzerine 0.TAFTALI
  => Birlik ve Liderlik Hayalleri O.TAFTALI
  => Eğitilemeyen Bir Varlık Olarak İnsan O.TAFTALI
  => Çağdaş Bir Tarım Toplumuna Doğru O.TAFTALI
  => Sosyo-Politik Bağlamda Bir Dekadans Olarak Bilgi Toplumu O.TAFTALI
  => Aşkla Varolan Hayatlar O.TAFTALI
  => Batı Medeniyetinin Mutsuz Çocuğu Entelektüel O.TAFTALI
  => Nihat Genç Yazıları
  => Batılı Tarih Bilimi ve Tarihin Mantığı
  => Bir Hayat Alanı Olarak Aile O.TAFTALI
  => Bir Savaşın Kavramları Üzerine
  => Çalışma ve Erdem Kavramları Arasındaki İlgi Üzerine O.TAFTALI
  => Değer Üreten Hayatlar
  => Doğu'nun Hayal Ülkesi O.TAFTALI
  => Dostlukla Yükselen Hayatlar O.TAFTALI
  => Şiirimizin Hazin Sonu O. TAFTALI
  => Soğuk ve Sıcak Hayatlar OKTAY TAFTALI
  => Yalanın Fenomenolojisi O. TAFTALI
  => Günümüzde Medya Kılavuzluğu - Günümüzde Medya Kılavuzluğu
  => Ermeni Meselesinin Kökenini Batının Irkçılığında Aramak Lazım Prof. Dr. Türkkaya Ataöv
  => Osmanlı’dan Lozan’a Musul-Kerkük
  => “Sözümü Tutamadım, Artık Yaşayamam” Turhan Feyizoğlu
  => Gerilla Mustafa Kemal ve Türk Yurtsever Kurtuluş Hareketi Turhan Feyizoğlu"
  => SİYASİ TARİH YAZILARI -YEREL TARİH YAZILARI
  => Yazarlar - yazılar
  => TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKÂRLIĞIN DÜŞÜNSEL - SİYASAL TEMELLERİ
  => yazılar 1
  => yazılar2
  => türk dünyası
  => Derin devlet
  => YAZILAR,
  => SOSYOLOJİ.
  => YAZILAR,,.
  => TANZİMAT DÖNEMİ
  => İdealizm-Realizm
  => Cemil Meriç..
  => ilhan berk
  => NİYAZİ BERKES’İN TÜRK KİTLE İLETİŞİM TARİHİNE KATKILARI
  => yazılar.
  => yazılar..
  => yazılar,
  => yazılar,,
  => yazılar.,
  => YAZILAR.
  => YAZILAR..
  => YAZILAR-
  => YAZILAR-,
  => yazılar.1
  => y.1
  => y.2
  => y.3
  => y.4
  => y.5
  => y.6
  => y.7
  => y.8
  => y.9
  => y.10
  => y.11
  => y.12
  => y.13
  => y.14
  => y.15
  => y.16
  => y.17
  => y.18
  => y.19
  => y.20
  => y.21
  => y.22
  => y.23
  => y.24
  => y.25
  => y.30
  => y.31
  => y.32
  => y.33
  => y.34
  => y.35
  => y.36
  => y.37
  => y,38
  => y.39
  => y.40
  => y.41
  => y.42
  => y.43
  => y.44
  => y.45
  => y.46
  => y.47
  => İnsan-Mekan İlişkileri
  => SANAT VE ELEŞTİRİ
  => Türkiye’de olumsuz Pierre Loti eleştirileri
  => TÜRKiYE’DE MODERN EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ
  => ATATÜRK,
  => MAKALELER:
  => MAKALELER,
  => yz
  => yz1
  => yz2
  => yz3
  => yz4
  => yz5
  => yz6
  => yz7
  => yz8
  => FRIEDRICH NIETZSCHE’NİN TARİH ANLAYIŞI
  => Edebiyat Nedir?
  => YM1
  => YM2
  => YM3
  => YM4
  => YM7
  => YM8
  => YM9
  => İbn Battûta’da “Ahı” Kelimesi ve Anadolu
  => Simone de Beauvoir: Abjeksiyon ve Eros Etiği
  => Toplumsal Cinsiyet Düzenlemeleri
  => Psikanalitik ve Post-Yapısalcı Feminizm ve Deleuze
  => Tarihsel Bir Perspektif Üzerinden İroni Tür ve Tekniklerinin Gelişimi ve Bazı Uygulama Örnekleri Tarihi Gelişim
  => İroni ve Melankoli*
  => İroni, Nostalji ve Postmodern
  => “Daha İyi Anlamak İçin Daha Fazla Açıklamak” İsteyen Bir Yorumbilimci: Paul Ricœur
  => Kendi (Paul Ricœur Üstüne)
  => Sersemleşme Okulu
  => Osmanlı ve Avrupa Arasındaki Karşılıklı Etkileşimde Etnomaskeleme
  => Antik Yunan Tragedyasının Metafiziği
  => Sonbahar Mitosu: Tragedya*
  => Ayrışma, Çatışma ve Fanatizm
  => Fanatizm İlkelliktir
  => Tuhaf Bir Çocuk
  => Huzursuz
  => Benjamin’in Mistisizmine “Üç Yönlü Yol”
  => Renan, Irk ve Millet
  => Varlık, Benlik, Hatırlayış ve Unutuş Üzerine
  => Hangi Kilidin, Hangi Anahtarı?
  => Romanda Tarih
  => Bugün Psikanalizi Tartışmak
  => Kültürde Bakış
  => 1930 Goethe Ödülü Dolayısıyla Frankfurt Goethe Evi’nde Konuşma
  => Jacques Derrida ve Konukseverlik Sorusu
  => Metafiziğin Kalesi Hakkında Düşünmek
  => Hakların İadesi
  => Modern Etiğin İki Temel Direği Agnes Heller
  => Ezoterizme Genel Bir Giriş
  => Turnanın Semahı, Ezoterizmin Zamanı: Bektaşi ve Alevi Zaman Kavrayışla
  => Yeni sayfanın başlığı
  => Ulus-Ötesinden Hukuka Bakmak: Jürgen Habermas
  => Yeni Perspektifler Gerçeğin Çölüne Hoşgeldiniz
  => Orlan: Kırılan Ten Kubilay Akman
  => Pusudaki Ten, Vice Versa
  => Cimri ve Çöp Arasındaki Güçlü İlişki Üzerine
  => Demokrasi Kavramı Üzerine Hayli Spekülatif Bir İrdeleme
  => Benim Çöp Bayramım
  => Kamu Yeniden Kurulurken Kadınlara Ne Olacak?
  => Sonsuzluğun Sınırında: Immanuel Kant
  => Kant ve Üniversite İdeası
  => İki Yüzüncü Ölüm Yıldönümünde: Immanuel Kant ve Kantçılık
  => Kant ve Yeni Kantçılık
  => Otuz Beşinci Gece: Ruh, Can, Hayat, Ölüm, Akıl ve Öte Dünya Üzerine1
  => Ölüm Üzerine Tıbbi Çeşitlemeler
  => Ölüme Karşı Ölüm
  => Avrupa İçin Yeni Bir Ethos Üzerine Düşünceler
  => Avrupa ve Ötekileri
  => Sûfî Şiirinin Poetikası
  => Byron ve Romantiklik
  => Kötülük Toplumu ve Biçimin Muhalefeti
  => Balkanlar: Metaforların Çarpıştığı Bir Savaş Alanı
  => Badiou: Etik Üzerine
  => “Semen est Sanguis" Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Kan
  => Âdet Kanaması Tecrübesi: Sınırlar ve Ufuklar
  => Said ve Saidciler ya da Üçüncü Dünya Entelektüel Terörizmi
  => Kültür Endüstrisini Yeniden Düşünürken
  => Adorno ve Tanrının Adı
  => Kant, Adorno ve Estetiğin Toplumsal Geçişsizliği
  => Adorno ve Berg
  => İbn Battûta Seyahatnamesi
  => Irak Savaşı ve Sivil Etkinlikler
  => Yamalı Çelişkiler Semti: Saraybosna'dan Yenibosna'ya
  => Halkla Birlikte Bir Çağdaş Kent Söylemi Üzerine
  => Yeni Dünya Düzeninin Sonu?
  => Selçuklular Anadolu’da
  => Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubâd Dönemine (1220-1237) Bir Bakış
  => 13. Yüzyılın Başında Anadolu’da Ticaret
  => Selçuklular Döneminde Anadolu’da Felsefe ve Bilim (Bir Giriş)
  => Nietzsche ve ‘Akla’ İsyan
  => Bizans Manastır Sistemine Giriş
  => Öğrenci Radikalizmi Üzerine Düşünceler
  => 1968’i Yargılamak ya da 68 Kuşağına Mersiye
  => “Gelecekte İnsanlara Çok Güzel Görüneceğiz”
  => Nevroz, Psikoz ve Sapkınlık
  => Üniversitede Psikanaliz Öğretmeli miyiz? Sigmund Freud
  => Psikanalist Kimdir?
  => Nerelisiniz?
  => Irak’a Kant Çıkarması
  => Bizans Şaşırtıyor
  => 12 eylül dosyası
  => FETHİ NACİ: Cesur, Gerçekçi Ve Halkçı... İzzet Harun Akçay
  => SON OKUDUKLARIM- İzzet Harun Akçay
  => Sabahın yalnız kuşları-İzzet Harun Akçay
  => Bir Portre - Cahit Sıtkı TARANCI - Şükran KURDAKUL
  => ŞİİR NEDİR? Cahit Sıtkı TARANCI
  => Afşar TİMUÇİN - Şair Duyarlığı
  => Ahmet KÖKLÜGİLLER - Karacaoğlan'ın Yaşamı ve Şiirleri
  => Atilla ÖZKIRIMLI - Dadaloğlu ve Çevresi
  => Aysıt TANSEL - Metin Eloğlu
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
NİYAZİ BERKES'DE ÇAĞDAŞLAŞMA KAVRAMI-Emre KONGAR

NİYAZİ BERKES'DE ÇAĞDAŞLAŞMA KAVRAMI

 

 

Prof. Emre KONGAR

 

 

NİYAZİ BERKES SEMPOZYUMU

 

 

Doğu Akdeniz Üniversitesi

Kıbrıs Araştırmaları Merkezi

 

 

Gazimağusa

KKTC

 

 

21-23 Nisan 1999

 

 

 

 

I. GİRİŞ

 

Berkes

Bu amaçla, öğretim üyeliği yapmakta olduğu Kanada'daki McGill Üniversitesi'nden iki yıllık bir izin alır ve bu süre boyunca neredeyse bir ömür boyu yaptığı incelemeleri, "tarihsel olayların nasıl zorunlu olarak Cumhuriyet rejiminin gelişi doğrultusunda aktığının gösterilmesi"ni sağlayacak bir kitaba dönüştürür. (s.9).

Benim, bu yazıda üzerinde duracağım "çağdaşlaşma" kavramını adında da taşıyan "Türkiye'de Çağdaşlaşma" adlı kitap (bu araştırmada kullanılan birinci baskısı, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1973) böylece ortaya çıkar.

Berkes "Önsöz"de bu kitabı yazmak için aldığı iznin, doğrudan doğruya McGill Üniversitesi'nin Cumhuriyet'in ellinci yıl kutlamalarına katkıda bulunması amacıyla verildiğini söylemeyi de unutmaz.

Ben de burada bu vesile ile, Berkes'in Türkiye'nin bilim tarihine böyle değerli bir katkıda bulunmasına destek vermiş olan McGill Üinversitesi'ne teşekkür ediyorum.

Böylece, Türkiye'deki toplumsal ve siyasal bilimcilerin ülkemizin bilimini zenginleştiren böyle değerli bir katkıyı unutmadığını da vurgulamış oluyorum.

Berkes, kitabın yazılmasında özellikle, İ. Hakkı Uzunçarşılı, Halil İnalcık, Şerif Mardin, Tarık Z. Tunaya, Şevket S. Aydemir, Bernard Lewis, Roderic Davison, Stanford Shaw, Ramsauer, Nikki Keddie ve Gotthard Jaeschke'nin araştırmalarından yararlandığını belirtir.(s.9).

Yine aynı Önsöz'de, önce bu kitabın ne olmadığını belirterek konuya girer:

Berkes

Ayrıca "Cumhuriyet'in kuruluşundan sonraki elli yıllık olayların da tarihi değildir".

Bu olumsuz nitelemelerinden sonra, Berkes, kitabı yazma konusunda yukarda belirttiğim amacını şöyle vurgular:

"Tarihsel olaylar, yarım yüzyıl önce kurulmuş olan Cumhuriyet'in gelişinin ön koşulları olarak oynadıkları rol açısından yer almışlardır….Cumhuriyet'in elli yıllık siyasa, ekonomi ve uygarlık olaylarının incelenişinin başlancgıcı bu araştırmanın vardığı son noktadır".

Berkes

"Ayrı aşamaları tartışırken bugün karşılaşılan toplum, devlet ve uygarlık sorunlarının köklerinin sandığımızdan çok derinlerde olduğunu gördükçe devrim kavramımızı yüzey(sel)likten kurtarma zorunluluğunu daha iyi kavrarız. Tarihe başvurma bize ancak bugüne ve yarına daha geniş bir çerçeve içinde bakma olanağını sağlama açısından değerli olabilir".(s.9).

İşte Berkes'in bu kitaptaki temel yaklaşımını anlamak için onun "çağdaşlaşma" kavramına yakından bakmakta yarar vardır.

 

II. BERKES'TE "LAİKLİK"-"SEKÜLERİZM" FARKLILIĞI

Berkes, kitabının genel yaklaşımını açıkladığı, "Giriş" bölümüne "Bu kitabın konusu, Türkiye'nin son iki yüzyıl içindeki yenilenme çabalarının getirdiği aşamaları, din ve dünya işlerini ayırma davasını mihver alarak, çabaların düşün düzeyindeki görünüşlerinin yardımı ile incelenmektedir". (sic.) diyerek başlar.

Hemen ardından da ilave eder:

"Bu din ve dünya işlerini ayırma davası (kitabın son bölümünde görüleceği gibi) Cumhuriyet döneminin layiklik ilkesi ile son görünüşünü almıştır". (sic.) (s.15).

Bu satırlardan, Berkes'in kitabının aslında, "Türkiye'de laikliğin tarihi üzerine bir araştırma" olduğunu anlarız.

Ama Berkes kendisinin "layiklik" biçiminde yazdığı, bugün bizim "laiklik" biçiminde yazdığımız ve telaffuz ettiğimiz bu terimin, Fransızca laicisme kelimesinden gelen bir sözcük olarak, İslam, Osmanlı, Türk din ve siyaset geleneğine yabancı olduğunu düşünür.

1) Berkes'te Laiklik Kavramı.

Berkes'e göre "laiklik" kavramı, "din-devlet ikilemi"ne dayanır. Bu ise esas olarak bir Hırıstiyan kavramıdır.

İslam ve Osmanlı geleneğinde din-devlet ikilemi anlayışı yoktu, din-devlet bileşimi doğal, olağan bir biçim olarak görülürdü. İkisinin birbirinden ayrılması, ya da ikisinin birer kendine buyruk yetkili (authorité) olması gibi bir görüş yer almamıştı.(s.15).

Berkes esas olarak, laiklik teriminin, Hırıstiyanlığın ilk mezhebi olan Katoliklik içinde geliştiğini ve bu nedenle de Osmanlı-Türk toplumuna pek uygun düşmediğini belirtiyor.

Berkes'e göre "(.16).Laicisme sözcüğü Katolik Hırıstiyanlığın yayıldığı halkların dilinde, özellikle Fransızca'da kullanılır ve kökenine bakılırsa ‘halksallaştırma' demektir. Çünkü kaynağı olan eski ve Hırıstiyanlık öncesi Grekçedeki laos (halk), laikos (halksal) sözcükleri Hırıstiyanlık döneminde klericus, yani din adamları (biz bunlara rahipler diyoruz) dışında olan kişiler için kulanıldı. Modern Fransızca'da laicisme din adamlarından, rahiplerden başka kişilere, kurullara, yetkililere, dünya işlerinde, hatta din işlerinde üstün bir yer verme davasıdır".

Berkes, bu terimin kullanılmasının iki farklı ve karşıt nedene dayalı olarak büyük bir karışıklığa yol açtığını söylüyor:

Birinci neden, Berkes'e göre, insanların, laiklik geleneğinin geldiği Hırıstiyanlık'taki din ve devlet ikileminin, İslam geleneğinde de bulunduğu konusundaki yanlış sanısıdır.

İkinci neden daha da ilginçtir:

Berkes, bu kez, İslam geleneğinde, Hırıstiyanlıktaki gibi bir "din-devlet ikilemi" olmadığı için, laiklik davasının İslam toplumları için yersiz ve anlamsız olduğunu sanmanın da yanlış olduğunu söyler.

Yani, Berkes'e göre, İslam dininin geleneği, Hırıstiyanlıktaki "din-devlet ikileminden" farklıdır, böyle bir ikileme sahip değildir; ama buna dayanarak laiklik süreci Müslüman toplumlar için yersiz ve gereksizdir denilemez.. (s.15).

İşte Berkes, bütün bu açıklamaları doğrultusunda, gerek İslamda "din-devlet ikilemi" olmadığından, gerekse, bu ikilem olmadığı ve din devlet bütünlüğü bulunduğu için, din ve devletin birbirinden ayrılması gerekliliği ortaya çıktığı zaman, bu süreç Katolik Hırıstiyanlıktaki "laiklik" ile anlatılmak istendiğinde, tarihsel benzemezliklerden dolayı pek çok sorunun ortaya çıktığını düşünür ve "çağdaşlaşma" sürecini anlatırken "laiklik" kavramını kullanmak istemez.

2) Berkes'de Sekülerizm Kavramı.

"Laiklik" sözcüğünü Omanlı-Türk siyasal ve toplumsal değişme sürecinin betimlenmesinde uygun bulmayan Berkes, onun yerine bir başka terimi, "secularism" kelimesini yeğler.

Berkes için, secularism biçiminde kullandığı sözcük, Osmanlı-Türk değişmesini, ya da çağdaşlaşmasını anlatmakta "laiklik" teriminden daha da işlevseldir.

Çünkü Berkes'e göre "secularism" sözcüğü bir yandan tam anlamıyla "çağdaşlaşma" terimine karşılık olurken, öte yandan, dar anlamdaki din-devlet ya da devlet-kilise ayrımı davasından çok daha geniş, "kutsallaşmış gelenek boyunduruğundan kurtulma sorunu"nu ifade eder. (s.16-17)

Berkes, "sekülerizmi" neden "laiklik" yerine tercih ettiğini açıklamaya, sözcüğün etimolojisinden başlar:

"Katolik Hırıstiyanlığın dışındaki Hırıstiyanlığın yayıldığı yerlerde özellikle Protestanlığın etkisi altında olan İngilizce ve Almancada kullanılan terimin kökeni Grekçeden değil, Latinceden gelir. Bu köken de zamanla değişikliğe uğrayarak şimdiki anlamını almıştır. Aslındaki sözcük,

Asrileşmek, ya da muasırlaşmak gibi daha uygun olan terimin yerine (anlamının kötüleştirilmesi yüzünden halkın kulağında olumsuz çağrışımlar yaptığından) büyük çoğunluğun anlamını, kökenini, yazılış biçimini bilmediği

Aslında dikkat edilirse, Berkes'in tanımladığı kavram, doğrudan doğruya "modernlik"tir.

Ama nedense, Berkes, bu terime iltifat etmemiştir.

Oysa bu terim, günümüz toplumsal bilimlerinde, özellikle de "modernleşme kuramı" başlığı altında büyük bir yaygınlık kazanmıştır (Kongar, 1995: 227-248)

Protestan Hırıstiyanlıkta gelişmiş olan sekularizmi, Katolik Hırıstiyanlıkta ortaya çıkmış olan laiklik sözcüğüne tercih eden Berkes, bu tercihinin altında yatan temel etken olarak sekülerizm teriminin, laiklik teriminden daha geniş kapsamlı olduğunu belirtiyor:

"Çünkü bu terimde, laicisme teriminde olandan farklı olarak, kilise ya da kilise adamı, kurul ve kuralları, yetkilileri ile onların dünyasal karşıtlarının (

Protestanlığın "zamana uymakta" Katoliklikten daha esnek olduğunu belirten Berkes, "Asıl sorunun, ‘toplum yaşamının hangi yanları üzerinde gelenek gereklerinin yerine zamanın gerekleri insan davranışlarına yol gösterecektir' davası olduğu burada daha iyi görülür" diyerek, değişme sürecini, bir "sekülerleşme" olarak gördüğünü, bu nedenle de daha dar kapsamlı bulduğu "laiklik" terimini kullanmadığını belirtir.

3) Berkes'te Çağdaşlaşma Kavramı.

Bütün bu açıklamaları yapan Berkes, sekülerleşme ile çağdaşlaşma arasındaki ilişikiyi kesin bir biçimde, "secularism sözcüğü bu çağdaşlaşma sözcüğüne hem anlam, hem köken açısından daha yakındır, hatta onun tam karşılığıdır," diyerek tanımlamıştır. (s.16).

Berkes, din ve devlet ayrımını vurgulayan laiklik kavramından çok daha kapsamlı olduğunu düşündüğü çağdaşlaşma terimi ile ifade ettiği değişme sürecini şöyle tanımlar:

"Değer ölçüleri olmayan hiç bir toplum yoktur; ancak bazı değerler zamanın gereklerine göre değişeceğine, zamanla katılaşma, kireçleşme eğilimi gösterirler. Bu, bize üç şeyi anlatır: toplumun insanları arasında birbirine çok yapışık bir birlik vardır; kişiler değişmez kurallara uyarak yaşamayı çok rahat ve kolay bulurlar; toplumları, yaşlanan kişilerin damarlarının sertleşmesi gibi katılaşmıştır. Kişiler böyle bir durumu çok beğenirler. Ancak değişme zorunluklarının sillesini yemeyen toplum da yoktur. Zamanın yumrukları altında bazı kişiler, alışık oldukları ölçüleri bırakmaya, bazılarını gizli ya da açıkça çiğnemeye; bazıları da dışardan yeni kurallar almaya, ya da kendileri yeni kurallar geliştirmeye başlarlar. Bunu yapanların iç hayatında ise çatışmalar başlar, bunun da sayısız görüntüleri vardır.

"Bir toplumda en yüksek sayılan değerler, özellikle böyle zamanlarda, dinsel değerler kılığına girmeye de eğilimlidirler. Din, geleneğin en son sığınağı, en son savunma kalesidir. Aslında toplumun eski yaşayışının kökeninden gelen bir çok alışkanlıklar, kolaylıkla din gereği imiş gibi bir nitelik kazanırlar. İşte bunun içindir ki, çağdaşlaşma sözcüğünün özü, ‘layikleşme'sözcüğünün söylemek istediği gibi toplumu, bu dinselleşme hummasının yakasından kurtarma işi imiş gibi gözüküyor ve burada

Daha sonra Berkes, "çağdaşlaşma" ile "dinselleşme" arasındaki diyalektik ilişkiye işaret ederek, "dinselleşme" sürecini esas olarak değişmenin zorladığı "çağdaşlaşma"nın başlattığını belirtir:

"… bir toplumda değişme zorunlukları ortaya çıkınca, bilerek bilmeyerek ya da isteyerek istemeyerek, çağdaşlaşmaya doğru bir yönelme başlayınca, o zamana dek açıkça din şemsiyesinin altına girmemiş birçok işler, değişme yağmuru karşısında, bu şemsiyenin altında toplanmaya başlar. Örneğin, ilerde göreceğimiz gibi, sırf devlet işlerinde suçlu görülen bir Sadrazam, ‘dine ihanet etmiş bir kişi olarak' öldürülür. Demek ki, ‘çağdaşlaşma' ile ‘dinselleşme' birbirleriyle aşağı yukarı çağdaştırlar. Dinselleleşme, çağdaşlaşmaya karşı, kaplumbağanın kabuğuna cekilmesi gibi bir korunma çabasıdır. Bu eserde de göreceğimiz gibi, her çağdaşlaşma döneminin arkasından bir dinselleşme humması başlar".

Berkes için çağdaşlaşma, özet olarak "kutsal kuralların" sarsılması sorunudur. Bu ise, laiklik ile ifade edilen, din işleri ile devlet işlerinin ayrılmasından çok daha kapsamlı bir süreçtir:

"Şu halde, çağdaşlaşma konusunda asıl sorun, kutsal sayılan alanın ekonomik, teknolojik, siyasal, eğitsel, cinsel, bilgisel yaşam alanlarında daralması, etkisizleşmesi sorunudur. Bu alanın (hiç değilse bazı kişilerin yaşamında) hemen hemen hiçe inmesi eğilimi olduğu için, buna karşı olanlar ‘gerici' adını hak ederler. Bu nitelikle başını kaldırdığı ya da ‘dur, olamaz' diye kolunu kaldırdığı zaman başka çeşitten bir savaş başlar. Bu savaş artık din-devlet savaşı değil, ileri-geri savaşı olur. İlerleme ve gelişme ile tutma ve denge gibi iki amacı gerçekleştirme çabası biçimin alır. Hatta kimi zaman halk-devlet arası çatışma, aydın-yobaz arası çekişme, ya da dengeleşme,

 

III. DEĞERLENDİRME

 

Hiç kuşkusuz Berkes'in, Osmanlı-Türk değişme sürecini, sadece bir "din-devlet ayrımı" olarak görmeyip, "gelenekselden modernliğe doğru bir değişme olayı" olarak algılaması ve incelemesi doğru bir yaklaşımdır.

Bence, bu sürecin adını "sekülerizasyon" karşılığı olarak "çağdaşlaşma" biçiminde koyması da kabul edilebilir bir tutumdur.

Kanımca Berkes'in asıl katkısı, Osmanlı-Türk değişme çizgisindeki "dinselleşme"nin, aslında "çağdaşlaşma"ya karşı bir tepki olduğu yolundaki diyalektik teşhisidir ki bu bütünüyle doğru bir yaklaşımdır.

Nitekim ben de aynı yaklaşımı 21. Yüzyılda Türkiye adlı kitabımda benimsedim ve kullandım. (Kongar, 1999: 229-263).

Bütün bu olumlu yaklaşımlarına karşılık, Berkes'in, "laiklik" yerine yeni bir terim bulmak için sarfettiği çaba, hem işin terminolojisini biraz daha karmaşık hale getirmiş, hem de "modernleşme" gibi bir terimi dışarda bıraktığı için eksik kalmıştır.

Ayrıca son bir nokta, günümüzdeki oluşumlara da atıf yapılarak, " ‘laiklik' esas olarak, zaten ‘çağdaşlaşmanın' altında yatan ve demokrasinin de olmazsa olmaz koşulu niteliği ile çağdaşlaşmaya damgasını vurmuş bir kavram değil midir?" diye sorularak, belirtilebilir.

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

Berkes, Niyazi, 1973, Türkiye'de Çağdaşlaşma, Ankara, Bilgi Yayınevi.

Kongar Emre, 1995, Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği, İstanbul, Remzi Kitabevi.

1999, 21. Yüzyılda Türkiye, İstanbul, Remzi

(s.20).
millet-devleti, millet-toplumu olma biçimine de girer".
(ss. 17-18).
(s.17).
laicisme ile secularism terimlerinin anlamları, ayrı sözcük kökenlerinden geldiği halde, birbirlerine uyuyor".
(s.17).
klerikus ile laikus'un) karşı karşıya gelmesi, çok sayıda ölçülere göre birbirinden iyice ayırdedilmesi durumundan ziyade geleneksel, katılaşmış kurul ve kurallar karşısında zamanın gereklerine uyan kurul ve kuralları geliştirme davasının yüz yüze gelmesi durumu vardır".
(sic.) (s.16).
saeculum sözcüğü, ‘çağ' anlamına gelir ki Arapçada bunun karşılığı olan asr sözcüğü son zamanlara değin Türkçede asır olarak kullanılırdı. Layiklik teriminden önce, asrîlik biçiminde bir sözcük kullanılıyordu. Bu sözcük, secularisme sözcüğünün kapsadığı anlamı taşırsa da, Cumhuriyet döneminden önceki dönemde, ‘çağa uymak' ya da ‘onun gereklerine uyacak biçimde değişmek' anlamı, dincilerin elinde kötü bir kavram durumuna getirildi. Asrîlik züppelik, köksüzlük, sathilik, dinsizlik anlamına gelmeye başladı. Ziya Gökalp (ki terimi muasırlaşmak biçiminde kullanmıştır) belki de bu üzüntülü anlamdan, anlamı hiç bilinmeyen bir sözcük bularak kurtulmaya çalıştı; Arapça sözlüklerden o zamana dek kimsenin duymadığı, bilmediği bir sözcük bulup çıkardı. Zenîm biçimindeki bu sözcük, Gökalp'ın kendi yazılarında bile tutunmadı, kendisi muasırlaşmak terimini sonuna değin kullandı.layiklik gibi melez bir terim bulma işi de aynı kaygı ile yapılmış olmalıdır. Bu terimin kesin olarak hangi tarihte çıktığı, ilk önce kimin kullandığı, yani resmileşmeden önceki kısa tarihini belirten bir incelemeye raslamadık. Gerek dil çağdaşlaşması, gerek düşün ve ideoloji açısından böyle bir inceleme yararlı olacaktır".

, kitabının tüm yaklaşımını, Cumhuriyet'in, Osmanlı-Türk siyasal ve toplumsal gelişmesinin zorunlu bir sonucu olduğu varsayımını kanıtlamaya adar:
'e göre bu kitap, "onsekizinci yüzyılın başlarından Cummhuriyet'in kuruluşuna kadar geçen olayların tarihi olarak yazılmamıştır".
, Türkiye Cumhuriyeti'nin ellinci yılı kutlamalarına bir kitapla katılmak ister.

Kitabevi.

İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 644824 ziyaretçi (1184382 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol