edebiyatokyanus
İÇERİK  
  ANA SAYFA
  YAZILAR
  => Attila İlhan Şiiri-DoDoç.Dr. Yakup ÇELİK
  => Bunalım Edebiyatı ve Modernizmin Sorunları-Svetlana Uturgauri
  => Karagöz'e Ezgi-Satı Erişen
  => Orta Oyunu Eksikliği-Nihal Türkmen
  => Orta Oyunu ve Karagöz-Nihal Türkmen
  => Dilin Yapısı ve Toplumun Yapısı-Emile Benveniste
  => Türkçe Metinlerde Bağdaşıklık ve Tutarlılık-İrem Onursal
  => Asansörle Yükseltilmek İstenen Çukurlar-Can Yücel
  => KÜLTÜR VE ÖTESİ-Cemil MERİÇ
  => Türkoloji-Cemil MERİÇ
  => Tevfik Fikret ve Batı Retoriği-Rıza Filizok
  => Estetik tarihimize bir bakış-Arslan Kaynardağ
  => MÜRSEL MECAZ-Rıza FİLİZOK
  => Başlıca Dil Bilimi Akımları-Prof.Dr. Rıza FİLİZOK
  => ZİYA OSMAN SABA’NIN NEFES ALMAK ADLI ŞİİR KİTABINDA -Yrd. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => HİKAYE VE ROMANDA “ANLATICI”YA GÖRE METİN TİPLERİ, - Yard. Doç. Dr. Safiye AKDENİZ
  => GÖSTERGEBİLİM-Yard. Doç. Dr. Mustafa Ö Z S A R I
  => TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME VE KÜLTÜREL FARKLILIKLAR ÇERÇEVESİNDE ULUSAL KÜLTÜR-Prof. Dr. Emre Kongar
  => TÜRKİYE'NİN KÜLTÜREL ÖZ-ANLAYIŞI: AVRUPA BİRLİĞİ İÇİN BİR ZENGİNLİK-Emre Kongar
  => BARIŞ KÜLTÜRÜ VE DEMOKRASİ-EMRE KONGAR
  => GOP NEYİ AMAÇLIYOR, NEYİ GERÇEKLEŞTİREBİLİR-EMRE KONGAR
  => YENİ EMPERYALİZM, HUNTINGTON VE ELEŞTİRİSİ-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME BAĞLAMINDA TÜRKİYE-Emre KONGAR
  => DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ SORUNLARI-Emre Kongar
  => AVRUPA BİRLİĞİ'NE "ONURLU VE BAŞI DİK" GİRİŞ NE DEMEK-Emre Kongar
  => TOPLUMSAL VE SİYASAL GELİŞMEMİZİ ETKİLEYEN MARKALAR-Emre Kongar
  => KÜRESELLEŞME, MİKRO MİLLİYETÇİLİK, ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK, ANAYASAL VATANDAŞLIK-Emre KONGAR
  => NİYAZİ BERKES'DE ÇAĞDAŞLAŞMA KAVRAMI-Emre KONGAR
  => KEMAL TAHİR-Hilm Yavuz
  => OYUNLARIM ÜSTÜNE-Nazım Hikmet
  => OYUN YAZARI OLARAK-Ataol Behramoğlu
  => POPÜLER EDEBİYAT- M. Orhan OKAY
  => HER SÖZ BİR ŞEY SÖYLER-Feyza HEPÇİLİGİRLER
  => Tiyatronun Kökeni, Ritüel ve Mitoslar
  => ROMANDA KURMACA VE GERÇEKLİK
  => Fuzûlî’nin Hikaye-i Leylâ ve Mecnun’u
  => SEZAİ KARAKOÇ ve HİS “;KAR ŞİİRİ”;-Selami Ece
  => İSTANBUL’UN AHMED MİDHAT EFENDİNİN ROMANLARINA TESİRİ
  => AHMET MİDHAT’A ATFEDİLEN BİR ESER: “HÜKM-İ DİL” VE MANASTIRLI MEHMET RIFAT
  => CEZMİ ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER
  => "EDEBİYATEĞİTİMİ"NDE "EDEBÎ METİN"İN YERİ VE ANLAMI
  => Mustafa Kutlu ve Rüzgârlı Pazar
  => BİR BİLİM ADAMININ ROMANI” ÜZERİNE GEÇİKMİŞ BİR TAHLİL
  => ÖLÜMÜNÜN 50. YIL DÖNÜMÜNDE
  => “MİT”TEN “MODERN HİKÂYE” “HİKÂYE”NİN SERGÜZEŞTİ
  => EDEBİYAT DİLİ/EDEBÎ DİL
  => BİR NESLİN VEYA BİR ŞAİRİN ROMANI: MÂİ VE SİYAH
  => İSTİKLÂL MARŞI’NIN TAHLİLİ
  => CAHİT KÜLEBİ
  => TEVFİK FİKRET’İN ŞİİRLERİNDE TRAJİK DURUM
  => MEHMED RAUF’UN ANILARI yahut EDEBÎ HATIRALARIN YAYIMI ÜZERİNE BİR DENEME
  => MEÇHUL BİR AŞKIN SON NAĞMELERİ: TEVFİK FİKRET’İN “TESADÜF” ŞİİRLERİ / YARD. DOÇ. DR. NURİ SAĞLAM
  => Tarihsel Romanın Eğitimsel İşlevi
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ1
  => Tanzimat Dönemi Oyun Yazarliginda Batililasma
  => SİNEMA VE EDEBİYAT TÜRLERİ
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ, ESTETİK BİR HAZZIN EDİNİMİ
  => EDEBÎ TENKİT
  => ADALET AĞAOĞLU’NUN DAR ZAMANLAR ÜÇLEMESİNDE KİMLİK SORUNU
  => Halit Ziya ve Mehmet Rauf'un hayatları ile romanları
  => YAZIN VE GERÇEKLİK
  => MİLLÎ EDEBİYAT
  => HECE-ARUZ TARTIŞMASI/ Arş.Gör.Oğuzhan
  => AHMET HAŞİM’İN ŞİİRLERİNDE ATEŞİN DİLİ / ARŞ. GÖR. VEYSEL ŞAHİN
  => ROMAN TEKNİĞİ BAKIMINDAN YABAN
  => TANZİMATTAN GÜNÜMÜZE COCUK EDEBİYATI
  => KADIN VE EDEBİYAT
  => Şiirin Temel Özellikleri-Christopher Caudwell
  => EDEBİYAT EĞİTİMİ: HERMENEUTİK BİR YAKLAŞIM Vefa TAŞDELEN
  => VOLTAİRE VE ROUSSEAU ETRAFINDA AYDINLANMA ÇAĞI FRANSIZ YAZINI
  => TÜRKİYE’DE ULUSAL KÜLTÜR TARTIŞMALARI BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ UYGARLIK SORUNU
  => EDEBİYATIN DİLİ ÜZERİNE
  => TARİHİN SINIFLANDIRILMASI
  => Türk Milletini Uyandıran Adam: Attila İlhan
  => EDEBİYAT DERSLERİNİN İÇERİĞİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ KONUSUNDA
  => "Yalancı şöhretlerin Gerçek Yüzünü Ortaya Koydum"-Hilmi Yavuz
  => AVRUPA BİRLİĞİNİ YARATAN NEDENLER VE TÜRKİYE Metin AYDOĞAN
  => DİVAN ŞİİRİYLE HALK ŞİİRİNDE ORTAK BİR SÖYLEYİŞ BİÇİMİ
  => divan şiirindeki sevgili tipini alaya alan bir roman
  => ALIMLAMA ESTETİĞİ VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ
  => BAĞLANMA VE ÇELİŞKİ
  => Antik Çağ’da Tarih Yazmak
  => TARİHÎ ROMANDA POST-MODERN ARAYIŞLAR
  => Kültürel Batılılaşma
  => GARPÇILAR VE GARPÇILAR ARASINDAKİ FİKİR AYRILIKLARI
  => Harf Devrimi Üzerine Yeniden Düşünmek
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİNDE WALDMANN MODELİ
  => KEMÂL AHMED DEDE VE TERCÜME-İ MENÂKIB-IMEVLÂNÂ’SI
  => TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ İÇERİSİNDE URDUCA
  => Avrupalılaşmak mı, Avrupalılaştırmak mı?CEMİL MERİÇ
  => ŞAİRANE BİR ÇEVİRİ yahut TOPLUMBİLİMİN SERÜVENLERİ Cemil MERİÇ
  => 47 LİLER YAHUT BİR ROMANIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  => ZAMAN, ZAMAN – I TERAKKİ Cemil Meriç,
  => Kırk Ambar (Cilt1)
  => KADIN RUHU, Cemil Meriç
  => Umrandan Uygarlığa-C.Meriç
  => Balzac’tan önce modern roman-Cemil Meriç
  => ARİSTARK’LA ZOİL-c.meriç
  => ELİNDE CENNET AÇAN ZEND AVESTA- c.meriç
  => SELEFÎLİK–SÛFÎLİK VE ÂKİF-SÜLEYMAN ULUDAĞ
  => Mehmet Âkif- Mâhir İz’e Yazdığı Mektuplar
  => DİDO SOTİRİYU’NUN ROMANI GİBİ BİR ROMANIMIZIN OLMAYIŞI
  => HİLMİ YAVUZ’UN DENEMECİLİĞİ
  => İRONİ KAVRAMI, GERÇEKÜSTÜCÜLÜK VE ERCÜMEND BEHZAD LAV ŞİİRİ ÜZERİNE
  => OKUNAMAYAN ROMANLAR
  => Gelenekçilik Geleneğe Dahil Değil
  => Türk Tiyatrosunda İronik Söz, İronisiz Metin
  => Postmodernist İroni
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNİN SİYASİ ETKİLERİ
  => NÂZIM HİKMET ŞİİRİNDE SİNEMASAL ÖĞELER
  => Savaş
  => Newton, Goethe ve Sosyal Bilimler
  => Bir Afyon (!) Olarak Diktatörlükten Demokrasiye Futbol
  => Adorno Yüz Yaşında
  => Theodor Adorno: Kültür Endüstrisini Yeniden Düsünürken
  => ADORNO'NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => ADORNO’NUN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ KAVRAMI ÜZERİNE
  => Frankfurt Okulu
  => TARİHİ MADDECİLİK VE KAPİTALİZM - ÖNCESİ TOPLUMLARASYA TOPLUMU - FEODALİTE Asaf Savaş AKAT
  => POSTMODERNİZM GEÇ KAPİTALİZMİN KÜLTÜREL MANTIĞI
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 2
  => Postmodernizm Ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı 3
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco
  => DİMİTRİ KANTEMİR'İN DOĞUBİLİM ARAŞTIRMALARINA KATKISI Georges Cioranesco 2
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak
  => II. MEŞRUTİYET'TE SOLİDARİST DÜŞÜNCE: HALKÇILIK Zafer Toprak 2
  => Türkoloji Araştırmaları Makaleler Veritabanı
  => Yeni Makaleler
  => Türkoloji Araştırmaları Dergisi
  => Türkoloji Makaleleri
  => ŞAİR DUYARLILIĞI Afşar TİMUÇİN
  => Yazılar.....
  => SEÇME YAZILAR
  => EDEBİYAT Tez / Makale / Kitap ara
  => Orhan Pamuk: Babamın bavulu Nobel konuşması
  => PiVOLKA'da Çıkan Yazılar
  => Amin Maalouf Üstüne
  => Öykünün Yüzyılı /Feridun ANDAÇ
  => Cumhuriyet Dönemi Türk Felsefesinde Bir Hareket Noktası Olarak Teoman Duralı-oktay taftalı
  => Sofist Bilgeliğin "Empirist" Dayanakları Üzerine 0.TAFTALI
  => Birlik ve Liderlik Hayalleri O.TAFTALI
  => Eğitilemeyen Bir Varlık Olarak İnsan O.TAFTALI
  => Çağdaş Bir Tarım Toplumuna Doğru O.TAFTALI
  => Sosyo-Politik Bağlamda Bir Dekadans Olarak Bilgi Toplumu O.TAFTALI
  => Aşkla Varolan Hayatlar O.TAFTALI
  => Batı Medeniyetinin Mutsuz Çocuğu Entelektüel O.TAFTALI
  => Nihat Genç Yazıları
  => Batılı Tarih Bilimi ve Tarihin Mantığı
  => Bir Hayat Alanı Olarak Aile O.TAFTALI
  => Bir Savaşın Kavramları Üzerine
  => Çalışma ve Erdem Kavramları Arasındaki İlgi Üzerine O.TAFTALI
  => Değer Üreten Hayatlar
  => Doğu'nun Hayal Ülkesi O.TAFTALI
  => Dostlukla Yükselen Hayatlar O.TAFTALI
  => Şiirimizin Hazin Sonu O. TAFTALI
  => Soğuk ve Sıcak Hayatlar OKTAY TAFTALI
  => Yalanın Fenomenolojisi O. TAFTALI
  => Günümüzde Medya Kılavuzluğu - Günümüzde Medya Kılavuzluğu
  => Ermeni Meselesinin Kökenini Batının Irkçılığında Aramak Lazım Prof. Dr. Türkkaya Ataöv
  => Osmanlı’dan Lozan’a Musul-Kerkük
  => “Sözümü Tutamadım, Artık Yaşayamam” Turhan Feyizoğlu
  => Gerilla Mustafa Kemal ve Türk Yurtsever Kurtuluş Hareketi Turhan Feyizoğlu"
  => SİYASİ TARİH YAZILARI -YEREL TARİH YAZILARI
  => Yazarlar - yazılar
  => TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKÂRLIĞIN DÜŞÜNSEL - SİYASAL TEMELLERİ
  => yazılar 1
  => yazılar2
  => türk dünyası
  => Derin devlet
  => YAZILAR,
  => SOSYOLOJİ.
  => YAZILAR,,.
  => TANZİMAT DÖNEMİ
  => İdealizm-Realizm
  => Cemil Meriç..
  => ilhan berk
  => NİYAZİ BERKES’İN TÜRK KİTLE İLETİŞİM TARİHİNE KATKILARI
  => yazılar.
  => yazılar..
  => yazılar,
  => yazılar,,
  => yazılar.,
  => YAZILAR.
  => YAZILAR..
  => YAZILAR-
  => YAZILAR-,
  => yazılar.1
  => y.1
  => y.2
  => y.3
  => y.4
  => y.5
  => y.6
  => y.7
  => y.8
  => y.9
  => y.10
  => y.11
  => y.12
  => y.13
  => y.14
  => y.15
  => y.16
  => y.17
  => y.18
  => y.19
  => y.20
  => y.21
  => y.22
  => y.23
  => y.24
  => y.25
  => y.30
  => y.31
  => y.32
  => y.33
  => y.34
  => y.35
  => y.36
  => y.37
  => y,38
  => y.39
  => y.40
  => y.41
  => y.42
  => y.43
  => y.44
  => y.45
  => y.46
  => y.47
  => İnsan-Mekan İlişkileri
  => SANAT VE ELEŞTİRİ
  => Türkiye’de olumsuz Pierre Loti eleştirileri
  => TÜRKiYE’DE MODERN EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ
  => ATATÜRK,
  => MAKALELER:
  => MAKALELER,
  => yz
  => yz1
  => yz2
  => yz3
  => yz4
  => yz5
  => yz6
  => yz7
  => yz8
  => FRIEDRICH NIETZSCHE’NİN TARİH ANLAYIŞI
  => Edebiyat Nedir?
  => YM1
  => YM2
  => YM3
  => YM4
  => YM7
  => YM8
  => YM9
  => İbn Battûta’da “Ahı” Kelimesi ve Anadolu
  => Simone de Beauvoir: Abjeksiyon ve Eros Etiği
  => Toplumsal Cinsiyet Düzenlemeleri
  => Psikanalitik ve Post-Yapısalcı Feminizm ve Deleuze
  => Tarihsel Bir Perspektif Üzerinden İroni Tür ve Tekniklerinin Gelişimi ve Bazı Uygulama Örnekleri Tarihi Gelişim
  => İroni ve Melankoli*
  => İroni, Nostalji ve Postmodern
  => “Daha İyi Anlamak İçin Daha Fazla Açıklamak” İsteyen Bir Yorumbilimci: Paul Ricœur
  => Kendi (Paul Ricœur Üstüne)
  => Sersemleşme Okulu
  => Osmanlı ve Avrupa Arasındaki Karşılıklı Etkileşimde Etnomaskeleme
  => Antik Yunan Tragedyasının Metafiziği
  => Sonbahar Mitosu: Tragedya*
  => Ayrışma, Çatışma ve Fanatizm
  => Fanatizm İlkelliktir
  => Tuhaf Bir Çocuk
  => Huzursuz
  => Benjamin’in Mistisizmine “Üç Yönlü Yol”
  => Renan, Irk ve Millet
  => Varlık, Benlik, Hatırlayış ve Unutuş Üzerine
  => Hangi Kilidin, Hangi Anahtarı?
  => Romanda Tarih
  => Bugün Psikanalizi Tartışmak
  => Kültürde Bakış
  => 1930 Goethe Ödülü Dolayısıyla Frankfurt Goethe Evi’nde Konuşma
  => Jacques Derrida ve Konukseverlik Sorusu
  => Metafiziğin Kalesi Hakkında Düşünmek
  => Hakların İadesi
  => Modern Etiğin İki Temel Direği Agnes Heller
  => Ezoterizme Genel Bir Giriş
  => Turnanın Semahı, Ezoterizmin Zamanı: Bektaşi ve Alevi Zaman Kavrayışla
  => Yeni sayfanın başlığı
  => Ulus-Ötesinden Hukuka Bakmak: Jürgen Habermas
  => Yeni Perspektifler Gerçeğin Çölüne Hoşgeldiniz
  => Orlan: Kırılan Ten Kubilay Akman
  => Pusudaki Ten, Vice Versa
  => Cimri ve Çöp Arasındaki Güçlü İlişki Üzerine
  => Demokrasi Kavramı Üzerine Hayli Spekülatif Bir İrdeleme
  => Benim Çöp Bayramım
  => Kamu Yeniden Kurulurken Kadınlara Ne Olacak?
  => Sonsuzluğun Sınırında: Immanuel Kant
  => Kant ve Üniversite İdeası
  => İki Yüzüncü Ölüm Yıldönümünde: Immanuel Kant ve Kantçılık
  => Kant ve Yeni Kantçılık
  => Otuz Beşinci Gece: Ruh, Can, Hayat, Ölüm, Akıl ve Öte Dünya Üzerine1
  => Ölüm Üzerine Tıbbi Çeşitlemeler
  => Ölüme Karşı Ölüm
  => Avrupa İçin Yeni Bir Ethos Üzerine Düşünceler
  => Avrupa ve Ötekileri
  => Sûfî Şiirinin Poetikası
  => Byron ve Romantiklik
  => Kötülük Toplumu ve Biçimin Muhalefeti
  => Balkanlar: Metaforların Çarpıştığı Bir Savaş Alanı
  => Badiou: Etik Üzerine
  => “Semen est Sanguis" Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Kan
  => Âdet Kanaması Tecrübesi: Sınırlar ve Ufuklar
  => Said ve Saidciler ya da Üçüncü Dünya Entelektüel Terörizmi
  => Kültür Endüstrisini Yeniden Düşünürken
  => Adorno ve Tanrının Adı
  => Kant, Adorno ve Estetiğin Toplumsal Geçişsizliği
  => Adorno ve Berg
  => İbn Battûta Seyahatnamesi
  => Irak Savaşı ve Sivil Etkinlikler
  => Yamalı Çelişkiler Semti: Saraybosna'dan Yenibosna'ya
  => Halkla Birlikte Bir Çağdaş Kent Söylemi Üzerine
  => Yeni Dünya Düzeninin Sonu?
  => Selçuklular Anadolu’da
  => Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubâd Dönemine (1220-1237) Bir Bakış
  => 13. Yüzyılın Başında Anadolu’da Ticaret
  => Selçuklular Döneminde Anadolu’da Felsefe ve Bilim (Bir Giriş)
  => Nietzsche ve ‘Akla’ İsyan
  => Bizans Manastır Sistemine Giriş
  => Öğrenci Radikalizmi Üzerine Düşünceler
  => 1968’i Yargılamak ya da 68 Kuşağına Mersiye
  => “Gelecekte İnsanlara Çok Güzel Görüneceğiz”
  => Nevroz, Psikoz ve Sapkınlık
  => Üniversitede Psikanaliz Öğretmeli miyiz? Sigmund Freud
  => Psikanalist Kimdir?
  => Nerelisiniz?
  => Irak’a Kant Çıkarması
  => Bizans Şaşırtıyor
  => 12 eylül dosyası
  => FETHİ NACİ: Cesur, Gerçekçi Ve Halkçı... İzzet Harun Akçay
  => SON OKUDUKLARIM- İzzet Harun Akçay
  => Sabahın yalnız kuşları-İzzet Harun Akçay
  => Bir Portre - Cahit Sıtkı TARANCI - Şükran KURDAKUL
  => ŞİİR NEDİR? Cahit Sıtkı TARANCI
  => Afşar TİMUÇİN - Şair Duyarlığı
  => Ahmet KÖKLÜGİLLER - Karacaoğlan'ın Yaşamı ve Şiirleri
  => Atilla ÖZKIRIMLI - Dadaloğlu ve Çevresi
  => Aysıt TANSEL - Metin Eloğlu
  ARAŞTIRMA-İNCELEME
  SÖYLEŞİ
  DENEME
  ATTİLA İLHAN
  ATTİLA İLHAN-KÖŞE YAZILARI
  E-KİTAP
  ANSİKLOPEDİK
  SATRANÇ VİDEO DERSLERİ DÖKÜMANLAR
  SATRANÇ OYNA
  ŞİİR
  DİL ANLATIM TÜRK EDEBİYATI - LİSE KAYNAK
  EDEBİYAT RADYO
  EDEBİYATIMIZDA ŞİİR ROMAN ÖYKÜ (dinle)
  100 TEMEL ESER (dinle)
  100 TÜRK EDEBİYATÇISI (dinle)
  SESLİ KİTAPLAR
  FOTOĞRAF ÇILIK
  E-DEVLET
  EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
  RADYO TİYATROSU
  ÖĞRETMEN KAYNAK
  EDEBİYAT TV
  SÖYLEŞİLER - BELGESELLER TV
  RADYO KLASİK
  TÜRKÜLER
  GAZETELER MANŞETLER
  ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
  DERGİLER - KİTAPLAR - KÜTÜPHANELER
  E-DERGİ
  KİM KİMDİR BİYOGRAFİLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EDEBİYAT OKYANUS
Aysıt TANSEL - Metin Eloğlu
Şaribül leyli ven nehar iki insan: Babam ve Metin Eloğlu Amcam (*) Aysıt TANSEL Metin Amcam (Eloğlu) çok rakı içerdi. İçmeye gündüzleri başlardı. Akşam da babamla beraber devam ederlerdi. Edebiyat öğretmeni annem Kalbiye Tansel, Metin Amcam için, “Şaribül leyli ven nehar.” demişti. Türkçesi “gece ve gündüz içer” anlamına geliyormuş. Onların bu kadar çok içmelerine bizler üzülürdük. Bir akşam babamla Metin Amcam Şehir Kulübü’ne gittiler. Gece, geç vakit, annemle ben yatarken hâlâ gelmemişlerdi. Geldikleri zaman rakı içmesinler diye ben, evdeki dolu rakı şişelerini toparlayıp görünmeyecek bir köşeye, oturma odasındaki kitap kutusunun arkasına sakladım. Onlar gelip yatmışlar. Sabahleyin erkenden annem, babam ve ben okullarımıza gittik. Bizler gittikten sonra kalkan ve resim çalışmaya başlayan Metin Amcam, rakı içmek istemiş, şişeleri bulamamış, evimizin yakınlarında rakı satan dükkân bulunmadığı için rakısız kalmış, öğleyin saat bir gibi babamla ben eve geldik. Metin Amcam telaşlı, babama rakı şişelerinin nerde olduğunu sormuş, babam da “bilmiyorum!” demiş. Sonra, beni yanlarına çağırdılar, “Rakı şişeleri nerede?” diye sordular. Ben de bir önceki akşam yaptığımı hatırlayıp, onlara rakı şişelerini sakladığım yeri gösterdim. Önce biraz kızar gibi oldular, ama sonra gülmeye başladılar. Metin Amcam yumurtanın beyazından nefret ederdi. Sebebini şöyle anlatmıştı. Küçükken bir gaz yağı şişesini, su şişesi sanarak tepesine dikmiş yanlışlıkla. Annesi Nahide Hanım, bu durum üzerine hemen bir kaç yumurtanın beyazını çırparak ona içirmiş. Gaz yağının zararlı etkisinden kurtulmuş, ama bundan sonra da yumurtanın beyazından nefret eder olmuş. Bu sebeple annem dikkat eder, terbiyeli kereviz yaptığı zaman filan yemeklere yumurta beyazı koymazdı. Bir akşam Metin Amcam’la babam, salonda içkilerini yudumlayıp sohbet ediyorlarken, annem mutfakta yemek yaptı. Ben de onlara sigara böreği hazırladım. Bilirsiniz, sigara böreğini sardıktan sonra, böreğin açılmaması için yufkaya azıcık yumurta akı sürülerek yapıştırılır. Ben de azıcık yumurta akından bir şey olmayacağını düşünerek öyle yaptım. Sonra yağda kızarttık ve bir tabak içeri salona götürdüm. Birkaç dakika geçmemişti ki Metin Amcam’la Babam beni çağırdılar. Ne olduğunu anlamak için, ama beğenmiş olduklarını düşünerek yanlarına koştum. Metin Amcam, “Gel bakalım Aysıt” dedi, “Bu sigara böreklerini kızartmadan önce bolca yumurta akına buladın mı?” Ben de yüzüm kıpkırmızı kesilerek “Azıcık yapıştırmak için kullandım” derken nasıl mahçup olmuştum. Rakı, turşu ve elmalı, güllü çorba Metin Amcam turşuyu çok severdi. Annem sonbaharda iki küp turşu kurardı. İçerisine patlıcan, salatalık, biber, domates vs. sebzeleri koyar, sarımsak dişleri, maydanoz, turşu otu eklerdi. Kış mevsimi ilerleyip salatalık vs. bittikçe, annem küp içine havuç, lahana eklerdi. Bu küplerden bir tanesi mutfaktaki çeşmenin altında dururdu. Metin Amcam, buradan bir tabak turşu doldurur, rakısına meze yapardı. Yaz aylarında ise kendisi günlük biber turşusu hazırlardı. Dolmalık veya sivri biberleri hafifçe haşlar, dilimleyerek derince bir tabağa dizerdi. Sarımsağı tuzla ezip, sirke ile karıştırıp biberlerin üzerine dökerdi. Birgün sonra bu harika bir biber turşusu olurdu. Yaz aylarında bunu yapardı. Babam da Metin Amcam da çok severlerdi. Akşamları rakı mezesi olarak masaya gelirdi. Metin Amcam mutfak işlerinde çok becerikli idi. Çok iyi yemek yapardı ve yemek yapmasını severdi. Akşamları rakı içip yemek yedikten sonra, yatmadan önce de bir şeyler yer içerlerdi. Bu genellikle babamın yaptığı çorba olurdu. Babam, çorbanın içerisine elma doğrardı. Ayrıca, çorbanın içerisine gül çiçeği yaprakları da koyarmış. Çok lezzetli bir çorba olurdu. Eğer hâlâ uyumamışsak çorbadan bizler de içerdik. Gece yarısı yaptıkları şeylerden biri de kaşarlı peynir kanapesi idi. Bunu da Metin Amcam yapardı. Ekmek dilimini ufak karelere böler, üzerine kaşar peyniri ve maydanoz koyar, en üstüne de kırmızı biber ekerdi. Bunu elektrikli ocakta hafifçe kızartırdı. Peynirler erir ve hemen bir tabakta masaya getirirdi. Çok lezzetli olurdu. Yemekten açılmışken, Metin Amcam bana “Zıp zıp köftesi” yapmasını öğretmişti. Kıymadan yapılıyordu. Bahçede bol maydanoz olduğu için, içerisine bol maydanoz konuyordu. İçerisine suda ıslatılmış ekmek içi konuyordu. Yuvarlak top gibi şekil verilip bol zeytinyağında kazırtılıyordu. Ayrıca, zeytinyağlı biber dolması yapmasını da Metin Amcam’dan öğrenmiştim. İçini hazırlarken pirinci bana ayıklatmıştı. Soğanı ince doğramıştı. Bahçeden nane toplayıp doğramıştık. İki küp kesme şeker koymuştu. Sonra dolmalık biberleri, fazla sıkıştırmadan hafifçe bastırarak doldurmuştu. Tadı hâlâ damağımda, çok lezzetli bir biber dolması olmuştu. Metin Amcam bir de patlıcanlı börek yapardı hazır yufkadan. Önce patlıcanlar közlenir, soyulur, doğranır, yeşil biber, soğan ile kavrulur iç hazırlanırdı. Sonra, tepsiye bir yufka parçası bütün olarak konur, üzerine yoğurt-süt-yağ karışımı gezdirilir. Bir kat daha yufka parçaları konur, yine yoğurt-süt-yağ karışımı gezdirilir. Bu, bir kaç defa tekrar edildikten sonra, hazırlanmış olan patlıcan içi döşenir ve üzeri yine aynı şekilde bir kaç kat yufka, yoğurt-süt-yağ karışımı ile bezenir. Bundan sonra elektrik ocağında altı-üstü kızartılır. Çok güzel börek olurdu. Konya’da yapılan tablolar Bir yaz, Metin Amcam Konya’da, bizde üç ay kadar kaldı. Konya Öğretmenler Derneği’nin sipariş verdiği büyük bir tabloyu yaptı. Bu kocaman tablo, misafir odamızda bir duvardan öteki duvara kadar uzanıyordu. Odanın iki ucunda duran iki koltuğun kolları üzerine yerleştirilmişti. Sabahları kalkar, bu tablo üzerinde çalışırdı. Ben Haziran sonunda, liseyi yatılı okuduğum Adana’dan Konya’ya dönünce, bu tablo üzerinde çalışıldığını gördüm. Bir gün bana, Metin Amcam “Gel sana ödev vereyim” dedi. Tablodaki genç adamlardan birinin gömleğini puantaj yapmamı istedi. Ben de özene bezene yaptım. Tabii, o öyle kalmadı. Kendisi üzerinden geçti, değiştirdi. Tablo çok anlamlı bir tablo idi. Ön planda bir kadın, bir erkek öğretmen vardı. Bu iki kişinin yüzünü hâlâ hatırlarım. Kararlı bir ifade vardı yüzlerinde. Arka planda, başka figürler vardı; bir tanesini Köy Enstitülü diye nitelendirmişlerdi babamla. Yarı aydınlanmış, yarı aydınlanmamış insan figürleri vardı. Bir de karanlık güçleri temsil eden figürler... Ön plandaki kararlı öğretmen çift, yılan ve çiyanların olduğu bir ortamda gururla ilerliyor, göğüs geriyorlardı. Çok anlamlı, güzel bir pano idi. Bittiğinde, Öğretmenler Derneği’nin, o zaman yeni olan salonunun duvarına monte edilmişti. Hâlâ orada duruyor olmalı. Metin Amcam Konya’da kaldığı sürelerde bir çok tablo yapardı. Bunlardan bir tanesi ablam Çiğdem’in portresi idi. Bu tablo üzerine çok uğraştı. Annem, “Çiğdem’e benzemiyor” dedi. Bunun üzerine bozdu, yeniden yaptı. Elinde bir çiçek tutan kız portresi idi. Ablam Çiğdem, Adana’ya okula gittiği zaman, Çiğdem’in fotoğrafına bakarak çalıştı. Bir yıl bitiremedi. Ertesi yıl geldiğinde yeniden uğraştı. Sonunda bitirdi. Ayrıca amcamın kızları, Aysel ile Ayşe’nin resimlerini de yapmıştı. Metin Amcam’ın bir gelişi Sonbahar idi. Ben orta bir veya ikideydim. Türkçe öğretmenimiz Cumhuriyet Bayramı tatili için ödev vermişti. Cumhuriyet Bayramı ile ilgili duygularımızı yazacaktık. Ben, uğraştım bir sayfa yazdım. Metin Amcam’a getirdim, okumasını istedim. Okudu, sesini çıkarmadı, elime geri verdi. Ben illa ki bir tepki almak istiyordum. “Bu ödeve, on üzerinden kaç verirsiniz?” diye ısrar ettim. Durdu durdu, “Beş veririm” dedi. Nasıl bozulduğumu, üzüldüğümü hatırlıyorum. Demek ödevi begenmemişti, ama yine de geçer bir not vermişti. O sırada ikisi de öğretmen olan annem ve babamın bana teselli sözleri söylediklerini ve bunun üzerinde durmadıklarını hatırlıyorum. Evlerinin önü mersin Akşamları, Metin Amcam’la babam rakılarını içerlerken, bazan ağabeyimden saz çalmasını isterlerdi. Ağabeyim de sazını akord eder çalardı. Babamın en sevdiği türkü, “Evlerinin Önü Mersin” türküsüydü. Ayrıca, “Gesi Bağlarında Dolanıyorum” türküsünü de severdi. Bir de “Devem Yüksek Atamadım Kilimi”... Metin Amcam, bir seferinde bana armağan olarak İstanbul’dan bir kitap yollamıştı: İliad ve Odyssey. İngilizce büyük boy, resimli, çok güzel ciltli bir kitaptı. Hâlâ saklarım bu kitabı. İliad ve Odyssey’in özeti idi. İngilizcesi çok güzel ve resimleri orijinaldi. Okumaya çalışmıştım. Ama asıl, İngilizce öğrenmeye yoğun olarak zaman ayırdığım üniversite yıllarımda bu kitabı okumuş, ödev hazırlamakta kullanmıştım. Metin Amcam, ablam Çiğdem’e ve bana “prenses” derdi. Mektuplarında bizlerden bahsederken “prensesler” diye bahsederdi. Nedenini bilmiyorum. Belki annemiz ve babamız bizlere çok ihtimam gösterdikleri içindir. Metin amcamın gelişlerinden birinde ben tavşan besliyordum. Orta bir veya orta ikide olduğumu sanıyorum. Sekiz tane yavru tavşan, bir de anne tavşan olmak üzere tam dokuz tavşanım vardı. Sabahları okula gitmeden önce yiyeceklerini verirdim. Akşam yine beslerdim. Bazan yuvalarından çıkıp bahçede serbest bırakır sonra tekrar yuvalarına koyardım. Onları toparlamak çok zor olurdu, onun için çok sık serbest bırakmazdım. Bir de babamın güllerinin körpe filizlerini yiyiverirlerdi. O zaman üzülürdüm. Babam onları beslemem için kışın bir at arabası dolusu lahana almıştı. Her gün bir-iki lahana yuvalarına yuvarlardım. Yerlerdi. Bu tavşanlarla çekilmiş bir çok fotoğrafım var. Onlar benim için çok hoş bir oyalantıydı. Metin Amcam, sonbaharda, İstanbul’a dönerken, tavşanlardan bir çift götürmek istedi. Ben ise kesinlikle tavşanlarımı vermeye kıyamıyordum, sesimi çıkarmıyordum. Ama sonunda “olur” demek zorunda kalmıştım. Çünkü, “hayır” dememin doğru olmayacağı konusunda annem ve babam ikaz etmişlerdi. Halbuki, komşularımızdan Matematik öğretmeni Hilmi Beyler benden tavşan istiyorlardı, ama ben vermiyordum. Metin Amcam giderken bir sepetin içerisine iki tavşan koyduk. Biri erkek, biri dişi olarak seçildi. Trende gittiler. İstanbul’da Hasan, tavşanlardan çok hoşlanmış. Metin Amcam, mektuplarında tavşanlardan bahsederdi hep. Önceleri evde beslemişler, sonra Güzin Teyzelerin çiftliğine yollamışlar. Ama bahar gelip de tavşanlar üremeyince, “Acaba iki erkek veya iki dişi tavşan mı getirdik?” diye mektuplarında hayıflanmıştı. Daha sonra bahar geldiği zaman bizim tavşanlar bir çoğaldı, bir çoğaldı. Onları besleyemez olduk. Annemle babam tavşanları isteyenlere vermem konusunda beni uyardılar. Bu sefer tavşanların hepsini dağıttık. Böylece tavşan serüvenim de bir yıl sonra sona ermişti. (*) Pencere Dergisi, Mart-Nisan 2002, Sayı: 32
İLETİŞİM edebiyatokyanus@gmail.com  
   
edebiyatokyanus 644689 ziyaretçi (1184176 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol