ÖZGÜR ERDEM Kürt-İslam Faşizminin Temelleri
Türkiye’de faşizm, “Türkçü”lüğün değil, “Kürtçü”lüğün körüklendiği bir ideolojidir. Ve bu Kürtçü faşizm AKP ile birlikte iktidara gelerek “Türk”lüğü tasfiye operasyonuna başlamıştır. Tabii bir azınlık çoğunluğu tasfiye etmek isterse, bu ancak ve ancak faşist bir baskıcı iradeyle mümkündür. Bugünkü Kürt- İslamcı iktidarın tasfiye etmek istedikleri aslında toplumda kök salmış çok güçlü ideolojilerdir. Tasfiye edilmek istenen ne kadar köklüyse, faşist irade de o kadar baskıcı olmalıdır. Türkiye’de de bu yaşanmaktadır. Nedir AKP’nin tasfiye etmek istedikleri? - Türklük - Milliyetçilik - Atatürkçülük - Türkiye Cumhuriyeti
ALİ ÖZSOY Türkiye’de Faşizm ve Kürt Irkçılığı
Türkiye’de yükselen faşist hareket Kürt ırkçısıdır. Kürt-İslam faşizmi olarak nitelendirilmesi gereken Türkiye’deki faşist hareket iki ana koldan örgütlenmektedir. Birinci kol AKP diğer kol ise PKK’dır. Her iki kol Kürt-İslamcı’dır. PKK ırkçı terörü, AKP ise iktidar erkini kullanmaktadır. İkisinin de stratejilerinde ortak nokta ABD ve AB müdahalesidir. İkisinin de hedefi yeni bir Anayasa ve yeni bir devlettir.
KAYA ATABERK AKP Faşizminin Toplumsal,
Ekonomik ve Siyasal Koşulları
AKP faşizmi, Avrupa’daki seleflerinin, ezilen ülke gerçekliğinde ortaya çıkan bir sürümü oldu. Batı faşizmleri kendi ırklarını ve devletlerini yücelten bir anlayıştaydılar. Dışarıya karşı gösterdikleri istila hareketi de bu faşist devlet aracılığıyla gerçekleştirilecekti. AKP faşizmi ise kendi alternatif devlet yapısını yaratarak gerçek devleti ortadan kaldırdı. Diğer taraftan da ırkçılık Türk düşmanı bir ırkçılık olarak kendini gösterdi. Bu bağlamda faşist yayılmacılık da AKP faşizminde dışa karşı değil ülke içinde Türk’ün elindeki vatana karşı bir yayılmacılık oldu.
İNAN KAHRAMANOĞLU Faşizme Karşı Mücadele ve
Küçük Burjuva İdeolojisi
Küçük burjuva örgütleri aslında faşist yapı için bulunmaz birer nimettir. Bu sivil örgütler toplumu radikal bir ulusal direniş noktasından geri bıraktıkları ölçüde, faşist yapı, isteklerini gerçekleştirmek ve topluma kabul ettirmek için zaman kazanır. Faşist parti aygıtı, güçlenip devleti tümüyle kontrol altına aldığında ise bu tip sivil örgütleri dağıtmak ve işlemez hale getirmek işten bile değildir. Kaldı ki çoğu zaman faşist partinin bu örgütlerin kapısına kilit vurmasına bile gerek kalmaz, zira gidişatın farkına varan küçük burjuva sivil örgütleri halktan çok önce mücadeleyi bırakıp kapılarına kendileri kilit vurmuş olurlar.
İSMAİL BOSTANCIOĞLU Üçüncü Dünyada Faşizm
Batıda sömürge kazandıran faşizm, Üçüncü Dünya ülkelerinde tam tersi sömürgeleştirme operasyonu olarak kendini göstermektedir. Bu ise doğrudan emperyalist bir kampa bağımlı bir şekilde olmaktadır. Ekonomi, siyaset ve devlet yönetimi içerisinde uydulaştırılmış güçler kullanılarak faşizm gerçekleştirilmektedir. Kurulan faşist yönetim ülkenin sömürgeleştirilmesini kolaylaştırmaktadır. Zamanla ulusal direnişler ortaya çıktığında yine aynı yöntemler kullanılmaktadır. Toplum içerisinde sömürgeciler gibi, işbirlikçi güçlerin de kökleri yoktur. Gelişen muhalefeti bastırmanın tek yolu baskı rejimleri oluşturmaktır.
NUR ARSLAN Dünya Faşizme Nasıl Direndi?
Kapitalistler ve büyük toprak sahipleri işçi ve köylü ayaklanmaları karşısında aciz kaldıkları anda faşistleri yanında bulmuş ve onları desteklemiştir. Faşizm ise tüm ipleri eline alana kadar bu güçlerin yanında yer almış, gücünü yarattığı an hepsini tasfiye etmeye başlamıştır. Sol ve sosyalizm korkusu, faşizm ucubesini yaratmıştır. Kendi yarattıkları bu gücün gerçek gücünü gördüklerinde ise iş işten geçmiştir. Faşizme karşı tüm dünyada sosyalistler direnmiştir. Dünyanın her yerinde faşizme karşı halk savaşları örgütleyen onlardır. Ne liberaller faşizme karşı bir savaş örgütlemiş, ne toprak sahipleri, ne Kral, ne de sosyal demokratlar.
HÜSEYİN ADIGÜZEL AKP’nin Sistematik Analizi
AKP iktidar olduğu ilk günden beri, toplumu korkutmak, sindirmek ve yıldırmak için çok çeşitli yollar denemiş ve denemeye devam etmektedir. Partinin ve yöneticilerinin eleştiriye kesinlikle tahammülleri yoktur. Ama methedilmeye çok sıcaktırlar. Hele Başbakanın davranışları ve söylemleri küçük bir Afrika ülkesinin küçük diktatörünün bir kopyası gibidir. Bu sağlıklı olmayan davranışlar açık olarak bir zihniyeti ifade eder. Bu zihniyet faşizmdir. Görünen o ki, AKP’nin Şeriatçı ve Kürtçü kimliğinin yanında bir de faşist kimliği vardır. O zaman AKP kimliğini şöyle formüle edebiliriz: “Kürt - İslam Faşizmi”
YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN Nereye
Lâik cumhuriyet olmadan demokrasinin gerçek olmayacağı bilinmelidir. 623 yıllık imparatorluktan sonra kısa sürede gerçekleştirilen cumhuriyetin karşıkarşıya olduğu tehlikeler, kalkışmalar, özellikle Kürtçü ve şeriatçı girişimler, dış destekli oyunlar bilinirken lâikliğe ve Atatürk ilkelerine karşı çıkışlar herkesi uyarmalıdır. Cumhuriyetin kazanımlarını atarak, satarak savunulan kalkınma lâftan öteye geçemez. Bilim karşıtlığı, eğtim-öğretimdeki gerilemeler, ümmetçi düzenlemeler, anlatımlar, işlemler, kararlar dinsel düzen çabalarının belirtileridir. Bunlar açıkça faşizm çağrılarıdır.
Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV Kemiksiz Dilin Düdüğü
Can Dündar’la takımının ve onların omuzlarındaki davulun tokmağını artta durup vuranların “Mustafa” filmi, söyledikleri ve söylemedikleriyle, bu yazının başlığındaki “kemiksiz dilin düdüğü” sözcükleriyle tanımlanabilir. Olur olmaz zamanlarda tozutmaktan başka işe yaramayan eski un çuvalına benzer bu çaba dünya tarihinin en özgün ve büyük devlet adamını anlatanların görkemli kervanına topal eşekle karışma girişimidir
PROF. DR. ŞENER ÜŞÜMEZSOY İmparatorluk: Fiber Emperyalizm ve Faşizm
Askeri olarak çökertmeden veya savaşmadan önce ekonomik olarak çökertmek ve sonra da askeri olarak çökertmek ve buralara küresel faşizmi sistem olarak getirmek. Bunu gerçekleştirirken de fiber ağlar ile bilgi çağının olanaklarını kullanarak yeni bir faşizm oluşturmak. Bütün gerçek budur. Bu ne kadar yüzü demokratik görünse de küreselleşmiş bir dünya yaratılıyor gibi görünse de arkasındaki stratejik çıplak görüntüler bunlardır.
ERKAN KARAARSLAN Kemale Ermek: Hayatımızı Devrime Adamak
“Kemale Ermek” Gökçe Fırat’ın son kitabı olarak İleri Yayınları’ndan çıktı. Kitap, Gökçe Fırat’ın gazetede son bir yılda yazdığı teorik ve siyasi yazılardan oluşuyor. Bununla birlikte Türkiye’nin son bir yılında yapılan AKP karşıtı muhalefet değerlendiriyor; bu muhalefetin eleştirisi yapılıyor. Bu değerlendirme üzerinden de Atatürkçüler için bir yol haritası ortaya konuluyor. .
GÖKÇE FIRAT Liberalizm, Faşizm ve Sosyalizm
Atatürk’ün Altı Ok’unun günümüzün ve çağımızın en ideal demokratik formülü olduğu bir kez daha ispatlanmaktadır. İktisatta devletçilik, toplumsal yaşamda milliyetçilik, düşünsel yaşamda laiklik, pratik yaşamda devrimcilikle Atatürk Cumhuriyeti en ileri ve en ilerici rejimi kurmuştur. Bu ilerici rejimi yıkmak için liberallerin, etnik ırkçıların, dinci gericilerin, emperyalist güçlerin elele vermeleri ve 70 yıldır uğraşmaları boşuna değildir. Ama Atatürk her türlü gericilikten güçlü çıkmıştır ve direnmektedir. Çünkü Atatürkçülük çağın gerçeğidir.
GÖKÇE FIRAT Faşizmin “İnsan Kaynakları”
AKP hareketi Türkiye tarihinin gördüğü ilk faşist harekettir, üstelik de bu faşizmi topluma benimsetecek güçlü araçlara sahiptir. Şimdiye kadar aldığı başarılar “daha fazla ileri gidemezler” diye algılanmamalıdır, tersine toplumu birdenbire tümden ele geçirme potansiyeline sahiptirler. Yaklaşık iki yıldır ısrarlı bir faşizm tehdidi vurgusu yapmamızın elbette nedeni vardı, bugüne kadar yaşanan faşist gelişme bunu haklı çıkardı. Ama çok daha tehlikelisi bu gelişmenin nihai bir faşist diktatörlükle sonuçlanması hiç de ihtimal dışı değil.
KAYA ATABERK
68’den Günümüze Ordu-Millet İttifakı
Öncelikle tüm dürüst Türk devrimcilerinin saptadığı gibi Türk Ordusu bir halk ordusudur ve Türk Milleti de bir ordu-millettir. Ancak şu da bir gerçektir ki, toplumun diğer kesimlerinde sağ ve sol, ilericilik ve gericilik inisiyatif kazanma mücadelesi yaşıyorsa Ordu’da da bu durum geçerlidir. Aynı Türk Ordusu 27 Mayıs’ta da vardır, 12 Mart ve 12 Eylül’de de… Ancak çağlar boyunca akıp gelen tarihimize baktığımızda halk ordusu niteliğinin ağır bastığını ve Türk Ordusu’nun esas karakterinin ilerici olduğunu görürüz. Ordu-millet ittifakının anlamı da asker ve ya sivil her Türk’ün emperyalizme karşı görevini yapması olarak alınmalıdır.
ÖZGÜR BİLLUR 68’e Kürtçülük Nasıl Bulaştı?
Perinçek’lerin Kürt meselesini milli bir mesele olarak sosyalistlerin gündemine sokmasıyla, solun üzerine yapışan bu leke maalesef temizlenememiştir. Bu lekeyi atmak için yapılması gereken şey çok basittir. Türk Solu, Atatürk milliyetçiliği temelinde örgütlenecek ve Kürtçülük ve her türlü bölücülükle mücadelenin başına geçecektir. Türk Milleti’nin sesi olacak bir sol, emperyalizmin yaratmak istediği Kürt “millet”ine izin vermeyecektir.
İSMAİL BOSTANCIOĞLU
68’de Sağcılar Ne Yapıyordu?
27 Mayıs sonrası dönemde gerek sendikal mücadelenin gelişmesi, gerekse Türkiye İşçi Partisi’nin kurulmasıyla sol mücadelenin tabanının genişlediğini ve yeni araçlar yaratmaya başladığını görmekteyiz. Siyasal anlamdaki bu değişiklikler, ideoloji alanına Atatürkçülükle sol mücadelenin birleşmesi olarak yansıyacaktır. Ulusal Sol mücadele Amerikan emperyalizmine karşı tam bağımsızlık mücadelesini yükseltirken sağcılar buna karşı mücadele etmektedir. Bu dönemde sağcılar komünizmle mücadele adı altında Atatürkçü ve sol görüşte olan herkese karşı mücadele etmişlerdir.
ERKİN YURDAKUL TÜRKSOLU Geleneği
Türk Solu geleneğini ve liberallerde bir kâbus halini almış değerlerini yaratan devrimci önderlerin hiçbiri bugün yaşamıyor. Daha da kötüsü onların yarattıkları veya yaratmaya çalıştıkları mücadele araçları da ortada yok. Ama açıkça görüyoruz ki, emperyalizme direnişin adı hala “çağa ayak uyduramayan Türk solculuğu”. Halkçılığın, emekçi mücadelesinin adı hâlâ Türk Solu. Bunun sebebi Türkiye coğrafyasına yönelik her sömürgecilik saldırısına karşı direnmiş bir Türk Solu geleneği yaratılmış olması. Bu gelenek, halkla birlikte hareket edebilmenin yollarını bulduğu ve belirleyici zaferler kazandığı içindir ki halk bugün yeniden devrimci Türk Solu’nu arıyor.
KUZEY FIRAT Dünyada ve Türkiye’de 68
Avrupa’daki 68’le ülkemizdeki 68’i her ne kadar yan yana getirmeye çalışan anlayışlar olsa da bu çabalar beyhudedir. Ve bu çabaların birçoğu Türk 68’ini, Türk Kurtuluş Savaşı’ndan, Atatürk’ten koparmak içindir. Ülkemizde 68, 50’lerin sonunda başlamıştır ve doğrudan iktidarın uygulamalarına karşıdır. 27 Mayıs öncesi Türkiye’de çok yaygın gençlik hareketleri yaşanmıştır. Yine ülkemizde 68 devrimci gençlik eylemleri, Avrupa’dakilerden farklı olarak kendisine tarihi bir dayanak da bulur: “Türk Kurtuluş Savaşı ve Atatürk” Avrupa’da olmayan işte böyle bir tarihi dayanaktır.
Prof. Dr. ŞENER ÜŞÜMEZSOY 68’in Anatomisi
68’de yüz binlerin yürüyüşü, 77’de milyon kişinin yürüyüşü 1 Mayıs provokasyonuyla dağıtıldıktan sonra Türkiye’deki devrimci hareket gerilemiştir. Önümüzdeki görev, Cumhuriyet yürüyüşleri sonrası ulusalcılığa karşı yapılan provokasyonların aşılması, Cumhuriyet mitinglerinde milyonlara varan kitle hareketinin doğru devrimci bir kanalda akmaya devam etmesini sağlamaktır.
DENİZ GEZMİŞ Savunma
Bu savunma, mahkemenizde, Anayasayı tağyir, tebdil ve ilgadan yargılanan Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) savaşçılarının ortak savunmasıdır. İçinde bulunduğumuz şartlar, geniş bir savunma yapmamızı ve şahıslarımızda zincire vurulmak istenen bilimi ve gerçekleri savunmamızı gerektiriyor.
FOTOĞRAFLARLA 68
Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV Türk Sosyalizmi
Herhangi bir ülkedeki rejim o ülkede kendinden önceki rejimlerle karşılaştırılmalıdır. Mısır sosyalizmi Faruk idaresinden, Castro yönetim Batista diktatörlüğünden daha olumlu rejimlerdir. Fakat kimse bu rejimlerin Norveç, İngiltere, Türkiye ya da başka bir ülkede olduğu gibi yerleşmesini savunamaz. Her rejim kendi toprağında ve kendi şartlarına en uygun şekilde yeşerir. Türk Sosyalizmi, bu tartışmaların sonunda ortaya çıkacaktır.
YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN Ortam ve Atatürkçüler
Ekonomide, yönetimin her alanında, dış ilişkilerde, kamu ve özel girişim uyumunda, gelir dağılımnda gözetilme zorunlu adalette, doğal kaynaklarımızın kullanılmasında, kalkınmada, eşitlikte, işveren-işçi-memur dengesinde, dış ülkelerle yarışmada, yoksulluğu yenmede, güçlükleri göğüslemede, kötülükleri ve haksızlıkları önlemede, toplumsal barışı sağlayıp ulusal dayanışmayı güçlendirmede Atatürkçü Düşünce Dizgesi yolgösterici olacaktır. Türkiyemiz için başka hiçbir çözüm gerçekçi değildir.demokrasiyi gerçekleştirecektir.
ESER ÖZALTINDERE Mustafa Kemal; Tarih Bilinci, Ulusal İdeoloji ve Tanzimat Solcuları
Mustafa Kemal’in tarih anlayışı daha kapsayıcı, derinlikli ve kimlik ağırlıklıydı. Dolayısıyla Mustafa Kemal’in devrimci bir ruhla yeni bir ulus-devlet kurarken Genel Türk tarihi, dili ve kültürüne dayanarak oluşmasına imkan sağladığı ulusal ideolojiden feyz alınarak ortaya konulabilecek bir sol çizgi; ulusal kimliğe dayanması ve ortaya koyduğu emperyalizm karşıtı mücadelesiyle çok daha fazla sol özellikli bir hareket olabilirdi.
HÜSEYİN ADIGÜZEL 68: Atatürkçü Kuşak
68 kuşağı, yani Deniz ve arkadaşları, emperyalizm ile vuruşan, Türk halkının emperyalizm kıskacından kurtulması için hayatları pahasına mücadele eden, tam bağımsız Türkiye hayalleri içinde yaşama veda etmeyi bilen cesur ve kahraman gençlerdi. Onları iyi tanımak, mücadelelerini öğrenmek, emperyalizme karşı verilen mücadelenin boyutlarını ve çizgisini anlamak açısından çok önemlidir. Onlar, unutturulmaya çalışılan Atatürk devrimciliğinin son dönemdeki en önemli temsilcileridir.
İNAN KAHRAMANOĞLU Kanaltürk Vakası
Para, makam-mevki gibi araçlarla düzen, solcuları düzen içine çekip pasifize etmiştir. Kimileri ise tümüyle karşı cephenin sözcüsü haline gelmişlerdir. Sermaye gazetelerinde solculuk yapan satılık kalemlerin en sağcı fikirlerin ateşli savunucuları olmaları bunu göstermektedir. Bugün CHP’ye oy vererek, Tuncay Özkan’ın sitesini tıklayarak, Cumhuriyet gazetesi okuyarak vatan kurtaracağını ya da Şeriat tehlikesini bertaraf edeceğini zanneden milyonlarca ilerici insanın göremediği de budur. Sistem içi bir konumdadırlar ve sağcı sistemin bir unsuru haline gelmişlerdir. Sağcılaşmışlardır!